• Sonuç bulunamadı

Dindarlık Ve Ruh Sağlığı Arasındaki İlişkisel Yapı

Bu araştırmada genel anlamda, dinî tutum ve davranışlar ile dindarlık ve ruh sağlığını belirleyen ruhsal rahatsızlık alt boyutları arasındaki ilişki incelenmiş ve

“dindarlık ile ruh sağlığı arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?” sorusuna cevap aranmıştır. Araştırmanın modeline uygun olarak, dindarlık (inanç, bilgi-ibadet, tecrübe-etki ve sosyal boyutları) ile ruh sağlığı (somatizasyon, depresyon, anksiyete, hostilite, olumsuz benlik) arasındaki ilişkinin yönünü belirlemek amacıyla Pearson korelasyon katsayılarından faydalanılmıştır.

44Gamal– Zari, agm, s. 46.

45Fabricatore vd, agm, s. 221- 228.

Yapılan analizler sonucunda dindarlığın ve ruh sağlığının bazı alt boyutları arasında anlamlı ilişkilerin var olduğu tespit edilmiştir.

Analizin en dikkat çekici bulgularının başında, dindarlığın bilgi- ibadet boyutu ile ruh sağlığının anksiyete boyutu arasındaki çok anlamlı negatif ilişkinin (r= -,202, p=0,01) varlığı gelmektedir. Yani, deneklerin dindarlığın bilgi-ibadet boyutunu yansıtan davranışları arttıkça anksiyete belirtileri anlamlı biçimde azalmaktadır. Ayrıca anksiyete belirtileri dinin tecrübe-etki boyutuyla da yine çok anlamlı negatif ilişki (r= -,154, p=

0,01) göstermektedir. Bu demektir ki, deneklerin dinin tecrübe-etki boyutunu hissettikleri derecede anksiyete belirtileri azalmaktadır.

Diğer önemli bir bulgu, hostilite yani öfke ve düşmanlık duyguları ile dindarlığın bilgi- ibadet (r= -,180, p=0,01) ve sosyal boyutu (r= -,179, p=0,01) arasındaki anlamlılık düzeyi yüksek negatif ilişkilerdir. Bilgi-ibadet yönü ve sosyal yönden dindarlıkları yüksek olan deneklerin öfke ve düşmanlık duygularının anlamlı şekilde azaldığını söylemek mümkün görünmektedir. Bu durumun İslam dininin kelime olarak barış anlamı taşıması, İslam kardeşliğini (uhuvvet) çok önemsemesi ve inananlardan bu kardeşliği hayata geçirmelerini talep etmesi, bağışlayıcılığı ve affediciliği teşvik etmesiyle ilgili olabileceği düşünülmektedir.46 Üstelik, dinin sosyal boyutunun kapsadığı cami ve cami etrafındaki cemaatle vakit namazları ya da bayram namazı kılmak başta olmak üzere çeşitli dinî faaliyetlere katılarak, din kardeşleriyle bir araya

46 Syed Arshad, agm, s. 287.

Tablo 39: Dindarlık- Ruh Sağlığı İlişkisi (Korelasyon Katsayıları) İnanç

Boyutu

Bilgi-İbadet Boyutu

Tecrübe-Etki Boyutu

Sosyal Boyutu

Somatizasyon ,074 -,054 -,012 -,029

Depresyon ,043 -,118* -,073 -,067

Anksiyete ,005 -,202** -,154** -,038

Hostilite ,021 -,180** -,041 -,179**

Olumsuz Benlik ,001 -,180** -,116* -,073

Anlamlılık **p<0.01 *p<0.05

gelmenin kişiyi kin, husumet, öfke gibi olumsuz duyguların etkisinden kurtarabileceği düşünülmektedir.47

