• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: COĞRAFYA, NÜFUSU TEŞKİL EDEN TOPLULUKLAR VE ŞEHİRLER TOPLULUKLAR VE ŞEHİRLER

1.3. Şehirler ve Şehirlerin Yapısı

1.3.4. Şehr-i Sebz

Eskiden Keş olarak anılan şehir bugün Şehr-i Sebz olarak bilinir.430 Bahçeleri ve tarlaları Kitab’la bağlantılı olan ünlü şehir, Semerkand’ın yaklaşık 88,5 km güneyine kurulmuştur.431 Şehr-i Sebz Timur’un doğum yeri olup Buhara’ya araba ile dört günlük mesafededir.432 XIX. yüzyılda yeşil şehir olarak da anılan Şehr-i Sebz yaklaşık 20.000 kadar bir nüfusa sahipti ve nüfusun çoğunluğunu Özbekler oluştururdu. Vahalara sahip bölgeleriyle birlikte üç medreseye ve 90 camiye sahipti. İyi şekilde korunan şehirde dört adet giriş bulunurdu ve bu girişlere geçiş köprüler vasıtası ile gerçekleşmekteydi. 1811’den 1836’ya kadar tanınmış bir bey olan Danyal Atalık tarafından yönetilmiştir. Uzun zaman boyunca Mir Haydar ve oğlu Emir Nasrullah’a karşı azimli bir şekilde karşı durmuştur.433 Emir Nasrullah Şehr-i Sebz’e 15 defa askeri yürüyüş düzenlemiş ama bir netice alamamıştır.434 1870’e gelindiğinde ise Şehr-i Sebz Ruslar tarafından işgal edilip Buhara emirine verilmiştir.435 Abdulahad Han genelde Buhara’da kalmayıp Şehr-i Sebz’de ikamet ederdi.436

1.3.5. Belh

Buhara ile Belh arası yaklaşık 483 km’dir.437 Dünyadaki şehirlerin çoğundan daha eski bir şehir olan Belh, tepenin yamacından itibaren yaklaşık 9,5 km boyunca uzanırdı. Asyalılar tarafından “şehirlerin anası” olarak isimlendirilen şehrin, Pers Devleti’nin kurucusu Kiros tarafından inşa edildiği söylenmektedir. Büyük İskender’in fethinden

430

Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan, s.145; Frye, Antik Çağlardan Türklerin Yayılmasına Orta Asya

Mirası, s.264.

431

Olufsen, s.567; Ahmed Taşağıl, “Keş”, İslam Ansiklopedisi, c.25, Ankara: Diyanet Vakfı Yayınları, 2002, s.314. 432

Bigi, s.99. 433

Olufsen, s.567-568. 434

Hamid Ziyayev, Türkistan’da Rus Hâkimiyetine Karşı Mücadele, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2007, s.11. 435 Schuyler, s.84-85. 436 Bigi, s.99. 437 Schuyler, s.218-219.

sonra Baktriya ismini almıştır.438 Belh tarih boyunca birçok dinin merkezi olan hem stratejik hem de ticari önemi bulunan çok yönlü bir şehirdir.439 Cengiz Han şehri yerle bir etmişti.440 Şehir Timurlular zamanında bu imparatorluğun bir parçası haline gelmiştir.441

Belh Özbeklerin hâkimiyetine Muhammed Han Şibanî döneminde girmiş, devletin üçüncü önemli şehri haline gelmiştir. Astrahanlılar döneminde ise Belh’in önemi daha da artarak devletin ikinci önemli şehri konumuna yükselmiş,442 kısa bir süre Afganistan’ın hâkimiyetine girdikten sonra şehir Şah Murad döneminde, 1800 yılında tekrar Buhara Emirliği’ne bağlanmıştı. 1849 yılında Buhara, Belh şehrini Afganistan’a terk etmek zorunda kalmıştı.443

