• Sonuç bulunamadı

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ"

Copied!
190
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İLAHİYAT ANABİLİM DALI DİN PSİKOLOJİSİ BİLİM DALI

DİNDARLIK VE RUH SAĞLIĞI İLİŞKİSİ (Yüksek Lisans Tezi)

FATMA ŞENGÜL

İSTANBUL, 2007

(2)

T.C.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İLAHİYAT ANABİLİM DALI DİN PSİKOLOJİSİ BİLİM DALI

DİNDARLIK VE RUH SAĞLIĞI İLİŞKİSİ (Yüksek Lisans Tezi)

FATMA ŞENGÜL

DANIŞMAN

PROF. DR. VEYSEL UYSAL

İSTANBUL, 2007

(3)
(4)

ÖNSÖZ

Kişinin ruh sağlığı; içine doğduğu “çevre”yle kurduğu etkileşim ve iletişim, hayatın kendisine atfettiği anlam, yaşadığı tecrübeleri algılama ve yorumlama şekliyle iç içe geçmiş durumdadır. Dinî inanç, değer ve uygulamalar; sağladıkları sosyal destek ağları, hayata dair sundukları anlam çerçevesi, temin ettikleri başa çıkma tarzları vb.

yollarla ruh sağlığını etkilemektedir.

Her ne kadar geleneksel psikoloji ve psikiyatri, insan hayatındaki önemli psikolojik işlevlerine rağmen, dinin insan için anlam ve önemini göz ardı etmişse de, artık “maneviyata daha açık” bir Zeitgeist’ın baş göstermesiyle tablo değişmeye başlamıştır. İnsanoğlunun “durumu”nu açıklama noktasında “sonuç- sebep ilişkileri”

öne süren bilim ile “anlam” temin eden dinin rekabeti; “insanın iyiliğini isteme” ortak amacı doğrultusunda işbirliğine doğru evrilmeye başlamıştır. Zira, küresel planda alarm verici boyutlara ulaşacağı öngörülen ruhsal rahatsızlık oranlarındaki artış bu işbirliğini kaçınılmaz kılmaktadır.

Alan araştırması olarak tasarlanan bu çalışmada, dindarlığın boyutları ile ruhsal rahatsızlık belirtileri arasındaki etkileşim ve ilişki bir örneklem üzerinden, demografik özellikler de dikkate alınarak incelenmiştir.

Bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde en büyük paya sahip, maddî-manevî desteğini hiçbir zaman esirgemeyen tez danışmanım ve hocam Prof. Dr. Veysel UYSAL’a teşekkürü bir borç bilirim. Kıymetli eleştiri ve yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Ali KÖSE ve Doç. Dr. Ali Ulvi MEHMEDOĞLU’na ayrıca teşekkür ederim.

Yüksek lisans eğitimim boyunca gösterdiği anlayış ve destekten dolayı müdürüm Muhammet ÇAYIR’a minnettarım. Son olarak, koşulsuz fedakârlık, sevgi ve bağlılıkları için ablam, eşim ve kızıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Fatma ŞENGÜL İstanbul, 2007

(5)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No ÖNSÖZ ...V İÇİNDEKİLER ...VI TABLOLAR LİSTESİ ...XI ŞEKİLLER LİSTESİ ...XII KISALTMALAR...XIII

GİRİŞ

I. ARAŞTIRMANIN KONUSU ...1

II. ARAŞTIRMANIN AMACI VE PROBLEMLER ...2

III. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ...3

IV. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ...5

A. Dindarlık ve Demografik Değişkenlerle ilgili Hipotezler ...5

B. Ruh Sağlığı ve Demografik Özelliklere Ait Hipotezler...5

C. Dindarlık ve Ruh Sağlığı İlişkisiyle İlgili Hipotezler...7

V. ARAŞTIRMANIN ÖNKABULLERİ VE SINIRLILIKLARI...7

A. Araştırmanın Ön Kabulleri ...7

B. Araştırmanın Sınırlılıkları ...8

VI. RUH SAĞLIĞI VE DİNDARLIK İLİŞKİSİYLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR...8

A. Ülkemizde Yapılan Araştırmalar...8

B. Ülke Dışında Yapılan Araştırmalar ...13

I. BÖLÜM TEORİK ÇERÇEVE

I. DİN VE DİNDARLIK...19

A.Dinin Tanımı ...19

1. Din Tanımlarının Sınıflandırılması... 19

a. İlahi ve Beşeri Tanımlar ...20

b. Bireysel- Sosyal- Psiko-sosyal Bakış Açısına Göre Tanımlar ...20

c. Teolojik, Ahlaki, Felsefi, Sosyolojik, Psikolojik Tanımlar...20

(1) Özsel Tanımlar...20

(2) İşlevsel Tanımlar...21

(3) Özsel- İşlevsel Tanımlar ...22

B. Dindarlık Tipleri ...23

1. Dindarlık Tipleri Tanımlarının Sınıflandırılması ...23

a. Bireysel ve Toplumsal Eksene Dayalı Sınıflamalar ...23

b. Sosyo- Kültürel Yapıdaki Anlam ve İçeriğe Dayalı Tanımlar...24

c. İbadet Boyutuna Dayalı Tanımlar ...24

d. Kişilikle Kurulan İlişkiye Dayalı Tanımlar ...25

C. Dini Hayatın Boyutları ...25

1. İnanç Boyutu...26

2. İbadet Boyutu...26

3. Tecrübe Boyutu ...27

(6)

4. Bilgi Boyutu...27

5. Etki Boyutu...27

D. Din- Maneviyat Ayırımı ...27

1. Maneviyatın Tanımlanması ...28

2. Maneviyatın Boyutları ...29

3. Maneviyat- Din Farkı ...29

II. RUH SAĞLIĞI KAVRAMI...31

A. Ruh Sağlığının Tanımlanması ...31

1. Zihin (Mind)- Ruh (Spirit-Soul) Tartışması ...31

2. Ruh Sağlığı- Ruh Hastalığı İlişkisi ...31

3. Normal- Normal dışı Ayırımı ...32

a. Belirti- Teşhis Modeli (Kategorik Yaklaşım)...32

b. Belirti- Teşhis Modeli (Kategorik Yaklaşım) Eleştirileri...33

c. Süreklilik (Continuum) Modeli (Boyutsal Yaklaşım ...34

4. Literatürdeki Ruh Sağlığı Tanımları...36

5. Ruh Sağlığının Önemi ...38

B. Ruhsal Rahatsızlık Belirtileri...39

1. Somatizasyon (Bedenselleştirme)...40

a. Tanımı ...40

b. Belirtileri ve Teşhisi ...40

c. Tedavi Yöntemleri...43

2. Depresyon ...44

a. Tanımı ...44

b. Belirtileri ve Teşhisi ...45

c. Depresyon Türleri...45

(1) Majör Depresyon...45

(2) Reaktif Depresyon...46

(3) Psikotik Depresyon ...46

d. Tedavi Yöntemleri...46

e. Depresyon- İntihar İlişkisi...47

3. Anksiyete (Bunaltı- Kaygı) Bozukluğu ...47

a. Tanımı ...47

b.Anksiyete Bozukluğu Türleri ...47

(1) Fobiler (Fobik Anksiyete)...48

(a)Türleri...48

4. Hostilite...50

5. Olumsuz Benlik ...50

a. Benlik Tasarımı- Benlik Kavramı ...50

b. Benlik Tasarımının Yapısı...53

c. Benlik Tasarımının Gelişimi...54

d. Benlik Tasarımına İlişkin Kuramsal Görüş ve Yaklaşımlar...57

e. Benlik Değeri ...58

f. Benlik Saygısı...59

g. Benlikle İlgili Araştırmalar...59

C. İslam’da Ruh Sağlığı...62

1. İslami Psikoloji’nin Temel Prensipleri ...63

a. Tevhid Prensibi...63

b. Ahlaki Prensip...63

(1) Ölçü-Denge-Mizan- Adalet- İtidal Kavramları...63

(7)

2. İslam’ın Ruh Anlayışı...65

a. Ruh- Beden İlişkisi ...65

(1) İslam Düşünürlerinin Ruh- Beden İlişkisine Yaklaşımları ...65

(2) Ruh- Kalp İlişkisi ...68

(3) İslami Nefs (Benlik) Modeli ve Tezkiye Kavramı...68

3. İslam’da Ruh Sağlığı’yla İlgili Temel Kavram, Değer ve Uygulamalar ...69

a. İman, Salih Amel, Takva...69

b. İslam’da Ruh Sağlığını Koruyucu ve Güçlendirici Diğer Uygulama ve Değerler ...70

c. İslami İbadet ve Ritüellerin Ruh Sağlığı’yla İlişkisi ...73

d. İslam’ın Ruhsal Rahatsızlığa Bakışı...75

III. DİN- DİNDARLIK VE RUH SAĞLIĞI İLİŞKİSİ...77

A. Din- Bilim-/Psikiyatri/ Psikoloji Çatışması...77

1. Çatışmanın Geçmişi ...77

2. Din- Bilim İlişkisinin Günümüzdeki Durumu...77

a. Doğacı (Naturalistic) Bakış Açısından Bütüncül (Wholistic) Bakış Açısına Doğru Bilimsel Paradigma Değişimi...78

