• Sonuç bulunamadı

Ekonomi Bülteni. 04 Şubat 2013, Sayı: 04. Yurt Dışı Gelişmeler. Yurt İçi Gelişmeler. Finansal Göstergeler. Makro Ekonomi ve Strateji

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ekonomi Bülteni. 04 Şubat 2013, Sayı: 04. Yurt Dışı Gelişmeler. Yurt İçi Gelişmeler. Finansal Göstergeler. Makro Ekonomi ve Strateji"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekonomi Bülteni

04 Şubat 2013, Sayı: 04

Yurt Dışı Gelişmeler

Yurt İçi Gelişmeler

Finansal Göstergeler

Makro Ekonomi ve Strateji

Kredi Artışı için %15’lik Limit Doğru mu?

Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel

Ercan Ergüzel Doğukan Ulusoy Ali Can Duran

(2)

Yurt Dışı Gelişmeler

DenizBank Ekonomi Bülteni

04 Şubat 2013

İlk tahminde ABD 4.çeyrekte daraldı. ABD’de 3.çeyrekteki yıllıklandırılmış %3.1’lik büyüme performansının ardın- dan 4.çeyrekte %1.1’lik büyümesi beklentilerinin altında %0.1’lik bir daralma yaşandı. 2012’nin son çeyreğinde ABD ekonomisindeki bu olumsuz performansta savunma harcamaları ve stoklardaki azalma ile ihracatın toplamda yaptığı 3.41 puanlık negatif katkı etkili oldu. Tüketim tarafında ise bir önceki çeyreğe kıyasla ciddi bir bozulma gö- rülmezken, yapılanlar açıklamalarda stokların artış hızındaki yavaşlama ve savunma harcamalarında 40 yılın en sert düşüşü yaşanmamış olsaydı ABD ekonomisi son çeyrekte %2.5 büyüyebilecekti.

ABD fabrikalarında aktivite hızlanıyor. ABD’de de üretim tarafındaki hareketliliğin öncü göstergesi olan dayanıklı mal siparişleri 2012’nin son ayında beklentileri aştı. Aylık bazda %1.8 olan artış beklentilerinin üzerinde %4.6’lık bir artış sergileyerek son 4 aydır arka arkaya artış kaydedilmiş oldu. Dayanıklı mal siparişlerinde oynaklığı azaltarak trendini daha net ortaya koyan ulaşım araçları hariç siparişlerde de %0.7’lik beklentilerin üzerinde %1.3’lük bir artış yaşandı. Artan mal siparişleri işletmelerin tedirginliğinin azaldığını ve yatırımların korkulduğu kadar geri planda tu- tulamayabileceğinin sinyallerini verdi.

FED tahvil alımına devam edecek. FED, son FOMC toplantısında beklenildiği gibi politika faizini değiştirmezken, belirledikleri eşikleri tekrarlayarak işsizlik oranının %6.5’in üzerinde kaldığı ve 2 yıla kadar vadede enflasyon bek- lentilerinin %2.5’i aşmadığı sürece politika faizini %0-0.25’de sabit tutmaya devam edileceği açıkladı. Politika faizi- ne ek olarak FED aylık olarak gerçekleştirdiği 85 milyar $’lık tahvil alımlarına istihdam piyasasında kalıcı bir topar- lanma görülene kadar devam edeceği söylemini de tekrarladı. Beklentilerin altında açıklanan 4.çeyrek GSYH büyü- me verilerine paralel toplantı özetlerinde de ekonomik aktivitedeki toparlanmanın son aylarda hava şartları (Sandy Kasırgası) ve diğer geçici faktörler nedeniyle duraksadığı vurgulandı. Ekonomik aktiviteye ilişkin istihdamın ılımlı bir hızla toparlandığına fakat işsizlik oranının halen yüksek kalmaya devam ettiğinin altı çizildi. Bildiride ayrıca hane halkı harcamalarının ve konut sektöründeki ivmelenmenin de devam ettiği belirtildi.

