• Sonuç bulunamadı

B. Olağanüstü Erginlik

2. Mahkeme Kararıyla Kazanılan Erginlik

Hayatın ihtiyaçları, sosyal yaşam düzeni ve mühim ticari gereksinimler gibi nedenler bir kimsenin erginlik yaşını doldurmadan veya evlenmeden evvel ergin sayılmasını, medeni hakları ergin olmuş gibi kullanabilmesini gerekli kılar. Ergin kılma (kazai rüşt) kurumu bu gereksinimin getirdiği bir düzendir215.

Ergin kılınma kurumu, kökleri Roma Hukukuna dayanana bir kurumdur. Erginlik yaşı 25 olan Roma Hukukunda, İmparatorun tanıdığı bir imtiyaz hakkı ile (privileg) 18 yaşını tamamlamış kadınlar ve 20 yaşını tamamlamış erkekler, 25

212

Allahverdiyev, s. 378.

213

Velidedeoğlu, s. 39; Saymen, s. 100; Ataay, s. 70; Dural / Öğüz, s. 51; Ayan / Ayan, s. 26.

214

Arpacı, s. 29.

215

Lütfü Fikri Soner, Küçüğün Reşit Kılınması ve Anayasaya Uygunluk Sorunu, TNBHD 1975, S. 8, s. 20; Serozan, Medeni, s. 176.

94

yaşını tamamlamış kişiler gibi fiil ehliyetine sahip olabiliyorlardı. “Venia aetatis” denilen bu kurum, İmparator Constantinus (M.S. 306-337) tarafından ortaya çıkarılmıştı. İyi huylu ve dürüst kimseler imparatora müracaat ederek bu yaş imtiyaza sahip olabiliyorlardı216. Günümüzde, ergin kılma kararını mahkemeler (TMK. m. 12) ve idari kurumlar (AMM. m. 28/ IV) tarafından verilmektedir.

Ergin kılma kurumu hem Türkiye Hukukunda hem de Azerbaycan Hukukunda düzenlemiştir. Türk Medeni Kanunun 12. maddesine göre: “Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir”. Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesine göre ise: “Onaltı yaşı doldurmuş küçük hizmet sözleşmesine esasen çalışıyorsa veya velilerinin, evlatlık alanların veya vasisinin razılığı ile ticari faaliyet bulunuyorsa, tam fiil ehliyetli sayıla bilir. Her iki velilin evlatlık alanların veya vasisinin razılığı esasen vesayet organı karı ile böyle bir razılık olmadıkta mahkemenin karı ile küçüğü tam fiil ehliyetli (ergin) sayılır (emansipasiya)”.

Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesinin birinci cümlesinde Türkiye Hukukundan farklı olarak söz konusu maddede belirtilmiş olan şartları sağlayan kişilerin idari makam veya mahkeme tarafından ergin kılınacakları değil de tam fiil ehliyetli sayılacağı belirtilmiştir. Her ne kadar söz konusu maddede “tam fiil ehliyetli sayıla bilir” ifadesi söylemiş olsa da aslında burada kişinin mahkeme kararıyla ergin kılınmasından bahsetmektedir. Bundan dolayı maddede geçen “tam fiil ehliyetli sayıla bilir” ifadesi yerine “yetkinlik yaşını doldurmuş sayılır” ifadesi kullanılması gerekir. Bu zaman Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesinin metni şu şekilde olacaktır: “Onaltı yaşı doldurmuş küçük hizmet sözleşmesine esasen çalışıyorsa veya velilerinin, evlatlık alanların veya vasisinin razılığı ile ticari faaliyet bulunuyorsa, yetkinlik yaşını doldurmuş sayıla bilir. Benzer bir ifadenin bulunduğu Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ VI. maddesi ile ilgili yapmış olduğunuz açıklama Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesi içinde geçerlidir.

