ÖĞR. GÖR.
MERAL GÜNEŞ ERGİN
SOSYAL HAYATTA VE İŞ ORTAMINDA
PROTOKOL
SOSYAL HAYATTA VE İŞ ORTAMINDA PROTOKOL
Toplumsal ve kurumsal yaşamda uygun olmak ve uygun davranmak, birlikte yaşamanın ve çalışmanın doğal ve yasal bir gereğidir. Bu nedenle, birey olarak toplumsal alanda saygı, görgü ve nezaket kurallarına; kurumsal alanda örgütsel normlara ve kurallara uymak gereklidir.
Ancak toplumsal ve kurumsal yaşamda protokol ve sosyal
davranış kurallarına uymak demek, kişinin kendisi olmaması,
maske takması demek değildir. Çünkü, bir insanın toplumsal
ve kurumsal kurallara uyması ve uygun davranması, onun
sosyal bir varlık olmasının doğal bir gereğidir. Bu yüzden,
toplum içinde yaşayan her insan kendiliğinden ve doğal olarak
sosyal kurallara uymalı ve başkalarına saygılı olmalıdır. Bu,
her ülkede ve her toplumda sosyal ve kurumsal yaşamın temel
ilkesidir.
SOSYAL HAYATTA VE İŞ ORTAMINDA PROTOKOL
Toplumsal yaşamın görgü ve nezaket kuralları ile kamusal ya da kurumsal yaşamın protokol ve sosyal davranış kuralları biçimsel yönden farlıdır. Örneğin, sosyal alanda hanımlar önce gelir; resmi alanda makam ve unvan sahibi üstler önce gelir. Bu yüzden, resmi alanda hanım bir ast, erkek üst’üne saygı göstermelidir. Bu nedenle protokol ve sosyal davranış kuralları daima yerinde uygulanmalıdır. Yoksa, sosyal bir davranış kuralı resmi ortamda uygulandığı zaman saygısızlık olur.
Sosyal davranış kuralları ülkeden ülkeye, yöreden yöreye ve
kurumdan kuruma değişir. Örneğin, Türkiye’de resmi bir
ziyaretçiye çay-kahve ikram etmek konukseverlik iken,
Fransa’da bu durum iş düzenine aykırıdır.
PROTOKOL VE SOSYAL DAVRANIŞ KURALLARI
Protokol kuralları,her ülkede hukuk kuralları,yönetsel kurallar ve
düzenlemeler,ulusal normlar,kurumsal normlar ile sosyal normlardan oluşur.
Toplumlarda ise genel kabul görmüş sosyal davranış kuralları ise:örf adet kuralları
,nezaket kuralları ,ahlak ve din kurallarından
oluşur.Sosyal yaşamda normlara uymayan
kişi çevre tarafından dışlanır ya da hukuki
yaptırım ile cezalandırılır.
1. HİTAP
Özel ve sosyal yaşamda,resmi alanda,muhatap olduğumuz kişiye ve topluluğa hitap edişimiz çok önemlidir.
Özel ve Sosyal Hitap Biçimleri
18 yaşından büyüklere daima siz denir. 18 yaşından büyük birine, kendisi ondan büyük olsa da “siz”
demek onu önemsediğini gösterir. 18 yaşından büyük olanlara “sen” diye hitap etmek, sevgi ve şefkat göstergesidir. Yaşça büyükler ile mevki ve rütbece üstler, gençlere ve küçüklere “sen”
diyebilirler. Fakat gençlerin ve küçüklerin onlarla
aynı biçimde konuşmaya hakkı yoktur. Bir kişi izinsiz olarak sen diye hitap ettiğinde uygulanacak
yöntem, kendisine “siz” diye hitap etmektir.
Resmi kişilere,yaşça büyüklere,hanımlara ve
tanımadığımız kişilere hanımefendi ya da beyefendi diye hitap etmeliyiz.
Kişi eşini tanıştırıyorsa adı ile ya da eşim diye tanıtmalıdır.
Bir hanım eşini tanıyan biriyle konuşurken kocasından
“eşim” veya adıyla söz etmeli, erkek de eşinden söz ederken “eşim” ya da adıyla hitap etmelidir. Fakat, eşlerin tanınmadığı bir toplulukta hanım, eşinden “ Ahmet Bey” , ;erkek de eşinden “Ayşe Hanım” diye söz etmelidir.