Gelişmekte olan ülkeler faiz indirimine devam ediyor. Hindistan Merkez Bankası aldığı son karar ile politika faizini %8 seviyesinden %7.75’e indirdi. Merkez Bankası yaptığı açıklamada enflasyonist baskıların faiz indirimleri konusunda manevra alanlarını daralttığını belirtirken, hükümet tarafından yapılacak reformların devreye girmesi durumunda faizleri daha da indirebileceği mesajını verdi. Faiz indirimine ek olarak munzam karşılıklarda da 25 baz puanlık bir indirime giderek %4’e indirdi. Macaristan Merkez Bankası da IMF’in uyarılarına karşın ekonomiye des- tek vermek adına politika faizini %5.75’den %5.5’e çekti.

ABD istihdam piyasayı toparlanmakta güçlük çekiyor. Ocak ayında ABD’de tarım dışı istihdam 160 bin olan beklentinin bir miktar altında 157 binlik bir artış sergilerken, işsizlik oranı ise %7.8’den %7.9’a yükseldi. Tarım dışı istihdam artışında Kasım ve Aralık verilerine yapılan revizyonlar 2012’nin son iki ayında toplamda revizyon öncesi- ne göre 127 bin daha fazla istihdam artışı yaşandığına işaret etti. Yaratılan ek istihdamın halen yeterli olmaması ise işsizlik oranının 0.1 puanlık bir artış göstermesine neden oldu. İşsizlik oranının gerilemesi için aylık 250 bin adetlik ek istihdam yaratılması gerektiği savunulurken, yükselen işsizlik oranı FED’in tahvil alımını bir süre daha sonlandırmasının zor olduğunun sinyallerini verdi. İşsizlik maaşı başvuruları ise 350 bin adet olan beklentilerin bir miktar üzerinde 368 bin adet olarak açıklanırken bir önceki haftanın 330 bin adetlik başvuru sayısında bir revize yapılmadı. Böylece 351.8 bin adete gerileyen 4 haftalık ortalama önemli bir artış göstermedi ve 352 bin adet oldu.

Euro Bölgesi ekonomik verilerindeki toparlanma sürüyor. Euro Bölgesinde Ocak ayı öncü PMI verilerinin bek- lentilerin üzerinde açıklanmasının ardından, yukarı yönlü revize edildi. Euro Bölgesi için üretim PMI endeksi 47.5’den 47.9’a revize edilirken, bölgenin en büyük ekonomisi Almanya’da ise endeks 48.8’den 49.8’e revize edildi.

Endeksin halen 50’nin altına kalarak daralmayı işaret etmesine karşın, Almanya’nın 50 sınırına yaklaşmasını önü- müzdeki dönem için olumlu sinyaller verdi.

ABD konut piyasası hız kesmiyor. ABD’de en büyük 20 eyaletteki konut fiyatlarını ölçen S&P Case Shiller konut fiyat endeksi 2012’nin Kasım ayında bir önceki aya göre (mevsimsellikten arındırılmış) beklentiler dahilinde %0.6’lık bir artış gösterdi. Böylece endeks yıllık bazda %5.5’lik bir artışa işaret ederek Ağustos 2006’dan bu yana en hızlı yıllık artışı sergilemiş oldu.

(3)

Yurt İçi Gelişmeler

DenizBank Ekonomi Bülteni

04 Şubat 2013

TCMB, I. Enflasyon Raporu 2013

Enflasyon:

● Bir önceki enflasyon raporunda açıklanan 2013 yılı Tüketici enflasyonu tahmini (TÜFE) %5.3’de sabit bırakıldı. Böylece Orta Vadeli Plan’da ortaya koyulan hedefle paralel bir tahmin yapılmış oldu. 2014 yılında TÜFE’nin %4.9 olarak gerçek- leşmesinin beklendiğini 2015 yılında ise orta vadeli hedef olan %5 olarak gerçekleşeceği belirtiliyor.

● Genel hatlarıyla bakıldığı zaman MB’nın enflasyon tahmininde kullandığı varsayımlarda bir önceki rapora göre önemli bir değişiklik olmadığı görülüyor. Çıktı açığında ölçülü aşağı yönlü bir revizyona gidildi, %7 olan gıda enflasyonu sabit kaldı ve Petrol (Brent) fiyatı 1$ artış ile 2013 yılı için 108$ olarak belirlendi. Raporda ayrıca Ocak ayında sınırlı bir yükse- lişin (tütün fiyat ayarlamaları nedeniyle) görülmesinin ardından, mevcut düşüş eğiliminin devam edeceği, Mayıs ve Hazi- ran aylarında tekrar sınırlı yükselişlerin görüleceği (enerji fiyat ayarlamaları nedeniyle) yılın ikinci yarısında ise aşağı yön- lü trendinin hızlanarak yıllık enflasyonun %5.3 seviyesine gerilemesi bekleniyor.