216

Schwarz, Roma Hukuku, s. 267; Koschaker / Ayiter, s. 94; Karadeniz-Çelebican, s. 211;

95

Görüldüğü gibi, Türk Medeni Kanununun 12. maddesi ile Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesi arasında birçok yönden farklılık var. Bu farklılıkları şöyle sıralayabiliriz:

a) Türk Medeni Kanununun 12. maddesinde küçüğün ergin kılınması için onbeş, Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesine göre ise onaltı yaşın doldurulması gerektiği belirtilmiştir.

b) Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesinde Türk Medeni Kanununun 12. maddesinden farklı olarak, küçüğün ergin kılınması için yaş sınırından başka, bazı sebeplerin de gerçekleşmesi gerekliliğini belirtmiştir. Bu şartlar küçüğün hizmet sözleşmesine esasen çalışıyor veya kanuni temsilcilerinin rızasını almak suretiyle ticari işletme işletmesidir. c) Türk Medeni Kanununun 12. maddesinde küçüğün ergin kılınması için

diğer şartların yanında küçüğün rızasının alınması gerektiği belirtmesine karşılık, Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesinin metninde böyle bir talep yoktur.

d) Türk Medeni Kanununun 12. maddesine göre, velayet altındaki küçüğün ergin kılınması içi, velinin, vesayet altındaki küçük de ise vesayet ve denetim makamının izninin alınması gerekir (TMK. m. 463/ b.6). Buna karşılık Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesine esasen, küçüğün ergin kılınması için kanuni temsilcisinin iznine gerek yoktur. e) Türkiye Hukukunda ergin kılınma kararı mahkeme tarafından

verilmektedir. Azerbaycan Hukukunda ise ergin kılınma kararı, küçüğün kanuni temsilcilerinin rızasının olması halinde vesayet organın tarafından, kanuni temsilcilerin rızasının olmaması halinde ise mahkeme tarafından verilecektir.

f) Türk Medeni Kanununun 12. maddesinde küçüğün ergin kılınacağını belirtirken, Azerbaycan Mülki Mecellesinin 28/ IV. maddesinde küçüğün tam fiil ehliyetli sayılacağını belirtmektedir.

96 b. Şartları

Küçüğün ergin kılınması konusunda Türkiye Hukuku ile Azerbaycan Hukuku arasında farklılıklar olduğundan, küçüğün ergin kılınması için gerekli olan şartları her iki ülke hukukuna göre ayrı ayrı incelenecektir.

aa. Türkiye Hukuku

aaa. Onbeş Yaşın Doldurulması

Hâkimin erginliğe karar verebilmesi için, ilk şart küçüğün onbeş yaşını doldurmuş olmasıdır (TMK. m. 12). Bu şart, erkek ve kız çocukları için aynı olduğu gibi, velayet ve vesayet altında bulunan küçükler için de aynıdır217.

Onbeş yaşı şartı, mahkemenin vereceği erginlik karanın hüküm etmesi açısından önemlidir. Yani küçüğün onbeş yaşını doldurmuş olması istem anında değil, karar anında aranır. Daha onbeş yaşını doldurmamış olan bir kimse de erginliğine karar verilmesi için mahkemeye başvurabilir, anacak karar onbeş yaşın doldurulmasından sonra verilecektir218. Bir görüşe göre ise219, daha onbeş yaşını doldurmamış ola bir kimsenin de erginliğine karar verilebileceğini, ancak karar onbeş yaşın doldurulması ile hüküm ifade edecektir.

bbb. Küçüğün İsteği

Ergin kılınma talebi küçüğün kişiliği ile ilgili önemli sonuçlar doğuracağından kanun, erginliğe karar verebilmesi için, küçüğün rızasını aramıştır220. Çünkü ergin olmasına karar verilen kimse artık kanunun fiil ehliyetsizliğini koruyan

217

Egger, s. 172; Ataay, s. 71; Özsunay, s. 45; Berki, Rüşd, s. 244.