Olumsuz benlik belirtileri ile dindarlığın sırasıyla bilgi-ibadet boyutu (r=-,180, p= 0,01) ile tecrübe- etki boyutları (r=-,116, p=0,05) arasında anlamlı negatif ilişkiler tespit edilmiştir. Buna göre, deneklerin Kur’an ve İslamî eserleri okuma, namaz kılma, yakın çevreleriyle dini konuları konuşma, dini toplantılara katılma, sosyal problemlerde dini inançlarına baş vurma ve belki en önemlisi hayatı ve olayları dini açıdan yorumlama, Müslüman olmanın anlamını tefekkür etme gibi davranışları arttıkça çevresindeki insanlara güvenme, iyi ve sağlıklı ilişkiler kurma, kendini değerli hissetme ve belki en önemlisi suçluluk duygusu ve hatalarından, günahlarından dolayı cezalandırılma endişesi azalmaktadır. Üstelik dinin tecrübe-etki boyutu dediğimiz Allah’la birebir yakın bir ilişki halini hissetme ile inanç ve ibadetlerin kötülüklerden koruyacağına dair inanç ve hisler de olumsuz benlik belirtilerini azaltmaktadır. Nitekim İslam dininde, insanın varlıkların en şereflisi olarak Allah’ın kendi ruhundan üflediği yeryüzündeki halifesi olduğu, ilahi emaneti yüklenmiş, akıl ve iradeyle donatılmış tek varlık olduğu inancı olumlu benlik algısını pekiştirir görünmektedir. İnsanların masum doğduğu, fiillerin niyetlere göre değerlendirildiği, Allah’ın rahmetinin gazabını geçtiği, duaları duyduğu ve icabet ettiği, bağışlamasının sonsuz olduğu düşünüldüğünde ise olumsuz benlik belirtilerinden suçluluk duygusu ve cezalandırılma korkusunun azalacağı görülmektedir.48

Dinin bilgi-ibadet boyutu ile depresif belirtiler arasında da anlamlı olumsuz ilişki (r=-,118, p=0,05) mevcuttur. Bu durumda dindarlığın bilgi- ibadet boyutu arttıkça depresif belirtilerin azaldığını söylemek mümkün görünmektedir. Zira önceden de belirtildiği gibi anlam duygusunun devşirilmesi, Allah’a iman ve inancın tazelenerek, sabır, tevekkül, sebat, azim gibi koruyucu değerlerin pekiştirilmesi için namaz kılmak ve Kur’an okumak başta olmak üzere dini ibadetlerin yerine getirilmesine ihtiyaç vardır.

47 Gamal– Zari, agm, s. 45.

48 Rizvi, age, s. 33- 35.

Kur’an’da da Allah’ın kullarının ibadetlerine ihtiyacı olmadığının bildirilmesi49, bu ibadetlere kulların ihtiyacı olduğu fikrini güçlendirmektedir.

49Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!” (El-Hacc, 37).

SONUÇ

Din, ortaya koyduğu değerler ve dünya hayatına ilişkin olarak getirdiği açıklamalar aracılığıyla kişinin hayatın anlamına dair sorularına cevap sunar. 1 Kişinin psikolojik sağlığı da bu anlam arayışına ilintili görünmektedir. Din, birey için önemli ve hakiki olduğunda, değerleri yorumlama ve sembolize etme kapasitesi taşıdığında ruhsal sağlığını kazanmasına yardım edebilmektedir. Dindar insanın kendisinin benzersiz olduğuna, ilahi bir asalet taşıdığına inanması, dinin insanın hem kendisini hem de diğer insanları sevmeyi emretmesi, ahlakî mutlak değer olarak vicdana önem vermesi (ki sağlıklı psikolojik gelişim için vicdanın varlığı şarttır) dinin ruhsal sağlığa olumlu katkı sağlayabileceği yönleridir.2 Böylece “dindar kişi sinir sistemini metin bir zarla muhafaza etmektedir”.3

Dindarlık ile ruh sağlığı arasında var olduğu düşünülen bu ilişki araştırmamızın temel konusunu oluşturmuştur. Ayrıca dindarlığın ve ruh sağlığının cinsiyet, yaş, medeni durum, tahsil durumu, meslek durumu, sosyal çevre ve gelir grubu gibi demografik özelliklerle de ilişkisi incelenmiştir. Bu çerçevede sürdürülen araştırmayla bu alandaki (dindarlık ve ruh sağlığı ilişkisi) eksikliğin giderilmesi amaçlanmıştır.

