• Sonuç bulunamadı

Gerçek kişilerin fiil ehliyeti (Türkiye ve Azerbaycan hukukuyla karşılaştırmalı olarak)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gerçek kişilerin fiil ehliyeti (Türkiye ve Azerbaycan hukukuyla karşılaştırmalı olarak)"

Copied!
338
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

ÖZEL HUKUK BİLİM DALI

GERÇEK KİŞİLERİN FİİL EHLİYETİ

(TÜRKİYE VE AZERBAYCAN HUKUKUYLA

KARŞILAŞTIRMALI OLARAK)

Avaz MUSTAFAYEV

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. MEHMET AYAN

(2)
(3)
(4)

iii Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı Avaz Mustafayev

Numarası 104233001005 Ana Bilim / Bilim

Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Ayan

Tezin Adı GERÇEK KİŞİLERİN FİİL EHLİYETİ (TÜRKİYE VE

AZERBAYCAN HUKUKUYLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK)

ÖZET

Fiil ehliyeti, kişinin kendi fiilleriyle lehine haklar ya da aleyhine borçlar yaratabilme gücüdür. Hukukun insana hak ehliyetini vermesinin sebep ve hikmeti, insanın, bu hakların pasif bir şekilde hamili olarak kalması değil, bu haklar üzerinden bizzat tasarruf edebilmesi suretiyle bunlardan gerçek anlamda yararlanmasıdır. Kişiler fiil ehliyeti sayesinde hukukun pasif süjesi olmaktan çıkarak aktif süjesi haline gelmektedir.

Her insanın biyolojik ve psikolojik gelişmesi eşit değildir. Bu nedenle de Türkiye ve Azerbaycan Hukukunda, bir kimsenin fiil ehliyetine sahip olabilmesi için kanun koyucu tarafından öngörülmüş olan bazı şartlara sahip olunması gerekir. Bu sebeple, kişinin fiil ehliyetini kazanması için ergin olması, ayırt etme günce sahip olması ve kısıtlı olmaması gerekir. Fiil ehliyetinin şartlarının hepsinin bir kişide bulunup bulunmamasına göre kişiler, tam ehliyetliler, sınırlı ehliyetliler, sınırlı ehliyetsizler ve tam ehliyetsizler şeklinde dört guruba ayrılırlar.

(5)

iv Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı Avaz Mustafayev Numarası 104233001005 Ana Bilim / Bilim

Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Ayan

Tezin İngilizce Adı

REAL PERSONS’ CAPACITY TO ACT (A COMPARATIVE STUDY OF TURKISH AND AZERBAIJANI LAWS)

SUMMARY

Capacity to act is the power to be able to create rights and debts in favor of or against person. Reason and cause of providing capacity to have rights by law is not only to remain as a passive holder of these rights by human, but also to benefit from these rights by appropriating them in real terms. With the capacity to act, persons become an active subject of law by moving away from being a passive subject of it.

Biological and psychological development of each person is not equal. Therefore, to be able to have capacity to act in the laws of Turkey and Azerbaijan, that person must have some conditions stipulated by the law-maker. For this reason, person must be of full age, have power of judgment and must not be limited.

Persons are divided into four groups such as full capacities, limited capacities, limited incapacities and full incapacities, according to the availability and unavailability of all the conditions of capacity to act.

(6)

v Önsöz

Hukukun insana bir takım haklar tanımasının, yani ona hak ehliyetini vermesinin sebep ve hikmeti, insanın, bu hakların pasif bir şekilde hamili olarak kalması değil, bu haklar üzerinden bizzat tasarruf edebilmesi suretiyle bunlardan gerçek anlamda yararlanmasıdır. İşte, kişilerin sahip oldukları haklardan kendi fiilleri ile haklardan yaralanmalarını sağlayan fiil ehliyeti kurumudur. Kişiler fiil ehliyeti sayesinde hukukun pasif süjesi olmaktan çıkarak aktif süjesi haline gelmektedir. Bu durum fiil ehliyetinin ne kadar önemli bir kurum olduğunu göstermektedir.

Çalışma sürecinde her iki hukuk sistemine ait yürürlükteki mevzuat ve aynı zamanda konuyla ilgili doktrine başvurduk. Fiil ehliyetiyle ilgili makaleler, tez çalışmaları, kitaplar ve yürürlükteki mevzuat esas kaynağı oluşturmaktadır.

Çalışmamızın birinci bölümü “Genel Olarak Fiil Ehliyeti” başlığı taşımaktadır. Bu bölümde, fiil ehliyeti kavramı, önemi, kapsamı ve hak ehliyetinden farkı konuları incelenmiştir.

Çalışmamızın ikinci bölümü “Fiil Ehliyetinin Şartları” başlığı taşımaktadır. Bu bölümde, geçek kişilerin fiil ehliyetine sahip olabilmeleri için gerekli olan şartlar incelenmektedir.

Çalışmanın üçüncü bölümünün ise “Fiil Ehliyeti Bakımından Kişilerin Gruplandırılması” başlığı taşımaktadır. Bu bölümde, kişilerin fiil ehliyetinin şartlarının tamamına veya bir kısmına sahip olmaları ve hiç sahip olmamalarına göre gruplandırılarak incelenmiştir.

Gerçek kişilerin fiile ehliyeti çok kapsamlı bir çalışma gerektiren bir konudur. Biz bu çalışmanın bazı kısımlarında detaylı açıklamalarda bulunmuş olsak da, genel itibari ile sadece konuyu her iki hukuk sistemi açısından genel hatlarıyla incelenmiş ve çok detaylı açıklamalarda bulunulmamıştır. Bunun için de, bu çalışma gerçek kişilerin fiil ehliyetinin Türk ve Azerbaycan hukukları bakımından genel itibariyle bir değerlendirmesi niteliğindedir.

Son olarak çalışma sürecinde hiçbir desteğini ve yardımını benden esirgemeyen danışman hocam sayın Prof. Dr. Mehmet AYAN'a teşekkürlerimi sunarım. Yine, tez savunmanın jürisinde olan hocaların sayın Prof. Dr. Recep Akcan

(7)

vi

ve Prof. Dr. İbrahim Ercan’a katkılarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim. Yüksek Lisans çalışmam sırasında benden maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen hocalarım sayın Doç. Dr. Mübariz Yolçiyev, Doç. Dr. Server Süleymenlı’ya en derin teşekkürlerimi sunarım.

Son olarak da, bu süreçte her türlü fedakarlığa katlanan Aile teşekkür ederim.

Avaz Mustafayev Konya/ Selçuklu

(8)

i İÇİNDEKİLER ÇİNDEKİLER ... İ KISALTMALAR...İX GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM ... 3

GENEL OLARAK FİİL EHLİYETİ ... 3

§ 1. FİİL EHLİYETİ KAVRAM ... 3

§ 2. FİİL EHLİYETİNİN ÖNEMİ ... 10

I. KİŞİ EHLİYETİNİN HAK VE FİİL EHLİYETİ OLARAK AYRILMASININ SEBEBİ... 11

II. FİİL EHLİYETİ İLE İLGİLİ HÜKÜMLERİN KONULUŞ AMACI ... 11

§ 3. FİİL EHLİYETİNİN HAK EHLİYETİNDEN FARKI ... 14

I. GENEL OLARAK ... 14

II. HAK EHLİYETİ KAVRAMI ... 15

III. FİİL EHLİYETİ İLE HAK EHLİYETİNİN KARŞILAŞTIRILMASI... 16

§ 4. FİİL EHLİYETİNİN KAPSAMI ... 19

I. HUKUKA UYGUN FİİLLERDE BULUNABİLME EHLİYETİ ... 20

A. Hukuki İşlem Ehliyeti ... 20

1. Borçlandırıcı İşlemler Yapabilme Ehliyeti ... 21

2. Tasarruf İşlemi Yapabilme Ehliyeti ... 22

B. Hukuki İşlem Benzeri Fiil Yapma Ehliyeti ... 22

C. Maddi Fiil Ehliyeti ... 23

II. HUKUKA AYKIRI FİİLLERDEN SORUMLU OLMA EHLİYETİ ... 23

(9)

ii İKİNCİ BÖLÜM ... 26 FİİL EHLİYETİNİN ŞARTLARI ... 26 § 5. GENEL OLARAK ... 26 § 6. AYIRT ETME GÜCÜ ... 28 I. KAVRAM ... 28 A. Genel Olarak ... 28

B. Türkiye Hukukunda Ayırt Etme Gücü Kavramı ... 28

1. Ayırt Etme Gücünün Akla Uygun Biçimde Davranma Yeteneği Olduğunu Belirten Görüş .. 30

2. Akla Uygun Biçimde Davranma Yeteneğini Ayırt Etme Gücünü Belirtmekte Yetersiz Olduğunu Belirten Görüş ... 31

3. Değerlendirme ... 33

C. Azerbaycan Hukukunda Ayırt Etme Gücü Kavramı ... 36

II. AYIRT ETME GÜCÜNÜ ORTADAN KALDIRAN HALLER... 37

A. Yaş Küçüklüğü ... 37

1. Genel Olarak ... 37

2. Türkiye Hukukunda Durum ... 40

3. Azerbaycan Hukukunda Durum ... 44

4. Değerlendirme ... 45

B. Akıl Hastalığı... 47

1. Genel olarak... 47

2. Konuyla İlgili Azerbaycan Hukukunda Var Olan Bir Sorun ... 48

3. Akıl Hastalığı ve Ayırt Etme Gücüne Etkisi ... 50

C. Akıl Zayıflığı ... 57

D. Sarhoşluk... 61

1. Genel olarak... 61

2. Sarhoşluk Ayırt Etme Gücünü Ortadan Kaldırması ... 63

E. Diğer sebepler ... 64

III. AYIRT ETME GÜCÜNÜN NİSBÎLİĞİ ... 66

A. Genel Olarak ... 66

B. Nisbilikten Kaynaklanan Özellikler ... 67

1. Belli Bir Faaliyet Alanına Özgün Olması ... 67

2. Belli Fiil ve Hareketler Bakımından Farklı Değerlendirilmesi ... 68

IV. AYIRT ETME GÜCÜNDEN YOKSUNLUĞUN TESPİT EDİLMESİ... 69

A. İspat Yükü ... 69

1. Genel Olarak ... 69

2. Türkiye Hukuku ... 70

a. Ayırt Etme Gücü İlişkin İspat Yükünün Dağılımını Hayat Tecrübelerine Dayandıran Görüş ... 70