218

Egger, s. 172; Saymen, s. 101; Ataay, s. 71; Dural / Öğüz, s. 51-52; Oğuzman / Seliçi /

Oktay-Özdemir, s. 64; Öztan, s. 67-68; Soner, s. 21; .Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s.

260; Arpacı, s. 29; Ayan / Ayan, s. 27; Helvacı, s. 52.

219

Ataay, s. 71.

220

2.HD. 3.11.2003, E. 2003/13682 K. 2003/14668, “…4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 12. maddesi hükmüne göre "onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir." Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, reşit kılınmasına karar verilen Sami Arıduru'nun dava tarihinde onbeş yaşını ikmal etmiş olmasına rağmen isteği aranmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…” (Kazancı Bilişim, İçtihat Bilgi Bankası).

97

hükümlerinden yararlanamayacağı gibi, ana ve babasının bakım gözetim vs. gibi görevlerinden yararlanması da son bulacaktır221.

Ergin kılınma talebi kişiye sıkı surette bağlı olan haklardandır222. Küçüğün kendisine tanınmış olan isteme hakkını diğer bazı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarda (nişanlama, evlenme) olduğu gibi, kanuni temsilcisinin oluruyla kullanması söz konusu değildir. Gerçi Türk Medeni Kanununun 12. maddesinde “velisinin rızasında” söz etmekteyse de, velinin rızası ergin kılınma isteminde bulunması için değil, mahkemenin ergin kılma kararını verebilmesi içindir223. Bunun aksinin kabul edilmesi küçüğün kişiliği üzerinde bir zorlama olurdu224

Küçüğün rızasını açıklaması belirli bir şekle bağlı değildir; değişik şekillerde olabilir. Mesela, küçük, dilekçeyi bizzat vermek suretiyle, kanuni temsilcinin verdiği dilekçeyi kendisinin de imzalaması yoluyla ve duruşmaya gelip hâkim tarafından beyanı alınarak da bu sağlanabilir. Eğer küçük yerleşim yeri mahkemesinin yargı alanı dışındaysa, o yer mahkemesine talimat yazılarak rızası bulunup bulunmadığı sorulabilir225. Ayrıca 1512 sayılı Noterlik Kanunun 61. maddesine göre küçüğün reşit kılınması talebi Noterlerin düzenleyeceği bir belge ile de tespit edilip mahkemeye verilebilir.

ccc. Kanuni Temsilcinin Rızası aaaa. Velinin Rızası

Küçük velayet altında ise, hâkimin erginliğe karar verebilmesi için, velilin rıza göstermesi şarttır (TMK. m. 12). Burada güdülen gaye, kendilerinden velayet

221

Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 64.

222

Schwarz, s. 189; Saymen, s. 102; Özsunay, s. 45; Ergun Özsunay, Medeni Hukuka Giriş, İstanbul 1981, s. 269; Ataay, s. 71; Aytekin Ataay, Medeni Hukuk Genel Teorisi, 4. Baskı, İstanbul 1995, s. 396; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 298; Köprülü, s. 212; Tekinay, s. 239; Dural / Öğüz, s. 52; Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 93; Öztan, s. 68;

Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 261; Arpacı, s. 29; Ayan / Ayan, s. 27; Helvacı, s. 53; Esat Şener, Kişinin (Şahsın) Hukuku, Ankara 1997, s. 53.

223

Akyüz, s. 103.

224

Velidedeoğlu, s. 41; Soner, s. 21.

225

98

hakkının kaldırılması için ortada hiçbir sebep bulunmayan velinin (ana ve babanın) rızaları olmaksızın, erginlik kararı yolu ile bu hukuki durumdan mahrum edilmemeleridir226.