Dindarlık ile ruh sağlığı arasındaki ilişkinin incelenmesinde Pearson korelasyon katsayılarından; bağımsız değişkenler (demografik özellikler) ile hem dindarlık hem de ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi tespit etmek için ise t-test ve ANOVA analiz tekniklerinden faydalanılmıştır. Deneklerin dindarlık düzeyleri belirlenirken dindarlığın alt boyutlarından (İnanç, Bilgi-İbadet, Tecrübe-Etki ve Sosyal Boyutlar) aldıkları puan ortalamaları dikkate alınırken; aynı şekilde, ruh sağlığı düzeyleri tespit edilirken ruhsal rahatsızlık belirtilerinden (somatizasyon, anksiyete, depresyon, hostilite ve olumsuz benlik) aldıkları puan ortalamaları kullanılmıştır.

1 Yaparel, agt, s. 23; Irvin Yalom, Din ve Psikiyatri, (Çev. Özden Arıkan), Merkez Kitaplar, İstanbul 2006, s. 34.

2 Katz, agb, s. 324- 327.

3 Armaner, age, s. 103.

Araştırmada ilk önce ”Dindarlık ve Ruh Sağlığıyla İlgili Genel Bulgular”

verilmiş; deneklerin dindarlığı yansıtan tutum ve algılar (öznel dindarlık algısı, dine verilen önem), dindarlığın dört alt boyutu ve ruhsal rahatsızlık belirti düzeyleri açısından genel profilleri aktarılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, deneklerin geneli kendini dindar bulmakta ve dini, bir değer olarak önemsemektedir. Ruh sağlığı açısından, denekler en çok depresyon ve hostilite belirtileri göstermektedir.

“Dindarlık ve Ruh Sağlığıyla İlgili Genel Bulgular” verildikten sonra, dindarlık ve ruh sağlığı ile cinsiyet, yaş, medeni durum, tahsil durumu, meslek durumu, sosyal çevre ve gelir grubu gibi demografik faktörler (bağımsız değişkenler) arasında karşılaştırmalar yapılmış ve bunlar arasındaki ilişki ve farklar tespit edilmiştir. Yapılan karşılaştırmalarda dindarlık açısından kadınların sosyal boyut hariç dindarlığın bütün alt boyutlarında erkeklerden daha çok dindar olduğu; erkeklere kıyasla dini daha fazla önemsediği ortaya çıkarken; öznel dindarlık algısı açısından cinsiyetler arasında farklılığa rastlanmamıştır. Öte yandan ruh sağlığı ve cinsiyet ilişkisi analizleri, kadınların erkeklere kıyasla daha çok somatizasyon ve depresyon belirtisi gösterdiğini ortaya koymuştur.

Deneklerin medeni durumları; yani evli ya da bekar olmaları ile dindarlık ve ruh sağlığı düzeyleri arasında yapılan karşılaştırmalarda, evlilerde bekarlara nazaran dinin bilgi- ibadet ve tecrübe- etki boyutunun daha belirgin yaşandığı sonucuna ulaşılmış; bunun aile kurmanın ve anne-baba olmanın kişiye yüklediği sorumlulukların hissedilmesi; çocukları iyi yetiştirmek, onlara iyi örnek olmak arzusuyla ilişkili olabileceği belirtilmiştir. Medeni durumun kadın ve erkeklerin kendi içinde dindarlık açısından fark oluşturup oluşturmadığı sorusuna cevap bulmak amacıyla yapılan split- file analizler sonucunda evli erkeklerin bekar erkeklere göre dinin tecrübe-etki boyutunu ve sosyal boyutunu daha belirgin yaşadığı tespit edilmiştir. Ruh sağlığı açısından bekarların evlilere oranla daha fazla depresif belirti gösterdiği tespit edilmiş, üstelik cinsiyet bazında yapılan split file analizler, anksiyete belirtileri açısından bekar erkeklerin evli erkeklere nazaran daha fazla anksiyete belirtisi gösterdiğini ortaya koymuş; bu durumun bekarların yaş itibariyle hem gençlik çağının gelişimsel krizleriyle (kimlik karmaşası, gelecek kaygısı, hayatın anlamı, hedef ve amaçları) baş

etmelerinden, hem de evlilerin sahip olduğu eş ve çocuk(lar) gibi çok önemli bir sosyal destek ve sorumluluk kaynağından faydalanma imkanlarının düşük olmasından kaynaklanabileceği düşünülmüştür.