Anne ve babalar evladının rütbesi ne olursa olsun daima adıyla hitap etmelidir.
Çocuklar anne ve babalarına daimi `anne,baba ya da annecim ,babacım` demelidir.
Ölmüş Müslüman erkek için merhum, bayan için
merhume sözcüğü kullanılmalıdır.
RESMİ HİTAP BİÇİMLERİ
Resmi toplantı ve törenlerde devlet ve hükümet adamlarına daima unvanları ile hitap edilmelidir.
Eş düzeyde olan kişilere, resmi ortamda başa
“sayın” sözcüğü getirilerek resmi unvanlarıyla , yarı resmi veya sosyal ortamda soyadlarının veya unvanlarının başına “sayın” getirilerek hitap edilir.
İş ortamında eş düzeyde çalışanlar birbirlerine hitap ederken sonuna “bey/hanım” sıfatı
eklemelidirler.
Yönetici ile özel bir yakınlık söz konusu ise, yalnızca özel ortamlarda ve birebir ilişkilerde, kendisinin de izni ile özel biçimde hitap edilir.
Sayın sözcüğü, resmi hitaplarda ve takdimlerde
isimden önce; unvan ile ad soyadı kullanıldığında, unvanla ad arasında kullanılır. Akademik unvanlarda ve rütbelerde de “sayın” sözcüğü isimden önce gelir.
Yazılı hitapta, önce “sayın” sözcüğü, sonra kişinin adı, soyadı, altına da unvanı yazılır.
“Sayın” sözcüğü hitapta isimle kullanılmaz. İsim kullanıldığı zaman sonuna “bey/hanım” getirilmelidir.
Makam ve meslek sahibi kişilerle konuşurken veya
kendilerinden söz ederken adlarının yerine unvan
kullanılabilir. (Doktor Bey gibi)
Kurum amiri yöneticinin gıyabında kendisinden söz ederken, hanım ise “hanımefendi”, erkek ise “beyefendi”
denir.
Bazı kuruluşlarda sosyal ve özel ilişkilerde üstlere
geleneksel olarak “abi, üstat, hocam” gibi sıfatlarla hitap edilmektedir. Bu tür hitapların resmi ilişkilerde,
törenlerde, takdimlerde ve toplantılarda kesinlikle kullanılmamalıdır.
Örgütsel ve yönetsel yaşamda ”vekil” veya “yardımcı”
unvanı taşıyan yöneticilere birebir ilişkilerde üst unvan ile hitap etmek o kişiyi onore eder. Bir makama vekalet
edem kişiye birebir ilişkilerde vekalet ettiği unvanla hitap etmek yanlış değildir. Ancak takdimde yazılı ve resmi
hitapta vekil olduğunu belirtmek gerekir.
Eski ve emekli yöneticilere özel ve sosyal ilişkilerde, son resmi görev unvanı veya en üst görev unvanıyla
hitap etmek saygı ve nezaket gereğidir. Resmi yazıda ve resmi ortamda hitapta ve takdimde “eski” kelimesi
kurumun değil, unvanın önüne getirilir.
Görevden alınmış veya emekli olmuş olan general/amiral, vali ve büyükelçilere, sosyal ortamda veya birebir ilişkilerde
“sayın valim”, “sayın generalim diye hitap edilir. Ancak resmi ortamlarda “ Sayın Emekli Büyükelçi”, “Sayın Emekli Vali” diye hitap edilmelidir.”Eski” sıfatı sadece görev yeri söylendiğinde kullanılır.
Profesörlere, emekli olsalar bile eski veya emekli denmez, her zaman “profesör” denir. Ancak, eski görevi veya görev yeri kullanıldığında, kadro unvanı önünde eski veya emekli sözcüğü kullanılır.
Orta ve yüksek öğretim kurumlarında öğretmenlere, öğretim görevlilerine ve üyelerine özel ve sosyal ortamlarda ve birebir ilişkilerde daima “sayın hocam” ya da “hocam” diye hitap
edilir.
Elçi, başkonsolos, büyükelçi; bakan, başbakan, meclis
başkanı; cumhurbaşkanı, gibi yüksek makam sahibi yabancı
devlet adamlarına “ekselansları” diye hitap edilir.
Yaşça ve mevkice büyüklere, devlet ve hükümet adamlarına ve üst yöneticilere özel ve sosyal ortamda muhterem hanımefendi” , “muhterem beyefendi” ve
“zatıalileri” demek saygılı hitap biçimidir.