(10)

iii

b. Ayırt Etme Gücü Bakımından İspat Yükünün Dağılımını Türk Medeni Kanununun

13. Maddesine Dayandıran Görüş... 71

aa. Ayırt Etme Gücünün Varlığı Karinesi ... 71

bb. Ayırt Etme Gücünün Yokluğu Karinesi ... 72

3. Azerbaycan Hukuku ... 73

B. Bilirkişi Raporu ... 74

1. Türkiye Hukukunda Ayırt Etme Gücünün Saptanması Zamanı ve Bilirkişiden Rapor Alınması ... 74

2. Azerbaycan Hukukunda Ayırt Etme Gücünün Saptanması Zamanı ve Bilirkişiden Rapor Alınması ... 76

C. Hâkimin Kararı ... 77

§ 7. ERGİNLİK (RÜŞT)... 78

I. KAVRAM ... 78

II. ERGİNLİĞİN TÜRLERİ ... 78

A. Olağan Erginlik ... 79

B. Olağanüstü Erginlik ... 81

1. Evlenme Yoluyla Kazanılan Erginlik ... 81

a. Evlenme Yaşı ... 81

aa. Olağan Evlenme Yaşı ... 82

bb. Olağanüstü Evlenme Yaşı ... 85

aaa. Kanunda Belirtilmiş Yaşı Doldurmuş Olmak ... 85

bbb. Olağanüstü Bir Durumun ve Pek Önemli Bir Nedenin Bulunması... 86

ccc. Karardan Önce Mümkünse Kanuni Temsilcinin Dinlenmesi ... 86

ddd. İzini Verecek Olan Organ ... 87

b. Erginliğin Kazanılması ... 87

2. Mahkeme Kararıyla Kazanılan Erginlik ... 93

a. Genel Olarak ... 93

b. Şartları ... 96

aa. Türkiye Hukuku... 96

aaa. Onbeş Yaşın Doldurulması ... 96

bbb. Küçüğün İsteği ... 96

ccc. Kanuni Temsilcinin Rızası ... 97

aaaa. Velinin Rızası... 97

bbbb. Vesayet ve Denetim Makamının İzni ... 101

ddd. Küçüğün Çıkarı Gözetilmelidir ... 102

eee. Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmak ... 102

fff. Mahkeme Kararı ... 103

bb. Azerbaycan Hukuku ... 104

aaa. Onaltı Yaşın Doldurulması ... 104

bbb. Küçüğün Hizmet Sözleşmesi Esasında Çalışması veya Ticari Faaliyet ve Çıkarının Gözetilmesi... 104

ccc. Küçüğün Çıkarı Gözetilmelidir... 106

dd. Yetkili Makamın Kararı ... 107

(11)

iv

§ 8. KISITLI OLMAMAK ... 108

I. GENEL OLARAK ... 108

II. KISITLAMA NEDENLERİ... 109

A. Türkiye Hukukunda Kısıtlama Nedenleri... 109

1. Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı Nedeniyle Kısıtlama... 109

a. Biyolojik Şart ... 110

b. Sosyal Şart ... 111

2. Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı Kötü Yönetim Nedeniyle Kısıtlama... 111

a. Savurganlık ... 112

b. Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ... 114

c. Kötü Yaşama Tarzı ... 115

d. Kötü Yönetim ... 116

3. Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza Nedeniyle Kısıtlama ... 117

4. İstek Üzerine Kısıtlama ... 118

a. Talep ... 118

b. Kendi İşlerini Gerektiği Gibi Yönetememek ... 119

aa. Yaşlılık ... 120

bb Sakatlık ... 120

cc. Deneyimsizlik ... 120

dd. Ağır Hastalık ... 121

B. Azerbaycan Hukukunda Kısıtlama Nedenleri ... 121

III. KISITLAMADA YARGILAMA USULÜ ... 122

A. Türkiye Hukukunda Kısıtlamada Yargılama Usulü ... 122

1. Akıl Hastalığı ya da Akıl Zayıflığı Nedeniyle Kısıtlama Halinde ... 122

2. Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim Nedeniyle veya İsteğe Bağlı Kısıtlama Halinde ... 123

3. Kısıtlama Kararının İlanı ... 124

B. Azerbaycan Hukukunda Kısıtlamada Yargılama Usulü ... 125

IV. KISITLAMA KARARININ SONUÇLARI ... 126

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 128

FİİL EHLİYETİ BAKIMINDAN KİŞİLERİN GRUPLANDIRILMASI ... 128

§ 9. GENEL OLARAK ... 128

§ 10. TAM EHLİYETLİLER ... 135

(12)

v

II. TAM EHLİYETLİLERİN FİİL EHLİYETİ BAKIMINDAN HUKUKİ DURUMLARI .... 136

A. Tam Ehliyetlilerin Hukuka Uygun Fiillerde Bulunabilme Ehliyeti ... 136

B. Tam Ehliyetlilerin Hukuka Aykırı Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti ... 137

C. Tam Ehliyetlilerin Dava Ehliyeti ... 137

§ 11. SINIRLI EHLİYETLİLER ... 139

I. SINIRLI EHLİYETLİLER GRUBUNA GİREN KİŞİLER ... 139

A. Genel Olarak ... 139

A. Kendilerine Yasal Danışman Atanan Kişiler ... 139

1. Genel Olarak ... 139

2. Yasal Danışmanlık ... 142

a. Kavram ... 142

b. Yasal Danışman Atanması İçin Gerekli Şartlar ve Haller ... 145

c. Yasal Danışmanlığın Türleri ... 146

d.Yasal Danışman Atanmasında Usul ... 149

e. Yasal Danışmanlığın Sona Ermesi ... 149

f. Yasal Danışmanın Sorumluluğu ... 149

B. Evli Kişiler ... 149

II. SINIRLI EHLİYETLİLERİN HUKUKİ DURUMU ... 151

A. Hukuka Uygun Fiillerde Bulunabilme Ehliyeti ... 151

1. Hukuki İşlem Ehliyeti ... 151

a. Kendilerine Yasal Danışman Atananlar ... 151

b. Evli Kişiler ... 153

2. Hukuki İşlem Benzeri Fiil Yapma Ehliyeti... 154

3. Maddi Fiil Ehliyeti ... 154

B. Hukuka Aykırı Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti ... 155

C. Dava Ehliyeti ... 155

§ 12. SINIRLI EHLİYETSİZLER ... 155

I. SINIRLI EHLİYETSİZLER GRUBUNA GİREN KİŞİLER ... 155

II. SINIRLI EHLİYETSİZLERİN FİİL EHLİYETİ BAKIMINDAN HUKUKİ DURUMLARI ... 159

A. Sınırlı Ehliyetsizlerin Hukuka Uygun Fiillerde Bulunabilme Ehliyeti ... 159

1. Sınırlı Ehliyetsizlerin Hukuki İşlem Ehliyeti ... 160

a. Genel Olarak ... 160

b. Sınırlı Ehliyetsizlerin Tek Başlarına Yapabilecekleri İşlemler... 165

aa. Türkiye Hukuku... 165

aaa. Karşılıksız Kazandırma Amacına Yönelik İşlemler... 165

aaaa. Bağışlama ... 168

bbbb. İbra ... 173

cccc. Kefalet Alacaklısı Olabilme ... 174

(13)

vi

eeee. Tek Taraflı Hukuki İşlemler ... 176

gggg. Yalnız Açıklayanı Borç Altına Sokan İrade Açıklamalarını Kabul Etme ... 177

bbb. Serbest Mallara İlişkin İşlemler... 178

aaaa. Kazandırmalar ... 179

a.1. Genel Olarak ... 179

a.2. Ana ve Babanın Kullanma Hakkı Dışında Kalan Kazandırmalar ... 182

a.3. Ana ve Babanın Sarf (Tasarruf) Hakkı Dışında Kalan Kazandırmalar ... 186

a.4. Ana ve Babanın Yönetim Hakkı Dışında Kalan Kazandırmalar ... 190

bbbb. Saklı Pay ... 191

cccc. Meslek ve Sanat İçin Verilen Mal ... 194

dddd. Kişisel Kazanç ... 197

ccc. Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Hakların Kullanılması ... 200

aaaa. Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Haklar ... 200

a.1. Tanımı ve Nitelikleri ... 200

a.2. Sınıflandırılması ... 210

aa.1. Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Hakların İlişkin Olduğu Hukuk Alanına Göre Sınıflandırılması ... 210

aa.2. Kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların nispi ve mutlaklığa göre sınıflandırılması... 211

aaaa. Sınırlı Ehliyetsizin Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Hakların Kullanması ... 212

a.1. Kural ... 212

a.2. İstisnalar ... 213

aa.1. Yalnız Hak Sahibi Tarafından Kullanılabilen Haklar ... 213

aa.2. Kanuni Temsilcinin İzninin Gerektiği Durumlar ... 214

aa.3. Kanuni Temsilcinin İşleme Katılmasının Gerektiği Durumlar ... 215

aa.4. Sınırlı Ehliyetsizin Hiç Kullanamayacağı Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Haklar... 216

aa.5. Sadece Kanuni Temsilci Tarafından Kullanabilecek Haklar ... 216

ddd. Sınırlı Ehliyetsizin Temsilci Olarak İşlem Yapması ... 217

bb. Azerbaycan Hukuku ... 221

aaa. Maişetle İlgili Küçük İşlemler ... 221

bbb. Karşılıksız Kazandırma Amacına Yönelik İşlemler ... 222

aaaa. Bağışlama ... 224

bbbb. Kefalet Alacaklısı Olabilme ... 225

cccc. Alacağın Devri ... 225

dddd. Tek Taraflı Hukuki İşlemler ... 226

eeee. Yalnız Açıklayanı Borç Altına Sokan İrade Açıklamalarını Kabul Etme ... 226

ccc. Kazandırmalar ... 227

ddd. Kişisel Kazanç, Burs ve Diğer Gelirler ... 228

eee. Fikri Mülkiyet ... 230

c. Sınırlı Ehliyetsizlerin Kanuni Temsilcilerinin Aracılığıyla veya Rızası ile Yapabilecekleri İşlemler ... 231