Para Politikası:

● MB baz senaryosunda ihtiyatlı bir esnekliğin korunacağının yanı sıra döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmaya da izin veril- meyeceğini de ifade etti. %15’lik kredi büyümesi hedefinin tekrar altı çizilirken, bu hedefin üzerine çıkılması durumunda makro-ihtiyatı tedbirlerin devam edeceği vurgulandı. Reel Efektif Döviz Kuruna da dikkat çekilirken, endeksin daha önce belirtilen seviyeleri geçmesi durumunda kısa vadeli faizlerde ek indirimlere gidileceğini tekrarlardı. MB Başkanı Erdem Başçı ayrıca Cari Açık’ın artık daha az tartışılacağını ve odaklarında enflasyon olacağını belirtti.

Dış Ticaret Dengesi, Aralık 2012

● 2012’de dış ticaret açığı 86.3 milyar $ olan piyasa beklen- tilerinin altında 84.3 milyar $ olarak gerçekleşti. Böylece yıl- lık Dış ticaret açığı Kasım ayına göre 0.9 milyar $ gerilerken bir önceki yıla göre ise 22 milyar $’lık (%20.7’lik) düşüş ger- çekleştirmiş oldu.

● İthalat, Aralık ayında geçtiğimiz seneye göre %4’lük bir düşüş ile 19.8 milyar $ olarak gerçekleşirken, İhracat ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %1’lik bir artış gösterdi ve 12.6 milyar $ olarak gerçekleşti. Kasım ayında İhracatta

%25, ithalatta ise %13 oranında artışlar gerçekleşmişti. 12 aylık verilere bakıldığında Kasım’da 152.4 milyar $ olan ihracat 152.6 milyar $’a sınırlı bir artış gösterirken, İthalat ise aynı dönemde 237.3 milyar $’dan 236.5 milyar $’a geriledi ve son 6 ayda beşinci kere gerilemiş oldu.

● İhracatlar geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre sınırlı bir artış tablosu ortaya koymasına rağmen, mevsim ve takvim etki- leri arındırıldığında %4.5 oranında bir düşüş olduğu görülüyor. Ekim ve Kasım aylarında ihracata sırasıyla 1.2 milyar $ ve 740 milyon $’lık pozitif katkı yapan Net Altın İhracatı Aralık ayında 418 milyon $’a kadar geriledi.

● İthalat tarafında ise mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veriler de bir önceki aya göre %3.6’lik bir düşüşü işaret ederek ithalat tarafındaki aşağı yönlü trendinin devam ettiğini ortaya koydu. Ara malları tarafında sınırlı düşüşler gözlenir- ken, tüketim malları tarafında ise yatay bir seyir olduğu görüldü. Özellikle ithalatın zayıf seyri nedeniyle 2011 sonunda % 59.3 olan ihracatın ithalatı karşıma oranı düzenli olarak artarak 2012 yılında %64.5’e kadar yükseldi.

Veriler değerlendirildiğinde, 2012’de potansiyelinin altında seyreden büyümenin ve alınan makro-ihtiyatı önlemlerin dış ticaret verilerinde etkili olduğu görülüyor. Son dönem değerlendirildiğinde ise İthalatın halen oldukça temkinli bir seyir izle- diği görülüyor. Açıklanan Aralık ayı dış ticaret verileri, TCMB’nin %15’lik kredi büyümesinin üzerinde önemle durmasıyla birlikte değerlendirildiğinde ekonomide çok hızlı bir ivmelenme yaşanmayacağını ve Cari Açık tarafında da aşağı yönlü seyrin devam edebileceğinin sinyalini vermiş oldu.

20 60 100 140 180 220 260

Ara02 Ara03 Ara04 Ara05 Ara06 Ara07 Ara08 Ara09 Ara10 Ara11 Ara12

Dış Ticaret (12 ay birikimli, milyar $)

İthalat İhracat

84

(4)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

04 Şubat 2013

Haft a k v e A ylı k G e tiri

Risk iştahında toparlanma devam ediyor.

