• Sonuç bulunamadı

A. Yaş Küçüklüğü

3. Azerbaycan Hukukunda Durum

Azerbaycan Hukukunda yaş küçüklüğü ayırt etme gücünü ortadan kaldıran sebep olarak düzenlemiştir. Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ III. maddesine göre, “7 yaşına kadar olan küçüklerin fiil ehliyeti yoktur. 7 yaşından 18 yaşına kadar olan küçüklerinin fiil ehliyeti mahduttur (sınırlıdır)”. Maddenin ifadesinden görüldüğü gibi, Azerbaycan Hukukunda Türkiye Hukukundan farklı olarak ayırt etme gücünün sahip olma yönünden belir bir yaş sınır getirmiştir. Yani, Azerbaycan Hukuku bu konuda yukarıda belirtmiş olduğuz birinci sistem benimsemiştir.

Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ III. maddenin birinci cümlesinde, kişinin yedi yaşını doldurana kadar ayırt etme gücüne sahip olmayacağını belirtmiştir. Burada ayırt etme gücüne sahip olmayacağı ifadesinden kasıt tam fiil ehliyeti olmadığıdır. Başka bir ifade ile yedi yaşına kadar olan küçükler tam ehliyetsizdirler. Söz konusu maddede ayırt etme gücü bakımından kesin karine getirmiştir. Yani küçüğün yedi yaşını doldurana kadar ayırt etme gücüne sahip olmayacağı, yedi yaşını dolduran küçüklerin ise, ayırt etme gücünü kazanmış olacağı düzenlemiştir; bu karinenin aksi ispat edilemez.

Azerbaycan Mülki Mecellesinde yedi yaşa kadar olan küçüklerin tam ehliyetsiz olduklarına ilişkin düzenleme ona kaynaklık eden Kanunlardan geçmiştir. Daha öncede belirtmiş olduğumuz gibi, Azerbaycan Mülki Mecellesi daha çok Almanya ve

45

Avusturya Medeni Kanunlarından esinlenerek yapılmıştır. Söz konusu düzenleme bu kanunlar Roma Hukukundan geçmiştir (BGB § 104, 828/ I; ABGB § 21, 865) 54.

4. Değerlendirme

Görüldüğü gibi, hem Türkiye Hukukunda, hem de Azerbaycan Hukukunda yaş küçüklüğünün yani çocukluk çağının55, ayırt etme gücünü ortadan kaldıran sebep olarak kabul etmiştir. Ancak, Azerbaycan Hukukunda Türkiye Hukukundan farklı olarak yaş küçüklüğünün ne zamana kadar ayırt etme gücünün yokluğuna sebep olacağı konusunda kes bir yaş sınır belirlemiştir. Aynı düzenlemenin var olduğu Almanya Hukukunda (BGB § 104, 829) var olan bir görüşe göre56, bu durum, yedi yaşını doldurmuş çocuğun zekâsının, düşüncesinin ve algılama kapasitesinin önem taşımaya başlayacağından dolayı yedi yaşına kadar olan küçükleri tam ehliyetsiz hesap edilmesi ilişkin düzenleme isabetli bir düzenlemedir.

Kanaatimizce, ayırt etme gücünün varlığının beli bir yaşa bağlayan sistem, yani Azerbaycan Hukukundaki bu konuya ilişkin düzenleme, isabetli değildir. Çünkü kişi, ayırt etme gücünü belirli bir psikolojik olgunluğa eriştiği zaman kazanır. Bu olgunluğun hangi yaştan itibaren tamam olacağı da belli değildir. Çocuğun hangi yaştan ayırt etme gücüne sahip olacağına dair kesin bir kural koymağa imkân

54

Özsunay, s. 36-37; Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 241.

55

Çocukluk çağı, Türk Medeni Kanunun 11. maddesine göre belirlenir. Türk Medeni Kanunun 11 maddesine göre, “Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar”. Yani, kişinin çocukluk çağı, doğduğu andan onsekiz yaşını doldurulmasına kadar olan zamanı kapsar. Medeni Kanunda ergin olmayan kişiyi yani çocukları ifade etmek için kullanılan kavram “küçük”tür. Benzer bir düzenleme Birleşmiş Milletlerin Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin 1. maddesinde de yer almaktadır. Sözleşmenin 1. maddesine göre, “Bu sözleşme uyarınca

çocuğa uygulanabilecek olan kanunun göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır”. (Özge Yücel, Çocuğun Kayyım Tarafından

Temsili, Ankara 2011, s. 2-3; Ömer Arbek, Çocukların Akit Dışı Vermiş Oldukları Maddi Zararlardan Sorumluluk, Ankara 2007, s. 23-24).