Deneklerin mesleki durumları; yani çalışıp çalışmama durumları açısından çalışmayanların çalışanlara nazaran dinin İnanç ve Tecrübe-Etki boyutunu daha fazla hissettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonucun, çalışmayanların büyük şehirin günlük hayatının yoğun stres ve karmaşasından çalışanlara göre uzak kalmasıyla ilişkili olabileceği ifade edilmiştir. Öte yandan, çalışmayanların çalışanlara göre daha çok somatizasyon belirtisi gösterdiği ortaya çıkmış, bunun örneklemde çalışmayan ev kadınlarının (100 kişi), öğrencilerin (18 kişi), emeklilerin (15 kişi), işsizlerin (2 kişi) örneklemin yaklaşık üçte birini oluşturduğu göz önüne alındığında ev kadınlığının meşakkatli ama tek düze sorumluluklarıyla, emekliliğin hem içinde bulunulan yaş grubunun hem de sorumlulukların azalmasının etkisiyle kişinin kendini daha çok dinlemesiyle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

Deneklerin hayatlarının çoğunu geçirdiği sosyal çevreleri ne dindarlık düzeylerinde ne de ruh sağlıklarında anlamlı farka yol açmamıştır. Bu bulgunun, örneklemin %80’inin ilde, %20’sinin il dışında (ilçe %15, köy %5) yaşamasının gruplar arasında kıyaslama imkanını azaltmasıyla ilişkili olabileceği ya da çeşitli ihtimallerden ötürü sosyal çevre ayrımının bulanıklaşmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.

Deneklerin yaş grupları arasında dindarlık düzeyleri açısından anlamlı farklılık bulunmazken; farklı yaş gruplarındaki erkek ve kadın deneklerin dindarlık düzeylerini kendi içlerinde incelemek amacıyla cinsiyet bazında yapılan split- file analizleri genç kadınlara kıyasla bilgi-ibadet boyutunun yetişkin kadınların dindarlıklarında daha belirgin olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu bulgular, bu araştırma örneklemi ve sınırları içerisinde kalmak şartıyla, dindarlığın yaşa bağlı olarak değişeceğini söylemenin pek mümkün olmadığı düşüncesini akla getirmektedir. Deneklerin yaş grupları ruh sağlığı düzeyleri açısından karşılaştırıldığında ise, gençlik çağında olanların yetişkinlik çağında olanlara kıyasla daha depresif olduğu ortaya çıkmıştır. Gençlerde depresyon belirtilerinin yüksek çıkmasının, gençlik çağının gelişimsel özellikleriyle ilişkili olabileceği düşünülmüştür.

Tahsil grupları arasında dindarlık açısından karşılaştırma yapıldığında; bilgi ve ibadet boyutu üniversite-yüksek okul mezunlarında ortaokul mezunlarına göre; tecrübe- etki boyutu ise lise mezunlarında üniversite-yüksekokul mezunlarına nazaran daha belirgin çıkmıştır. Üniversite mezunlarında; bilgi- ibadet boyutunun anlamlı şekilde yüksek çıkarken, tecrübe-etki boyutunun lise mezunlarına kıyasla anlamlı biçimde düşük çıkmasının rasyonalist eğitimin etkisiyle açıklanabileceği ifade edilmiştir. Ayrıca kendi içlerinde kadın ve erkek deneklerin tahsil durumlarının dindarlıklarında farklılığa yol açıp açmadığını tespit etmek amacıyla yapılan split-file analizler; üniversite mezunu erkek deneklerin, ortaokul ve ilkokul mezunu erkek deneklere göre dinin bilgi- ibadet boyutunu daha fazla yaşadığını göstermiştir. Ruh sağlığı açısından tahsil grupları arasında anlamlı farklılığa rastlanmamıştır.