P a ra P iy a s a la H. S e nedi P iy a s a la

USD libor gerilerken Euro Libor yükselmeye devam ediyor.

IMKB satış baskısıyla GOÜ hisse senedi endeksinden negatif ayrıştı.

Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir.

0.78 0.30

0.20 0

0.4 0.8 1.2

Ocak 10 Eylül 10 Mayıs 11 Ocak 12 Eylül 12 12 Aylık USD Libor

3 Aylık USD Libor

1 Aylık USD Libor

USD Libor 1 ay, 3 ay ve 12 ay (%)

70 80 90 100 110 120 130

2011 2012 2013

Hisse Senedi Endeksleri (Ocak 2011=100)

MSCI IMKB Endeksi

MSCI GOÜ Endeksi 0.2

0.0 -7.4

1.5 -0.1

0.4 1.9

-8 -7 -6 -5 -4 -3 -2 -1 0 1 2

ABD-S&P MSCI EM MSCI TR EURO/$

TL-Basket Altın Emtia End.

5 Günlük Değ (%, $ Bazında)

5.0 1.3

0.2

3.5 -0.3

-0.6

4.4

-1 0 1 2 3 4 5

ABD-S&P MSCI EM MSCI TR EURO/$

TL-Basket Altın Emtia End.

1 Aylık Değ (%, $ Bazında)

0.30 0.170.15 0

0.4 0.8 1.2 1.6

Ocak 10 Eylül 10 Mayıs 11 Ocak 12 Eylül 12

USD JPY EUR

3 Aylık Libor Faizi (%)

0.0 0.0

0.2 0.3 -1.1

0.4 -0.3

-0.4 2.4 0.0

-0.3 -3.6

-1.3 -0.7

0.5 0.3 -5.8

5.6 -1.6

0.6 1.0

5.0 5.1 5.0 5.8 3.0

7.0 3.5 2.9

7.7 1.3

3.6 -2.0

-1.0 -2.1

5.2 6.5 2.1

6.6 1.1

-2.0

3.8

-6 -4 -2 0 2 4 6 8

MSCI Global G-7 Ortalama ABD-S&P ABD-DJ Indus EU-DJ Stoxx 50 UK-FTSE 100Fr-Cac40 Ger-Dax Jp-Nikkei225 MSCI Emerging Meks-Bolsa Br-BovespaPol-WIG Cz-Prague Rus-MicexMac-Bux Tr-Imkb100 Çin-Shangai Hindistan-Sensex Kore-Kospi Endonezya-JCI

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

Hisse Senedi Endeksleri Değişim (%)

(5)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

04 Şubat 2013

Tahv il P iy a s a la

Gösterge tahvil getirisi %6 eşiğinin altında kalmaya devam ediyor.

viz P iy a s a la E mtia P iy a s a la

TL diğer GOÜ para birimlerine paralel değerlendi.

Artan risk iştahına paralel emtia endeksleri de çıkışa başladı.

Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir.

0 2 4 6 8 10 12 14

Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

Gecelik Borç Alma ve Borç Verme Faiz Koridoru MB Haftalık Repo Faizi

Gösterge Tahvil Faiz Oranı

MB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi

Politika Faiz Oranları (%)

1.9 1.9 -0.7

1.2 1.7

4.4 5.5 -0.3

2.5 3.1

-1 0 1 2 3 4 5 6

Top. Endeks Enerji Değ. Maden Tem. Maden Tarım

Emtia Endekslerinde Değişim (%)

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

0 100 200 300 400

Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

TR, BB Poland, A- Rus, BBB Bra, BBB

GOÜ CDS'leri ve Ratingler (5 Yıl; S&P, LT FX)

10 15 20 25 30 35 40 45 50

2010 2011 2012 2013

Endişe (VIX) Endeksi

90

100

110

120

130

140

Ocak 11 Mayıs 11 Eylül 11 Ocak 12 Mayıs 12 Eylül 12 Ocak 13

GOÜ Para Birimleri ($'a Karşı)

TL

GOÜ Ortalaması

DerleniyorDeğer Kaybediyor

Temel Endişe: Cari Açık Temel Endişe:

Enflasyon 1.5

0.1 -1.4

0.7 -2.1

-0.4

3.2 0.7

1.0 -0.4

2.0

3.5 -2.7

-6.0

1.7 -3.0

-5.8

3.1 0.3

1.1 1.1

3.0

-6 -4 -2 0 2 4

EURO GBP JPY TRY KRW ZAR HUF PLN CZK MXN

BRL 1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

USD'ye Karşı Değişim (%, Pozitif Değerler= $'a karşı değerleniyor)

(6)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

04 Şubat 2013

Kredi Artışı için %15’lik Limit Doğru mu?