3. Günümüzde Psikiyatri ve Psikolojinin Dine Bakışı...79

4. İslam Dünyasındaki Gelişmeler...81

B. Empirik Çalışmalar ve Meta-analizleri ...85

1. Meta-Analizler...85

2. Araştırma Sonuçlarının Farklılıklarının Sebepleri...87

a. Din ve Ruh Sağlığı Olgularının İşlemsel Tanımlarının Araştırma Sonuçlarına Etkisi...87

C.Dinin Ruh Sağlığı Üzerinde Etkili Olduğu Alanlar ...90

1. Dinin Beden Sağlığıyla İlişkisi ...90

2. Dinin Genel Esenlik Hissi (General Well-Being) İle İlişkisi...92

3. Din- Depresyon İlişkisi...93

4. Din- İntihar İlişkisi ...94

5. Din- Kaygı İlişkisi ...95

D. Dinin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkisinin Mekanizmasına Dair İzahlar...95

1. Anlam Sistemi Olarak Din...95

a. İçselleştirme; İçe Yansıtma ve Özdeşleşme ...96

2. Denetim Odağı /Atıflar ...97

3. Başa Çıkma Stilleri ...98

a. İşbirlikçi Stil...98

b. Erteleyeci Stil...98

c. Kendi Yönlendirici (Self- Directing) Stil ...98

d. Yalvarmacı veya Pazarlıkçı Stil...98

4. Sosyal Destek...99

5. Duyguların Fizyolojik Etkisi ...99

6. Mimari ve Çevre ...99

(8)

II. BÖLÜM YÖNTEM

I. ARAŞTIRMA MODELİ...102

II. EVREN VE ÖRNEKLEM ...103

III.ARAŞTIRMAYA KATILANLAR VE NİTELİKLERİ...104

IV.VERİ TOPLAMA ARAÇLARI...109

A. Kişisel Bilgi Formu...109

B. Kısa Semptom Envanteri ve Puanlaması...109

C. Dindarlık Ölçeği ve Puanlaması ...113

V. VERİLERİN TOPLANMASI VE İSTATİSTİKSEL ANALİZİ ...115

III. BÖLÜM BULGULAR VE YORUMLAR

I. İÇ TUTARLILIK ve FAKTÖR ANALİZLERİ ...117

A. Kısa Semptom Envanteri (KSE) ...117

B. Dindarlık Ölçeği...117

II. DİNDARLIK ve RUH SAĞLIĞI ...118

A. Dindarlığı Yansıtan Tutum ve Algılar ...118

B. Dindarlığın Alt Boyutları ...119

C. Ruhsal Rahatsızlık Belirti Boyutları ...120

III. DİNDARLIK, RUH SAĞLIĞI ve DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER...121

A. Dini Değerlerler-Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Cinsiyet ...122

1.Dindarlıkla İlgili Tutumlar ve Cinsiyet...122

2.Dindarlık Boyutları ve Cinsiyet...123

3. Ruh Sağlığı ve Cinsiyet...125

B. Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Medeni Durum ...126

1. Dindarlık ve Medeni Durum...126

2. Ruh Sağlığı ve Medeni Durum ...128

C. Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Mesleki Durum...129

1. Dindarlık ve Mesleki Durum...129

2. Ruh Sağlığı ve Mesleki Durum ...131

D. Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Sosyal Çevre ...132

1. Dindarlık ve Sosyal Çevre...132

2. Ruh Sağlığı ve Sosyal Çevre ...133

E. Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Yaş Grupları ...134

1. Dindarlık ve Yaş Grupları ...134

2. Ruh Sağlığı ve Yaş ...136

(9)

F. Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Tahsil Durumu ...137

1. Dindarlık Ve Tahsil Durumu...137

2. Ruh Sağlığı ve Tahsil Durumu ...139

G. Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Gelir Grubu ...139

1. Dindarlık ve Gelir Grubu ...139

2. Ruh Sağlığı ve Gelir Grubu...140

IV. DİNDARLIK ve RUH SAĞLIĞI DEĞİŞKENLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER...142

A. Dindarlık Ve Ruh Sağlığı Değişkenleri Arasındaki Genel İlişkiler ...142

1.Dindarlık ve Ruh Sağlığı Uzmanına Başvuru Durumu...142

2. Sıkıntıdan Etkilenme Derecesi ve Ruh Sağlığı...143

3. Sıkıntıdan Etkilenme Derecesi ve Dindarlık ...144

B. Dindarlık Ve Ruh Sağlığı Arasındaki İlişkisel Yapı...146

SONUÇ ...

150

BİBLİYOGRAFYA...

156

EKLER ...

170

(10)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Geleneksel ve Yeni Paradigmanın Bakış Açıları ...105

Tablo 2: Deneklerin Cinsiyete Göre Dağılımı...104

Tablo 3: Deneklerin Yaşlara Göre Dağılımı...104

Tablo 4 : Deneklerin Medeni Duruma Göre Dağılımı ...105

Tablo 5: Deneklerin Sosyal Çevreye Göre Dağılımı ...105

Tablo 6: Deneklerin Tahsil Durumuna Göre Dağılımı ...105

Tablo 7: Deneklerin Öznel Gelir Algısına Göre Dağılımı ...106

Tablo 8: Deneklerin Mesleklere Göre Dağılımı ...106

Tablo 9: Deneklerin Ruh Sağlığı Uzmanına Başvuru Durumuna Göre Dağılımı ...107

Tablo 10: Deneklerin Teşhis- Tanı Alma Durumuna Göre Dağılımı ...107

Tablo 11: Kendi Beyanları Çerçevesinde Teşhis Türüne Göre Dağılımı...107

Tablo 12: Deneklerin Sıkıntı Yaşama Durumuna Göre Dağılımı...108

Tablo 13: Deneklerin Sıkıntı Türüne Göre Dağılımı ...108

Tablo 14: Deneklerin Sıkıntıdan Etkilenme Derecesine Göre Dağılımı...109

Tablo 15:Deneklerin Öznel Dindarlık Algısı ve Dini Önemseme Dereceleri ...118

Tablo 16: Deneklerin Dindarlık Boyutları ve A. Ortalamalar ...119

Tablo 17:Deneklerin Ruhsal Rahatsızlık Belirtilerine Göre Durumu ...120

Tablo 18: Dini Değerler (öznel Dindarlık Algısı ve Dinin Önemi) ile İlgili Tutumların Cinsiyete Göre Analizi………...………..122

Tablo 19: Dindarlığın Cinsiyete Göre Analizi...123

Tablo 20: Ruh Sağlığına Göre Cinsiyet Analizi ...125

Tablo 21: Dindarlığa Göre Medeni Durum Analizi...127

Tablo 22: Erkek Deneklerde Dindarlığa Göre Medeni Durum Analizi ...128

Tablo 23: Ruhsal Rahatsızlık Belirtilerine Göre Medeni Durum Analizi...128

Tablo 24: Erkek Deneklerde Ruh Sağlığına Göre Medeni Durum Analizi...129

Tablo 25: Dindarlığın Mesleki Duruma Göre Analizi ...131

Tablo 26: Ruh Sağlığına Göre Mesleki Durum Analizi...131

Tablo 27: Dindarlıkla İlgili Tutumların Sosyal Çevreye Göre Analizi...132

Tablo 28: Öznel Dindarlık Algısı ve Yaş Gruplarının Aritmetik Ortalamaları...134

Tablo 29: Dine Verilen Önem ve Yaş Gruplarının Aritmetik Ortalamaları...134

Tablo 30: Kadın Deneklerde Dinin Bilgi- İbadet Boyutunun Yaş Gruplarına Göre Aritmetik Ortalamaları ...135

Tablo 31: Depresif Belirtiler ve Yaş Gruplarının Aritmetik Ortalamaları ...136

Tablo 32: Bilgi İbadet Boyutu ve Tahsil Gruplarının Aritmetik Ortalamaları ...138

Tablo 33: Tecrübe-Etki Boyutu ve Tahsil Gruplarının Aritmetik Ortalamaları...138

Tablo 34: Depresif Belirtiler ve Gelir Grupları Aritmetik Ortalamaları ...141

Tablo 35: Erkek Deneklerde Depresif Belirtiler ve Gelir Grupları Aritmetik Ortalamaları ...141

Tablo 36: Dindarlığın Ruh Sağlığı Uzmanına Başvuru Durumuna Göre Analizi ...142

Tablo 37: Sıkıntıdan Etkilenme Derecesi ve Düzeyleri Arasındaki İlişki ...143

Tablo 38: Sıkıntıdan Etkilenme Derecesi ve Dindarlık Boyutlarını Oluşturan Tutumlar Arasındaki İlişkiler... 145

Tablo 39: Dindarlık- Ruh Sağlığı İlişkisi (Korelasyon Katsayıları) ...147

(11)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 : “Hastalığın İçinde Sağlık”, İki Süreklilik Modeli ...35

Şekil 2 : Genel Benlik ve Alt Benlik Tasarımlarının Hiyerarşik Yapısı ...53

Şekil 3 : Chattopadhyay’ın (2005) Biyo-sosyo-kültürel Modeli...84

Şekil 4 : Araştırma Modeli...103

(12)

KISALTMALAR

age : adı geçen eser agb : adı geçen bölüm agbr : adı geçen broşür agm : adı geçen makale ags : adı geçen sunum agsöz. : adı geçen sözlük agr : adı geçen rapor agt : adı geçen tez ANOVA : Varyans Analizi

APA : Amerikan Psikologlar Birliği ACA : Amerikan Danışmanlar Birliği Art. Ort. : Ortalama

Bkz. : Bakınız

C. : Cilt

Çev. : Çeviren

DSM-III : Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (The Diagnostic and Statistical Manual for Mental Disorders) 3. Baskısı

DSM- IV : Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (The Diagnostic and Statistical Manual for Mental Disorders) 4. Baskısı

Ed. : Editör

İFAV : İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları

MMPI : Minesota Çokyönlü Kişilik Envanteri (Minnesota Multiphasic Personality Inventory)

N : Denek Sayısı

S. : Sayı

s. : sayfa numarası Std. S. : Standart Sapma TDV : Türkiye Diyanet Vakfı TPD : Türk Psikologlar Derneği

vb : ve benzeri

vd : ve diğerleri

Yay. : Yayınları, Yayınevi

(13)

GİRİŞ I. ARAŞTIRMANIN KONUSU

Son yıllarda yapılan araştırmalar, dinî ve manevî değerler ile ruh sağlığı arasında olumlu ilişkiler ortaya koymaktadır. Bu bulgular kaçınılmaz olarak dikkatleri dinin insan hayatındaki konumuna odaklandırmaktadır.

