• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: COĞRAFYA, NÜFUSU TEŞKİL EDEN TOPLULUKLAR VE ŞEHİRLER TOPLULUKLAR VE ŞEHİRLER

1.3. Şehirler ve Şehirlerin Yapısı

2.1.2. Yönetim Şekli ve Han

Buhara Emirliği despotik bir devletti ve dolayısıyla devlet yapısı monarşiye dayanmaktaydı. Hanlıktaki en büyük güç emirde olmasına rağmen dinin etkisi bu gücü sınırlandırmaktaydı.478 Emir, şehirleri, köyleri ve hanlık nüfusunu sadece Kuran, Tefsir ve Sünnilerin yorumladığı hadisler doğrultusunda yönetmekteydi.479

Göçebelerin yerleşik halk arasında büyük bir nüfusa sahip olması önemliydi. Çünkü göçebeler hanın emirlerine itaat etmek zorunda değildi. Göçebeler, ülkenin her yerinde dolaşırlar, bazen tüm ülkeyi kolayca terk edebilirlerdi; reisleri hanlara nazik davranırdı. Ülkede rahatça gezinebilmek için bazen hanı överler ve han ile olan ilişkilerine göre bazı kereler bağlılıklarını da değiştirebilirlerdi. Mesela, Emir Haydar (1801-1826) bu tür durumlara izin vermemişti. Bu yüzdendir ki Türkmenlerin sevgisini kaybetmiş ve onlar da Hive hanına bağlanmışlardı.

Buhara kanunlarına göre hilafet kuralınca, tahtın vekâletini alacak kişi sadece aile üyelerinden biri olabilirdi. Gerekli nitelikleri olan kişi tahta geçebilirdi. Fakat devlet kültürlerinde kimin tahta geçeceği belli olmazdı. Kimin tahtın varisi olduğu konusu hayli karmaşa yaratacak şekildedir. Bu yüzden hana yakın olanlar her zaman ölüm tehlikesi içindeydi.480 476 Hatunoğlu, s.111. 477 Hatunoğlu, s.123. 478 Munshi, s.130; Ziyayev, s.11. 479 Khanikoff, s.231. 480 Meyendorf, s.52.

Buhara’da hanların hâkimiyetlerini kuvvetlendirmek için kardeşlerini öldürdüğü veya öldürmeye çalıştığı olmuştur. Mesela Haydar Şah 1800 yılında tahta geçtiğinde kardeşlerinin başkaldırmalarından korktuğu için onları öldürtmeye çalışmıştır.481 Emir Nasrullah 1827 yılında küçük kardeşini öldürerek tahta geçmiştir.482

Halk, Buhara emirini farklı isimlerle çağırırdı. Halk ve beyler, emir için “hazret” ismini kullanırlardı. Hazret kendisi dışında sadece peygamberler için kullanılan bir unvandır. Emir’in diğer unvanları; padişah, bedevlet (mutlu) ve taksir (efendi)’dir. Yerlilere göre, taksir unvanı, resmi görüşmelerde 21 kez tekrar edilmelidir. Halktan bir kişi emir veya beylerden biri ile karşılaştığında önünde diz çöker, “Allahu Ekber”, diye mırıldanır, “selam padişahım”, diye ekleyerek emirin 120 yıl yaşaması dileğinde bulunurdu.483

Rus kaynakları Buhara hanlarının Astrahan kürk ticaretinden ve toprak ağalığının getirdiği ranttan çok para kazandıklarını belirtirler.484 Hanlar devlet hazinesini rahatça kullanmışlardı. 1890’lı yılların ortalarına doğru Buhara hanı olan Emir Abdulahat’ın Rus Merkez Bankasında 27 milyon rublesi, özel bankalarda büyük miktarda altını olduğu, Alman ve İsviçre bankalarında ise büyük miktarda parası bulunduğu Rus kaynaklarında belirtilmektedir.485

Emir Buhara’da arkta ikamet ediyordu.486 Rus istilasından sonra arkta kalması yasaklanmıştı. Buhara emirine, Buhara şehrinin yasak edilmesinin nedeni, yerli halkta ulusal bilince ait düşüncelerin kırılmak istenmesiydi. Ayrıca Ruslar emirin, Buhara’da kalmasının başlarına dert açacağını düşünüyorlardı. Olufsen’in seyahat ettiği dönemde han genelde Kermine’de yaşamaktaydı. Yaz aylarında daha geniş illere seyahat eder, özellikle de Çarcuy, Karşı, Hisar ve Kitab’da kalırdı. 1899 sonbaharında, Ruslar, emirin

481 Saray, Türkistan Hanlıkları, s.39. 482

Munshi, s.134. 483

Olufsen, s.580. 484

Ergun Çağatay, Bir Zamanlar Orta Asya: Once Upon a Time in Central Asia, İstanbul: Tetragon İletişim Hizmetleri, 1996, s.24.