Devlet ve hükümet adamı veya üst düzey bir
yöneticiden ve eşinden söz ederken veya bir topluluğa takdim ederken “Sayın Bakan ve Muhterem Refikaları”,
“Sayın Vali ve Muhterem Eşi”; yalnızca eşi hanımefendiyi takdim ederken veya kendisinden söz ederken “Sayın Bakanımızın Muhterem Refikaları”, “Sayın Genel
Müdürümüzün Eşi” demek gerekir. İlke olarak erkek
yöneticinin eşine “hanımefendi”, bayan yöneticinin eşine de “beyefendi” demek gerekir.
Bir hanımın, yönetici olan eşine resmi ortamda
unvanıyla söz etmesi; sosyal ortamda ve üçüncü kişilerin
yanında ise kocasına “bey” diye hitap etmesi gerekir.
2. SELAMLAMA
Sosyal yaşamda ve iş ortamında tüm ilişkiler selamla başlar.Selam vermek insana saygı ve güven duymak demektir.
Sosyal Yaşamda Selamlaşma
Sosyal hayatta genç yaşlıya, küçük büyüğe; yeni gelen orada
olanlara, ayrılan orada kalanlara; yoldan geçen duranlara, kapıdan çıkan girmek için bekleyene; merdivenden inen çıkana; arabada olan yaya olana önceden selam verir. Onlar da karşılık verirler
Selam verirken, hafif baş hareketiyle birlikte, yerine göre günaydın, iyi günler, merhaba, selamünaleyküm, hoş geldiniz, şeref verdiniz vb. sözler söylenmelidir. Verilen selam daima veriliş biçimiyle
alınmalıdır. Selamı almak selamı vermekten daha önemlidir.
Kapalı alanda erkek tanıdığı hanıma, açık alanda ve sokakta ise,
hanım tanıdığı erkeğe selam verir.
Erkekler hanımlara, hanımlar da erkeklere göz teması kurarak ve başlarını hafifçe öne eğerek
selam verirler. Erkek sesli selam verse dahi, hanım hafifçe başını eğerek veya tebessüm ederek karşılık verir.
Oturan bir hanım erkeğin selamına hafif baş
eğerek ve hafif tebessüm ederek selam verir. Ancak erkek yaşlı veya makam sahibi ise, hanım selam
verirken ağaya kalkar ya da kalkar gibi yapar.
Selamlaşırken kişiyle mutlaka göz teması kurulmalı; eller cepten çıkarılmalı; samimi ve sempatik olunmalı; yapmacık olunmamalıdır.
Topluluk içinde önce hanımlar, sonra erkekler;
bir davette önce ev sahibi hanım sonra ev sahibi
erkek ve diğer kişiler selamlanırlar.
Bir topluluktan ayrılan erkek, çıkarken bütün hanımların önünde saygıyla hafif eğilerek onları selamlamalıdır. Topluluktan çıkan hanım ise
selamını verir gider; karşılığını beklemez.
Bir kişi, tanıdığı biriyle nerede olursa olsun, karşılaştığında onu selamlamalıdır
Verilen her selam; yanlışlıkla olsa veya kişi
tanımasa bile alınmalıdır. Yalnızca hanımlar karşılık vermeyebilir.
Birini selamlarken, ona adıyla veya unvanıyla hitap etmek, onu önemsemek demektir.
Sosyal yaşamda, gün içinde birkaç defa
karşılaşılan kişilerin her defasında birbirlerini
selamlamaları gerekli değildir.
Eşiyle birlikte olan bir erkek, rastladığı tanıdık bir hanıma her zaman kendisi selam vermelidir.
Sokakta tanıdık biriyle selamlaşırken durmak, konuşmak ve el sıkışmak gerekli değildir.
Yolda/sokakta hiç tanımadığınız birine bir şey sormak için önce o kişiyi selamlamak gerekir.
Sokakta beraberinizde olan kişiyi selamlayan tanımadığınız birini selamlamak nezaket gereğidir.
Karşıdan geçen tanıdığı selamlamak için bağırmak ve el sallamak doğru değildir.
Lokal, lokanta , otobüs vb. yerlerde topluca selam
vermek uygun değildir. Ancak oturmak için masaya gidildiği
zaman masadakilere selam verilmelidir.