Alan araştırması olarak tasarlanan bu çalışmanın ana konusunu, dindarlık ve ruh sağlığı olguları oluşturmaktadır. Ayrıca dindarlık ile demografik özellikler ve ruh sağlığı ile demografik özellikler arasındaki ilişkinin tespit ve analizi de bu araştırmanın kapsamındadır.

Ruh sağlığını tanımlamak normal ile anormal, hasta ile sağlıklı veya iyi ile kötü sağlık arasında kesin çizgi çizmek mümkün görülmediği için zor olsa da1 ve literatürde üç farklı yaklaşımdan bahsedilse de2, en yaygın şekilde “olumlu ruh halinde oluş” ve “öznel tatmin sağlama” olarak tanımlanabilir. Buna kişinin psiko-sosyal yeterliliğe (çevresiyle kolay etkileşim kurma yeteneğine sahip olması ve kendi duygu, düşünce ve davranışlarını düzenleyebilmesi) sahip olma kriteri de eklenebilir. Ruh sağlığının işlemsel tanımı, araştırmamızda kullandığımız ölçme aracının varsayımından hareketle, psikolojik rahatsızlık belirten semptomların olmayışı şeklinde yapılmıştır.

Klinik belirtilere göre yapılan bu tanımlama ruh sağlığını tersinden tanımlama anlamına da gelmektedir. Buna göre ruh sağlığı ruhsal rahatsızlık taşımama halidir.3

Din, insanın kendisiyle, kutsalla ve evrenle ilişkilerini düzenleyen bütüncü bir sistemdir. Her din bir yandan beraberinde getirdiği dünya görüşü ile inanan insanların sosyal çevreleriyle nasıl bir ilişki içerisinde olmaları gerektiğini düzenlemeye çalışırken, bir yandan da mensuplarının zihinsel ve duygusal yapıları üzerinde

11 Acar Baltaş- Zuhal Baltaş, Stres ve Başaçıkma Yolları (11. Basım), Remzi Kitabevi, İstanbul 1991, s. 191; Holm, N. G., Scandinavian Psychology of Religion, Abo Academi, Abo 1987, p.137.

2 M. Weinborn, , A Theoretical Approach to the Religion- Mental Health Connection: Initial Exploration of a Religious Orienting System (Unpublished Doctoral Thesis), Bowling Green State University 1999, pp. 4-5.

3 Halil Ekşi, Başa Çıkma, Dinî Başa Çıkma ve Ruh Sağlığı Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma, Eğitim, İlahiyat ve Mühendislik Fakültesi Öğrencilerinin Karşılaştırılması (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 2001, s. 14.

(14)

şekillendirici etkide bulunarak onların psiko-sosyal uyumlarının yönünü ve yoğunluğunu belirlemektedir.4

Bütün dinler getirdikleri ilkeler ve düzenlemelerle insanın ruh sağlığını korumayı ve sürdürmeyi amaçlamaktadır. Din hayatı anlamlandırmada, yaşanılan sıkıntılara göğüs germede, emniyet ve güven duygusuna temel oluşturmada önemli bir yere sahiptir.5 Din, insanın güven, sığınma, koruma, dayanma, kabul görme, sevilme gibi en ilkel ihtiyaçlarına cevap verdiği kadar, hayatı çekilir kılan umut, iyimserlik gibi temel dinamikleri; fedakârlık, sorumluluk, üretkenlik gibi insanı insan yapan psiko- sosyal unsurları da destekler. Bütün bunların yanında din, hayatın korkutucu, endişe verici yanlarını dile getiren dramatik olaylara, ölüm ve ölüm sonrası hayat gibi anlaşılması zor bir takım tecrübelere karşılık gelebilecek eşsiz telafi mekanizmaları sunarak hayatı yaşamaya değer kılmada yardımcı olur. 6

Din ve ruh sağlığı arasındaki ilişki üzerine tartışma, din psikolojisinin en tartışılan alanlarından biri olup, birbirinden farklı araştırma sonuçları dikkat çekmektedir. Ancak şu kadarını söyleyebiliriz ki, geçmişte yapılan pek çok araştırmanın üst analizleri, dinin ve ruh sağlığının işlemsel tanımlarının ve boyutlarının araştırma sonuçlarını etkilediğini ortaya koymaktadır. Özetle, günümüzde, din-ruh sağlığı ilişkisi Din Psikolojisi’nin en ilgi çeken, en çok araştırma yapılan ve en çok tartışılan konularının başında gelmektedir.

II. ARAŞTIRMANIN AMACI VE PROBLEMLER

Bu araştırmanın amacı, katılımcıların dindarlık düzeyleriyle ruh sağlıkları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Öncelikle katılımcıların demografik özelliklerine göre dindarlık ve ruh sağlığı düzeylerindeki farklar ortaya konacak, daha sonra ise dindarlık ve ruh sağlığı arasındaki ilişki ele alınacaktır.

4 Asım Yapıcı- Hasan Kayıklık, “Ruh Sağlığı Bağlamında Dindarlığın Öz Saygı ve Kaygı ile İlişkisi:

Çukurova Üniversitesi Örneği”, Değerler Eğitimi Dergisi, 3 (9), s. 177.

5 M. E Köktaş, Türkiye’de Dinî Hayat, İşaret Yayınları, İstanbul 1993, s. 78, 130-132.

6 Abdülkerim Bahadır, “Ergen Kişiliği Bağlamında Din- Kişilik İlişkisi”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.14, 2002, s.111.

(15)

Bu çerçevede “katılımcıların dindarlık düzeyleri ile ruh sağlıkları arasında nasıl bir ilişki vardır?” sorusu araştırmanın temel problemini oluşturmaktadır. Ayrıca araştırmada şu sorulara da cevap aranacaktır:

“Katılımcıların dindarlık düzeyleri ve psikolojik rahatsızlık belirti düzeyleri arasındaki ilişki, cinsiyet değişkenine göre farklılık göstermekte midir?”

“Katılımcıların dindarlık ve psikolojik rahatsızlık belirti düzeyleri arasındaki ilişki, yaş değişkenine göre farklılık göstermekte midir?”

“Katılımcıların dindarlık ve ruh sağlığı düzeyleri arasındaki ilişki, sosyo- ekonomik değişkene göre farklılık göstermekte midir?”

“Katılımcıların dindarlık ve psikolojik rahatsızlık belirti düzeyleri arasındaki ilişki, yaşamlarının çoğunu geçirdikleri sosyal çevre değişkenine göre farklılık göstermekte midir?”

III. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ

Araştırmanın temel amacı, dindarlık ile ruh sağlığı arasındaki ilişkinin bir örneklem üzerinden incelenmesidir. Dinin insan sağlığına katkılarının bilimsel verilerle ortaya konması; ayrıca demografik ve olgusal durumlara göre din- ruh sağlığı ilişkisindeki farklılıkların incelenmesi hedeflenmektedir.

Din, kendisine inananlara hem bu dünyada, hem de ahirette mutlu olmanın yollarını sunan ve bu amaçla düzenlemeler getiren bir sistemdir.

Din, bireyin başta günlük hayatın problemleriyle başa çıkmada olmak üzere bir çok yönüyle ruh sağlığı açısından önem arz etmekte ve dolayısıyla da onun davranışını şekillendiren en önemli ve güçlü faktörlerden biri olarak bilim dünyasının dikkatini çekmektedir.