Rıza, ana ve babanın her ikisi de velayete sahipse ikisinden de alınacaktır. Zira bu sonuç Türk Medeni Kanununun 336/ I. maddesinden çıkmaktadır. Madde metni şöyledir: “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar” 227. Fakat bir görüşe göre, ana ve babadan birinin rızasını açıklayamayacak durumda olması ya da bulunduğu yerin bilinmemesi sebebiyle rızasının alınmasının mümkün olmaması halinde hâkim, sadece diğerinin rızasıyla yetinir228. Buna karşılık ana ve babanın her ikisi de velayet hakkına sahip olmaması halinde rızalarının alınması gerekmediği gibi, dinlenmeleri de gerekmez229. Velayete ana ve babadan biri sahipse, sadece onun rızası yeterli olacaktır. Çünkü hükümde “velisinin rızasıyla” ifadesi kullanılmıştır. Dolayısıyla rıza gösterecek kimsenin veli olması gerekir.

Küçüğün ergin kılınması yararına olduğu halde velisinin buna rıza göstermemekten kaçınırsa ne olur? Bu sorun çözümü için öğretide değişik fikirler ireli sürülmüştür.

226

Egger, s. 173; Saymen, s. 102; Soner, s. 21; Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 262; Akipek /

Akıntürk / Ateş Karaman, s. 298.

227

2.HD. 3.3.2004, E. 2004/1635 K. 2004/2614, “…4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 12. maddesi uyarınca onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Aynı Kanunun 336. maddesinde "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar." hükmü mevcuttur. Bu madde hükmüne göre eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmamıştır. 342. maddesinde de ayrım yapılmaksızın anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi getirilmiştir. Emredici nitelikteki bu hükümler, evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında, ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kurulması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın reddi gerekir…” (Kazancı Bilişim, İçtihat Bilgi Bankası).

228

Ataay, s. 74.

229

99

Bir görüşe göre230, bu durumu veli velayet hakkını kötüye kullanmış olacağından velayetin kaldırılması gerektiğini belirtmektedir. Kanaatimizce bu görüş isabetli değildir. Çünkü bu görüş hakkın kötüye kullanılmasına esaslanmaktadır. Hakkın kötüye kullanılmasının müeyyidesi, o hakkı hukuk düzeninin korumamasıdır (TMK. m. 2/ II). Bir hakkı hukuku düzeni tarafından korunmaması, ilk palanda bu hakka dayanan taleplerin ve savunmaların dikkate alınmaması, reddedilmesi anlamını taşır231. Yoksa bir hakkı tamamen ortadan kaldırmaz. Bundan başka bu görüşün kabul görmesi halinde küçüğün ergin kılınması gereksiz yere uzayacaktır. Zira velayetin kaldırılması halinde küçük vesayet altına alınacak (TMK. m. 335/ I) ve bir vasi atanması gerekecektir (TMK. m. 404/ I). Küçük velayet altına alındıktan sonra ergin kılınması için Türk Medeni Kanununun 463. maddesinin 6. bendi gereğince vesayet ve denetim makamlarından izin alınması gerekir.

Öğretide olan başka bir görüşe göre232, rıza gösterilmemesinin bir hakkın kötüye kullanılması teşkil etmeyecektir. Zira rıza, velayet hakkı sona erdirmektedir. Velayet hakkı ise velinin kendi çıkarlarına hizmet eden bazı unsurlar taşımaktadır. Bundan vazgeçmek istememeyi hakkı kötüye kullanılması olarak kabul etmek gerekmez233. Ancak, velayet hakkı, esasen küçüğün yarına hizmet eden, ana baba tarafından kendi çıkarlarına kullanılmayacak bir kurumdur. Çünkü velayet hakkı ana ve baba açısından sadece hak ve yetkiler değil ayrıca görevlerde içermektedir234. Bu sebepten de ergin kılınmaya karar verilmesinde küçüğün açık yararının bulunmasına rağmen ana ve baba rıza göstermekten kaçınmaları açık bir haksızlık teşkil eder ve ana ve babanın kişisel serbestîlerinin korunması pahasına bu durumun devamı kabul edilemez235. Dolayısıyla bu görüş isabetli değildir.

230

Velidedeoğlu, s. 42; Köprülü, s. 213; Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 262.