Bir mağazaya, dükkana girildiği zaman karşılayan veya muhatap olan kişiye selam verilmelidir.
Tenha bir yerde karşılaşılan herkese selam verilmelidir.
Dar bir merdivende, apartman/kapı girişinde, dar bir yolda karşılaştığımız kişinin yakınından geçerken
“özür dilerim” diyerek selam verilmelidir.
Arabayla geçen kişi yaya olan kişiye selam
vermelidir. Ancak şehir içinde ve meskun mahalde hiçbir zaman klakson çalınmaz.
Opera, tiyatro, sinema gibi sanatsal etkinliklerin yapıldığı salonda; mabetlerde ve restoranlarda
tanıdıklar uzaktan yalnızca gözle ve hafif baş eğilerek selamlanmalıdır.
Sofraya otururken herkes selamlanır. Tanıdık kişiler
baş eğilerek selamlanır.
Bir hanım yemek masasına gelince önce hanımları sonra erkekleri; en son kocasını selamlar. Bir erkek ise önse hanımları sonra karısını ve en son erkekleri selamlar.
Uzun süreli yolculuklarda yerinize otururken, yanınızda oturan kişiye “iyi yolculuklar” diyerek selam verilir.
Yüksek mevkide olan ya da tanınmış biriyle karşılaşan kişi, o kişiyi mutlaka selamlamalıdır.
Tanıdığınız bir kişiyi, herhangi bir yerde,
istemediği durumda gördüğünüzde kendisine
selam vermemek en iyisidir.
Resmi Ortamda Selamlama
Çalışma ortamında ast üst’e , kıdemsiz kıdemliye selam verir.
Ancak ast üst’ü kendisine baktığında selam vermelidir. Eş düzeyde olanlarda ise, önce selam vermek nezaket kuralıdır.
Devlet ve hükümet adamları ile üst düzey yöneticiler, hanımlar ve topluluklar daima ”saygılar” sözcüğü ile selamlanır. Bir kişi eş düzeyde olan birine “saygılar”
sunduğunda, saygı sunulan kişi “saygılar benden” demelidir.
Ast üste saygılar sunduğunda üst teşekkür etmelidir. Üste
“merhaba” demek saygısızlıktır fakat üst astına diyebilir.
Resmi ortamda makam sahibi bir üst içeriye girince astlar ayağa kalkarak kendisine baş eğerek selam vermelidir.
Ancak AST girince ÜSTLERİN ayağa kalkması gerekmez.
Cumhurbaşkanına, yardımcı devlet adamlarına. Sancağa;
göndere çekilirken ve indirilirken Bayrağa; İstiklal Marşı
söylenirken ve çalınırken cephe alarak selam durma gerekir.
3. TANIŞTIRMA VE TANITMA
Tanıştırma ve tanıtma kamusal,kurumsal ve sosyal
ilişkilerin başlangıcını oluşturur.Tanıştırma ayakta ve ilk karşılaşmada yapılır.
Sosyal Yaşamda Tanıtma ve Tanıştırma
Sosyal yaşamda genel olarak erkek hanıma, küçük büyüğe, genç yaşlıya, genç kız yaşlı erkeğe ve hanıma, yaş farkı fazla değilse evlenmemiş hanım evli hanıma, yeni gelen orada bulunanlara, tek kişi çifte veya topluluğa, konuşmacı topluluğa, akraba ve yakın dostlar diğerlerine, hanımlar hükümet ve devlet adamlarına,üst yöneticilere yaşlı erkeklere, bilim ve din adamlarına tanıştırılırlar.
Tanışmayı reddetmek hoş değildir.
Hanımlar bir erkekle veya eşdüzey bir hanımla tanışma esnasında ayağa kalkmazlar. Ancak, bir hanım devlet ve hükümet adamı,
komutan, büyükelçi vali, bürokrat veya tanınmış önemli şahsiyet
veya bunların eşi ile yaşlı bir hanımla tanışırken, özel ve sosyal
ortamda da olsa mutlaka ağaya kalkmalıdır.
İçeride bir konuk otururken, ast veya yaşça küçük olan kişi geldiğinde, sonra gelen bu kişi önce gelen konuğa
takdim edilir. Ancak önce gelen konuk ast , sonra gelen kişi üst ise bu durumda önce gelen konuk sonra gelene takdim edilir.