Dünyada gerek Din Psikolojisi gerek Psikiyatri alanlarının geçmişine baktığımızda, her ne kadar klasik anlamda dinin ve psikiyatrinin birbiriyle uzlaşmaz

(16)

olduğuna dair görüşler baskın olsa da, bugün literatürde, hızlı şehirleşme7, küreselleşme8, göç, bireysellik kültürü9 vb. modern hayata dair olguların bireylerin ruh sağlığı için tehdit oluşturduğuna dair ciddi bulguların ışığı altında dinin; baş etme stili, denetim odağı, sosyal destek ağı sağlama, fiziksel etki, mimari çevre vb. ara faktörler yoluyla kişisel ruh sağlığını korumada önemli bir işleve sahip olduğuna dair giderek artan araştırma sonuçları dikkat çekmektedir.10

Öte yandan kendi yazınımızda dünya literatürüyle kıyaslandığında konu hakkında bir kısmı dolaylı az sayıda çalışma bulunmaktadır11. Türk Psikologlar Derneği’nin bildirdiğine göre, Dünya Sağlık Örgütü’nün bir araştırması dünyada yeti yitimine en çok yol açan on hastalıktan beşinin ruh sağlığı ile ilgili hastalıklar olduğunu ortaya koymakta12, 2020 yılına kadar dünyada en büyük sağlık probleminin ruhsal bozukluklar olacağı bildirilmekte13 ve ne yazık ki ruhsal sorunu olanların toplumdan dışlanmadığı ve son derece özenli bakım geleneği içeren bir tarihsel geçmişimiz olduğu halde14 bugünkü toplum yapımızda ruh sağlığı hizmetleri yetersiz kalmaktadır. Bu gerçek de, ülkemizde bu alanda yapılacak çalışmaların ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Kendi sınırlılıkları içerisinde çalışmamızın “dindarlık ve ruh sağlığı” ilişkisini incelemekle bu konuda ileride yapılacak empirik çalışmalara katkıda bulunabileceği ümidi taşınmaktadır.

7 Hwaa Irfan, Religion and Mental Health: The Soul Under Pressure, www.islamonline.net, 6 Kasım 2006.

8 Gary E. Myers, “Merging the Horizons of Psychotherapeutic and Religious Worldviews: New Challenges for Psychotherapy in the Global Age”, Mental Health, Religion and Culture, C. 7, S. 1, 2004, s. 59-77; Naci Kula, “Küreselleşme, Ruh Sağlığı ve Din”, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.5, S. 2, 2005, s. 7- 30.

9Kemal Sayar,”Benlik”, Ruhun Labirentleri, (35- 77), Ufuk Kitapları, İstanbul 2003.

10 Deborah Cornah, The Impact of Spirituality on Mental Health, A Review of The Literature, www.mhf.com, 11 Ekim 2007, s. 18-23.

11 Mustafa Koç, “Uludağ Üniversitesi’nde Din Psikolojisi İle İlgili Yapılan Tezler (1980- 2002) Üzerine Bir Araştırma”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 9, 2004, s. 43.

12 Türk Psikologlar Derneği resmi web sitesi, Ruh Sağlığının Toplumsal Boyutu, www.tpd.org.tr, 12 Kasım 2006.

13 Ibrahim B. Syed, Mental Health and Religion, Islamic Research Foundation International, www.ırfı.org, 20 Ocak 2007.

14 Ayhan Songar, “Socio- Psychiatric Institutions in Old Turks under Islamic Traditions”, www.islamset.com/psycho/index/html, 26 Ekim 2006; Adasal Rasim, Medikal Psikoloji, İstanbul, 1977, s. 1097-1098.

(17)

Ayrıca bu araştırma, dindarlık boyutları ve ruh sağlığı değişkenlerinin günümüzdeki durumunu, değişkenler arası ilişki profillerini ortaya koymak açısından da önemli olabilecektir.

Dinin ruh sağlığına katkısı konusunda önemli ipuçları verebilecek böyle bir çalışma hem din psikolojisine hem de psikolojik danışmaya katkıda bulanabilecektir.

Psikoterapötik süreçte dinî ve manevî değerlerin dikkate alınmamasının önemli bir eksiklik olduğu ve olumsuz neticelere yol açabileceği açıktır15. Uzmanların kültürel bağlantıları ve onun en önemli belirleyicilerinden olan dinî ve manevî değerleri dikkate almaları kaçınılmazdır. Yapılan çalışmalar dindarlık (religiousness) ve maneviyat (spirituality) konusunda elde edilen bulguların insanlar için danışmada potansiyel değer taşıyan kaynaklar olduğunu da göstermektedir.16

IV. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ

Dindarlık ve ruh sağlığının çeşitli demografik değişkenlere (cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik durum vb.) göre farklılık gösterip göstermediğinin ve söz konusu iki değişken arasındaki ilişkinin incelendiği araştırma çerçevesinde şu hipotezler ileri sürülmüştür:

A. Dindarlık ve Demografik Değişkenlerle ilgili Hipotezler

1- Deneklerin öznel dindarlıkla ilgili tutumları cinsiyete göre farklılık göstermektedir.

2- Kadınlar, erkeklere kıyasla dini daha fazla önemsemektedir.

3- Kadın ve erkek denekler arasında dindarlık bakımından anlamlı fark vardır.

4- Deneklerin medeni durumlarına göre dindarlık düzeyi farklılık göstermektedir.

15 Salma Khalid, “Counselling from an Islamic Perspective”, Healthcare Counselling and Psychotherapy Journal, c. 6, sa. 3, 2006, s. 7-10; Kinderman Peter, Cooke Ann (editörler), Recent Advances in Understanding Mental Illness and Psychotic Experience, İngiliz Psikoloji Derneği Klinik Psikoloji Bölümü Raporu, June 2000, www.bps.org.uk, 14 Ekim 20006.; Sayar, age, s. 59.

16 K. Pargament- H. G. Koenig- L. Perez, “The Many Methods of Religious Coping: Development and Initial Validation of the RCOPE”, Journal of Clinical Psychology, 56 (4), 2000, p. 519.

(18)

5- Deneklerin mesleki durumları, dindarlıkları üzerinde anlamlı farka yol açmamaktadır.

6- Deneklerin yaşamlarının çoğunu geçirdikleri sosyal çevreleri, onların dindarlık düzeylerinde anlamlı fark doğurmaktadır.

7- Deneklerin dindarlık düzeyleri yaş gruplarına göre farklılaşmaktadır.

8- Deneklerin dindarlık düzeyleri arasında tahsil durumu açısından anlamlı farklılık vardır.

9- Deneklerin dindarlık düzeyleri, ait oldukları gelir grubuna göre farklılık göstermektedir.

B. Ruh Sağlığı ve Demografik Özelliklere Ait Hipotezler

1. Kadın ve erkek deneklerin ruhsal rahatsızlık belirti düzeyleri arasında anlamlı fark vardır.

2- Deneklerin medeni durumları, ruhsal rahatsızlık belirti düzeylerinde farklılığa yol açmaktadır.

3- Mesleki durum açısından deneklerin ruhsal rahatsızlık belirtileri arasında fark yoktur.

4- Deneklerin ruhsal rahatsızlık belirtileri sosyal çevrelerine göre anlamlı farklılık göstermektedir.

5- Deneklerin ruhsal rahatsızlık belirtileri yaş gruplarına göre anlamlı farklılık göstermektedir.

6- Deneklerin tahsil durumu onların ruhsal rahatsızlık belirtileri açısından anlamlı farklılığa yol açmaktadır.

7- Gelir grubu açısından deneklerin ruhsal rahatsızlık belirtileri farklılık göstermektedir.

(19)

8- Deneklerin karşılaştığı sorunlar ve yaşadığı sıkıntılarla ruhsal rahatsızlık belirtileri arasında anlamlı ilişki vardır.

C. Dindarlık ve Ruh Sağlığı İlişkisiyle İlgili Hipotezler

1- Deneklerin ruh sağlığı uzmanına başvuru açısından dindarlık düzeyleri arasında farklılık vardır.

2- Deneklerin teşhis alma durumları bakımından dindarlık düzeyleri arasında farklılık vardır.

3- Deneklerin tedavi ya da terapi görme durumlarına göre dindarlık düzeyleri arasında farklılık yoktur.

4- Deneklerin sıkıntı yaşama durumlarına göre dindarlık düzeyleri arasında farklılık vardır.

5- Deneklerin sıkıntıdan etkilenme derecesi ve dindarlık düzeyleri arasında anlamlı ilişki vardır.

6- Deneklerin dindarlık düzeyleri ile psikolojik rahatsızlık belirti düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

V. ARAŞTIRMANIN ÖN KABULLERİ VE SINIRLILIKLARI

A. Araştırmanın Ön Kabulleri

Dindarlık ve psikolojik rahatsızlık belirtileri arasında karşılıklı bir ilişki ve etkileşim vardır.

Araştırmanın örneklemini oluşturan 336 deneğin kendilerinden istenen bilgileri içtenlikle ve doğru olarak cevapladıkları kabul edilmektedir.

Örneklemin evreni temsil ettiği varsayılmaktadır.

(20)

Araştırmada kullanılan ölçme araçlarının (Dindarlık Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri) ölçtükleri özellikler bakımından geçerli ve güvenilir oldukları var sayılmaktadır.

B. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma 336 denekten oluşan bir örneklem grubuyla sınırlıdır.

Araştırma belli bir zaman aralığında yapıldığından, zamanla deneklerin inanç, düşünce ve tutumlarının değişebileceği dikkate alınarak, yapıldığı zamanla sınırlıdır.

Araştırmada elde edilen, psikolojik rahatsızlık belirtileri ve dindarlık düzeyine ait bulgular, ölçeklerin ölçme kapasitesiyle sınırlıdır.