(14)

vii

bb. Kanuni Temsilcinin Aracılığıyla İşlemlerin Yapılması ... 233

cc. Kanuni Temsilcini Rızası ile Bizzat Sınırlı Ehliyetsiz Tarafından ... 235

aaa. Rıza Kavramı ... 235

bbb. Rızanın Niteliği ... 236

ccc. Rızanın Kimin Tarafından Verileceği ... 237

aaaa. Velayet Altında Bulunan Sınırlı Ehliyetsizler ... 237

bbbb. Vesayet Altında Bulunan Sınırlı Ehliyetsizler... 238

ddd. Rızanın Muhatabı ... 240

eee. Rızanın Verilme Şekli ve Kapsamı ... 241

fff. Rızanın Hukuki Etkisi ... 243

dd. Hukuki İşlemin Geçersiz Olmasının Sonuçları ... 246

ee. Üçüncü Kişinin İyiniyetinin Etkisi ... 247

d. Sınırlı Ehliyetsizlerin Hiç Yapamayacakları İşlemler (Yasak İşlemler)... 247

2. Sınırlı Ehliyetsizlerin Hukuki İşlem Benzeri Fiil Ehliyeti ... 248

3. Sınırlı Ehliyetsizlerin Maddi Fiil Ehliyeti... 249

C. Hukuka Aykırı Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti ... 251

1. Haksız Fiil Sorumluluğu... 251

a. Türkiye Hukukunda Sınırlı Ehliyetsizlerin Haksız Fiil Sorumluluğu ... 251

b. Azerbaycan Hukukunda Sınırlı Ehliyetsizlerin Haksız Fiil Sorumluluğu ... 252

aa. 7-14 Yaşa Kadar Olan Küçükleri Haksız Fiil Sorumluluğu ... 253

bb. 14-18 Yaşa Kadar Olan Küçüklerin ve Kısıtlıların Haksız Fiil Sorumluluğu ... 255

2. Sözleşmeye Aykırı Davranışlardan Sorumluluk ... 259

a. Türkiye Hukuku Bakımından ... 259

b. Azerbaycan Hukuku Bakımından... 260

D. Dava Ehliyeti ... 260

III. SINIRILI EHLİYETSİZLERDE KANUNİ TEMSİL ... 261

A. Genel Olarak Temsil İlişkisi ... 261

B. Kanuni Temsil Terimi ve Kavramı ... 263

1. Terim ... 263

2. Kavram ... 265

C. Kanuni Temsilci ve Çeşitleri ... 267

1. Veliler... 267

2. Vasiler ... 270

§ 13. TAM EHLİYETSİZLER ... 271

I. TAM EHLİYETSİZLER GRUBUNA GİREN KİŞİLER ... 271

II. TAM EHLİYETSİZLERİN HUKUKİ DURUMU ... 272

A. Tam Ehliyetsizlerin Hukuka Uygun Fiillerde Bulunabilme Ehliyeti ... 272

1. Hukuki İşlem Ehliyeti ... 272

a. Ana Kural ... 272

b. İstisnalar ... 277

aa. Dürüstlük Kuralından Doğan İstisna ... 278

(15)

viii

cc. Ölüme Bağlı Tasarruftan Doğan İstisna ... 282

2. Hukuki İşlem Benzeri Fiil Ehliyeti ... 283

3. Maddi Fiil Ehliyeti ... 283

B. Tam Ehliyetsizlerin Hukuka Aykırı Fillerden Sorumlu Olma Ehliyeti ... 285

1. Genel Olarak ... 285

2. Haksız Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti... 285

a. Ana Kural ... 285

b. İstisnalar ... 286

aa. Hakkaniyet Sorumluluğu ... 286

bb. Kusursuz Sorumluluk ... 289

cc. Kişinin Kendi Kusuru İle Ayırt Etme Gücünü Kaybetmesi ... 289

3. Sözleşmeye Aykırı Davranışlardan Sorumlu Olma Ehliyeti ... 290

4. Tam Ehliyetsizlerin Fiillerinden Diğer Kimselerin Sorumluluğu ... 292

C. Dava Ehliyeti ... 294

III. TAM EHLİYETSİZLERİN KANUNİ TEMSİLİ ... 295

1. Genel Olarak Tam Ehliyetsizlerin Kanuni Temsili ... 295

2. Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Hakların Kullanılmasında Tam Ehliyetsizlerin Temsili Sorunu .... 295

a. Genel Olarak ... 295

b. Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Hakların Kullanılmasında Konusunda Öğretinin Görüşleri ... 297

SONUÇ ... 304

(16)

ix KISALTMALAR

AAM. : Azerbaycan Aile Mecellesi

ABGB . : Allgemein Bürgerliches Gesetzbuch AD. : Adalet Dergisi

AEM. : Azerbaycan Emek (İş) Mecellesi

AİTİAD. : Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi Dergisi AMM. : Azerbaycan Mülki Mecellesi

AMPM. : Azerbaycan Mülki Prosessual Mecellesi Art. : Artikel

AÜEBFD. : Ankara Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi

AÜEHFD. : Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi AÜHFD. : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

AÜİİBD : Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dergisi

b. : bent

BATİDER. : Banka ve Ticaret Hukuku Enstitüsü Dergisi BBD. : Bursa Barosu Dergisi

BGB. : Bürgerliches Gesetzbuch BK. : 818 sayılı eski Borçlar Kanunu BK. : Borçlar Kanunu

Bkz. : bakınız

C. : Cilt

c. : cümle

CC : Code Civil

(17)

x dn. : dipnot

DÜHFD. : Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

E. : Esas

eTMK. : 743 sayılı eski Türk Kanunu Medenisi

f. : fıkra

GKRF : Grajdanskiy Kodeks Rossiyckoy Federatsiy GÜHFD. : Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi HBM. : Hukuk Bilim Mecmuası

HD. : Yargıtay Hukuk Dairesi

HESBD. : Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi HGK. : Hukuk Genel Kurulu

HMK. : Hukuk Muhakemeleri Kanunu HUMK. : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu İBD. : İstanbul Barosu Dergisi

İBK. : İçtihadı Birleştirme Kararı İİK. : İcra İflas Kanunu

İÜHFM. : İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası

K. : Karar

KBD. : Konya Barosu Dergisi KTK. : Karayolları Tirafik Kanunu

m. : madde

MBD. : Manisa Barosu Dergisi

MHAD. : Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi

Nr. : Numara

(18)

xi

s. : sayfa

S. : Sayı

TAAD. : Türkiye Adalet Akademisi Dergisi TBBD. : Türkiye Barolar Birliği Dergisi TBK. : 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu TMK. : 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanunu TNBHD. : Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi vd. : ve devamı

vs. : vesaire

Y. : Yıl

YKD. : Yargıtay Kararları Dergisi YMK. : Yunan Medeni Kanunu

(19)

1 GİRİŞ

Fiil ehliyeti ise, kişinin kendi fiilleriyle lehine haklar ya da aleyhine borçlar kurabilme gücüdür (TMK. m. 9; AMM. m. 28/ I) 1.

Hukukun insana bir takım haklar tanımasının, yani ona hak ehliyetini vermesinin sebep ve hikmeti, insanın, bu hakların pasif bir şekilde hamili olarak kalması değil, bu haklar üzerinden bizzat tasarruf edebilmesi suretiyle bunlardan gerçek anlamda yararlanmasıdır2. Kişiler fiil ehliyeti sayesinde hukukun pasif süjesi olmaktan çıkarak aktif süjesi haline gelmektedir. Bu durum fiil ehliyetinin ne kadar önemli bir kurum olduğunu göstermektedir.

Fiil ehliyeti Medeni Hukukun temel konularındandır. Bu sebeple, Medeni Hukuk literatürlerinde en azından tam düzeyde incelenmesi gerekir. Konu, Azerbaycan Hukukunda yeterli düzeyde incelenmemiştir. Bu durumun sebebi, bağımsızlık öncesi Marksist rejimin etkisi ile Azerbaycan’da özel hukuk oldukça dar

1

Mehmet Ayan / Nurşen Ayan, Kişiler Hukuku, 3. Baskı, Konya 2011, s. 20; Rona Serozan, Medeni Hukuk, Genel Bölüm, 2. Baskı, İstanbul 2008, s. 175. Benzer tanınmlar için bkz., Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, C. I, Cüz. 2, Şahsın Hukuku, 5. Baskı, İstanbul 1956, s. 27; Ergun Özsunay, Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, 4. Baskı, İstanbul 1979, s. 30; Aytekin M. Ataay, Şahıslar Hukuku, Birinci Yarım Giriş- Hakiki Şahıslar, İstanbul 1978, s. 58; Ferid H. Saymen, Türk Medeni Hukuku C II, Şahsın Hukuku, 2. Baskı, İstanbul 1960, s. 82; Bülent Köprülü, Medeni Hukukun Genel Prensipleri- Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), 2. Baskı, İstanbul 1984, s. 199-200; Aydın Zevkliler / Beşir Acabey / Emre

Gökyayla, Zevkliler Medeni Hukuk (Giriş, Başlangıç Hükümler, Kişiler Hukuku, Aile