Özel ortamda tanıştırmada kişinin sadece adı; sosyal ortamda adı ve soyadı, gerekirse mesleği ya da unvanı söylenir.
Yaş, unvan, mevki ve statü bakımından üst olan bir kişiye ya da bir hanım ile anıştırma yapılmadan önce, üst olan kişiden veya hanımdan izin alınmalıdır. Makam sahibi bir kişi ya da bir hanım ile tanıştırma yapılırken, varsa
elindeki içki veya sigara bırakılmalı, ceketin önü iliklenmeli,
saygı ile tebessüm edilmelidir.
Sosyal bir ortamda, tanışmayan resmi bir üst ile astı tanıştırmak için, önce üste unvanıyla hitap ederek izin alınır, ast unvanı ve adıyla takdim
edilir.
Sosyal bir ortamda tanıştırma sırasında, her iki taraf sizinle samimi değilse veya taraflardan biri sizin için yabancı ise “ Size arkadaşım Öznur’u tanıştırayım” denir. Yaşları ve statüleri aynı olan iki arkadaşı tanıştırırken “ sizleri tanıştırayım:
Habibe, Serap” denir. Samimi bir ortamda eş düzeyde iki kişiyi tanıştırırken söylenecek ince sözlerden biri de “ Okan bey, Süleyman beyi tanıyor musunuz ?” demektir.
Özel ve sosyal ortamda ya da telefonda kişi kendini bey/ hanım diye tanıtmamalıdır. Kişi
kendini tanıtırken yalnızca adını veya adını ve
soyadını söylemelidir.
Özel ve sosyal bir ortamda,kişinin kendini unvanıyla takdim etmesi görgüsüzlük kabul edilir. Bir kişi sizi
tanıtırken de unvanınızla tanıtmaması gerekir.
Özel ve sosyal ortamda bir kişiyi topluluğa tanıtmak için adını ve soyadını yüksek sesle söylemek yeterlidir.
Büyük grup ve topluluklarda yeni gelen kişi yalnızca en yakında bulunanlara tanıştırılır.
Tiyatro, sinema, konser, gibi kalabalık bir salonda ya da sofrada oturan bir erkek, bir hanıma tanıştırıldığında
başkalarını rahatsız etmemek için yerinden kalkmaz;
sadece oturduğu yerden ayağa kalkar gibi yaparak selamlar.
Bir davette; kalabalık bir masaya kendini tanıtmak için
biri geldiğinde ve kendini tanıttığında, oturan kişinin yarım
kalkması yeterlidir.
Kalabalık gruplarda ve topluluklarda herkes birbiriyle tanıştırılmaz. Sadece tanıştırılması gereken kişiler
tanıştırılır. Ancak, bir davette kişi sayısı 12’ den az ise ev sahibi konukları birbirine tanıştırmalıdır.
Tanıştırmada, sizi tanıtan kişi, adınızı veya soyadınızı hatırlamadığında ve durakladığında hemen kendinizi tanıtmakta yarar vardır.
Daha önceden tanıdığınız biriyle yeniden tanıştırılma söz konusu olduğunda “biz tanışıyoruz” demek yerinde bir davranıştır.
Kendisiyle tanışmayı arzu ettiğiniz bir kişiyle
karşılaştığınızda, uygun bir fırsatta kendinizi o kişiye takdim etmeniz yerinde olur.
Özel bir nedeni olmadıkça, sokakta/yolda bir
tanıdığınızı yanınızda bulunan kişiyle tanıştırmanız
gerekmez. Ancak konuşma uzayacaksa tanıştırılabilir.
o Özel ve sosyal ortamda bir erkeğin, bir hanım vasıtasıyla başka bir erkeğe tanıştırılması uygun değildir. Böyle bir
durumda erkek kendini tanıtmalıdır.
o Bir erkeğin yanında hanım varsa, kişi önce kendini sonra yanında bulunan hanımı tanıtmalıdır. Bir hanımın kendini tanıtması uygun değildir. Buna karşın, bir hanım bilim
adamı, yazar, üst düzey yönetici gibi tanınmış kişilere kendini tanıtabilir. Ayrıca iş kadını iş gereği kendini tanıtabilir.
o Aile ve arkadaş ortamında kişi kendini sadece adıyla tanıtmalıdır. Ancak ortamda biraz resmiyet varsa soyadını da söyler.
o Tanıştırılacak kişi aileden biri ise. Akrabalık sıfatı ve adıyla tanıştırılır.
o Kişi eşini tanıştırırken “eşim” demek yeterli değildir. Eşini
ismiyle birlikte tanıştırmalıdır.
