• Sonuç bulunamadı

B. Türkiye Hukukunda Ayırt Etme Gücü Kavramı

3. Değerlendirme

Görüldüğü gibi, yukarıda belirtmiş olduğumuz her iki görüş, aynı sonuca yani, ayırt etme gücünün davranışlarının sebeplerini ve sonuçlarını doğru olarak kavraması, idrak etmesi ve bu sonuca uygun davranma yeteneği olduğu sonucuna varmaktadırlar25. Fakat görüş taraftarları bu sonuca gelirken, akala uygun biçimde davranma yeteneğinin bu sonucu varmada yeterli olup olmama konusunda anlaşamamaktadırlar.

Türk Medeni Kanunun 13. maddesinden çıkan tanımın ayırt etme gücünü tanımlamağa yetersiz olduğunu belirten görüşünün gerekçesi, burada yapılmış olan tanımın psikolojik açıdan değil de, hayatın olağan şartları esas alarak yapılmış olmasıdır26. Günlük yaşamda, ayırt etme gücüne sahip olan kişinin makul olmayan hareketlerde bulunabileceği gibi, bir akıl hastasının makul hareketlerde buluna bilir27. Bu sebepten de, Türk Medeni Kanunun 13. maddesinden çıkan tanım esas alınırsa yanlış değerlendirmelere sebebiyet verebilir.

Kanaatimizce, Türk Medeni Kanunun 13. maddesin metnine yapılan eleştiriler isabetsizdir. Çünkü bu tanımda “akla uygun biçimde davranma” değil de, “akla uygun biçimde davranma yeteneği” ifadesi yer aldığından, ayırt etme gücüne sahip olanların akla uygun olmayan davranışlar sergilemesi, kanundan çıkan tanımın isabetsizliği sonucunu doğurmaz. Tanımda kullanılan “yeteneği” sözcüğü bu olasılık ortadan kaldırmaktadır.

24

Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 238; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 287-288.

25

Öztan, s. 71; Özsunay, s. 34; Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 52; Schwarz, s. 191; Aral, s. 733; İ. Helvacı, s. 146. Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 238; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 287; Nart, s. 19; Şahin, s. 150. 4.HD. 11.3.1981, E. 1981/1247, K.

1981/3013 (YKD 1981. C. VII, S. 11, s. 1417). Bu konuda İsviçre Federal Mahkemesinin bir kararı için bkz., BGE 90 II 9 (Ataay, Kararları (1961-1965),s. 216).

26

Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 238; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 287; Nart, s.

17; Şahin, s. 150.

27

Schwarz, s. 191-192; Zevkliler/Acabey/Gökyayla, s. 237; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 287; Reisoğlu, Mesuliyet, s. 1093; Nart, s. 18.

34

Yetenek sözcüğü sözlükte, bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet; dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü28 olarak tanımlanmaktadır. Bu sebepten de, Kanunda geçen “yeteneği” ibaresi ile ayırt etme gücünün psikolojik yönteme göre açıklanmış olduğu sonucu doğurmaktadır. Yani, Türk Medeni Kanunun 13. maddesinde belirtilmiş olan tanım iddia edildiği gibi, kişin dışa yansıyan hareketinin görünümü dikkate almamış. Tanımda geçen “yeteneği” ibaresi ile kişinin hareketinin oluşmasına sağlayan psikolojik aşamaya önem verilmiştir.

Bu sebepten de, ayırt etme gücü olanların akla uygun biçimde davranmamaları ayırt etme güçlerinin olmadığı anlamına gelemez. Çünkü bu tür harekette bulunan kimsenin, akla uygun biçimde davranmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Fakat onlar akla uygun biçimde davranma “yeteneğini” sırf bu davranış sebebiyle yoksun sayılmaz29. Kişinin akla uygun biçimde davranma “yeteneğini” kalkması için, akla uygun biçimde davranmamın yanında, Türk Medenî Kanunu’nun 13. maddesinde belirtilmiş olan yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerin başka bir ifade ile biyolojik sebeplerin var olması gerekir.