Hukuku), 5. Baskı, Ankara 1997, s. 230; Mustafa Dural / Tufan Öğüz, Türk Özel Hukuku C. II, Kişiler Hukuku, 10. Baskı, İstanbul 2010, s. 44; Jale G. Akipek / Turgut Akıntürk / Derya

Ateş Karaman, Türk Medeni Hukuku, Cilt I, Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, 8. Baskı,

İstanbul 2011, s. 280-281; Selahattin Sulhi Tekinay, Medeni Hukuk Genel Esasları ve Gerçek Kişiler Hukuku, 6. Baskı, İstanbul 1992, s. 222; M. Kemal Oğuzman / Özer Seliçi / Saibe

Oktay-Özdemir, Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), 11. Baskı, İstanbul 2011, s. 47;

Feyzi N. Feyzioğlu / Ümit Doğanay / Aydın Aybay, Medeni Hukuk Dersleri, C. I, 2. Baskı, İstanbul 1973, s. 71; Bilge Öztan, Şahsın Hukuku Hakiki Şahıslar, 10. Baskı, Ankara 2001, s. 51; Abdülkadir Arpacı, Kişiler Hukuku (Gerçek Kişiler), 2. Baskı, İstanbul 2000, s. 14-15; A. Samim Gönensay, Medeni Hukuk, C.I (Hukuk Hakkında Umumi Malumat-Başlangıç-Şahsın Hukuku), İstanbul 1936, 81; Serap Helvacı, Gerçek Kişiler Hukuku, 4. Baskı, İstanbul 2012, s. 47; Hüseyin Hatemi / Burcu Kalkan Oğuztürk, Kişiler Hukuku (Gerçek Kişiler-Tüzel Kişiler), İstanbul 2013, s. 12.

2

(20)

2

bir çerçevede düzenlenmiş ve tedris edilmiştir. Bağımsızlıktan sonra Azerbaycan Hukuku üzerinde Marksist rejimin etkisi kalksa da; yeni bir alan niteliğinde olan özel hukuk, akademisyenler ve uygulayıcılar tarafından tam olarak benimsenememiştir. Durum böyle olunca, Medeni Hukuk alanındaki kitapların sayısı bir elin parmakları sayını geçmemektedir. Aynı şey, bu alandaki monografiler bakımından da söylenebilir.

Buna karşılık, Türkiye Hukukunda fiil ehliyeti kurumunun akıbeti Azerbaycan Hukukuna benzememektedir. Fiil ehliyeti kurumu, Türkiye Hukukunda hem öğretide hem uygulama tarafından, hem tam düzeyde hem de ayrıntılı olarak incelenmiştir.

Bu çalışmada fiil ehliyeti kurumu gerçek kişiler bakımından Türkiye ve Azerbaycan Hukuku ile karşılaştırmalı olarak incelenecektir. İnceleme sırasında Azerbaycan Hukuk bakımından karşıya çıkan problemler Türkiye Hukukundaki benzer düzenlemeler örnek alınarak çözülmeye çalışılmıştır.

Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır.

Çalışmamızın birinci bölümü “Genel Olarak Fiil Ehliyeti” başlığı taşımaktadır. Bu bölümde, fiil ehliyeti kavramı, önemi, kapsamı ve hak ehliyetinden farkı konuları incelenmiştir.

Çalışmamızın ikinci bölümü “Fiil Ehliyetinin Şartları” başlığı taşımaktadır. Bu bölümde, geçek kişilerin fiil ehliyetine sahip olabilmeleri için gerekli olan şartlar incelenmektedir.

Çalışmanın üçüncü bölümünün ise “Fiil Ehliyeti Bakımından Kişilerin Gruplandırılması” başlığı taşımaktadır. Bu bölümde, kişilerin fiil ehliyetinin şartlarının tamamına veya bir kısmına sahip olmaları ve hiç sahip olmamalarına göre gruplandırılarak incelenmiştir.

(21)

3 BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL OLARAK FİİL EHLİYETİ § 1. FİİL EHLİYETİ KAVRAM

Fiil ehliyeti, kişinin herhangi bir kanuni temsilcinin aracılığına gerek kalmaksızın, kendi fiilleriyle lehine haklar ya da aleyhine borçlar kurabilme gücüdür1. Bu güce, hak ve borçları değiştirmek, sona erdirmek ve başkalarına devretmek ehliyeti de dâhildir2.

Fiil ehliyeti, hareketlerin (veya hareketsizliğin) sonuçlarını idrak eden ve olaylar hakkında bilgi sahibi olduktan sonra iradesi ile serbestçe karar verecek durumda bulunan, böyle davranan ve böyle davrandığı kabul edilen makul kişilere tanınan ehliyettir3.

1

Mehmet Ayan / Nurşen Ayan, Kişiler Hukuku, 3. Baskı, Konya 2011, s. 20; Rona Serozan, Medeni Hukuk, Genel Bölüm, 2. Baskı, İstanbul 2008, s. 175. Benzer tanınmlar için bkz., Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, C. I, Cüz. 2, Şahsın Hukuku, 5. Baskı, İstanbul 1956, s. 27; Ergun Özsunay, Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, 4. Baskı, İstanbul 1979, s. 30; Aytekin M. Ataay, Şahıslar Hukuku, Birinci Yarım Giriş- Hakiki Şahıslar, İstanbul 1978, s. 58; Ferid H. Saymen, Türk Medeni Hukuku C II, Şahsın Hukuku, 2. Baskı, İstanbul 1960, s. 82; Bülent Köprülü, Medeni Hukukun Genel Prensipleri- Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), 2. Baskı, İstanbul 1984, s. 199-200; Aydın Zevkliler / Beşir Acabey / Emre

Gökyayla, Zevkliler Medeni Hukuk (Giriş, Başlangıç Hükümler, Kişiler Hukuku, Aile

Hukuku), 5. Baskı, Ankara 1997, s. 230; Mustafa Dural / Tufan Öğüz, Türk Özel Hukuku C. II, Kişiler Hukuku, 10. Baskı, İstanbul 2010, s. 44; Jale G. Akipek / Turgut Akıntürk / Derya

Ateş Karaman, Türk Medeni Hukuku, Cilt I, Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, 8. Baskı,

İstanbul 2011, s. 280-281; Selahattin Sulhi Tekinay, Medeni Hukuk Genel Esasları ve Gerçek Kişiler Hukuku, 6. Baskı, İstanbul 1992, s. 222; M. Kemal Oğuzman / Özer Seliçi / Saibe

Oktay-Özdemir, Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), 11. Baskı, İstanbul 2011, s. 47;

Feyzi N. Feyzioğlu / Ümit Doğanay / Aydın Aybay, Medeni Hukuk Dersleri, C. I, 2. Baskı, İstanbul 1973, s. 71; Bilge Öztan, Şahsın Hukuku Hakiki Şahıslar, 10. Baskı, Ankara 2001, s. 51; Abdülkadir Arpacı, Kişiler Hukuku (Gerçek Kişiler), 2. Baskı, İstanbul 2000, s. 14-15; A. Samim Gönensay, Medeni Hukuk, C.I (Hukuk Hakkında Umumi Malumat-Başlangıç-Şahsın Hukuku), İstanbul 1936, 81; Serap Helvacı, Gerçek Kişiler Hukuku, 4. Baskı, İstanbul 2012, s. 47; Hüseyin Hatemi / Burcu Kalkan Oğuztürk, Kişiler Hukuku (Gerçek Kişiler-Tüzel Kişiler), İstanbul 2013, s. 12.

2

August Egger (Çev. Volf Çernis), İsviçre Medeni Kanunu Şerhi, Giriş ve Kişinin Hukuku, 2. Baskı, Ankara 1947, s. 164; Öztan, s. 51.

3

(22)

4

Fiil ehliyeti Türk Medeni Kanunun 9. maddesinde tanımlanmıştır. 9. maddenin kenar başlığı “Fiil ehliyeti” ve metni de “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” şeklindedir.

Yürürlükten kalkmış olan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin4 fiil ehliyeti tanımlayan 9. maddesi “Fiil ehliyeti” terimini kullanmadığı gibi fiil ehliyetini de düzgün bir şekilde tanımlamamıştı. 9. maddenin kenar başlığı “Medeni hakların kullanılması” ve metni de “Medeni hakları kullanmağa salâhiyettar olan kimse iktisaba da iltizama da ehildir”. şeklindeydi. Bunun sebebi 743 sayılı eski Medeni Kanunun iktisap edildiği İsviçre Medeni Kanunun (ZGB) Fransızca metninden kaynaklanıyordu. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 9. maddesi İsviçre Medeni Kanunun (ZGB) Art. 12 Fransızca metninin bire bir çevirisidir. ZGB fiil ehliyetini düzenleyen Art. 12 Fransızca metninin kenar başlığı “exercice des droit civil” yani “medeni hakların kullanılması” ve metni de “Quiconque a l’exercice des droits civils est capable d’acquérir et de s’obliger” yani “Medeni hakları kullanmağa salâhiyettar olan kimse iktisaba da iltizama da ehildir” şeklindedir5.

Eski Medeni Kanunda ve İsviçre Medeni Kanunun Fransızca metninde fiil ehliyetini ifade etmek için kullanılan “medeni hakların kullanılması” terimi, hem karışıklığa meydan vermekteydi, hem de kurumun mahiyetini tam anlamıyla yansıtmamaktaydı6. Şöyle ki, eski medeni kanun hak ehliyetini ifade etmek için “medeni haklardan istifade” terimini kullanmaktaydı. Fakat “bir şeyden istifade” esas itibariyle o şeyi kullanmak suretiyle olur. Ancak aşağıda belirteceğimiz gibi her

4

4 Ekim 1926’da yürürlüğe giren 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi, 1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.

5

Andreas B Schwarz (Çev. Bülent Davran), Borçlar Hukuku Dersleri, C. I, İstanbul 1948, s. 178-179.