Bir erkek, karı-koca çifte tanıştırılırken, önce kocaya sonra eşine tanıştırılır. Bir erkek, başka bir erkekle
konuşan ya da beraber olan bir hanımla tanıştırılırken, önce erkeğe sonra da hanıma tanıştırılır.
Bir arkadaşınızı ailenize veya bir başkasının ailesine tanıştırırken, önce anneyle sonra babayla tanıştırılır.
Tanıştırmada en önemli husus tanıştırılan kişinin adını ve soyadını doğru ve açık bir biçimde söylemektir.
Tanıştırıldıktan sonra, tanıştırılan kişinin adını hatırda tutmak ve ona adıyla hitap etmek olumlu bir
davranıştır. Kişinin adı hatırlanamadığında, hanım ya da yaşlı ise kendisine “efendim” demek uygun olur.
Devlet veya hükümet adamıyla üst yönetici gibi önemli bir şahsiyetle tanışan kişi hemen elini
uzatmamalı, hafif baş eğerek selamlamalıdır.
Bir erkek makam sahibi önemli bir kişiyle ya da yaşlı biriyle tanıştırıldığında üst düzeyde ya da yaşlı olan kişi
“memnun oldum” ; tanışan kişi ise ”müşerref oldum efendim” veya “onur duydum” demelidir. Bir erkek bir hanımla tanıştırıldığında hanım sadece “memnun oldum”
der. Hanımla tanışan erkek ise “müşerref oldum, onur duydum, mutlu oldum” demelidir. Eş düzeyde tanışan kişilerden biri” müşerref oldum” deyince karşı taraf “o şeref bana ait” demelidir. Kişi memnun olduğunu yüz ifadesiyle de belli etmelidir.
Tanışma sırasında veya tanıştırılmadan sonra kişinin kartvizitini sunması nezaket gereğidir. Kartvizit
sunulan kişi, eş düzeyde ise kendisi de kartvizitini sunarak karşılık vermelidir. Kartviziti alan kişi önce okumalı, kişinin adını hafızasına almalı, sonra kartviziti özenle cebine,
cüzdanına yada çantasına koymalıdır.
İlk tanışmada…
Ben… Hanım/Bey dememek
Kim kimi tanıştırır? (erkek bayana, genç
yaşlıya, ast üste, yeni gelen orada olanlara tanıştırılır)
Önce kimin ismi?
Kalabalıkta tanıştırma
Ayağa kalkmak
Tanıştırma üslubu
TANIŞMA VE TANIŞTIRILMANIN
İNCELİKLERİ
Tanıştığınız insanın ismini unutmamak…
Sana değer veriyorum, bu yüzden ismini unutmadım.
Ben detayları kaçırmam ve özenli bir insanımdır.
Tanıştığınız kişinin ismini unutursanız…
Çok özür dilerim, isminizi lütfen bir kez daha söyler misiniz?
O kadar utanıyorum ki, yüzünüz çok tanıdık geliyor, isminiz dilimin ucunda demenize gerek yok…
Sizi tanıştıran isminizi yanlış söylerse…
Esprili bir şekilde hatayı düzeltmek en doğrusu olur.
Adımın varyasyonlarından oluşan bir liste tutuyorum.
Çoğunlukla bu hata yapılır, Karıştırılmadığı çok az olur
vb.
Resmi Ortamda Tanıtma ve Tanıştırma
•Kamusal ve kurumsal yaşamda ast üst’e, kıdemsiz kıdemliye tanıştırılır. Tanıştırmada ast olanlar üstlerin yanına götürülerek tanıştırılır.
•Makam odasında bir kişiyi yöneticiye takdim ederken, kişinin önce unvanı, sonra adı ve soyadı söylenir. Resmi toplantı ve törenlerde kişiyi topluluğa takdim ederken,
kişinin önce unvanı, sonra “sayın” sıfatı, sonra kişinin adı ve soyadı söylenir. Yarı resmi bir ortamda tanıştırmada kişinin önce adı ve soyadı, sonra unvanı söylenir.