VI. RUH SAĞLIĞI VE DİNDARLIK İLİŞKİSİYLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

A. Ülkemizde Yapılan Araştırmalar

Özcan (1966), Dynamique Psychiatrie’de Dinî Nazariye Angoisse (Sıkıntı) adlı eserinde ruh sağlığını Meninger’den naklen “beşerî varlıkların dünyaya ve diğer beşerî varlıklara, azamî huzur içinde adaptasyonu” şeklinde tanımlayarak; dinin çok güçlü bir adaptasyon sistemi olduğunu ifade ederek, akıl hastalıklarının, davranış kusurlarının ortaya çıkmasında asıl sebebin dinî çözülme, yani dinî istikametten ayrılmak olduğundan bahsetmektedir.17

Armaner (1973), Psikopatoloji’de Dinî Belirtiler adlı eserinde, dini hayatın pratik işleyişinin dinî talim ve öğütlemenin yanı sıra, insanı psikolojik ve sosyal bütünlüğü içinde ele alması gerekliliğini ifade ederek, insanın ızdıraplarını dindirebilecek din adamlarına duyulan ihtiyaçtan bahseder. Dinin, hayatın çeşitli sorunlarıyla boğuşan insanın ruhunu huzur ve sukûna kavuşturma potansiyeli olduğunu, anormal dini belirtiler konusunda ise ruh sağlığı bilgilerinin yetkisiyle donanmış din adamının, kişinin ruhî enerjisini tekrar kazanmasına yardımcı olabileceğini

17 M. Tevfik Özcan, Dynamique Psychiatrie’de Dinî Nazariye Angoisse (Sıkıntı); Sıkıntının Sebep Olduğu Uzvî ve Ruhî Hastalıklar. Alkolizma, İntiharlar, İstatistikler… Telkin ve Rüya. Cinsiyet Nazariyesinin (Freudizme) Baştan Sona Tenkidi, Güven Matbaası, Ankara 1966, s. 79.

(21)

vurgulamaktadır. Başka bir deyişle din, insanı bütün yönleriyle tanıyıp anlamalı ve insanın ızdıraplarını dindirebilmelidir.18 Klinik psikoloji bilgisi ve psikopatolojiye dair bilgiler ne kadar artarsa, yani marazî dindarlık ne kadar iyi anlaşılırsa normal dindarlık da o kadar iyi anlaşılacaktır. Armaner, patolojik dindarlığın aslında aşırı dinî taassup ve müsait ruh yapısıyla ilişkili olduğunu ifade ederken öte yandan bir şeye inanmamanın, vicdan boşluğu ve manevî cezadan korkusuzluğun; yani dinsizliğin, akıl hastalıklarının (nevroz ve psikoz) bir başka sebebi olduğunu vurgulamaktadır. 19

Yaparel’in (1987), “Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dinî Hayat İle Psiko- Sosyal Uyum Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma” adlı çalışmasında ise din ve ruh sağlığı (psikososyal uyum) arasındaki ilişki, gelişim dönemlerinden ilk yetişkinlik dönemi içerisinde incelenmiştir. Araştırmada ayrıca dini hayatın boyutlarının yaşa bağlı olarak değişip değişmediklerine de bakılmıştır. Araştırma sonuçları değişik yaş gruplarının dini duygu ve dua boyutları açısından farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Psikososyal uyum göstergeleri ile dini hayatın boyutları arasındaki ilişkiler farklı biçimlerde ortaya çıkmış; depresyon, 23-28 yaş grubunda ibadetlere katılım ile olumsuz yönde ilişkili iken, 29-33 yaş grubunda dua ile olumlu yönde ilişkili çıkmıştır.

34- 40 yaş grubunda, sürekli kaygı, dini duygu ile olumsuz ilişkili; 29-33 yaş grubunda dua ile olumlu ilişkili çıkmıştır.20

Din- Ruh Sağlığı çerçevesinde bir başka çalışma Hayta (1993) tarafından yapılan “Psiko-Sosyal Uyum ve Dinî Pratikler” adlı bir alan araştırmasıdır. Çalışmada ilahiyat fakültesi öğrencilerinin ibadetleri ile psiko-sosyal uyumları arasındaki ilişki anket metoduyla ele alınmıştır. Aradaki ilişkinin olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.21

18 Neda Armaner, Psikopatolojide Dinî Belirtiler, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1973, s. 7.

19 Armaner, age, s. 104-107.

20 Recep Yaparel, Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dinî Hayat İle Psiko-Sosyal Uyum Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 1987, s. 145.

21 Akif Hayta, Psiko-Sosyal Uyum ve Dinî Pratikler (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 1993.

(22)

Aslan (1994) tarafından yapılan “Dinî İman, Suç ve Tövbe İlişkisi” isimli teorik çalışmada ise, iman, suç, tövbe kavramları ve aralarındaki ilişki psikolojik ve dinî açılardan ele alınarak incelenmiştir.22

Doğan (1997) tarafından yapılan “Duanın Psikolojik ve Psikoterapik Etkileri”

adlı alan araştırmasında, duanın birey üzerindeki psikolojik ve psikoterapötik etkileri incelenmiştir. Türkiye’nin üç ilinde, farklı gelişim dönemlerine ait değişik yaş gruplarından elde edilen örnekleme uygulanan anketin sonuçları, tablolarla anlatılarak yorumlanmıştır. Sonuçta, duanın bireyin psikolojisi üzerinde ruh sağlığını iyileştirici psikolojik ve psikoterapötik etkilerinin olduğu tezi üzerinde durulmuş; duanın psikolojik etkilerini gösteren örnek olaylar anlatılmıştır.23

Ünal’ın (1998) “Dini İnanç, İbadet ve Duanın Umutsuzlukla İlişkisi” adlı ampirik çalışmasında ise, araştırma evreni olarak seçilen yüksek öğrenim çağındaki gençlere uygulanan anket sonuçları tablolar halinde düzenlenerek yorumlanmıştır.24

Özgül (1998) tarafından yapılan “Engellenme Durumları ve Tabiatüstü Yüklemeler Arasındaki İlişkiler” isimli çalışmada, yükleme teorisinin teorik kavramlarının din psikolojisinde kullanılmasına ilişkin destekleyici veriler ortaya konmuştur.25

Ekşi (2001) tarafından yapılan “Başa Çıkma, Dinî Başa Çıkma ve Ruh Sağlığı Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma” adlı alan araştırmasında, örneklem, Marmara Üniversitesi’nde öğrenim gören Eğitim, İlahiyat, Mühendislik Fakültelerinden toplam 845 öğrenciden oluşmuştur. Başa Çıkma, Dinî Başa Çıkma Tarzları Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri kullanılan araştırmada, öğrencilerin son iki yıl içerisinde kendilerini en fazla etkileyen hayat olaylarıyla mücadele ederken kullandıkları dinî başa çıkma ve başa çıkma etkinlikleri ve bu etkinliklerin onlar üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir.

22 Nebile Aslan, Dinî İman, Suç ve Tövbe İlişkisi, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 1994.

23 Mebrure Doğan, Duanın Psikolojik ve Psikoterapik Etkileri (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 1997.

24 Nurten Ünal, Dini İnanç, İbadet ve Duanın Umutsuzlukla İlişkisi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 1998.

25 Sabri Özgül, Engellenme Durumları ve Tabiatüstü Yüklemeler Arasındaki İlişkiler (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 1998.

(23)

Sonuç olarak dinî başa çıkma tarzları cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, olayın algılanan etkisi ve eğitim görülen fakülteyle ilişkili bulunurken; olayın denetlenebilirliği ve kategorisinin, inanç ve tutumları kullanılan dinî başa çıkma tarzını etkilemediği gözlenmiştir. Öte yandan Olumsuz Dinî Başa Çıkma, ruhsal rahatsızlık belirtileri ve daha kaçınmacı- savunmacı başa çıkma tarzlarıyla ilişkiliyken, olumlu başa çıkma tarzı ile ruhsal rahatsızlık belirtileri arasında bir ilişkiye rastlanmamıştır. Olumlu dinî başa çıkmanın daha problem yönelimli başa çıkma tarzlarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur.26

Küçükcan ve Köse (2001) tarafından Marmara Depremi’nden etkilenmiş 76 kişi üzerinde gerçekleştirilen çalışmada ise; depremi algılama, açıklama ve anlamlandırmada, etkileriyle başa çıkmada dinî kavram ve motiflerin sıklıkla kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır.27

Koç (2002) tarafından yapılan “Ergenlik Döneminde Dua ve İbadet Psikolojisinin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri” adlı ampirik çalışma, ergenlik döneminde yapılan dua ve ibadetin, ergenlerin ruh sağlıkları üzerinde ne gibi psikolojik etkilerinin olduğunu ortaya çıkarmak için yapılmış bir alan araştırmasıdır.Türkiye’de orta öğrenim gören ergenlerin seçildiği evreni temsilen, Bursa il sınırları içerisinde dört farklı türden orta öğrenim kurumunda öğrenim gören 400 ergen üzerinde tesadüfî örneklem yoluyla anket uygulanmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda ergenlik döneminde yapılan dua ve ibadetin, ergenlerin ruh sağlıkları üzerinde olumlu psikolojik etkileri vardır” tezini ön gören temel hipotezle birlikte diğer hipotezlerin bir çoğunun oldukça yüksek düzeyde desteklendiği tespit edilmiştir.28

Kula (2002), dinî başa çıkmayla ilgili mülakat yöntemi kullanarak 200 depremzedeyle yaptığı araştırmada örneklemin %76’lık bir kısmının depremle baş etmede dinî başa çıkma yöntemlerini kullandığını belirlemiştir. Bu yöntemler; Allah’a dua etmek (%58), kelime-i şehadet, salavat ve tekbir getirerek manevî destek ve güç elde etmek (%29), Kur’an okuma ve namaz kılma (%14), ölümü ve ahireti düşünerek

26 Ekşi, agt.

27 Talip Küçükcan- Ali Köse, Doğal Afetler ve Din: Marmara Depremi Üzerine Psiko- Sosyolojik Bir İnceleme, TDV İslam Araştırmaları Merkezi Yayınları, İstanbul, 2001.

