• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: COĞRAFYA, NÜFUSU TEŞKİL EDEN TOPLULUKLAR VE ŞEHİRLER TOPLULUKLAR VE ŞEHİRLER

3.5. İktisadi Hayat

3.5.2. Rus İşgalinden Sonra Ticari Hayat

3.5.3.2. Zirai Yöntemler ve Sulama Kanalları

Buhara Emirliği’nin sınırları içinde bulunan topraklarda sulama sistemi çok eski devirlerden beri mevcuttu. Semerkand ve Zerefşan bölgesinde inşa edilen sulama kanalları, arklar ve bentler İslami devirden önce de kullanılmaktaydı.1024

1022

Khanikoff, s.187; Meyendorf, s.42. 1023 Olufsen, s.486-487.

1024

Hanlığın su kaynağı olarak Amu-Derya ve Zerefşan nehirleri kabul edilmiştir. Yerleşik hayatın bütünü, özellikle ırmak sularından faydalanmayı amaçlayan sulama kanalları ile düzenlenen, suni bir sistemle oluşturulmuş tarıma dayanmaktadır.1025 Suni sulama işlerine özellikle Abdullah Han büyük önem vermiş ve bu dönemde çiftçilik gelişmiştir. Hanlığın çeşitli vilayetlerinde Amu-Derya, Çırçık, Vahş ve Murgab gibi nehirlerden kanallar, arklar çıkarılmıştı. Sulama işleri Şah Murad ve Emir Haydar devirlerinde de iyice canlandırılıp göçebelerin yerleşik hayata geçmeleri hızlandırıldı.1026

Tarım ve bahçecilik, sadece yapay sulama yardımıyla başarılabiliyordu. Birkaç yerde, örneğin Karategin gibi büyük bir bölgede yağmurlar sadece birkaç tarlayı canlı tutabiliyordu. Kanallar ve arklardan gelen su ile işlenen tarlaların dışındaki diğer tarlalarda üretim önemsizdi. Kanal sistemi olmadan yapılan gelişigüzel tarım işletmeciliği, burada sadece alçak arazilerde ve dağların eteklerinde yapılırdı. Fakat bu tarlalar diğerleriyle karşılaştırıldıklarında oldukça önemsiz kalırlardı.

Köyler daima tarlaları sulamak için daha küçük bir akarsudan biraz uzağa kurulurdu. Dağ eteklerine kurulan köylerde su, dağ akarsularının kesilmesiyle oluşturulmuş hendekler vasıtasıyla alınırdı. Dağlarda işlenmiş araziler daima küçük dağ akarsularının bulunduğu yerlerdeydi. Dağ köylüleri toprak setleri kurmak için ilkel aletleriyle dağ akarsularını kontrol altına alamıyorlar, sadece Amu-Derya ve Zerefşan gibi nehirler üzerindeki ovalarda, suyun temposunu biraz düşürebiliyorlardı. Ancak ilkel kanal sistemleri bu yerlerde bile, yüksek sular eğer tarlalardan taşıdıkları löslerle ya da ırmakların kumlarıyla dolmuşsa, kanallar tahrip olurdu.1027

Sulama kanalları sayesinde bölgenin topraklarının verimi artmıştı: Belh şehrine çok yakın olan dağlardan, nehirler vasıtasıyla gelen alüvyonlu topraklar, sulama sistemli tarımla birleşince bölge çok verimli bir hal almış; şehrin etrafı bağ ve bahçelerle çevrilmiş ve burada birçok ürün yetiştirilmişti.1028

1025

Alpargu, “Türkistan Hanlıkları”, s.581. 1026

Ziyayev, s.13. 1027

Olufsen, s.486-488.

1028 Cihan Piyadeoğlu, Büyük Selçuklular Döneminde Horasan (1040-1157), İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul, 2008, s.138.

Buhara tarımı için son derece önemli olan Zerefşan vadisinin tamamının bir beyin hâkimiyeti altında olduğu dönemlerde, yukarı bölgelerde suyun çok kullanılması, aşağı bölgelerde su sıkıntısına neden oluyordu. Bu mağduriyeti ortadan kaldırmak için suyun dağıtımını emirlik dikkatlice gözlemlerdi. Rusya’nın Semerkand’ı işgal etmesinden sonra Buhara’dan çok büyük şikâyetler alınmıştı. Bunun üzerine Buhara şehrine ve çevresine su gitmesi için kanallar yarıya kadar kapatılmıştı.