231

M. Kemal Oğuzman / Nami Barlas, Medeni Hukuk (Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramları), 17. Baskı, İstanbul 2011, s. 266; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 191; Dural / Sarı, s. 214.

232

Dural / Oğuzman, s. 276; Dural / Öğüz / Gümüş, s. 328.

233

Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 65.

234

Dural / Oğuzman, s. 276; Dural / Öğüz / Gümüş, s. 328.

235

100

Üçüncü görüşe göre236, erginlik karı, rıza vermeyen eşe karşı, velayetin kullanılmasının söz konusu olduğu hallerde hüküm ifade etmez. Ancak, özellikle Türk Medeni Kanununun 470/ II. maddesine göre ilan yapıldığı hallerde buna güvenerek ergin kılınan kişi ile işlem yapanların iyi niyeti korunmalı ve işlem icazet aranmaksızın geçerli kabul edilmelidir237. Görüldüğü gibi, bu görüş, rıza gösterilmemesinin bir hakkın kötüye kullanılması teşkil etmeyeceğini savunan görüşün bir başka şeklidir. Sadece olarak bu durumda erginlik kararı verileceğini, ancak velayetin söz konusu olduğu hallerde hüküm ifade etmeyecektir. Ancak, Türk Medeni Kanununun 470/ II. maddesine göre ilan yapıldığı hallerde buna güvenerek ergin kılınan kişi ile işlem yapanların iyi niyeti korunmalı ve işlem icazet aranmaksızın geçerli kabul edilecektir. Sonuç olarak küçüğün, açık bir yararının olmasına rağmen, hala velayet altında kalmağa devam eder. Yani bu görüş ile getirilen çözüm iyiniyetli üçüncü kişileri korumaya yöneliktir; açık bir yararı olan küçüğü değil. Bundan başka Türk Medeni Kanununun 470/ II. maddede belirtilmiş olan kararın ilan edilmesi talebi, ergin kılmanın geçerlik şartı olmayıp, bir düzen hükmüdür238. Zira ilan yapılmazsa mahkemece tespit edilen tarihten itibaren erginlik kazanılmış olur239. Bu durumda küçüğün iyiniyetli kişilerle yapmış olduğu sözleşmeler geçerli olabilmesi için velisinin icazeti gerekecektir. Dolayısıyla bu görüş isabetli değildir.

Son görüşe göre ise240, bu durumda veli velayet hakkını kötüye kullanmış olur; bu sebepten de hâkim erginlik kararı verirken velinin rızasına almasına gerek yoktur. Kanaatimizce bu görüş daha isabetli bir görüştür. Çünkü Türk Medeni Kanununun 2/ II. maddesine göre; “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz”. Hakkın kötüye kullanılmasının müeyyidesi, o hakkı hukuk düzeninin korumamasıdır (TMK. m. 2/ II). Bir hakkı hukuku düzeni tarafından korunmaması,

236

Bucher, Art. 15 N 27, naklen Dural / Öğüz, s. 53.

237

Bucher, Art. 15 N 27, naklen Dural / Öğüz, s. 53.

238

Dural / Öğüz, s. 53; Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 66; Helvacı, s. 54.

239

Dural / Öğüz, s. 53; Dural / Öğüz / Gümüş, s. 408; Helvacı, s. 54.

240

Egger, s. 173; Saymen, s. 103; Ataay, s. 74; Özsunay, s. 46; Soner, s. 21; Arpacı, s. 30;

101

ilk palanda bu hakka dayanan taleplerin ve savunmaların dikkate alınmaması, reddedilmesi anlamını taşır241. Bu sebepten de küçüğün ergin kılınması yararına olduğu halde velisinin buna rıza göstermemesi halinde, hâkim velinin iznini almadan küçüğün erginin kılınmasına karar vermesi gerekir.