• Tanıtmada rütbe, akademik unvan ve meslek unvanı isimden önce, görev unvanı sonra belirtilir.
•Resmi ortamda kişi kendini tanıtırken önce unvanını, sonra adını ve soyadını söyler.
•Kurumsal ve kamusal alanda bir erkek, karı- koca olan bir çifte tanıştırılırken önce makam sahibine sonra eşine
tanıştırılır.
4. EL SIKMA(TOKALAŞMA)
Sosyal yaşamda el sıkma
Sosyal yaşamda el sıkma, insan ilişkilerinde karşılıklı güven, sevgi ve samimiyeti belirten önemli ve etkili bir iletişim ve selamlaşma yöntemidir. Bu yüzden tanıştırmada,
karşılamada, uğurlamada, vedalaşmada, tebrikte ve ziyarette el sıkma ihmal edilmemelidir.
Tokalaşmada önce el uzatma hakkı ev sahibine, genel ve
sosyal ortamda ise, aynı cinsten olanlar arasında yaşlı olana, ayrı cinsten olanlar arasında hanım olana aittir.
Uzatılan eli sıkmamak, kişinin kendisine ve karşısındakine güveni ve saygısı olmadığını gösteren büyük bir
saygısızlıktır.
Bir erkekle ilk defa tanışan hanım, isterse elini uzatmayabilir. Bu yüzden, tanışmada hanımın elini
uzatması beklemek gereklidir. Ancak bir hanım makam sahibi ya da yaşça büyük bir erkek ile tanıştırıldığında erkeğin önce el uzatmasını beklemelidir. Ayrıca genç kız evli bir erkekle tokalaşmak için önce erkeğin el
uzatmasını beklemelidir.
Aynı cins, aynı yaşta ve aynı düzeyde olan kişiler
arasında tokalaşma, önce davranan kişinin el uzatmasıyla gerçekleşir.
Birçok kişinin olduğu yerde el sıkmaya büyükten
başlanır; sırayla küçüklere geçilir. Büyüklerin eli sıkılırken hafifçe öne eğilerek saygı gösterilir.
Sosyal ortamda el sıkarken erkek ayağa kalkar;
hanımlar ise ayağa kalkmazlar. Hanımlar tokalaşmak için
eldiveni çıkartmayabilirler. Ancak karşısındaki kişi yaş ve
statü bakımından büyükse eldiveni çıkartmalıdır.
Hanım ve erkek iki çift karşılaştığında, önce her iki hanım tokalaşır; sonra erkekler kendi aralarında tokalaşır.
Mutluluğu ve başarıyı kutlamak amacıyla yapılan tokalaşma biraz uzun süreli, samimi ve coşkulu olmalı; üzüntüyü paylaşmak için yapılan tokalaşma ise hafif ve yumuşak
olmalıdır.
Hasta iken , eller kirli, tozlu, topraklı, yağlı, terli ve ıslak iken toka etmek için el uzatmak veya el uzatmaya hazırlanırken eli elbiseye silmek doğru değildir. Bu
durumlarda el uzatmamak ve özür dilemek
gerekir.
Resmi Ortamda El Sıkma
Kamusal ve kurumsal yaşamda önce el uzatma hakkı makam, unvan, rütbe, ve kıdem olarak
önde gelene aittir.
Bir kurumda resmi bir makama girildiğinde önce el uzatma hakkı içeride oturan kişiye aittir.
irden çok kişinin olduğu resmi ortamda el sıkmaya sağdan değil, en üstten başlanmalıdır.
Resmi ortamda üstlerle tokalaşırken hanımlar
da ayağa kalkmalıdır.
5. EL ÖPME VE YANAKTAN ÖPME
Avrupai Tarzda El Öpme
Erkek olarak kapalı alanda ve ayakta iken bir hanımın elini öpmek (alnına götürmeden) Avrupai tarzda gösterilen bir saygı ifadesidir.
Kapalı alanda ve ayakta hanımın eli öpülürken, eli biraz kaldırılır, saygılı biçimde gözlerine bakılarak eli dudağa yaklaştırılır, öpülür gibi yapılır. Öpülen el ayrıca sıkılmaz.
Eldivenli hanımın eli öpülmez.
Genel olarak evli hanımların eli öpülür. Genç kızların, bekar hanımların eli öpülmez. Ancak belirli bir yaşa ve mevkiye gelmiş olan hanımların eli öpülebilir.