6

Öğretide de fiil ehliyetini ifade etmek için birçok farklı terim kullanılmaktaydı. “Medeni hakları kullanma ehliyeti” terimini kullanan yazarlar için bkz., Saymen, s. 81; H. Cahit

Oğuzoğlu, Medeni Hukuk I, Şahsın Hukuku, 5. Baskı, Ankara 1963, s. 251; Kemaleddin Birsen, Medeni Hukuk Dersleri: Umumiesaslar- Şahsın Hukuku- Aile Hukuku- Miras Hukuku,

İstanbul 1963, s. 105; Velidedeoğlu, s. 27; Zahit İmre, Medeni Hukuka Giriş (Temel Kavramlar, Medeni Kanunun Başlangıç Hükümleri ve Hakiki Şahıslar Hukuku), 3. Baskı, İstanbul 1980, s. 365. “Medeni hakları istimal salahiyeti” terimini kullanan yazarlar için bkz.,

Gönensay, 81. “Medeni hakları istimal” terimi kullanan yazarlar için bkz., Esat Arsebük,

(23)

5

hak ehliyetine (medeni haklardan istifade eden) sahip olan fiil ehliyetine sahip değildir.

Diğer taraftan, medeni hakların kullanılması terimi, kurumun mahiyetine de uygun düşmemektedir. Şöyle ki, fiil ehliyetinin içeriğine, hukuka aykırı fiillerden sorumlu tutulabilme ehliyeti de girdiğinden, “medeni hakların kullanılması” terimi, haksız bir fiil işlemenin adeta medeni hakların kullanılması anlamına geleceğinden dolayı ortaya mantıksız bir sonuç çıkacaktır. Bu sebepten kurumun mahiyetine uygun düşen ZGB Art. 12 Almanca metninin kenar başlığında kullanılan “Handlungsfähigkeit” yani fiil ehliyeti teriminin kullanılması daha isabetlidir. Ancak, bir görüşe göre, bu terimin kullanılmasıda yanlıştır. Bu görüş şöyledir:

“Bazı Türk Hukukçuları, İsviçre Medeni Kanununun Almanca metninde kullanılmış olan “Handlungsfähigkeit” teriminin karşılığı olarak, bu kavramı “Fiil ehliyeti” diye adlandırmaktadır. Almancadaki “Handlung” kelimesi fiil anlamına geldiğinden bu deyim ilk bakışta isabetli görülebilir. Fakat fikrimizce, Almancadaki bu terim, hukuki fiil anlamında değil, çok daha geniş anlamda, hareket etme anlamında kullanılmıştır ve bunun içine hukuki fiiller girdiği gibi, hukuki muameleler, hatta haksız fiiller de girmektedir. Türkçe terim olarak fiil ehliyeti teriminin benimsenmesi ile geniş bir kavram olan hakları kullanma ehliyetinin bunun özel bir nevi olan hukuki fiil yapma ehliyeti ile birbirine karışması ihtimali de vardır. Bu sebeplerle, bu konuda MK’umuzdaki hakları kullanma ehliyetini daha uygun buluyoruz. Nitekim Fransız hukuk dilindeki deyim de böyledir: La capacité d’exercice des droits civils”7.

Ancak, unutmamak gerekir ki, genel olarak hukuki fiillerden söz edince, bu kavramın içine, hukuka uygun fiiller (hukuki işlemler, hukuki işlem benzerleri, maddi fiiller) girdiği kadar, hukuka aykırı fiiller de (borca aykırılık ve haksız fiiller) girmektedir8. Bu sebepten dolayı medeni hakları kullanma ehliyeti terimi yerine

7

İmre, s. 365 dn. 1; Zahit İmre, Gayrımümeyyizlerin Haklarının Kullanma Ehliyetsizliğine ve

Bunun İstisnalarına İlişkin Meseleler, Prof. Dr. Bekir Baltaya Armağan, Ankara 1974, s. 335-336.

8

(24)

6

kurumun mahiyetine daha uygun olan fiil ehliyeti terimini tercih etmek daha isabetlidir. Kanun koyucu tarafından öğretideki bu eleştiri dikkate alınarak, 1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun bu kurumu düzenleyen 9. maddesinin kenar başlığında medeni hakları kullanma ehliyeti terimi yerine fiil ehliyeti terimini kullanılmıştır. Ancak, yeni 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun dava ehliyetini düzenleyen 51 ve 52 maddelerinde9 fiil ehliyetini ifade etmek için, medeni hakları kullanma ehliyeti terimini kullanılarak Türkiye mevzuatındaki terim birliği bozulmuştur10. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu yapılırken mevzuatta terim birliğinin sağlanmasına yönelik çalışmaların yapılmadığı anlamına gelmektedir. Bu ise, kanun yapma tekniği açısından sakıncalı bir durumdur.

Azerbaycan Hukukunda fiil ehliyetini ifade etmek için fiil ehliyeti terimi kullanılmasa da buna benzer bir terim kullanılmıştır. Azerbaycan Mülki Mecellesi’nin fiil ehliyetini düzenleyen 28. maddesinin kenar başlığı “Fiziki şəxsin mülki hüquq fəaliyyət qabiliyyəti (Gerçek kişinin mülki hukuk faaliyet kabiliyeti)” şeklindedir.

Eski Türk Medeni Kanununun fiil ehliyetini düzenleyen 9. maddesinin kenar başlığı gibi; metni de doyurucu değildir. Şöyle ki, Medeni Kanunun 9. maddesinde “Medeni hakları kullanmağa salâhiyettar olan kimse iktisaba da iltizama da ehildir” şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Basit bir şekilde söylersek; fiil ehliyetine sahip bulunan, haklar kazanmaya ve borçlar yüklemeye ehildir diyerek fiil ehliyetini tanımlamaya çalışmıştır. Ancak, bu tarif fiil ehliyeti ile hak ehliyeti arasındaki farkı

9

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 51. maddesi şöyledir: “Dava ehliyeti, medenî hakları

kullanma ehliyetine göre belirlenir”. 52. madde ise, “Medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir”.

10

İlginçtir ki, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 51. maddesinin gerekçesinde dava ehliyeti medeni hukuktaki fiil ehliyetine göre belirleneceğini belirtmiştir. Söz konusu madde gekçesi şöyledir: “Bu maddede, taraflara ilişkin dava şartının ikincisi olan dava ehliyeti ele alınmıştır.

Dava ehliyeti, medenî hukuktaki fiil ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Burada gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapılmaksızın, medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olanların dava ehliyetine de sahip olacağı ifade edilmiştir. Söz konusu düzenleme, Alman Medenî Usul Kanunundaki düzenlemeye paralel bir hüküm içermektedir”. (Salih Özaykut / Mehmet Beleç,

Gerekçeli- Karşılaştırmalı- İndeksli Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, Ankara 2011, s. 95)

(25)

7

açıklamaya yeterli değildir. Çünkü fiil ehliyeti bulunmayan bir kişi de haklar kazanabilir ve borçlar altına girebilir. Şöyle ki, tam ehliyetsiz kişiler miras yolu ile veya kanuni temsilcilerinin vasıtasıyla haklar kazanabilir, borç altına girebilir ve hakkaniyet gereği verdiği zararlardan sorumlu tutulabilir (TBK. m. 65)11. Bu sebepten de eski Türk Medeni Kanunun 9. maddesinin ifade tarzı isabetli değildir. Bu durum yukarıda da belirttiğimiz gibi, eski Medeni Kanunun iktibas edildiği İsviçre Medeni Kanunun Fransızca metninden kaynaklanıyor. Kısacası, fiil ehliyetini düzenleyen ZGB Art. 12 Fransızca metni “Quiconque a l’exercice des droits civils est capable d’acquérir et de s’obliger.” yani, “Medeni hakları kullanmağa salâhiyettar olan kimse iktisaba da iltizama da ehildir.” şeklindedir12. Bu hüküm, öğretide ifade edildiği gibi “sözlü anlam itibariyle tamamen yanlış ve şaşırtıcıdır”13. Bunun sebebi ise, İsviçre Medeni Kanununun 12. maddesinin Fransızca metninin Eugen Huber’in kaleme aldığı metne sadık kalınarak çevrilmemesidir; zira fiil ehliyetinin mahiyetine ait tarif Fransızca metinde isabetli değildir14. Ancak, ZGB Art. 12 Almanca metninde fiil ehliyeti mahiyetine daha uygun şekilde ifade edilmiştir.

ZGB Art. 12 Almanca metninde fiil ehliyetini şu şekilde ifade etmiştir: “Wer handlungsfähig ist, hat die Fähigkeit, durch seine Handlungen Rechte und Pflichten zu begründen.” yani, “Fiil ehliyetine sahip kişi, kendi fiilleriyle haklar ve borçlar kurabilir”15. Görüldüğü gibi, ZGB Art. 12 Almanca metni Fransızca metninden farklı olarak kişinin kendi fiilleri ile haklar ve borçlar kurabileceğini belirtmiştir. Bu ifade tarzı çok isabetlidir. Çünkü fiil ehliyeti bulunmayan bir kişi de haklar kazanabilir ve borçlar altına girebilir. Fiil ehliyetinde ise, önemli olan, sadece, kişinin hak sahibi olabilmesi ya da borç altına girebilmesi değil, bunları kendi 11 Ataay, s. 59; Arpacı, s. 15. 12 Schwarz, s. 179-180. 13 Schwarz, s. 179. 14 Schwarz, s. 179. 15

Mustafa Dural, Türk Medeni Hukukunda Gerçek Kişiler, 2. Baskı, İstanbul 1984, s. 49; Farklı çevriler için bkz., Schwarz, s. 179; Egger, s. 161; Aydın Zevkliler, Kişiler Hukuku Gerçek Kişiler, Ankara 1981, s. 43; Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 230.