28 Mustafa Koç, Ergenlik Döneminde Dua ve İbadet Psikolojisinin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 2002.

(24)

rahatlamaya çalışmak (%28), Allah’a kızma ve öfkelenme (%0,9), Allah’ın bu olayı ceza olarak verdiğini düşünmek (%63) şeklinde olmuştur. Katılımcıların Allah’ın cezalandırmasını kendi eylemlerinden çok, başkalarınınkine atfetmeleri araştırmanın en önemli sonuçlarından biridir.29

Şahin (2002), 210 İlahiyat Fakültesi öğrencisini, mezuniyet sonrası iş bulma problemleriyle ilgili olarak umutsuzluk düzeylerinin eğitim görülen bölüm ve çeşitli demografik değişkenler açısından incelediği çalışmasında, Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü ve Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde okuyan 124 öğrenci kontrol grubu olarak ele almıştır. Deneklere Beck Depresyon Ölçeği uygulanmış, istatistiksel analizler sonucunda, umutsuzluk açısından İlahiyat Fakültesi’nin değişik bölümlerinde okuyan öğrenciler arasında anlamlı istatistiksel fark bulunmazken; kontrol grubuyla aralarında anlamlı farklar tespit edilmiştir. Demografik değişkenler arasında sadece ailenin ekonomik durumu açısından, ilahiyat fakültesi öğrencileri anlamlı fark göstermişlerdir.30

Ayten (2004), “Kendi Gerçekleştirme Ve Dindarlık İlişkisi” adlı çalışmasında Marmara Üniversitesi’nin çeşitli bölümlerinde okuyan 16- 35 yaş grubuna dahil 239 öğrenci üzerinde ilişkisel tarama modeli kullanarak; dindarlığın bazı alt boyutları ile kendini gerçekleştirmenin bazı alt boyutları arasında anlamlı ilişkiler tespit etmiştir.

Buna göre, dindarlığın etki boyutu ile kendini gerçekleştirmenin bir niteliği olan kendini kabul arasında anlamlı negatif ilişki; bilgi- ibadet boyutu ile zamanı değerlendirme arasında anlamlı pozitif ilişki; tecrübe boyutu ile kendine saygı arasında anlamlı pozitif ilişki olduğu ortaya çıkmıştır.31

Yapıcı ve Kayıklık (2005) tarafından Çukurova Üniversitesi’ne bağlı altı farklı bölümde okuyan ve tesadüfi yöntemle belirlenen 252 öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmada; ruh sağlığı bağlamında, öz saygı ve kaygı ile dinsel yaşayış arasında nasıl bir ilişki olduğunu tespit etme amacıyla deneklere Dinsel Eğilim Ölçeği, Öz Saygı

29 Naci Kula, “Deprem ve Dinî Başa Çıkma”, Çorum Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/1, s. 234- 255.

30 Adem Şahin, “İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Umutsuzluk Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 13, s. 143- 157.

31 Ali Ayten, Kendini Gerçekleştirme ve Din İlişkisi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, İstanbul 2004.

(25)

Ölçeği ve Sürekli Kaygı Ölçeği uygulanmıştır. Araştırma sonucunda iç güdümlü ve dış güdümlü dindarlık ile öz saygı ve kaygı arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir.

Gençlerin dine önem verme seviyeleri, namaz kılma, oruç tutma ve dua etme davranışları öz saygı düzeylerini farklılaştırmamış; ancak öznel dindarlık algıları ve öznel dinsel bilgi düzeyleri bu hususta anlamlı farklılık oluşturmuştur. Benzeri bir durum dindarlık ile kaygı arasında görülmüştür.32

Yapıcı (2007), “Ruh Sağlığı ve Din; Psiko-sosyal Uyum ve Dindarlık“ adlı çalışmasında dinin temelde ruh sağlığını olumlu yönde etkilediği düşüncesinden hareketle, dinsel hayatın görüntüleri ile özsaygı, depresyon, umutsuzluk ve intihar olasılığı arasındaki ilişkiler, Çukurova Üniversitesi’nde okuyan 634 öğrenciye Dinin Etkisini Hissetme Ölçeği, Dinsel Eğilim Ölçeği, Özsaygı Ölçeği, Beck Depresyon ve Umutsuzluk Ölçekleri, İntihar Olasılığı Ölçeği uygulanarak incelenmiş; araştırma sonucunda, dinsel hayatın cinsiyete göre farklılaştığı, gelir düzeyi yükseldikçe dindarlığın bazı boyutlarında kuvvetlice bir düşüş yaşandığı, dini hayat göstergeleri ile depresif belirtiler arasında eğrisel ilişki olduğu, Allah’ın varlığını iç dünyada güçlü bir biçimde hissetme düzeyi arttıkça özsaygı yükselirken, depresyon, umutsuzluk ve intihar olasılığının düştüğü tespit edilmiştir.33

B. Ülke Dışında Yapılan Araştırmalar

Ülkemizde dindarlık ve ruh sağlığı ilişkisini konu edinen araştırmaların nispeten kısıtlı olmasına karşın, ülke dışında bu konuda çok sayıda araştırma yapılmıştır. Ancak bu araştırmaların çoğu A.B.D’de yapılmış olup, büyük oranda Yahudilik ve Hristiyanlık dinleriyle sınırlıdır.34

Geçtiğimiz yüzyılda dinî mensubiyetin (affiliation) ve bağlılığın (involvement) hem beden hem de ruh sağlığı üzerindeki etkisine dair çok sayıda epidemiyolojik ve klinik araştırma yapılmasına karşın, bu çalışmaların yaygın olarak bilinmemesinin sebebi, dinin diğer sosyal, psikolojik ve biyolojik değişkenlerin yanı sıra bir değişken

32 Yapıcı- Kayıklık, agm, s. 177- 206.

33 Asım Yapıcı, Ruh Sağlığı ve Din, Karahan Yayınları, Adana 2007, s. 307- 316.

34 Simon Dein, “Religion, Spirituality and Depression: Implications for Research and Treatment”, Primary Care and Community Psychiatry, C.11, S.2, 2006, s. 68. ; Simon Dein, “Working with Patients with Religous Beliefs”, Advances in Psychiatric Treatments, C. 10, 2004, s. 287- 295.

(26)

olarak ele alınması; din değişkenine dair elde edilen istatistiksel bulguların da tablolara gömülü kalıp, ayrıntılı olarak tartışılmamasından dolayı, araştırma özetlerinde, indekslerinde dinden sadece anahtar kelime olarak bahsedilmesi olmuştur.35

Son yıllarda tıbbî ve dinî çevrelerde dinin sağlık üzerindeki etkisini araştırmaya duyulan ilginin artmasına paralel olarak literatürde konuyla ilgili çalışma sayısında da önemli bir artış gözlemlenmektedir.36 Buna göre; 1993- 2002 yılları arasında maneviyat- sağlık konusundaki yayınlarda % 600 artış yaşanırken, din- sağlık konulu yayınlar %27 artmış durumdadır.37 1980- 1982 yılları arasında yayınlanan 101 makaleye rağmen; 2000 ile 2002 yılları arasında psikoloji literatüründe din, maneviyat ve ruh sağlığı hakkında 1100’den fazla makale, araştırma, eleştiri (review) yer alması, bilim camiasının konuya ilgisinde 11 kat gibi anlamlı bir artış olduğunu göstermektedir.38

Bu çalışmaların büyük çoğunluğunun dinin sağlığı olumlu etkilediğini ortaya koymasına rağmen, olumsuz ilişki olduğunu belirten araştırmalar da vardır.39

Levin, Markides ve Ray (1996) üç kuşak Meksikalı Amerikalıları inceledikleri araştırmada en genç nesilde sık dinî katılımın (attendance) en az depresyonu tahmin ettiğini bulmuşlardır.40

Miller ve arkadaşları (1997) depresyon geçirmiş 60 anne ve bu annelerin 151 çocuğunu takip ettikleri 10 yıl süreli boylamsal çalışmada, dine önem veren annelerin

35 Harold Koenig, Handbook of Religion and Mental Health, edition, Academic Press, California 1998, U. S. A., s. 34.

36 Harold Koenig, “Religion, Spirituality and Medicine: Research Findings and Implications for Clinical Practice”, Southern Medical Journal, C. 97, S. 12, 2004, s. 1195.

37 Bruce Y. Lee- B. Newberg Andrew, “Religion and Health: A Review and Critical Analysis”, Zygon, C. 40, S. 2, 2005, s. 445.

38 Koenig, (2004), agm, s. 1194- 1200.

39 J. J. Exline - A. M. Yali- W. C. Sanderson, “Guilt, Discord and Alienation: The Role of Religious Strain in Depression and Suicidality”, Journal of Clinical Psychology, 56, s. 1481- 96; John M.

Salsman- Charles Carlson, “Religious Orientation, Mature Faith and Psychological Distress:

Elements of Positive and Negative Associations”, Journal for the Scientific Study of Religion 2005, 44 (2), 2005; Worthington vd, “The Religious Commitment Inventory-10: Development, Refinement and Validation of a Brief Scale for Research and Counseling, Journal of Counseling Psychology, C.