IMKB’nin bugünden itibaren son 1 yılldaki değer artışı %33 iken gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) hisse senedi endeksin- deki artış sadece %4’te kaldı. Bu denli büyük bir ayrışmanın sonrasında ufak düzeltme hareketlerinin geleceği açıktı.

Geçen hafta bunlardan birini yaşadık. GOÜ hisse senedi endeksinin yatay seyrine karşın, IMKB %9 oranında sert bir şekilde geriledi. Fakat bu sert düşüşte düzeltme hareketinin ötesinde özellikle bankacılık sektörüyle ilgili bir neden daha vardı. Son 1 haftada banka dışı endeks sadece %6 değer kaybederken, bankacılık endeksinde değer kaybı %12’ye ulaştı.

Merkez Bankası’nın (MB) son para politikası toplantısında aldığı kararların bankacılık sektörünü olumsuz etkileyeceği beklentileri bu sert düşüşte etkili olmuş gibi görünüyor. Zira MB daha önce birkaç kere tekrarladığı bankaların yıllık kredi artış oranının %15 civarında kalması gerektiğini yeniden hatırlattı ve bu doğrultuda TL ve FX munzam karşılık oranları % 10.6’dan sırasıyla %10.8 ve %11’e yükseltildi. Bunun yanında munzam artışları olarak alınan önlemler yeterli olmazsa yeni önlemlerin hayata geçirilebileceğinden bahsedildi.

Daha önce de MB’sı 2010 sonundan itibaren munzam karşılıkları arttırmaya başlamış, bunlar kredi artış oranını istenilen seviyelere çekmeye yeterli olmayınca (ki 2011 sonu için %25’lik kredi artış hedefi ortaya konulmuştu) devreye BDDK da girmiş ve tüketici kredilerinde genel karşılık oranları yükseltilmiş ve istenilen sonuçlar 2011 sonu itibarıyla alınmıştı. 2012 yılına gelindiğinde yıllıklandırılmış kredi artış oranları bir ara tek haneli seviyelere kadar geriledikten sonra yeniden yük- selmerek birkaç hafta %20’li seviyelerin üzerinde seyretti (yandaki grafik). Hem son dönemlerde ekonomik aktivitedeki hareketlenmeye ilişkin gelen veriler, hem de kredi artış oranlarının %20’nin üzerine çıkması sonucunda MB’sının son hamlesi geldi.

Bunun devamında bu hafta MB’sı neden %15’lik bir kredi artış oranı hedeflediğini açıklayan bir “Ekonomi Notu” yayınla- dı. Buna göre Türkiye’de bugün itibarıyla Kredi/GSYH oranı %55’te.

MB’sının bu çalışmasında daha önce bu seviyeyi geçmiş ülkelerin sonra- sında Net Kredi Kullanımı/GSYH ortalamasına yani kredilerinin eko- nomiye oranla nasıl performans gösterdiğini bakılıyor. Bu oran (uç ör- nekler dışarıda bırakıldığında) %6.7 ila %10.6 arasında değişiyor. Yine ilgili çalışmada global ekonomiye ait risklerin devam etmesi ve cari açığın halen yüksek seviyelerde olması nedenleri ile Türkiye için %7.5 gibi mu- hafazakar bir oranın kabul edilmesinin makul olacağı ifade ediliyor. Bu oran önümüzdeki yıllarda sabit tutulursa ve %10 nominal GSYH büyüme- si varsayımı ile bu sene %15 olarak belirlenen yıllık kredi artışı 2032’de

%10.6’ya kadar geriliyor (yandaki grafik).