Akla uygun biçimde davranma yeteneğinin ayırt etme gücünün tanımlamağa yeterli olduğunu belirten görüşün isabetli olduğunu ve buna karşı olana görüşün ise isabetsiz olduğunu gösteren başka bir gerekçe İsviçre Medeni Kanunun ilk projesidir. Akla uygun biçimde davranma yeteneğinin ayırt etme gücünü tanımlamağa yeterli olmadığını iddia eden görüş yazarlarının, yapmış oldukları ayırt etme gücü tanımının, İsviçre Medeni Kanununun ilk projesinde, Türk Medenî Kanunu’nun 13. maddesinin karşılığını oluşturan 10. maddesinin ifadesine uygun olduğu görülmektedir30.

İsviçre Medeni Kanunun ilk projesinin 10. maddesi “yaşın küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, ayyaşlık veya bunlara benzer durumlarda bulunma dolayısıyla fiil ve hareketlerinin Saiklerinin ve sonuçlarını doğru olarak idrak edemeyen veya doğru bir idrake uygun hareket edemeyen kimse, fiil ehliyetine

28

Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, C. 2, K-Z, 9. Baskı, Ankara 1998, s. 2441

29

Arpacı, s. 21.

30

Schwarz, s. 116; Zevkliler / Acabey / Gökyayla, s. 238; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 288; İmre, s. 374; İ. Helvacı, Temyiz Kudreti, s. 145.

35

sahip değildir31.” şeklindeydi. Sonradan ilk projedeki ilk formülün yerine sadeliği ve daha koyla anlaşılması açısından İsviçre Medeni Kanununun 16. maddesinin metnine çok daha kısa hüküm konuldu32. Öğretide var olan bir fikre göre, İsviçre Medeni Kanunun 16. maddesinin metni önceki projeye nazaran ancak şekli bir değişiklik içermektedir. Yoksa içerik değişmiş değildir33. Bu sebepten de, İsviçre Federal Mahkemesinin bir kararında, “makul surette hareket edebilme iktidarından, fiillerinin önemini idrak edebilen ve iradesini etkilendirmek isteyenlere normal bir şekilde karşı koyabilen kimse yararlanır”34 demek suretiyle, İsviçre Medeni Kanunun 16. maddesinde ifade edile akla uygun biçimde davranma yeteneğinin Kanunun ilk projesinin 10. maddesinin metnine uygun olarak kişinin davranışlarının sebeplerini ve sonuçlarını doğru olarak kavraması, idrak etmesi ve bu sonuca uygun davranma yeteneği şeklinde anlaşılması gerektiğini belirtmiştir.

İşte Türk Medeni Kanununun 13. maddesin metni İsviçre Medeni Kanunun bu son şekline uygundur. Bu sebepten de, Türk Medeni Kanununun 13. maddesinin metni yorumlanırken İsviçre Medeni Kanununun ilk projesinin 10. maddesinin metni dikkate alınması gerekir.

Bundan dolayı, Yargıtay’ın bir kararında, akla uygun biçimde davranma yeteneğinin, kişinin davranışlarının sebeplerini ve sonuçlarını doğru olarak kavraması, idrak etmesi ve bu sonuca uygun davranma yeteneği şeklinde anlaşılması gerektiğini belirtmiştir35. Bundan başka öğretide bir kısım yazarlar tarafından da bu sonuç kabul edilmektedir36.

31

Hüseyin Avni Göktürk, Türk Medeni Hukuk I. Kitap, Şahsın Hukuku (Kişiler Hukuku), 3. Baskı, Ankara 1954, s. 123; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 287-288, dn. 37;

Schwarz, s.191; Aral, s. 734.

32

Göktürk, s. 123; Akipek / Akıntürk / Ateş Karaman, s. 287-288, dn. 37; Schwarz, s. 191; Aral, s. 734.

33

Göktürk, s. 123

34

BGE 90 II 9 (Ataay, Kararlar (1961-1965), s. 216).

35

4.HD. 11.3.1981, E. 1981/1247, K. 1981/3013 (YKD 1981. C. VII, S. 11, s. 1417-1423).

36

Öztan, s. 71; Özsunay, s. 34; Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, s. 52; Schwarz, s. 191; Aral, s. 733; İ Helvacı, Temyiz Kudreti, s. 146.

36