50, S. 1, 2003, s. 84- 96.

40 J. S. Levin - K. S. Markides ve L. A. Ray, “Religious Attendance and Psychological Well-being in Mexican Americans,: A Panel Analysis of Three Generations Data”, The Gerontologist, 36, s. 454- 463, Aktaran: Koenig, age, s. 35.

(27)

kız çocuklarının majör depresyona yakalanma olasılığının %60 azaldığını, annelerin kendilerinin ise bu 10 yıllık sürede majör depresif dönem geçirme olasılıklarının %80 azaldığını tespit etmişlerdir. Ayrıca eğer kız ya da erkek evlat, anneyle aynı mezhepten (denomination) ise takip eden 10 yıllık süre içinde kızların ve erkek çocukların majör depresyona yakalanma oranlarının sırasıyla %70 ve %84 oranında azaldığını gözlemlemişlerdir.41

Murken (1998), dindarlığın psikolojik açıdan bireysel olarak kişinin kendisini iyi hissetmesi üzerindeki etkisini empirik olarak sınamayı amaçladığı araştırmasında;

denekler acı, hastalık, yaşlılık ya da ölüm gibi kriz durumlarında bulunan kişiler olup bir psikosomatik kliniği hastaları arasından seçilmiştir. Araştırma sonunda Tanrı ilişkisinin kişinin kendini nasıl gördüğüne bağlı olarak pozitif ya da negatif yaşanabildiği, dinî ilişkilerin de diğer sosyal ilişkiler gibi işlediği gözlemlenmiştir.

Dindarlık ve ruh sağlığı arasında hiçbir ilişki bulunamamış; ruh sağlığı üzerinde tek kesin etkenin negatif Tanrı ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Yani Tanrıya karşı negatif duyguların ruh sağlığı ile doğrudan ilişki içerisinde olduğu; Tanrıya dair duygular ne kadar olumsuzsa ruh sağlığının da o kadar kötü olduğu tespit edilmiştir. Kişisel ve çevresel faktörlerin ruh sağlığı üzerinde daha etkili olduğu sonucu çıkmıştır.42

Pfeifer ve Waelty (1999) örneklem grubunu klinik hasta popülasyonundan seçtikleri, nevrotizm ve dindarlık ilişkisini ele aldıkları araştırmada, dindar hastalardaki nörotik işleyişi açıklayan birincil faktörün, hastaların kişisel dinî bağlılıklar değil, altta yatan psikopatolojileri olduğu ortaya çıkmıştır. Hasta grubunda, genel yaşam doyumu nevrotizmle olumsuz, dindarlıkla olumlu ilişkili; süper ego çatışmaları nevrotizmle olumlu ilişkili, ama dindarlıkla olumsuz ilişkili; cinsellikle ilgili kaygılar, ne nevrotizmle ne de dindarlıkla ilişkili çıkmıştır. Hastalığa sebep olanın aslında din olmadığı; ancak dinî uygulamayı zorlaştıranın hastalık olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 43

41 L. Miller vd, “Religiosity and Depression: Ten Year Follow up of Depressed Mothers and Offspring”, Journal of American Academy of Child and Adolescence Psychiatry, 36 (10), 1997, s.

1416- 25.

42 Sebastian Murken, Gottesbeziehung und Psychische Gesundheit: die Entwicklung eines Modells und Seine Empirische Überprüfung, Berlin: Waxmann, 1998.

43 Samuel Pfeifer, Ursula Waelty, “Anxiety, Depression and Religiosity- A Controlled Clinical Study”, Mental Health, Religion and Culture, C. 2, S. 1, 1999, s. 35-45.

(28)

Mitchell ve Weatherly (2000), yaşlılarda kiliseye devam etme ve ayinlere katılmanın sağlık ve işlevsel yetenekler açısından önemini inceledikleri araştırmada, Kuzey Carolina’nın doğusunda, kırsal kesimde yaşayanlar arasından tesadüfî örneklem yoluyla belirledikleri 2178 kişiye uyguladıkları anket sonucunda, inanç ve pratiklerin özellikle kırsal kesimde yaşayan yaşlıların hayatında önemli bir boyut olduğunu göstermişler, bedensel yetersizliklerden dolayı kilise çevresindeki faaliyetlere katılamamanın ruh sağlığını zayıflattığını; hatta depresyona yol açtığını tespit etmişlerdir.44

Schnittker (2001), genel nüfustan belirlenen 2836 yetişkinle yaptığı temsilî boylamsal araştırmasında, dinî bağlılık (involvement) ve depresyon belirti sıklığı arasındaki ilişkiyi incelemiş ve bu ilişkinin eğrisel olduğunu bulmuştur. Dinî katılım ve depresyon belirtileri arasındaki ilişki başlangıçta çok zayıf görünmüşse de, demografik ve bedensel sağlık değişkenleri sabit tutulduğunda aradaki ilişkinin anlamlı olduğu belirlenmiştir. Dindar olmadıklarını ifade edenler ile aşırı dindar olduklarını söyleyenlerin, kendini orta düzeyde dindar olarak değerlendirenlere göre daha sık depresyon belirtisi gösterdikleri bulunmuştur.45

Loewenthal ve arkadaşları (2001) tarafından, gönüllü 282 katılımcıyla İngiliz üniversite kampüslerinde yapılan çalışmada, depresyonla başa çıkmada dinî faaliyetlerin ne kadar etkili olduğunu tespit etmek amacıyla, 130 Hristiyan, 35 Yahudi, 33 Müslüman, 18 Hindu ve 15’i diğer dinlerden olan deneklere anket uygulanmış;

araştırma sonucunda, dinî başa çıkmanın etkililiğine, erkeklerin kadınlardan, Müslümanların diğer dini gruplardan daha yüksek oranda inandıklarını ortaya koymuştur. En faydalı olduğuna inanılan dinî faaliyetlerin iman ve dua olduğu tespit edilmiştir. Dinî başa çıkmanın etkisine inancın, profesyonel yardım arama çabalarını etkilediği gözlenerek, ulusal planda ruh sağlığı düzenlemelerinde dini faktörlerin öneminin araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.46

44 J. Mitchell- D.Weatherly, “Beyond Church Attendance: Religiosity and Mental Health Among Rural Older Adults”, Journal of Cross- Cultural Gerontology, 15, 2000, s. 37-54.

45 Dein (2006), agm, s. 69.

46 K. M. Loewanthal- Georgina E. Cinnirella ve P. Murphy, “Faith Conquers All? Beliefs About the Role of the Religious Factors in Coping with Depression among Different Cultural-Religious Groups in the U. K.”, British Journal of Medical Psychology, 74, 2001, s. 293-303.

(29)

Salsman ve Carlson (2005), Düzeltilmiş Semptom Listesi (SCL-90-R) ile İmanda Olgunluk Ölçeği (Faith Maturity Scale) uyguladıkları 251 üniversite öğrencisi üzerinde yaptıkları ve dindarlığın boyutları ile ruh sağlığının unsurları arasındaki ilişkiyi inceledikleri araştırmada; imanın dikey boyutu (Tanrı’yla olan ilişki, kişisel bağlılık ve teslimiyet) ile psikolojik rahatsızlıklar arasında negatif ilişki; imanın yatay boyutu (kurumsal din) ile bedensel ve psikolojik rahatsızlıklar arasında pozitif ilişki tespit etmişlerdir.47

Flannelly, Koenig ve arkadaşları (2006) tarafından yapılan bir araştırmada, ölümden sonra hayatın varlığına inanma ile altı psikiyatrik semptom ölçeği arasındaki ilişki 1403 yetişkin Amerikalı’nın yer aldığı ulusal bir anket çalışmasıyla incelenmiştir.

Ele alınan altı belirti kümesinde de (kaygı, depresyon, obsesyon-kompülsiyon, paranoya, fobi ve somatizasyon) ruh sağlığını etkilediği bilinen demografik ve diğer değişkenler (stres, sosyal destek) kontrol edildiği halde ölümden sonraki hayata inanmakla, ruhsal rahatsızlık belirti şiddeti arasında olumsuz ilişki tespit edilmiştir. Dini faaliyetlere katılma sıklığı ile ruh sağlığı ölçeklerinin herhangi birisi arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Araştırma sonuçları, dini inanç sistemlerinin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkisini göstermektedir. Din- ruh sağlığı ilişkisini inceleyecek yeni araştırmalarda dini pratik ve davranışlardan ziyade dini inançlara odaklanmanın daha kıymetli olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. 48

47 Salsman- Carlson, agm, s. 119- 131.

48 Kevin Flannelly- Harold Koenig vd, “Belief in After Death and Mental Health: Findings from a National Survey”, The Journal of Nervous and Mental Health, 194 (7), 2006, s. 52.

(30)

I. BÖLÜM

TEORİK ÇERÇEVE

(31)

1. DİN VE DİNDARLIK

A. Dinin Tanımlanması Meselesi

Dilimize Arapça’dan geçen “din” kelimesi etimoloji bakımından çeşitli kaynaklara atfedilmektedir. Bunlar üç noktada toplanabilir. “Din” teriminin, Arami ve İbrani dillerinden Arapçaya geçtiği ve bu dillerde kelimenin “hüküm” manasına geldiği;

Arapçada ise “örf, adet, borç, itaat, tutulan ve gidilen yol, ceza ve mükafat, millet” gibi manaları olduğu belirtilmektedir.1

Din teriminin Batı dillerindeki karşılığı “religion” kelimesidir. Latincede ise

“religio” kelimesi ile ifade edilmektedir. Bu kelimenin Latince “religare” ve “religere”

kökünden geldiğini savunan iki görüş vardır. Birinci görüşe göre “religio” kelimesi,

“toplamak ve bağlamak” anlamına gelen “religare”den; ikincisine göre ise “saygıyla kendisini toplamak” anlamına gelen “religere” kökünden geldiği ileri sürülmektedir.