Literatürdeki bazı araştırma sonuçlarına paralel olarak gelir grupları arasında dindarlık açısından anlamlı farklılık bulunmazken; ruh sağlığı açısından, düşük gelir grubunun iyi gelir grubuna kıyasla daha çok depresif belirti gösterdiği, bunun özellikle de erkek denekler için geçerli olduğu ortaya çıkmıştır. Toplumumuzda ailenin geçimi ve ihtiyaçlarının karşılanması konusunda erkeklerden birinci derecede sorumluluk beklenmesi bu durumu açıklar görünmektedir.

Araştırmamızda “Dindarlık, Ruh Sağlığı ve Demografik Değişkenler Arasındaki İlişkiler”den sonra “Dindarlık-Ruhsal Sağlığı İlişkini Sorgulayan Temel Değişkenler/Alt boyutlar”a ait bulgular sunulmuştur. Buna göre;

Dindarlık ve ruh sağlığı uzmanına başvuru durumu arasındaki ilişki sorgulandığında; dinin tecrübe-etki boyutunu daha az hisseden deneklerin ruh sağlığı uzmanına baş vurma eğilimini daha çok taşıdıkları dikkat çekmiştir. Öte yandan teşhis alma, terapi-tedavi görme ve sıkıntı yaşayıp yaşamama durumuna göre dindarlık boyutları arasında herhangi anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.

Sıkıntıdan etkilenme derecesi ve ruhsal rahatsızlık belirti düzeyleri arasındaki ilişkiye bakıldığında, yaşanılan sıkıntının kişi için önemi ve etkisi arttıkça depresyon, kaygı, öfke-düşmanlık ve olumsuz benlik belirtilerinin de arttığı tespit edilmiştir.

Sıkıntıdan etkilenme derecesi ile dindarlığın bilgi-ibadet ve sosyal boyutu arasında

anlamlı olumsuz ilişki tespit edilmiştir. Buna göre kişilerin yaşadığı sorunlardan etkilenme düzeyleri onların ibadetlerine ve dinin sosyal yönüne olumsuz yansımaktadır.

Bu iki bulgunun kişinin sorun ve sıkıntılarıyla baş etmede kullandığı olumsuz başa çıkma ve dinî başa çıkma yöntemleriyle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

Dindarlık ile ruh sağlığı değişkenleri arasındaki ilişkisel yapı incelendiğinde, dindarlığın bazı alt boyutlarıyla ruhsal rahatsızlık belirtilerinin bazı alt boyutları arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır:

Dindarlığın bilgi- ibadet boyutu ve tecrübe-etki boyutu ile ruh sağlığının anksiyete boyutu arasında anlamlı negatif ilişkiler olduğu görülmüştür. Başka bir ifadeyle deneklerin dindarlığın bilgi- ibadet boyutu kapsamına giren davranışları arttığı, dinin tecrübe- etki boyutunu hissettikleri derecede anksiyete belirtilerinin azaldığını söylemek mümkün görünmektedir.

Dindarlığın bilgi- ibadet ve sosyal boyutu ile hostilite yani öfke ve düşmanlık duyguları ile arasında anlamlılık düzeyi yüksek negatif ilişkilerin var olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgular, bilgi-ibadet yönünden ve sosyal yönden dindarlıkları yüksek olan deneklerin öfke ve düşmanlık duygularının anlamlı şekilde azaldığını düşündürtmektedir.

Yine dindarlığın bilgi-ibadet boyutu ve tecrübe- etki boyutları. ile olumsuz benlik belirtileri arasında anlamlı negatif ilişkiler bulunmuştur. Bu bulgudan, dinin, Rahman suretinde yaratılan insanın varlıkların en şereflisi olarak, yeryüzünde Allah’ın halifesi durumunda bulunduğu şeklindeki öğretisine uygun olarak, bilgi-ibadet ve tecrübe-etki boyutlarının kapsadığı dinî davranış ve duygular arttıkça, olumsuz benlik belirtileri arasında sayılan suçluluk duygusu, aşağılık kompleksi, cezalandırılma korkusu gibi olumsuz duyguların azalabileceği anlaşılmaktadır.

Son olarak, yine dindarlığın bilgi- ibadet boyutu ile depresyon arasında anlamlı negatif ilişki tespit edilmiştir. Bu bulgulardan, dindarlığın bilgi- ibadet boyutu arttıkça depresif belirtilerin azaldığı, dinin, özellikle dinî ibadetleri yerine getirmenin depresyona karşı koruyucu işlevi olabileceği anlaşılmaktadır.