MB’nin “Kredilerin hızlı bir şekilde arttığı” tezi doğru. Türkiye 2004-2011 arasında Kredi/GSYH oranını en çok arttıran GOÜ’lerden biri (yandaki grafik). Ama burada bazı noktaların altının çizilmesi gerekiyor. Birincisi, 2004 yılında Türkiye kredi penetrasyonun en düşük olduğu ülke. Yani çok düşük bir bazdan geliyor. 2011 sonu itibarıyla %53 olan Kredi/GSYH ora- nı halen benzer GOÜ’lere kıyasla daha düşük. Üçüncüsü bu hızlı artışın önemli bir kısmı kamunun borçlanma ihtiyacının azalmasına paralel ban- ka aktiflerinde tahvil payının azalması ve bankaların bu kısmı kredilerle doldurmasından kaynaklanıyordu. Şayet bankaların aktifinde yer alan kamu tahvili portföyü oranı 2004 yılındaki seviyesinde, yani %40’da, sabit kalsaydı bugün Kredi/GSYH oranı olarak %55 değil, %37 konuşuluyor

olacaktı. Önümüzdeki yıllarda kamu tahvillerinden benzer bir etki gelmeyecek. Zira tahvillerin aktif içindeki payı %20’ye gerilemiş durumda. Dördüncüsü, Şirketler ve hanehalkı borçluluk oranları geldiği seviyeler itibarı ile halen diğer benzer ülkelere kıyasla daha düşük seviyelerde. Örneğin, hanehalkı borçluluğunun GSYH’ye oranı halen sadece %17.

10%

11%

12%

13%

14%

15%

16%

2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2026 2027 2028 2029 2030 2031 2032

Kredi Artış Oran Projeksiyonları

19%

93%

27% 25% 26%

57%

17%

68%

40%

109%

52% 53%

64%

74%

53%

84%

0%

20%

40%

60%

80%

100%

120%

Kredi/GSYİH

2004 2011

(7)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

04 Şubat 2013

Yapılan analizle ilgili ikinci bir noktanın daha irdelenmesi gerekiyor. MB’sı kredi/GSYH oranı %55’i geçen irili ufaklı, ge- lişmiş gelişmekte olan tüm ülkeleri analize dahil edip, bu ülkelerin ortalaması üzerinden bir sonucu gitmeyi tercih ediyor.

Bir diğer ikinci bir opsiyon olarak biz ekonomik yapı (emtia üreten/üretmeyen), nüfus (nüfusu belirli bir oranın üzerindeki ülkeler) ve gelişmişlik düzeyi (GOÜ) ülkelerini analize dahil ettiğimiz-

de Türkiye ile bu anlamda karşılaştırılabilecek özellikle 3 ülkenin olduğunu düşünüyoruz. Polonya 2006, Çek Cumhuriyeti 2004 ve G.

Kore 1999 yıllarında Türkiye’nin bugünkü 10 bin $ civarı kişi başı milli gelir oranına sahipler. Bu yıllardan sonra Net Kredi Kullanımı/

GSYH oranı değişimlerine bakıldığında (2009 ve sonrası yıllar glo- bal kriz dönemine denk geldiği için örneklem dışında bırakılmıştır) Polonya’da ortalama %17.6, Çek Cumhuriyeti’nde ortalama %10.4, G.Kore’de ise ortalama %11.4 oranlarına ulaşıldığı görülüyor (yandaki grafik). Yani hepsi MB’sının %7.5’luk hedefinin oldukça üzerinde. Bu anlamda Türkiye bundan sonraki yıllarda diğer GOÜ’lerin hızında bir ekonomik refah artışı hedefliyorsa (ki 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak ve kişi 25 bin $ seviyesine çıkarma hedefleri var) mevcut global ve cari açık risklerinin olduğu bu yıllarda bile muhafazakar kabul edile- cek %10’luk bir oran hedeflenmeli, hatta sonraki yıllarda risklerin azalmasına paralel bu oran daha da yukarılara çekilmeli.