485 Tayfun Atmaca ve diğerleri (hzl.) Orta Asya’dan Esintiler: Fotoğraf Albümü, Ankara: Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı Yayınları, 2003, s.53.

486

ikamet yeri olarak Avrupa-Şark stilinde, Yeni Buhara’da bir saray yaptırmışlardı. Emir her yaptığının Ruslar tarafından izleneceğini bildiğinden dolayı yeni sarayda kalmamıştır.487

Emir’in sıradan bir günü doğal olarak dini gerekliliklerle bölünmüş haldeydi. Emir her gün, hareminde kadınlarıyla birkaç saat geçirirdi. Hanın nikâhı altında olan ve çocuklarını doğuran eşleri yaşlı adamlar tarafından korunurdu. Şehzadelerin unvanı “töre”dir. İlk doğan erkek oğul, veliaht şehzade, törre-can unvanını alır. Özellikle Cuma günü namaz bittikten sonra günün belli bir saatinde emir ve en güvendiği adamları devlet işlerini konuşmak için bir araya gelirlerdi. Peşinden, beylerden haftalık raporlar gelirdi. Emir ayrıca, ülkenin en yüksek hâkimi olarak da birçok sorumluluğa sahipti. Kadıların suçlama ve cezalarına karşı çıkan her suçlu, emire itiraz etme hakkına sahipti. Eğer çevresini saran memur engelini aşarak emire ulaşabilirse, bu emirin iş yükünü arttıran bir dava olarak görülürdü.

Yönetim ve hukuk görevleri yerine getirildikten sonra emir, daima ileri gelen memurlarıyla bir yemek yerdi. Emir’in saray dışı eğlencelerinden biri de şahincilikti. Bu yüzden özel bir avluda şahinler beslenirdi. Burada yüzlerce sayıda, büyüklü küçüklü şahin vardı.488

Buhara’nın çok az bir kısmı kendisini despotizmden kurtarabilirdi. Şehirlerin hâkimleri ya da valileri, kendilerini daha üst bir kademeye getirecek gücü tek başlarına bulamazlardı. Han’ın bilgisi olmadan hükmettikleri yerler hakkında kararlar alamazlardı. Han başta olmak üzere bu şahısların da başkentte özel mülkiyet edinmesi kolaydı ve bu kişilerin hakları korunurdu.489

Devlet yönetiminde yer almak için zengin ve hırslı olmak gerekirdi. Meyendorf, yönetimdeki insanların çıkarcı olduğunu belirtmiş ve bu sebeple saygı değer onurlu insanların yönetimden uzak durduğunu gözlemlemiştir.

Devlet yönetimini olumsuz etkileyen diğer bir faktör de rüşvettir. Rüşvet olaylarına 487 Olufsen, s.574. 488 Olufsen, s.580-581. 489 Meyendorf, s.50.

tanık olan seyyah Meyendorf, Buhara’da rüşvetin inanılmaz boyutlara ulaştığına dikkat çekmiştir. Mesela hanın baş yöneticileri koşbeği ve hazine muhafızı, hanın camide nerede oturacağı konusunda bilgi almak isteyenlere belirli bir rüşvet karşılığında bilgi veriyor ve hana görünür bir yer olması açısından fiyat belirleyebiliyordu. Bu kadar üst kademedeki insanların rüşveti kabul etmesi devlet içerisindeki usulsüzlüklerin önemli bir göstergesidir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi burada da insanlar zenginliklerini göstermekten kaçınıyorlardı. Şah Haydar’ın en büyük oğlu Hüseyin büyük para takasçılarının hazinelerinin yüksek miktara ulaşması durumunda öldürülmeleri emrini vermesi, onların zenginliklerini gizlemesine neden olmuştu. Bu gizli zenginler mümkün olduğunca sessiz bir yaşam sürüyorlar, böylece ellerinden geldiğince varlıklarını saklamaya çalışıyorlardı.

Han halkın içindeki devlet üyelerine aylık maaş vermek yerine avantajlı komisyonlar veriyordu. Aslında onların mümkün olduğu kadar insanları sömürmesine de göz yumuyordu. Başta olan kişinin astı olanları büyük ölçüde koruduğunu görmekteyiz. Bunun sebebi rüşvet çarkının iyi bir şekilde işlemesiydi.490