Görüldüğü üzere, dindarlık- ruh sağlığı arasındaki ilişkisel yapıda her iki değişkenin bazı alt boyutları önem kazanmaktadır. Şöyle ki dindarlık açısından bakıldığında, özellikle bilgi-ibadet boyutu ile tecrübe- etki boyutunun ruh sağlığı açısından önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Ruh sağlığı açısından baktığımızda da dinin bu boyutlarıyla ilişkili olarak anksiyete, hostilite ve depresyonun diğer ruhsal rahatsızlık belirtilerine nazaran ön plana çıktığını görmekteyiz.

Özetle bu araştırmada, deneklerin demografik özellikleri ile dindarlık ve ruh sağlığı düzeylerini gösteren tutum ve davranışlar arasında var olan ilişki, ölçme araçlarının ve örneklem grubunun temsil sınırlılığı içerisinde tespit edilerek; dindarlık düzeyleri (dindarlık alt boyutlarından alınan puan ortalamaları) ile ruhsal rahatsızlık belirti düzeyleri (ruhsal rahatsızlık alt boyutlarından alınan puan ortalamaları) arasında var olan ilişki belirlenmiştir.

BİBLİYOGRAFYA

Abdel-Khalek, Ahmed M- Naceur, Farida, “Religiosity and Its Association with Positive and Negative Emotions Among College Students from Algeria”, Mental Health, Religion and Culture, C. 10, S. 2, 2007.

Abdul Hussain,”Islamic Belief and Mental Health”, Mental Health Nursing, C. 21, S. 2, 2001.

Acar-Voltan, Nilüfer- Yıldırım, İbrahim- Ergene, Tuncay, “Bireylerin Dindarlık Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 12, 1996, s. 45- 56.

Achoui, Mustapha, “The Human Nature from a Comparative Psychological Perspective”,The American Journal of Islamic Social Sciences, C. 15, S. 4, 1998.

Adasal, Rasim, Medikal Psikoloji, İstanbul, 1977.

Ahmad, Mohammad- Nikhat, Islam and Psyhosomatic Medicine, www.islamset.com, 26 Ekim 2006.

Alawni, Shafiq Falah, “Human Motivation: From an Islamic Perspective”, The American Journal of Islamic Social Sciences, C. 15, S. 4, 1998.

Albrecht, Stan L.- Heaton Tim B., “Secularization, Higher Education and Religiosity”, Review of Religious Research, C. 26, S. 1, 1984.

Altunışık, Remzi vd, Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, Sakarya Kitabevi, Sakarya 2005.

Argyle, Michael- Beit-Hallahmi, Benjamin, “Dini Davranış Teorileri”, (Çev. Ali Kuşat, Mehmet Korkmaz, İsmail Güllü), Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 16, C. 1, 2004.

Armaner, Neda, Psikopatolojide Dinî Belirtiler, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1973.

Arseven, Ali, “Benlik Tasarımı”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 1, 1986.

Arslantürk, Zeki, Sosyal Bilimler İçin Araştırma Metot ve Teknikleri, 6. Baskı, Çamlıca Yayınları, İstanbul 2004.

Arveson, Kathleen, “A Conceptual Model for Integrating Spirituality Into Diagnosis and Counseling Treatment Plan”, Waltz, G., Bluerer- J., Yep,- R. , Vistas:

Compelling Perspectives on Counseling içinde, 2006, ACA, Alexandra VA, 2006 ACA Kongresinde Yapılan Sunum,www.aca.org.

Ashy, Majed, “Health and Illness from an Islamic Perspective”, Journal of Religion and Health, C. 38, S. 3, 1999.

Aslan, Nebile, Dinî İman, Suç ve Tövbe İlişkisi, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 1994.

Atay, Meltem, Gündoğar D., “İntihar Davranışlarında Risk Faktörleri: Bir Gözden Geçirme”, Kriz Dergisi, C. 12, S. 3, 2004.

Atkinson, Rita L. vd, Psikolojiye Giriş, (Çev. Yavuz Alogan), Arkadaş Yayınevi, Ankara 2002.