XIX. yüzyılda Belh şehri yıkık camiler ve mezarlardan oluşan bir harabe halindeydi. Burnes Belh’in nüfusunu 2.000 olarak belirtmekteydi. Şehrin çoğunluğunu Afganlar ve Araplar oluşturuyordu. Şehrin dışındaki araziler geniş olup buralarda sayısız bahçeler yer almaktaydı. Nüfusu artmasa da şehrin kurulduğu alan sürekli genişlemiştir. Balçıkla çevrilmiş bir sur şehrin üç tarafını çevrelemişti. Karşı şehrinin binaları dayanıksız materyallerden yapılmış olup şehirde çok güzel inşa edilmiş üç medrese vardı.444

1.3.6. Kitab

Şehr-i Sebz’in kardeş şehridir, diğerine nazaran yüksek bir bölge üzerinde kuruludur. Şehirde yaklaşık 15.000 kişi yaşamaktadır. Buhara garnizonları şehirde bulunurdu. Emir, haremi ve birçok çocuğu ile burada sık sık ikamet ederdi. Şehirde, güçlü bir şekilde desteklenmiş ve yüksek duvarlarla çevrelenmiş iç kale yapay bir tepe üzerine

438

Burnes, s.237.

439 Uçkun, s.51; H. A.R. Gibb, Orta Asya’da Arap Fetihleri, Hasan Kurt (çev.), Ankara: Çağlar Yayınları, 2005, s.23. 440

İbn-i Batuta, Büyük Dünya Seyahatnamesi, Ali Murat Güven (sad.), İstanbul: Yeni Şafak Gazetesi Yayınları, s.287.

441

Burnes, s.237. 442

Muhammed Bilal Çelik, 1800-1865 Yılları Arasında Buhara Emirliği, s.37.

443 Hayit, Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi, s.30-31; Mehmet Saray, Afganistan ve Türkler, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1987, s.18.

444

oturtulmuştu. Giriş sundurması iki kuleyle desteklenmişti ve oldukça etkileyici görünürdü. Kalede, Kitab beyi ve burayı ziyaret ettiği zamanlarda emir konaklardı. Emir’in kullanması için yapılmış, bir de meclis camisi bulunmaktaydı. Kitab, bostan ve gül bahçeleri ile ünlüdür ve güzellikleriyle Şehr-i Sebz’inkileri bile bastırdığı söylenir. Kitap şehrinde Buhara’nın en iyi üzümleri yetişirdi. Şehir geniş bir pazar meydanına ve çok sayıda dükkâna sahipti.445

1.3.7. Çarcuy

Amu-Derya nehrinin güneyinde bulunan şehirlerdendir. Şehirde yaklaşık 1.000 ev bulunmaktadır. Hivelilerin saldırmasından korkulduğundan şehirde bir garnizon bulunurdu.446 Rus istilasından sonra şehir ikiye ayrılmıştı. Eski Buhara şehri Amu-Derya’nın kıyılarından yaklaşık 13 km uzağa kurulmuştu. Yeni Buhara şehri ise tamamen Ruslara aitti ve nehir üzerinde konumlanmıştı.

XIX. yüzyıl ortasında Çarcuy, Türkmenlere karşı bir kale vazifesi görmekte idi. Çarcuy’da Emir Muzaferreddin sulama sistemini tekrar başlatarak çok verimli vahaların bulunduğu bir merkeze sahip olmuştu. Lösle kaplı ve kumlu toprakların ekilmesi için suya ihtiyaç vardı.

Diğer şehirlerde olduğu gibi tepe üzerine kondurulmuş ve kulelerle çevrelenmiş olan bir kale mevcuttu. Bey’in ikamet ettiği iç kaleye demir monteli kuvvetli bir girişten sonra geçiş yapılıyordu. İç kalenin girişi, Buhara’daki arkta olduğu gibi yukarı doğru eğimli ve sivri bir giriş sundurmasının üzerinde kemer altları ve iki yuvarlak kule ile şekillendirilmişti.