(26)

8

fiilleriyle kurabilmesidir. Böylece 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanununun 9. maddesinde bu eleştiriler dikkate alınarak düzenlenmiştir. Madde metni şöyledir, “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir”. Gördüğünüz gibi, “kendi fiilleriyle” ibaresi fiil ehliyetinin tanımına eklenmiştir.

Ancak, Türkiye Hukukunda var olan bir görüşe göre16, ZGB Art. 12 Almanca metnindeki “kendi fiilleriyle” ibaresini de (bu aynı zamanda yeni Türk Medeni Kanunun 9. maddesi için de geçerlidir) tatmin edici bulmamaktadır. Buna gerekçe olarak, fiil ehliyetine sahip bulunmayan sınırlı ehliyetsizlerin de, başkalarını temsilcisi olarak hareket ettikleri takdirde, kendi fiilleri ile muteber bir borcun doğumuna yol açabileceklerini göstermektedir. Bundan dolayı yazar, ZGB Art. 12 Almanca metninde (aynı zamanda yeni Türk Medeni Kanunun 9. maddesi için de geçerlidir) fiil ehliyetinin tanımı yapılırken “kendi fiilleriyle” ibaresinden sonra “kendisi için” ibaresinin belirtilmemesini eksiklik saymaktadır17.

Söz konusu görüş, öğretide diğer yazarlar tarafından eleştirmektedir. Bir görüşe göre18, “fiil ehliyetini “bir kimsenin kendi fiili ile hak kazanabilme ve borç altına girebilme ehliyeti” olarak tanımlamak yeterlidir. Zira sınırlı ehliyetsiz kimse temsilci olduğu zaman, başkaları için hak kazanamaz ve borç altına giremez. Bu ihtimalde hak kazanan ve borçlanan kimse, bizzat temsil olunandır19”.

Diğer görüşe göre ise20, söz konusu görüşün eleştirisi haklı olmakla birlikte sadece “kendileri için” deyiminin kullanılması, bir başka yönden eksik doğrucu niteliktedir. Bu durumda yasal temsil yoluyla başkalarının lehine haklar ve aleyhine borçlar yaratılması karşımıza çıkar. Temsil ettikleri küçük ya da kısıtlı adına işlem 16 Ataay, s. 60. 17 Ataay, s. 60. 18

Arpacı, s. 14-15, dn. 4. Bununla beraber, Arpacı, ZGB Art. 12’de “hak kazanma” ve “borç

altına girme” ifadeleri kullanılmamış, bunun yerine “hak ve borç kurma”dan söz edildiğine göre, bu açıdan Ataay’ın eleştirisini isabetli bulmaktadır (Arpacı, s. 14-15, dn. 4).

19

Arpacı, s. 14-15, dn. 4. Bununla beraber, Arpacı, ZGB Art. 12’de “hak kazanma” ve “borç

altına girme” ifadeleri kullanılmamış, bunun yerine “hak ve borç kurma”dan söz edildiğine göre, bu açıdan Ataay’ın eleştirisini isabetli bulmaktadır (Arpacı, s. 14-15, dn. 4).

20

(27)

9

yaparak onlara haklar ve borçlar kazandırabilen kanuni temsilcilerin fiil ehliyetine sahip olmaları gerekir (eTMK. m. 363; TMK. m. 413/ I). Yoksa temsilcinin yaptığı işlemden temsil edilen adına hak ve borç doğmaz. Böyle olunca, fiil ehliyetini tanımlarken “kendi eylemleriyle kendi adına ve başkaları adına haklar ve borçlar yaratabilme” deyimlerini kullanma gereği ortaya çıkar. Bu da tanımı uzatacak nitelikte fazla sözcükler kullanılmasını zorunlu kılar21. Her iki eleştiriden şu ortak neticeye varıyoruz ki, fiil ehliyetini tanımlarken yalnızca “kendi eylemleriyle” ibaresinin kullanılması yeterlidir ve genel olarak her iki durumu da yansıtmaya elverişlidir. Bu sebepten de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 9. maddesinde yapılan tanım öğretideki genel görüşe uygun yapılmış olması isabetli olmuştur.

Azerbaycan hukukunda fiil ehliyeti Türkiye öğretisindeki görüşü22 andıracak bir biçimde tanımlanmıştır. Azerbaycan Mülki Mecellesinin fiil ehliyetini düzenleyen 28/ I maddesinde fiil ehliyeti şu şekilde tanımlanmıştır: “Gerçek kişinin fiil ehliyeti kişinin kendi fiilleri ile haklar kazanmak ve kullanmak, kendisi için borçlar yaratabilme ve icra etmek ehliyetidir”23. Gördüğünüz gibi bu tanımda bir belirsizlik vardır. Bu tanım, “gerçek kişinin fiil ehliyeti kişinin kendi fiilleri ile kendisi için haklar kazanmak ve kullanmak, borçlar yaratabilme ve icra etmek ehliyetidir” şeklinde tanımlansaydı daha doğru olurdu.

Türk Medeni Kanununun 9. maddesinde yapılan tanım fiil ehliyeti hakkında genel bir ilke mahiyetindedir. Böylelikle Türk Medeni Kanununun 9. maddesinin hükmü, gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapılmaksızın bütün kişiler hakkında uygulanabilir. Kanunun 10. ve devamı maddeleri ise, içerdiği hükümler bakımından sadece gerçek kişiler hakkında geçerlidir. Tüzel kişilerin fiil ehliyeti, mahiyetine uygun düşecek şekilde ayrı bir madde halinde (TMK. m. 49) düzenlenmiştir24.

21

Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 230.

22

Ataay, s. 60.

23

Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ I. maddesinin orjinal metni şu şekildedir: “Fiziki şəxsin

mülki hüquq fəaliyyət qabiliyyəti şəxsin öz hərəkətləri ilə mülki hüquqlar əldə etmək və həyata keçirmək, özü üçün mülki vəzifələr yaratmaq və icra etmək qabiliyyətidir.”

24

(28)

10

Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ I maddesinde yapılan tanımda “Gerçek kişinin fiil ehliyeti” ibaresi kullanılmıştır. Bu terimden de anlaşıldığı gibi, Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ I. maddesi Türk Medeni Kanununun 9. maddesindeki gibi genel bir tanım yapmak istememiş; sadece gerçek kişilerin fiil ehliyetini tanımlamıştır. Azerbaycan Mülki Mecellenin 28/ I. maddesinde yapılan tanım fiil ehliyeti hakkında genel bir ilke mahiyetindedir. Böylelikle Azerbaycan Mülki Mecellenin 28/ I. maddesinin hükmü, gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapılmaksızın bütün kişiler hakkında uygulanabilir.

Türk Medeni Kanununun 9-16. ve Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28-32. maddelerinde ve ayrıca her iki kanunun başka bölümlerinde gerçek kişilerin fiil ehliyeti ile ilgili hükümler bulunmaktadır. Mesela, Türk Medeni Kanunun çocuğun fiil ehliyetini düzenleyen 343. maddesi ve Azerbaycan Mülki Mecellenin on dört yaşına kadar olan küçüklerin yapmış oldukları haksız fiilden dolayı sorumluklarını düzenleyen 1103. maddesi. Ayrıca, fiil ehliyetine ilişkin hükümler, sadece Medeni Hukukta değil, diğer hukuk dallarında da uygulanır. Misal olarak, dava ehliyetini düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanununun 51. ve 52. maddeleri ve bu maddelerin karşılığı olan eski Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunun 38. maddesi ve Azerbaycan Mülki Prosessual Mecellesinin 49. maddesi verilebilir.

Fiil ehliyeti, hak ehliyeti gibi kişiye, kişi olması nedeniyle tanınmıştır. Bu sebepten de kişi, fiil ehliyetinden vazgeçemez, başkasına devredemez, onun sınırlarını daraltıp genişletemez (eTMK. m. 23; TMK. m. 23; AMM. m. 31/ III). Bu ehliyetin tam ve kısmi noksanlığı hali kanun koyucu tarafından özel olarak düzenlenmiştir. Bu istisnai durumlar haricinde kişi fiil ehliyetine tam olarak sahiptir25.

§ 2. FİİL EHLİYETİNİN ÖNEMİ

Kişinin ehliyetinin hak ve fiil ehliyeti olarak iki kısma ayrılma sebebini ve fiil ehliyetine ilişkin hükümlerin amacının ne olduğu belirtilmeden fiil ehliyetinin önemi açıklanamaz. Bundan dolayı ilk olarak kişi ehliyetinin hak ve fiil ehliyeti olarak

25

(29)

11

ayrılmasının sebebi, daha sonra fiil ehliyetine ilişkin hükümlerin amacı ve son olarak fiil ehliyetinin önemi incelenecektir.

I. KİŞİ EHLİYETİNİN HAK VE FİİL EHLİYETİ OLARAK AYRILMASININ SEBEBİ

Hukuk, hak ehliyetini herkese tanıdığı halde bu hakları bizzat kullanmasını yani fiil ehliyetini her kese tanımamıştır. Çünkü insanın doğuştan itibaren bedeni ve fikri yetenekleri sürekli gelişerek değişir. Yeni doğan bir çocuğun bedeni gücü ve yeteneği zayıf olduğu gibi, fikri yeteneğini de henüz gelişmemiştir; zira zamanla edinecektir. Zamanla çocuğun bedeni gücü, yeteneği ve akli durumu gelişir. Küçük olmasına rağmen ileri dönemlerde, makul surette hareket etmek iktidarı daha da gelişecektir. Böyle bir durumdaki insanın, göreceğimiz çeşitli sebeplerden dolayı, ya gerici ya da devamlı olarak akla uygun bir şekilde hareket etmek iktidarından mahrum olabilmesi ihtimal dâhilindedir26.