Azerbaycan Hukukunda çocukluk çağı Azerbaycan Aile Mecellesinin 49/ I. maddesine göre belirlenir. Söz konusu maddeye göre, “18 yaşını doldurmayan ve tam fiil ehliyeti kazanmayan

kişiler çocuk hesap olunur.”

56

L. Ennekserus, Kurs Germanskovo Grajdanskovo Prava, Tom I, Polutom 1. Maskva 1949, s. 308. Naklen: Sabir Allahverdiyev, Azerbaycan Respubilkasının Mülki Hüquq Kursu, C. I, Bakı 2003, s. 387.

46

yoktur57; kesin bir alt yaş sınırının saptamaya psikolojik biliminin verileri yeterli değildir58. Bu sebeple, kişinin psikolojik olgunluk anının kesin bir yaş sınırı ile belirtilmesi yanıltıcı olabilir.

Yaş küçüklüğünün ayırt etme gücüne etkisi ne zaman kimi devam edeceğinin belli bir yaş ile sınırlandırılmasının isabetsizliğinin bir diğer sebebi pratik hayatın bu tarz hükme gereksinim duymamasıdır. Her çocuktaki psikolojik gelişme ve olgunluk aynı değildir. Yani, aynı yaşlı iki çocuğun, aynı olayı kavramaları, değerlendirmeleri ve bunun sonucunda karar vermeleri aynı olmayabilir. Dolaysıyla da, aynı yaşlı iki çocuktan biri ayırt etme gücüne sahip, diğeri ise olmaya bilir. Bu konuda, çevrenin, eğitimin, beslenmenin, katılımın ve yapısal bozuklukların etkisiyle kişiye göre değişen farklı gelişim süreçleri ile karşılaşılabilir59. Hatta aynı çocuğun, bir konuda ayırt etme gücüne sahip, diğer konuda ise ayırt etme gücüne sahip olmadığı kabul edilebilir. Mesela, sekiz yaşındaki bir çocuk marketten bisküvi alırken ayırt etme gücüne sahiptir; ama aynı çocuğun taşınmazın alım satımında ayırt etme gücüne sahip olarak kabul edilmez60.

Her ne kadar, ayırt etme gücünün yokluğun veya varlığın belli bir yaş sınır ile tespit edilemeyeceğini söylesek de, hayat tecrübeleri çocukluğun bazı devrelerinde ayırt etme gücünün varlığı kabul edilemeyeceğini göstermektedir. Mesela, yeni doğmuş veya dört- beş yaşlı bir çocuk her halde ayırt etme gücüne sahip olduğu kabul edilemez61.

Sonuç olarak, ayırt etme gücü nispi kavramdır. Azerbaycan Hukukunda olduğu gibi, varlığın ve yokluğunun belli bir yaş sınırı ile tespit edilemez. Yani bu konuda Türkiye Hukukunda olduğu gibi, hâkime takdir yetkisi verilmesi gerekir. Hâkim, her somut olayın, mahiyetini, çocuğun akli ve ruhi gelişme derecesini, muhakeme ve fikri becerisini ve içerisinde yaşadığı sosyal çevreyi göz önünde tutarak sonuca

57

Velidedeoğlu, s. 33; Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 241-242.

58

Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 290.

59

Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 241-242; Arpacı, s. 22; Velidedeoğlu, s. 33.

60

Arpacı, s. 22.

61

47

varacaktır62. Bu sebepten de ayırt etme gücünün yedi yaşını doldurmayan küçükleri ayırt etme gücüne sahip olmayacakları; yedi yaşını dolduran küçüklerin ise ayırt etme gücüne sahip olacakları karinesini içeren Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ VIII maddesi yürürlükten kaldırılması gerekir. Bunun yerine, kesin bir yaş sınırının tespit edilmediği ve bu durumun tespit edilmesini hâkimin takdir yetkisine bırakıldığı bir hüküm kabul edilmesi gerekir. Yani, hükümde sadece yaş küçüklüğünün belli bir sınır saptanılmadan ayırt etme gücünü ortadan kaldıran bir etken olduğunun belirtilmesi daha isabetli olacaktır.

B. Akıl Hastalığı