Religio sözcüğü ise Tanrı’ya saygı ve korku ile bağlılık, kendini ibadete verme, tören ve ayinlere katılma gibi anlamlara gelmektedir.2

Din, çok yönlü ve karmaşık yapıya sahip bir olgu olduğu ve çok farklı şekillerde ortaya çıktığı için, ilahiyatçıların, filozofların ve sosyal bilimcilerin kendi bakış açılarından yaptıkları din tanımlarında bir görüş birliğine ulaşılmış değildir.3 Zira yapılan tanımlar, tanımlayan kişinin dine bakış açısına, kendi inancına ve amacına göre değişmektedir.4 Buna ek olarak, mevcut paradigma ve kuramsal yapı içerisinde dine nasıl yaklaşıldığı da onun tanımlanmasını etkileyebilmektedir. Sonuç olarak araştırmacı sayısınca din tanımı yapıldığını söylenebilir.5

1. Din Tanımlarının Sınıflandırılması

Din tanımlarını üç ayrı eksen üzerinden tasnif etmek mümkündür. Birinci eksende; ilahi ve beşeri bakış açısından tanımlamalar; ikinci eksende; bireysel,

1 Manzur, Lisanü’l Arab, Beyrut ts, XIII, “din” maddesi, Aktaran Veysel Uysal, Din Psikoloisi Açısından Dini Tutum,Davranış ve Şahsiyet Özellikleri, İstanbul: İFAV Yayınları, 1996, s.16.

2 Hüseyin Peker, Din Psikolojisi, Çamlıca Yayınları, İstanbul 2003, s. 29.

3 Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, TDV Yayınları, Ankara 2003, s. 69.

4 Peker, age, s. 29.

5 Yapıcı, age, s. 8.

(32)

toplumsal ve psiko-sosyal bakış açısından tanımlamalar; üçüncü ve en kapsamlı eksende ise teolojik, ahlakî, felsefî, psikolojik ve sosyolojik olmak üzere beş temel grupta yapılan tanımlamalar yer almaktadır. Bu son eksendeki tanımlar özsel, işlevsel ve hem özsel-hem işlevsel tanımlar olmak üzere üç temel başlık altında ele alınabilmektedir.

a. İlahi ve Beşeri Tanımlar

Birinci eksendeki ilahî tanımlamalar daha çok, ilahiyatın konusunu oluştururken; din psikolojisi, din sosyolojisi, dinler tarihi gibi din bilimlerinin bakış açısını oluşturan beşerî tanımlar ise kendi içinde bireysel ve toplumsal olmak üzere ikiye ayrılabilir.

b. Bireysel/ Sosyal/ Psiko-sosyal Bakış Açısına Göre Tanımlar

Din tanımlarını ikinci bir sınıflandırma, bireysel, sosyal ve psiko-sosyal atıflar bazında yapılabilmektedir. Dini, kişisel bağlılık, yani duygusal yaşantı, “subjektif şuurun bir gerçeği”6 olarak gören James’in, bir yanılsama olarak değerlendiren Freud’un7, “kutsalla ilişkili tarzda tezahür eden anlam arayışı” olarak tarif eden Pargament’in ve Frankl’ın tanımları psikolojik bir tanım iken; Durkheim ve Marx’ın tanımları temelde sosyolojik; Hervieu-Leger’in dinin, geleneğe referansla kendini meşrulaştırdığı şeklinde tanımı8 ile Fromm’un tanımları ise sosyal psikolojiktir.

c. Teolojik, Ahlaki, Felsefi, Sosyolojik, Psikolojik Tanımlar

(1) Özsel Tanımlar

Bu tanımlar, dinin özünün ne olduğunu öne çıkararak, dini, “aşkın olana, tabiatüstüne bağlanma” şeklinde açıklayan tanımlardır. Otto ve Eliade’nin dini kendisiyle kutsal bir kosmosun kurulduğu insani bir girişim olarak tarif etmeleri9 özsel tanıma örnektir. Bu tür tanımlara yöneltilen en önemli eleştiri, bütün dinlerde aşkınlık fikrinin, hatta bazılarında (Budizm gibi) Tanrı inancının mevcut olmamasından dolayı kapsayıcılığının düşük olmasıdır. Üstelik dini, tarihî ve kültürel bir bağlam içerisinde

6 Antoine Vergote, Din İnanç ve İnançsızlık, (Çev. Veysel Uysal), İFAV, İstanbul 1999, s. 18.

7 Ali Köse, Freud ve Din, İz Yayıncılık, İstanbul 2000, s. 129.

8 Yapıcı, age, s.17.

9 Mircae Eliade, Kutsal ve Dindışı, (Çev. M. Ali Kılıçbay), Gece Yayınları, Ankara 1991.

(33)

tanımladığından, zaman içerisinde dini algılama ve uygulamada meydana gelen değişimleri açıklamada yetersiz kalabilmektedir.

Teolojik tanımların genelde tamamı, fenomenologların ve bazı sosyal bilimcilerin tanımları bu kategoride değerlendirilebilir. Konumuz açısından baktığımızda, bu tür tanımların vurgusu, inanan insan yerine aşkın varlık(lar) üzerinde olduğundan yetersiz kalabilmektedir.

(2) İşlevsel Tanımlar

Bu tür tanımlar, dinin bireysel ve toplumsal hayatta karşıladığı işlevlere odaklanmaktadır. Buna göre din, bireylerin dünyevi olayları ve tecrübeleri değerlendirmelerine ve anlamlandırmalarına imkan tanıyan sembolik bir bütündür. Bu tür tanımların riski ise, dinî olarak ortaya çıkmayan bir çok fenomeni dinî olarak ele alma ihtimalinin yüksek olmasıdır. Din psikologlarının ve din sosyologlarının tanımları genellikle bu kapsamda değerlendirilmektedir. Geertz’e göre din; “varoluş konusunda genel mahiyette kavramlar dile getiren; insanlarda güçlü, derin, kalıcı motivasyonlar ve ruhi eğilimler uyandıracak tarzda etkilerde bulunan bir semboller sistemi“10 iken;

Batson ve Ventis’in tanımına göre dinin kaynağını, “varoluşun ve hayatın anlamını, gayesini sorgulayan pek çok soruya cevap bulma isteği” oluşturmaktadır.11

Glock ve Stark’ın; “Ferd veya toplumların kutsal olduklarına inandıkları şey, nihaî anlamlar (ultimate meaning) ile ilgili problemler üzerine yoğunlaşan semboller, inançlar, değerler ve uygulamaların kurumlaşmış bir sistemidir”12 şeklindeki tanımında ise dinin bireysel işleviyle toplumsal tezahürü iç içe geçmektedir.

Fromm’un “Bir grup tarafından paylaşılan ve o grup bireylerine kendilerini adayabilecekleri ortak bir hedef sunan ve onlara ortak bir davranış biçimi veren bir düşünce sistemi”13 olarak özetlenebilecek tanımı ise, dinin grup oluşturma ve grubu

10 Bahadır, agm, s. 106.

11 Raymond Paloutzian,“Psychology of Religion Module”, Psychology, ed. John W. Santrock, Seventh Edition, University of Texas, s.6.

12 C. Y. Glock- R. Stark, Religion and Society in Tension, s.4’den naklen A.Ulvi Mehmedoğlu, Kişilik ve Din, DEM Yayınları, İstanbul 2004, s. 23.

13 Erich Fromm, Psychoanalysis and Religion, Yale University Press, New Heaven 1958, s. 21.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kaynak listesi, Yazarın Soyadı, Adı, varsa Makalenin Başlığı (tırnak içinde), Dergi veya Kitabın Adı (italik), varsa Derleyen veya Çevirenin Adı, Cildi,

// Yeni veri tipini olusturuyoruz // Ayrica yeni veri tipinden, // bir degisken tanimliyoruz.. int main( void )

Kullanım Karar Veren Mahkemenin Adı Karar Tarihi Numarası (Kararın Yayınlandığı Kaynağın Adı, Ay Yıl), Kaynağın Sayfa Aralığı.. Örnek

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü İletişim Tasarımı ve Yönetimi Bölümü.. Yaygın

Bu kitapta dinî-tasavvufi halk edebiyatı geleneği; tasavvufa genel bakış, tasavvufun Anadolu'da oluşumu, motifleri, tematik bakış ve genel özellikleri yönleriyle

Rahman Suresi ’ nde, 31 defa "Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkar edersiniz?" deniliyor... Milletimiz kazanmay ı

A) Kalıtımla ilgili ilk çalışmayı yapan Mendel'dir. B) Kalıtsal özelliklerin tamamı anne babadan yavrulara aktarılır. C) Kalıtsal özellikler sonraki nesillere

 Çiçek gönderilecek kişi ya da sunulacak kişinin erkek ya da hanım olması resmi ya da sosyal statüsü çiçek