Görüldüğü gibi, insanlar doğuşlarından itibaren ölünceye kadar aynı durumda değillerdir. İnsanlar küçüklük dönemlerinde ve büyüdükten sonra bazı sebeplerden dolayı ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütemezler. Ayrıca hukuk kurallarına uygun hareket etmede gösterdikleri duyarlılık başka insanlara oranla daha düşüktür. Kişi mantıklı ve hukuk kurallarına uygun hareket etmiyorsa, onun bir taraftan günlük hayatta istismar edilmeye karşı korunması gerekirken; diğer taraftan da hukuk kurallarını ihlal etmesi halinde, normal bir insana nispeten hiç sorumlu tutulmaması ya da az sorumlu tutulması gerekir27. Böylece kanun koyucu kişilerin ehliyetini hak ve fiil ehliyeti olarak iki kısma ayırmış; hak ehliyetinin kişiliğin kazanılması ile kazanılacağını (TMK. m. 8; AMM. m. 25), fiil ehliyetine ise kanunda belirtilmiş şartlara sahip olan kişilerin sahip olacağını belirtmiştir (TMK. m. 9; AMM. m. 28).

II. FİİL EHLİYETİ İLE İLGİLİ HÜKÜMLERİN KONULUŞ AMACI Kanun koyucu, gerçek kişilerin koruma amacıyla kişilerin ehliyetini hak ve fiil ehliyeti diye iki kısma ayırmakla yetinmemiş, bu düzenlemenin yanında fiil

26

Birsen, s. 105-106.

27

(30)

12

ehliyetine, hem buna sahip olmayan kişinin hem de toplumun zarar görmemesi için gerekli yaptırımları öngörmüştür28. Çünkü kanun koyucu yaş ve başka sebeplerden dolayı korunmaya muhtaç olan gerçek kişilerin ehliyetlerini iki kısma ayırarak onlara karşı olan koruma görevini yerine getirmiş değildir. Yani, gerçek kişilerin kendi fiilleri ile haklar kazanması ve yükümlük altına girmesi, kanun koyucu tarafından belirli şartlara bağlandıktan sonra bu yaptırımlar getirilmeseydi, ortaya şu sorunlar çıkardı:

1) Fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin işlem ve eylemler yapıp yapamayacağı

2) Fiil ehliyeti için gerekli olan şartların tamamına sahip olmayan kişiler ile bu şartların bir kısmına sahip olan kişilerin işlem ve eylemlerinin aynı derecede değerlendirilip değerlendirilmeyeceği

3) Toplumun ehliyetsiz kimsenin işlem ve eylemlerinden nasıl korunacağı Fiil ehliyetine getirilen yaptırımlar, kişilerin, fiil ehliyeti şartlarının hepsinin bir kişide bulunup bulunmamasına göre yapılan ayrıma; başka bir ifade ile kişi gruplarına göre değişmektedir29.

Fiil ehliyetinin şartlarının hepsinin bir kişide bulunup bulunmamasına göre kişiler, tam ehliyetliler, sınırlı ehliyetliler, sınırlı ehliyetsizler ve tam ehliyetsizler şeklinde dört guruba ayrılır30.

Tam ehliyetli kişiler ile sınırlı ehliyetli kişiler, fiil ehliyetinin bütün şartlarına sahip olduklarından, kendi fiilleri ile geçerli işlemler yapabilirler (TMK. m. 9; AMM. m. 28/ I). Ancak, sınırlı ehliyetliler, kanunda gösterilmiş bazı işlemleri yapmak için yasal danışmanlarından veya eşlerinden izin almak zorundadırlar; yoksa işlemleri geçersiz olur (TMK. m. 184/ b.5, 194/ I, 199/ I, 223/ II, 263/ I, 265/ I, 306/ I, 429).

28

Murat Şen, Eski Hukukumuzda Gerçek Kişilerin Hak ve Fiil Ehliyeti, Konya 1998, s. 206 (Yayımlanmamış Doktora Tezi).

29

Kişi grupları ve fiil ehliyetlerinden bakımından yapılan ayrımlar çalışmamızın Fiil Ehliyeti

Bakımından Kişilerin Gruplandırılması başlıklı Üçüncü Bölümde ayrıntılı olarak

incelenmiştir.

30

(31)

13

Sınırlı ehliyetsizler, fiil ehliyetinin şartlarının bir kısmına sahiptirler. Bu gruba giren kişiler, bir takım işlemleri (TMK. m. 16, 357, 359, 344, 452; AMM. m. 29/ II, 30/ II, 32/ I) tek başlarına, diğer işlemleri ise kanuni temsilcinin aracılığıyla ya da kanuni temsilci izin verirse bizzat yapabilirler; aksi takdirde işlemleri geçersiz olur (TMK. m. 16; AMM. m. 29/ I, 30/ I, 32/ I).

Tam ehliyetsizler ise fiil ehliyetinin şartlarının tamamına sahip olmadıklarından yaptıkları işlemler geçersizdir. Bu kişiler ancak, kanuni temsilcileri aracılığı ile işlem yapabilirler (TMK. m. 14, 15; AMM. m. 28/ VIII, ).

Fiil ehliyeti olmayan kişileri koruması gerektiği gibi, toplumun ehliyetsiz kimsenin işlem ve eylemine karşı koruması gerekir. Bu konuda aile vesayeti ile devletin vasi ataması ilkeleri arasında somut olay adaletine uygun bir dengeli düzenleme yapılmalıdır31.

Fiil ehliyeti ile ilgili hükümlerin konuluş amacı, fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin korunması ve toplumun ehliyetsiz kimsenin işlem ve eylemine karşı korunması gereğidir.

Kişinin ehliyetinin hak ve fiil ehliyeti diye iki kısma ayrılmasının amacı kişinin korunmasıdır. Yani fiil ehliyetinin altında yatan sebep kişinin korunması olgusudur. Kişinin korunması kişiler hukukunun amaçlarından biridir.

Hukukun insana bir takım haklar tanımasının, yani ona hak ehliyetini vermesinin sebep ve hikmeti, insanın, bu hakların pasif bir şekilde hamili olarak kalması değil, bu haklar üzerinden bizzat tasarruf edebilmesi suretiyle bunlardan gerçek anlamda yararlanmasıdır32. Kişiler fiil ehliyeti sayesinde hukukun pasif süjesi olmaktan çıkarak aktif süjesi haline gelmektedir. Bu durum fiil ehliyetinin ne kadar önemli bir kurum olduğunu göstermektedir.

Fiil ehliyetinin başka bir işlevi de fiil ehliyeti olmayan kişileri koruması ve toplumun ehliyetsiz kimsenin işlem ve eylemine karşı korunmasını sağlamaktır33.

31 Şen, s. 207-208. 32 Velidedeoğlu, s. 28. 33 Şen, s. 207-208.

(32)

14

§ 3. FİİL EHLİYETİNİN HAK EHLİYETİNDEN FARKI I. GENEL OLARAK

Fiil ehliyeti ve hak ehliyeti, mantıken ve maddeten bir birinden tamamıyla bağımsız kavramlardır34. Başka bir ifade ile fiil ehliyeti ve hak ehliyeti kavramları eş kavram niteliğinde değildir. Fiil ehliyeti ve hak ehliyeti kavramları birbirinden kesin olarak ayrılması gereken kavramlardır. Bu sebeple de, her iki ehliyet arasındaki farkı belirtmek metot bakımdan hem zorunlu, hem de amaca uygundur35.

Ancak, bu iki ehliyet arasındaki sınırı kesin olarak çizmek imkânsızdır. Her iki ehliyet birbiriyle yakın ilişki halindedir. Fiil ehliyetinin sınırlanması hak ehliyetininde sınırlanması sonucunu yaratır. Çünkü fiil ehliyetinin sınırlandığı hallerde çoğu zaman kişinin hak ehliyetine sahip olmasının önemi kalmamaktadır36. Bu durum esasen tam ehliyetsizlerin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarının kullanmasında kendini gösterir. Şöyle ki, mutlak kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarda kanuni temsilcilik düşmanlığı söz konusudur. Bu bakımdan ayırt etme gücünün yokluğu halinde, kanuni temsilci bu hakları tam ehliyetsiz adına kesin olarak kullanamaz. Mutlak kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların tam ehliyetsizlik halinde kanuni temsilci aracılığıyla kullanılamaması, tam ehliyetsiz kişinin fiil ehliyetsizliği yanında bu haklar bakımından hak ehliyetinin de olmadığını gösterir37. Mutlak kişiye sıkı sıkıya bağlı haklara misal olarak, nişanlanma, boşanma, soybağının reddi, tanıma, babalık davası açma ve ölüme bağlı tasarruf yapma gösterilmektedir38.

Fiil ehliyeti ile hak ehliyeti arasındaki farkı belirtmeden önce, hak ehliyetinin ne zaman kazanılır? Kimler bu hakka sahip olabilir? Hangi şartların gereklidir? Ve

34

Schwarz, s. 176.

35

Öztan, s. 52 ve dn. 49, 50’de zikir edilen yazarlar.

36

Öztan, s. 52 ve dn. 48’de zikir edilen yazarlar.

37

Aytekin Ataay, Yaş Tashihi Davası – Münhasıran Şahsa Bağlı Haklar (Karar İncelemesi), MHAD 1957, C. I, S. 1, s. 32; Aytekin Ataay, Medeni Hukuk Genel Teorisi, 4. Baskı, İstanbul 1995, s. 398; Ataay, s. 119-120; Dural / Öğüz, s. 75; Öztan, s. 89; Arpacı, s. 53; Şeref Ertaş, Tam Ehliyetsizlerin Temsil Sorunu, MBD 1985, Y. 4, S. 13, s. 8; Şeref Ertaş, Şahsa Sıkı Sıkıya Bağlı Haklar, TNBHD 2000, S. 106, s. 9; Zarife Şenocak, Küçüğün Tıbbî Müdahaleye Rızası, AÜHFD 2001, C. 50, S. 4, s. 73.

38

(33)

15

diğer soruların cevaplandırılması, konun daha kolay anlaşılması için gereklidir. Bu sebepten de aşağıda fiil ehliyeti ile hak ehliyetinin karşılaştırmasından önce hak ehliyeti kavramı incelenecektir.