bbbb. Vesayet ve Denetim Makamının İzni

Küçüğün ergin kılınması Türk Medeni Kanununun 12. maddesinde düzenlenmiştir. Hükümde küçüğün ergin kılınması için onbeş yaşını doldurmuş olması, küçüğün kendi rızası ve velinin rızasını aramıştır. Görüldüğü gibi hükümde vasiden bahsetmemiştir. Bu zaman bir sorun ortaya çıkmaktadır; acaba vesayet altındaki küçüğün ergin kılınması için vasin veya vesayet organın izni gerekmiyor mu? 743 sayılı eski Türk Kanuni Medenisinin küçüğün ergin kılınmasını düzenleyen “kazai rüşt” kenar başlıklı 12 maddesinin ikinci cümlesinde vesayet altındaki küçüğün ergin kılınması halinde vasinin dinleneceği belirtilmişti. Hâkim sadece onu dinlemekle yetinecek, fakat onun görüşü ile bağlı olmayacaktı. Yeni 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu küçüğün ergin kılınmasını düzenleyen 12. maddesine vesayet altındaki küçüklerle ilgi hüküm konulmamasının sebebi madde gerekçesinde şöyle açıklanmıştır: “463. maddede küçüğün ergin kılınması için, vesayet makamının izni ve denetim makamının onayının alınması öngörüldüğünden eski maddede yer alan ayrıca vasinin dilenmesi hususuna yer verilmemiştir”. Başka bir ifade ile Türk Medeni Kanununun 463. maddesinin altıncı bendine göre, küçük vesayet altında ise, küçüğün ergin kılınması için vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izni arandığından ayrıca vasinin dilenmesine gerek duyulmamıştır242.

Türk Medeni Kanunun 397/ II. maddesine göre, “Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir”.

241

Oğuzman / Barlas, s. 266; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 191; Dural / Sarı, s. 214.

242

2. HD. 29.12.2004, E. 2004/14068 K. 2004/15983, “…4721 sayılı TMK.nun 12. maddesi hükmüne göre onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Aynı kanunun 463. maddesinde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin gerekli olduğu haller düzenlenmiş olup vesayet altındaki kişinin ergin kılınması hali de bunlar arasında sayılmıştır. Buna göre; vesayet ve denetim makamlarından izin alınmaksızın küçüğün ergin kılınmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…” (Kazancı Bilişim, İçtihat Bilgi Bankası).

102

Bir görüşe göre243, bu yeni düzenleme şekli bazı soru işaretlerine sebep olacaktır. Şöyle ki, eski metin sadece vasinin dilenmesinden söz ederek, hâkimin bununla bağlı olmayacağını öngörmüştü. Oysa yeni düzenleme sulh ve asliye mahkemelerinin rıza ve onayını aramaktadır. Böyle bir durumda erginliğe karar verecek hâkimin, iki mahkemenin rıza ve onayından geçmiş bir hususta bunlarının kararı ile bağlı olmayacağını söylemek kolay kolay mümkün değildir244.

ddd. Küçüğün Çıkarı Gözetilmelidir

Mahkeme kararıyla kılınmada güdülen gaye, küçüğün yararına bir durumun sağlanmasıdır245. Hâkim erginlik kararını vermeden önce, erginliğe karar vermenin küçüğün yararına uygun bulunup bulunmadığını araştırmalı, eğer uygun bulursa o zaman küçüğün ergin kılınmasına karar vermelidir246. Bu şart Türk Medeni Kanunun 12. maddesinde açık bir şekilde belirtilmemiştir. Fakat Türk Medeni Kanunun 12. maddesinin getirilmesinde güdülen amacı (ratio legis) göz önünde bulundurursak, hâkimin erginlik kararının ancak küçüğün yararına olduğu zaman alınabileceği anlaşılmaktadır247.