Şehir, güzel bahçelere sahip olup gülleri, üzümleri, diğer meyveleri ve çiçekleriyle dikkat çekiyordu. Çarcuy’da düz çatılı binalar karmaşık bir görüntüye neden olurdu. Şehirde küçük bir pazar yeri ve birkaç küçük saray göze çarpardı. Burası daha çok köle pazarları ile ünlenmişti.447

445 Olufsen, s.569. 446 Meyendorf, s.30. 447 Olufsen, s.570.

1.3.8. Kermine

Tarihte, Badiye-i Hurdak ve Kerminiye gibi isimler ile de anılmıştır.448 Amu-Derya nehrinin aşağı kısımlarında kurulmuştur. Şehrin kenar ucunda yüksek duvarla çevrili bir kale bulunurdu. Geniş bir düzlüğe kurulan Kermine geniş tarlalar ve bahçelerle dolu olup Zerefşan’dan temin edilen kanallarla sulanırdı. Pamuk yetiştiriciliği önemli bir endüstri koluydu. Olufsen’in tahminlerine göre nüfusu 12.000 kişi kadardı. Canlı bir ticaret merkeziydi. Bu yüzden Ruslara ait birçok ürün, burada pazarlarda satılırdı.449 Buhara ile Kermine arası yaklaşık 113 km. kadardı.450 Kermine merkeze yakınlığı ve iklimi dolayısı ile popülerdi. Genelde emirlerin çocukları ve yakınları devlet idaresini öğrenmeleri için Kermine’ye gönderilirdi.451

1.3.9. Kerki

Kerki şehrinin ana yapısı Amu-Derya nehrinin sol kıyısına inşa edilmiştir. Nehrin sağ tarafında üç tarafı duvarlarla çevrelenmiş küçük bir kale vardır. Şehir bu kalenin etrafına kurulmuştur. 1887 yılında Rusya’nın hâkimiyet bölgesine dâhil edilmişti. Bu tarihten sonra şehirde bir bey olmasına rağmen güç, beyin bir tür danışmanlığını yapan Rus garnizonunun şefindeydi. Kerki’de pamuk endüstrisi ve tütün üretimi üzerine çalışan birkaç fabrika bulunuyordu. Nehirdeki küçük buharlı teknelerin de ana durak mekânı olan şehirde, üç adet cami, bir pazar, bir kervansaray ve Ermeniler tarafından işletilen ilkel Rus otelleri vardı. Yerli halkı oluşturan Özbekler ve Türkmenler tarımla geçimlerini sağlardı. Amu-Derya’dan açılan kanallar bölgeyi sulardı. Kerki’nin şehir duvarları yanında ünlü imam, Kerki gömülüdür.452

1.3.10. Hisar

II. Abdullah Han, Hisar’ı hâkimiyeti altına almıştı.453 Yaklaşık 15.000 kadar bir nüfusa

448

Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan, 103. 449 Olufsen, s.571-572. 450 Meakin, s.40. 451 Hatunoğlu, s.121. 452 Olufsen, s.567. 453 Hatunoğlu, s.33.

sahip olan Hisar’da, kılıç ve bıçak endüstrisi önemliydi. Şehir, kakma süslemeli kılıçların içine işlenen altın ve gümüş süslemelerle ünlüydü.

1.3.11. Karakul

Nüfusu yaklaşık 5.000 kişi kadardı. Karakul’daki vahalardan sağlanan tuz Buhara için önemli bir role sahipti. Şehir, kendi başına oldukça küçük olup beyin konakladığı bir iç kalesi vardı. Yeni ve Eski Buhara’nın su tüketimi yüzünden buraya arz edilen su miktarı azalmış, verimli olan topraklar çölleşmiş, birçok yerli burayı terk etmiş ve tarımcılık yok olma evresine gelmişti. Vahaları, kıvırcık tüylü küçük siyah koyunların (Karakul koyunu) büyük sürüleriyle ünlüydü. Koyunlarının etlerinin, diğer koyun türlerinden daha kötü olduğu bilinirdi ancak bu açık değerli yün elde edilmesi ile kapatılırdı.

1.3.12. Kelif

Özellikle Amu-Derya üzerindeki feribotlarıyla ünlü olup burada ırmak 300 m’ye kadar daralmaktaydı ve bu noktada Nadir Şah, ırmağı geçen bir köprü yaptırmıştı. Şehirde sadece birkaç bin kişi yaşardı.454 Kelif’te bulunan kale çok geniş kayaların üzerine kurulmuştu.455

454 Olufsen, s.572-573. 455

BÖLÜM 2: YÖNETİM VE KURUMLAR

2.1. Yönetim