II. HAK EHLİYETİ KAVRAMI

Hak ehliyeti kişilerin hakları ve borçları olabileceğini belirler. Hak ehliyeti Türk Medeni Kanununun ve eski Kanuni Medeninin 8. maddesinde ve Azerbaycan Mülki Mecellesinin 25. maddesinde düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunun 8 maddesinde “Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.” biçiminde bir kural yer almaktadır. Bu düzenlemede hak ehliyeti açık bir şekilde tanımlanmış değildir39. Buna karşılık, Azerbaycan Mülki Mecellesinin hak ehliyetini düzenleyen 25. maddesinin 1. fıkrasında “Gerçek kişilerin hak ehliyeti insanın mülki hukuklara sahip olmak ve mülki hukuk vazifelerini taşımak kabiliyetidir.” diyerek hak ehliyetini açık bir şekilde tanımlamıştır.

Türk Medeni Kanununun 8. maddesinde var olan “haklara ve borçlara ehil olmada” deyimi ve Azerbaycan Mülki Mecellesinin 25/ I. maddesinin hükmünü basitleştirilmiş halini dikkate aldığımız zaman, hak ehliyeti şu şekilde tanımlanabilir: Hak ehliyeti, haklara sahip olabilme ve borç altına girebilme gücüdür40.

Tariften de görüldüğü gibi, hak ehliyetinin, biri olumlu (aktif) ve diğeri olumsuz (pasif) iki yönü vardır. Olumlu yönü haklara sahip olabilmeyi anlatır. Olumsuz yönü ise borç altına girebilmeyi anlatır41.

Hak ehliyetine sahip olabilmek için kişilerin herhangi bir işlem yapmaları ya da eylemde bulunmaları gerekmez. Hak ehliyeti kişiye, kişi olması nedeniyle

39

Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 221.

40

Arpacı, s. 11; Hüseyin Hatemi, Kişiler Hukuku Dersleri, 2. Baskı, İstanbul 2001, s. 12; Serap Helvacı, Gerçek Kişiler Hukuku, 4. Baskı, İstanbul 2012, s. 41. Farklı tanımlar için bakın: Ataay, s. 46; Özsunay, s. 25; Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 221; Ahmet M. Kılıçoğlu,

Medeni Hukuk, Ankara 2004, s. 131; Dural / Öğüz, s. 37; Akipek / Akıntürk / Ateş

Karaman, s. 267; Ayan / Ayan, s. 19.

41

(34)

16

tanınmıştır. Başka bir ifade ile hak ehliyeti kişi kavramı ile eş anlamlıdır. Bu iki kavramı birbirinden ayırmak imkânsızdır42. Bu sebepten de kişi, fiil ehliyetinden vazgeçemez, başkasına devredemez, onun sınırlarını daraltıp genişletemez (eTMK. m. 23; TMK. m. 23; AMM. m. 31/ III).

Kişilik sağ ve tam olarak doğumla başladığına göre, herkes sağ olarak doğduğu anda hak ehliyetine sahip olur ve ölümle sona erdiğine göre, herkes öldüğü anda hak ehliyetini yitirir (TMK. m. 28; AMM. m. 25/ II).

Türk Medeni Kanununun 8. maddesi ile Azerbaycan Mülki Mecellesinin 25. maddesi hak ehliyeti yönünden iki ana prensip getirir: genellik ve eşitlik43.

III. FİİL EHLİYETİ İLE HAK EHLİYETİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Fiil ehliyeti ile hak ehliyeti arasındaki sınırı kesin olarak çizmek imkânsızdır. Ancak, fiil ehliyeti ve hak ehliyeti, mantıken ve maddeten bir birinden tamamıyla bağımsız kavramlardır44. Bu iki ehliyet incelendiğinde ve öğretinin bu konuyu inceleme şekline bakıldığında esasen üç farklılık tespit edebiliriz. Bu farklılıklar kişinin iradesi, genellik ve eşitlik ilkesi ve bu iki ehliyete sahip olan kişilerin çevresi bakımından ortaya çıkmaktadır.

Fiil ehliyeti ile hak ehliyeti arasındaki ilk ve aynı zamanda en önemli fark kişinin iradesi bakımından kendini gösterir. Hak ehliyetinde iradenin bir rolü olmadığı halde, fiil ehliyetinin ağırlık merkezini kişinin iradesi teşkil eder45. Başka bir ifade ile hak ehliyeti kişinin pasif, fiil ehliyeti ise kişinin aktif ehliyetidir.

Hak ehliyeti kişinin hakları ve borçları olabileceğini belirler. Başka bir ifade ile hak ehliyeti hak ve yükümlüklerin insana aidiyetini sağlar. Fiil ehliyeti ise, kişinin kendi fiilleriyle lehine haklar aleyhine borçlar yaratabilme gücüdür. Kısacası fiil ehliyeti için önemli olan kişinin hak sahibi olabilmesi ve borç altına girebilmesi

42

Ayan / Ayan, s. 19.

43

Ayrıntılı bilgi için bkz., Ataay, s. 47-49; Dural / Öğüz, s. 37-38; Zevkliler / Acabey /

Gökyayla, s. 223-224; Öztan, s. 43 vd.; Özsunay, s. 25-26; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 270-273; Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 40-42; Arpacı, s. 11-13; Ayan / Ayan, s. 20; Helvacı, s. 42-43.

44

Schwarz, s. 176.

45

(35)

17

değil, kişinin kendi fiili ile bunları yapabilmesidir. Kendi fiili ile hak kazanamayacak veya borç altına giremeyecek durumda olanlar, kural olarak kanuni temsilcileri aracılığıyla ya da bir takım olaylar sonucu hak kazanabilirler, borç altına girebilirler. Kişi kendi fiili ile hak edinebiliyor ya da borç altına girebiliyorsa, fiil ehliyetine sahiptir. Buna karşılık, hak sahibi olabilmesi ya da borç altına girebilmesine kendi fiili yeterli olmayıp, fiile kanuni temsilcinin katılması ya da kanuni temsilcinin fiili onun adına yapması gerekiyorsa, kişinin fiil ehliyeti yoktur ama hak ehliyeti vardır46. Mesela, üç aylık çocuk hak ehliyetine sahip olmasına karşılık, fiil ehliyetine sahip değildir. Bu çocuk ancak kanuni temsilcisi vasıtasıyla hukuki işlemler yapabilir. Miras yoluyla mal iktisabında da aynı yol geçerlidir. Yeni doğmuş bir çocuk, kendisine kalan mirası iktisap eder, fakat miras yolu ile kendisine geçen alacakları fiil ehliyeti olmadığından kendisi talep edemez47.

Fiil ehliyeti ile hak ehliyeti arasında var olan ikinci fark, genellik ve eşitlik ilkesi bakımından kendini gösterir. Genellik ilkesi gereğince her insan hak ehliyetine doğduğu andan sahip olur. Eşitlik ilkesi gereğince ise, her bir kişi hak ehliyetine eşit olarak sahiptir. Buna karşılık fiil ehliyeti alanında bu ilkeler geçerli değildir. Çünkü her insan fiil ehliyetine sahip değildir, fiil ehliyeti doğumla kazanılmaz. Fiil ehliyetine sahip olmak için kanunun aradığı bazı şartlara sahip olmak gerekir. Her insan bu şartlara aynı şekilde sahip olamayacağı için hak ehliyetinde var olan eşitlik ilkesi fiil ehliyeti bakımından geçerli değildir48.

Bu durum hiç bir hukuk düzeninde geçerli görülmemiştir ve hiçbir zaman da geçerli olmayacaktır. Çükü yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı gibi, insan doğasından kaynaklanan sebepler yüzünden kişinin fiil ehliyeti zorunlu olarak ortadan kalkar ve bunu hiçbir hukuk düzeni bunları inkâr edemez49.

Fiil ehliyeti ile hak ehliyeti arasında var olan diğer bir fark ise, ehliyet sahiplerinin çevresi bakımından kendini gösterir. Fiil ehliyetine sahip herkes hak 46 Dural / Öğüz, s. 45. 47 Öztan, s. 53. 48 Helvacı, s. 48. 49 Schwarz, s. 177.

Referanslar

Benzer Belgeler

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23 üncü maddesinin on ikinci fıkrasının “Sigorta şirketlerinin, sigorta sözleşmeleri için brokerlik yapanların ve

Bu sebepten yola çıkarak, yapılan bu araştırmada Türkiye’de medyanın amiral gazetesi olarak bilinen Hürriyet Gazetesi ve son yıllarda ezeli rakibi haline gelen

a- Kurumlar Yönünden: Mevcut uygulamada iki tam yıl elde tutulmak şartıyla taşınmazların satış kazancına uygulanan % 75’lik istisna uygulaması, yeni uygulamada yerini

Ergin olmak, ayırt etme gücüne sahip olmak hakkında kısıtlılık kararı alınmamış olmak erginlik kural olarak 18 yaşının tamamlanmasıyla kazanılır.. Kadın ve erkeğin

• Tüzel kişiler tabi oldukları sisteme uygun şekilde kuruldukları anda hak ehliyetine sahip olurlar.. • Bazı haklar sadece gerçek kişilere, bazı haklar ise sadece tüzel

• Tüzel kişiler tabi oldukları sisteme uygun şekilde kuruldukları anda hak ehliyetine sahip olurlar.. • Bazı haklar sadece gerçek kişilere, bazı haklar ise sadece tüzel

TTK’da çeklere özel olarak çekin muhatabı olabilme ehliyeti düzenlenmiştir. Çekin muhatabı olabilme, çekin üzerine düzenleneceği kişi olabilme imkânı anlamına

Hiç bir þeyi olduðu gibi kabullenmeyerek ve kabul ettiðimiz düþüncelerin doðruluðunu kanýtlayana kadar biraz zahmet çekmeye razý olarak, kendi ellerimizle