Hâkim erginlik kararı yerine, küçüğün yararını başka bir yolda koruyabilecekse, o yola gidebilir; mesela, erginlik kararı yerine, kendisinin belli bir meslekle uğraşmasına izin verebilir; ama belirli bir mesleğin icrası için ruhsat alınması ergin olmak gerekiyorsa, küçüğü ergin kılması için karar vermesi gerekir248.

eee. Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmak

Erginlik kararı verilmesi için gerekli olan bir diğer şart ayırt etme gücüdür. Bu şart Türk Medeni Kanununun 12. maddesinde belirtilmemiştir. Türk Medeni Kanununun 12. Maddesinde kısıtlama kararının küçüğün kendi isteği ile verileceği 243 Dural / Öğüz, s. 53. 244 Dural / Öğüz, s. 53. 245 Soner, s. 21. 246

Ataay, s. 76; Köprülü, s. 213; Dural / Öğüz, s. 53; Öztan, s. 69; Oğuzman / Seliçi / Oktay-

Özdemir, s. 66; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 299; Helvacı, s. 54.

247

Ataay, s. 76.

248

103

belirtilmiştir. Buradan kısıtlama kararını verilmesi için küçüğün ayırt etme gücüne sahip olması gerektiği çıkarılabilir. Şöyle ki, ergin kılınma talebi bir kişiye sıkı sıkıya balı haktır249. Türk Medeni Kanununun 16/ I. maddesine esasen, kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları ise ayırt etme gücüne sahip kişiler kullanabilir. Ayır etme gücüne sahip olmayan kişiler kullanamaz.

fff. Mahkeme Kararı

Küçüğün ergin kılınması yetkili mahkeme tarafından verilen bir karar sonucunda gerçekleşmiş olur. Erginlik kararı için mahkemeye küçük veya kanuni temsilci başvurur. Ergin kılma kararı vermeye yetkili ve görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre belirlenir. Yetkili ve görevli mahkeme küçüğün oturduğu yer sulh hukuk mahkemesidir (HMK. m. 383, 384). Dava çekişmesiz yargıya dâhildir (HMK. m. 382/ II, a.1)250. Hâkimin, kararını vermeden önce, talebin özgür iradesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespit için küçüğü dinlemesi faydalı olur251.

249

Schwarz, s. 189; Saymen, s. 102; Özsunay, s. 45; Ergun Özsunay, Medeni Hukuka Giriş, İstanbul 1981, s. 269; Ataay, s. 71; Aytekin Ataay, Medeni Hukuk Genel Teorisi, 4. Baskı, İstanbul 1995, s. 396; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 298; Köprülü, s. 212; Tekinay, s. 239; Dural / Öğüz, s. 52; Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 93; Öztan, s. 68;

Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 261; Arpacı, s. 29; Ayan / Ayan, s. 27; Helvacı, s. 53; Esat Şener, Kişinin (Şahsın) Hukuku, Ankara 1997, s. 53.

250

17. HD. 30.12.2011, E. 2011/13317 K. 2011/13407, “…Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesi ile, "onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir." hükmüne, 6100 sayılı HMK.'nun 382/2-a1 maddesine göre, "Ergin kılınma" Çekişmesiz yargı işlerinden sayılmasına, aynı yasanın 383. maddesinde ise "çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu " hükmüne yer verilmiştir…” (Kazancı Bilişim, İçtihat Bilgi Bankası).

251

104 bb. Azerbaycan Hukuku

aaa. Onaltı Yaşın Doldurulması

Hâkimin erginliğe karar verebilmesi için, ilk şart küçüğün onaltı yaşını doldurmuş olmasıdır (AMM. m. 28/ IV). Bu şart, erkek ve kız çocukları için aynı olduğu gibi, velayet ve vesayet altında bulunan küçükler için de aynıdır252.

Onaltı yaşı şartı, vesayet organın veya mahkemenin vereceği erginlik karanın hüküm etmesi açısından önemlidir. Yani küçüğün onbeş yaşını doldurmuş olması istem anında değil, karar anında aranır. Daha onaltı yaşını doldurmamış olan bir kimse de erginliğine karar verilmesi için başvurabilir, anacak karar onaltı yaşın doldurulmasından sonra verilecektir253. Bir görüşe göre ise254, daha onaltı yaşını