Ayrancı, Ünal- Yenilmez, Çınar, “Eskişehir İlinde Birinci Basamak Sağlık Kurumlarında Verilen Ruh Sağlığı Hizmetlerinin Değerlendirilmesi”, Türk Psikiyatri Dergisi, 13(2), 2002.

Ayten, Ali, Kendini Gerçekleştirme ve Din İlişkisi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, İstanbul 2004.

Ayvaşık Belgin- Er, Nurhan- Kışlak, Şennur- Erkuş, Adnan, Psikoloji Terimleri Sözlüğü, Türk Psikologlar Derneği Yayınları No: 22, Ankara 2000.

Azhar, M. Z.- Varma, S. L., “Religious Psychotherapy as Management of Bereavement”, Acta Psychiatrica Scandinavica, 91, s. 233- 235;

………..,“Religious Psychotherapy in Depressive Patients”

Psychotherapy and Psychosomatics, 63.

………..,“Religious Psychotherapy in Anxiety Disorder Patients”, Acta Psychiatry Scandinavia, 90.

Bahadır, Abdülkerim, “Ergen Kişiliği Bağlamında Din- Kişilik İlişkisi”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Dergisi, S.14, 2002.

Ball, J. vd, “The Relationship Between Religiosity and Adjustment among African- american, Females, Urban Adolescents”, Journal of Adolescence, 26, 2003.

Baltaş, Acar- Baltaş, Zuhal, Stres ve Başaçıkma Yolları (11. Basım), Remzi Kitabevi, İstanbul.

Belek, İlker, “Genel Sağlık Anketi İle Ölçülen Ruhsal Sorunlar ve Sosyodemografik Eşitsizlikler- Antalya’da Bir Alan Araştırması”, Türk Psikiyatri Dergisi, 10(3), 1999.

Peter Berger, “Sekülerizmin Gerilemesi”, Sekülerizm Sorgulanıyor, haz. ve çev. Ali Köse, Ufuk Kitapları, İstanbul 2002.

Bergin, A. E., “Religiosity and Mental Health: A Critical Reevaluation and Meta- Analysis”, Professional Psychology,Research and Practice, C. 14, S.2.

Budak, Selçuk, Psikoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara 2000.

Büyüköztürk, Şener, Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı, Pegem- A Yayıncılık, Ankara 2003.

Cengil, Muammer, “Depresyonu Önlemede Dini İnancın Koruyucu Rolü”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 3 (2), 2003.

Charles, J. Holahan- Rudolf, H. Mous, “Personal and Contextual Determinants of Coping Strategies”, Journal of Personality and Social Psychology, 52, 5, 1987.

Chattopadhyay, Subhagata, “Spiritual and Religious Themes in Psychiatric Management: A Proposed ‘Biopsychosocial Model’ ”The Internet Journal of World Health and Societal Politics, C.2, S. 1, 2005, 2003 Hindistan Yıllık Psikiyatri Kongresi’nde Sunulan Tebliğ.

Comstock, G. W. ve Patrick, K. B., “Church Attendance and Health”, Journal of Chronic Disease, 25,1972.

Contrada, R. J. vd, “Psycho-social Factors in Outcomes of Heart Surgery: the Impact of Religious Involvement and Depressive Symptoms”, Health Psychology, 23, 2004.

Cornah, Deborah, The Impact of Spirituality on Mental Health, A Review of The Literature, www.mhf.com, 11 Ekim 2007.

Crawford, Mark vd, “The Relationship Between Mental Health/Distress”, Review of Religious Research, C. 1, S. 1, 1989.

Culliford, Larry, “Spiritual Care and Psychiatric Treatment”, Advances in Psychiatric Treatment, C. 8, 2002.

Çarkoğlu, Ali- Toprak, Binnaz, Türkiye’de Din, Toplum ve Siyaset, TESEV, İstanbul 2000.

Çermik, Ömer- Çevik, Abdülkadir- Soykan, Atilla- Aksakal, Orhan, “Kadın Hastalarda

Çermik, Ömer- Çevik, Abdülkadir- Soykan, Atilla- Aksakal, Orhan, “Kadın Hastalarda