%7.5 yerine %10 Net Kredi Kullanımı/GSYH oranı hedeflense ve bu oran muhafazakar bir yaklaşımla hiç değiştirilmese, bunun kredi / GSYH ve yıllık kredi artış oranlarını nasıl etkileyeceği yandaki gra- fiklerde görülüyor (Net Kredi Kullanım / GSYH %10 olduğunda no- minal büyüme %10 yerine %12 olarak alınmıştır). Buna göre 2032 yılında Kredi/GSYH oranı %78 yerine %89’a; önümüzdeki 20 yılda kredi artış oranı ortalama %12’den %15’e çıkıyor. 2013 yılı özelinde bakıldığında %15 kredi artış hedefi yerine de %20’lik kredi artış he- defi ortaya çıkıyor. Diğer bir ifade ile, mevcut hedefleri diğer GOÜ’lerle daha paralel bir hale getirildiğinde Türkiye’nin Kredi / GSYH oranı 20 sene sonra bile ancak %89’a çıkmış oluyor ki, bu haliyle bile bugünün birçok gelişmekte olan ülkesi ile karşılaştırılabi- lecek düzeyde (Çin: %109, G. Kore %84) olduğu rahatlıkla söylene- bilir.

Özetle, %7.5’luk Net Kredi Kullanımı/GSYH hedefi doğrultusunda % 15’lik kredi artış hedefinin, Türkiye’ye benzer GOÜ’lerin daha önce izledikleri patikalar hesaba katıldığında oldukça kısıtlayıcı olduğu görülüyor. Türkiye bunun çok üzerinde oranları rahatlıkla karşılaya- bilecek seviyede bankacılık sektörü ve ekonomik dinamiklere sahip.

Türkiye’yi uzun yıllar bu seviyelerde tutmak uzun vadeli hedeflerine zarar vereceği gibi 2008 sonrası değişen dünya eko- nomik dengelerinden ek pay almasını önleyebilecek bir sonuca yol açabileceği görülüyor.

0%

5%

10%

15%

20%

25%

Polonya (2006) Çek Cumh. (2004) G. Kore (2000)

t t+1 t+2 t+3 t+4 t+5 t+6 t+7

Ortalama: %17.6 Ortalama: %10.4 Ortalama: %11.4

Net Kredi Kullanım / GSYH (Kişi Başı GSYH 10K $'dan Sonra)

55%58%60%62%64%65%67%68%70%71%72%73%74%75% 75%76%77%77%78%78%78%

55%

59%

63%

66%69%72%74%76%78%80%81%82%83%85% 85%86%87%88%88%89%89%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2026 2027 2028 2029 2030 2031 2032

%7.5 Net Kredi Kullanım/GSYH Oranı

%10 Net Kredi Kullanım/GSYH Oranı

Kredi/GSYH Oranı

0%

5%

10%

15%

20%

25%

2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2026 2027 2028 2029 2030 2031 2032

Kredi Artış Oran Projeksiyonları

Referanslar

Benzer Belgeler

turist pazarı olan Rus turistlerdeki %19’luk gerilemeye rağmen 2015 yılında toplam turist sayısındaki düşüş %1.6 ile sınırlı kal- dı. Ekonomide yaşanan

 Finansman tarafına baktığımızda, kısa vadeli sermaye hareketlerin- de, Aralık ayında görülen 1.3 milyar $’lık çıkışın ardından Ocak ayında 5 milyar $’lık

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki yıla göre piyasa beklentisi olan %2.1’lük artış beklentisinin üzerinde %6.4

Kira fiyatlarında ise Ocak ayında da manşet enflasyonu altında (%0.54) artış görülürken, bu gruptaki yıllık enflasyon %6.58 ile manşet enflasyo- na göre daha olumlu

Merkez Bankası, fonlamanın temel olarak marjinal fonlama faizi (gecelik borç verme) yerine bir hafta vadeli repo faiz oranından sağlanacağını duyururken, %4.5 olan bir hafta

(2013 yılında aylık bazda tüke- tici fiyatları bir önceki aya göre %1.2 oranında artış göstermişti. Bu yıl mart ayında artış oranı tahmini %1).. Geçen yıl

Son üç toplantısında üst bantta (gecelik borç ver- me faizi) 125 baz puan indirim yapan Merkez Bankası da hem Fed’in faiz artırım beklentilerinin ötelenmesini hem

Ağustos ayında bütçe gelirleri bir önceki yıla göre %5.5 artış göstererek önceki aylardaki yıllık artış oranının oldukça altında kaldı ve 31.9 milyar.. TL