Kanalların çoğu Mirab adı verilen özel memurların gözetimindedir. Bunları özellikle kendisinden yararlanan halk seçer ve ücretini öderdi. Diğer ikinci derecedeki memurlar olan banman bentleri korumak üzere atanırdı.1029 Ruslar geldikten sonra bütün bu sulama sistemleri ve ananeleri yavaş yavaş ortadan kalkmıştır.1030

Semerkand’a göç eden Rusların Zerefşan nehrinden gittikçe artan bir oranda su çekmesi halkın fakirleşmesine neden olmuştur. Zaten kısıtlı olan su kaynaklarının tükenmesiyle kuraklık olmuş, bu durum kendi tarımı için bile su bulamayan Buhara halkını daha da fakirleştirmiştir.1031

Toprak yapısının ortaya çıkardığı engeller ve sulama sistemi için gerekli olan kanalların dışında suyun halk arasındaki dağıtımı da çiftçiyi zora sokan diğer sorunlardandı. Hem toprak olarak hem de ülke çapında güç sahibi olanlar, tarım yoluyla iyi bir gelir elde edebilirlerdi. Emir’e bağlı olan tarlalar ve bahçeler, din kurumuna bağlı mülkler ve daha çok özen gösterilen şehirlerin Aksakallarına ait mülkler dikkatli biçimde işlenirdi. Otorite olanlar, bunun dışında, güçlerini sulama konusunda ayrıcalık elde etmekte için de kullanır, tarlaları için her zaman su talep edebilirlerdi. Onlar sulama yaparken diğer tarlalar beklemek zorundaydı. Kimi şehirlere ya da çiftliklere emir tarafından belli oranda su ayrıcalığı tanındığından, kimi ekili ve dikili araziler genişletilemezdi.

Olufsen seyahatnamesinde Doğu Buhara dağlarında, Karategin’de, Batı Pamir’in vadilerinde verimli alanın çok olmasına rağmen adil bir su dağıtma sistemi olmaması ve devletin sistemli çalışmamasından dolayı fazla bir kar elde edilemediğine dikkat

1029

Schuyler, s. 286-287.

1030 Togan, Bugünkü Türkili Türkistan, s.292. 1031

çekmiştir. Ayrıca seyyah daha modern bir tarım sistemi ile Buhara’da o zamanki nüfusun en az üç katının hatta daha fazlasının beslenebileceğini yazmıştır. Daha modern bir sulama sistemi ile ayrıca Amu-Derya’nın yer altı sularından da çok yararlanılacağını belirtmiştir.1032

Buhara’da ve Orta Asya’da su kaynaklarının yetersiz olmaya başlaması ve kanalların onarımının çok zahmetli olmaya başlamasından dolayı köylerin komple göç ettiği görülmekteydi. Bonvalot seyahati sırasında olumsuz nedenlerden dolayı yeni bir tarım alanı arayan bir Türkmen aşiretine rastlamıştır. Guzar ile Karşı arasında, vadide su çok azaldığından bu insanlar yeni bir yer aramak için yola çıkmışlardı.1033

Buhara’da tarım açısından önemli olan bir diğer nokta da bahçeciliğin, tarıma göre daha karlı olması idi. Yeterli sermayesi olan herkes toprağa çift sürmektense özenini bahçeciliğe göstermeyi tercih ederdi.1034

Ziraat sistemleri arazinin büyüklüğüne göre değişirdi. Yalnızca dört veya beş acre toprağa sahip küçük çiftçiler, toprağı çok uzun süre nadasa bırakmadan, özenli bir işleme ile topraklarından mümkün olduğunca çok ürün elde etmeye çalışırlardı.1035 Genel su kanalları çok geniş alanlara ulaşamadığından az yerden çok mahsul almaya yönelikti. Ancak Ruslar çok mahsul almak için çok yer ekmek lüzumunu anlatmaya çalışmışlardı.1036

Buhara yönetiminin keyfî hareket ediyor olmasından dolayı tarımsal uygulamalar çok eski ve ilkeldi. Oduna ve demire çok ender rastlanırdı. Tarım araç ve gereçleri gelişmiş sayılabilmesine rağmen yıpranmış durumdaydı. Çift sürme işini daha çok öküzler yapar, el arabaları toprak ve ekin taşımak için kullanılırdı.1037 Çiftçi toprağı enlemesine ve 1032 Olufsen, s.488-489. 1033 Bonvalot, s.207. 1034 Khanikoff, s.194. 1035 Khanikoff, s.189; Schuyler, s.288. 1036 Togan, Bugünkü Türkili Türkistan, s.292. 1037

boylamasına iki öküzü bazen de iki ineği kullanarak sabanlamaya başlardı. Sabanlama oldukça yavaş yapılır ve çiftçiler gündüz güneşten korunmak için işlerine gece yarısı başlayıp sabah dokuza kadar devam ederlerdi. Gündüzleri gübre tarlaya getirilir ve eşit aralıklarla küçük öbeklerle yayılırdı. Ardından su verilir ve gün boyunca kalır; su çekildiğinde en çok tuz tortulanmasının gözlemlendiği noktalara dikkat edilirdi. Toprak 35 bazen de 50 cm derinliğinde kazılır ve eski evlerin çöken duvarlarından alınan kireç ile doldurulurdu. Ardından özel şekilli bir bel ile gübre dağıtılır ve toprak bir kez daha sulanırdı. Ertesi gün su çekildiğinde toprak tırmıklanır. Tırmık, iki öküz ya da ineğin koşulduğu ağaç kısımlardan oluşur ve genellikle iki kişi tırmığa geçer ve önce uzunlamasına sonra enlemesine toprağı sürerdi. Ardından toprağın yapısına göre ya öylece bırakır ya da biraz daha gübre eklerlerdi.1038