• Sonuç bulunamadı

1.3. Güvenlik Alanındaki Düzenlemeler

1.3.2. Zaptiye ve Jandarma Teşkilatı

36

kervanları yağmalıyor, yolları kesip ticareti durdurabiliyorlardı. Tüccarlar çoğu zaman aşiretlerle anlaşma yoluna gidiyor, onlara ödedikleri harçlarla mallarının güvenliğini sağlamaya çalışıyorlardı. Aşiretler ticaret yollarını korumak için hükümet memurlarıyla da anlaşıyorlardı. Aldıkları paralar karşılığında yolların güvenliğini sağlıyorlardı. Merkezi idare aşiretlerin gücünü kırmak için onları iskâna zorladı. Bu sayede az da olsa aşiretlerin tehditleri ve soygunları azalmıştı106.

Tanzimat'ın getirdiği yeni anlayış içerisinde halkın can ve mal emniyetinin temini, imparatorluğun her bölgesinde iç güvenliğin sağlanması ile mümkün olabilirdi. Bu doğrultuda Tanzimat'ın ardından iç güvenliğin sağlanması için birtakım yenilikler yapıldığı görülmekteydi. Öncelikle zaptiye teşkilatı oluşturulmuş, ardından bu alandaki deneyimlerden de yararlanılarak jandarma birlikleri kurularak güvenlik meselesi çözümlenmeye çalışılmıştı.

37

bildirilmişti. Köprü, kaldırım ve yolların yapım ve onarımı karşılığında vergi dışında bırakılan köylere de vergi konmuştu. Bunların önceden beri yapa geldikleri işler bundan böyle hazineden tahsis olunacak meblağ ile devlet tarafından yapılacaktı108. Derbentçilik, Martolosçuluk109, Köprücülük gibi hizmetler de kaldırılarak bu gibi görevler devlete yüklenmişti110.

Tanzimat öncesinde ülkede iç güvenliğin sağlanması, vilayet yollarının ve geçitlerin korunması için mütesellimler ve voyvodalar, kendi bünyeleri içinden

“deli”, “tüfenkçi” ve “sekban” adları altında çeşitli askerler kullanırlardı. Ancak 1880'lerden sonra iç güvenliğin sağlanması için her vilayette ihtiyacına uygun sayıda jandarma birlikleri oluşturulmaya başlandı111. İlk olarak 1840 tarihinde İçel, Alâiye, Kayseri, Midilli, Tokat, Hüdavendigar ve Kütahya’da zaptiye memurlukları oluşturulmuştu. Yine aynı yıl içerisinde diğer eyaletlerde ve Rumeli’nin birçok yerinde zaptiye teşkilatının kurulduğu görülüyor112. Bir taraftan taşrada iç güvenliği sağlayacak zaptiye birliklerini oluşturmaya çalışan hükümet diğer taraftan başkent olması sebebiyle özel bir yönetime sahip olan İstanbul için yeni güvenlik uygulamaları geliştirmeye çalışıyordu113. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından kısa süre sonra İstanbul’da eskiden beri mevcut olan İhtisap Ağalığı teşkilatı

108 Mustafa Nuri Paşa, Netâyic-ül-Vukuât, Sadeleştiren: Neşet Çağatay, Cilt III-IV, TTK Yayınları, Ankara 1992, s. 290-291; Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Derbend ..., s. 149-150.

109 Martoloslar, Osmanlı’da derbend ve geçitlerin güvenliğini sağlayan görevlilerdi. Daha ziyade Rumeli’de teşkilatlanmış olan bu kurumun başında “Martolosbaşı” denilen bir kimse bulunuyordu.

Bkz. Bilge Keser, “Osmanlı Devleti’nde Martolos Teşkilatı”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 12. Sayı, Erzurum 1999, s. 267-275.

110 Ali Sönmez, “Zaptiye Teşkilatının ...”, s. 201.

111 Mustafa Nuri Paşa, a.g.e. , Cilt III-IV, s. 301.

112 Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Derbend ..., s. 151.

113 1826-1846 senelerinde başkentin zabıta teşkilatı dört bölgeye ayrılıyordu. Bunlar; İstanbul ciheti, Üsküdar ciheti, Kasımpaşa ve Eyüp ciheti ve sonuncusu ise Galata-Beyoğlu ve civar mahalleleri idi.

Bunlardan İstanbul tarafının güvenliği seraskerliğe bağlı Asâkir-i Mansure-i Muhammediye birliklerince sağlanıyordu. Üsküdar cihetinin güvenliğine Asâkir-i Hassa birlikleri bakıyordu.

Kasımpaşa ve Eyüp taraflarının güvenlik işi Asâkir-i Muntazama-i Bahriye’ye verilmişti. Galata, Beyoğlu ve civar mahallelerin güvenliği ise 1832’de Tophane Müşiriyeti adını alacak olan Topçu Ocağı tarafından sağlanıyordu. Bkz. Halim Alyot, Türkiye’de Zabıta, Türk Polis Tarihi Araştırmaları Merkezi Yayınları Nu.1, Ankara 2008, s. 70.

38

genişletilerek İhtisap Nezareti oluşturulmuştu. Bu nezaretin görevi İstanbul’un zabıta işlerini yürütmekti. İhtisap Nezareti bu görevini 1846 yılında Zaptiye Müşiriyeti’nin oluşturulmasına kadar sürdürmüştü114. 1846 yılında kurulan Zaptiye Müşiriyeti başkent İstanbul’un güvenliğini ve asayişini sağlayan kurum idi115. 1879 yılında Zaptiye Müşiriyeti’nin kaldırılmasıyla ona ait görevler de Zaptiye Nezareti ile Jandarma Dairesi Reisliği’ne bırakılmıştı116.

Osmanlı Devleti bir taraftan zaptiye teşkilatını oluşturarak taşrada iç güvenliği sağlamaya çalışırken diğer taraftan da şehir içi güvenliği sağlayacak bir birim oluşturmaya çalışıyordu. Bu doğrultuda 1845 yılında İstanbul’da Polis Teşkilatı kurulması için çalışmalara başlanmış ve bir “Polis Nizamnamesi” dahi hazırlanmıştı117. Ayrıca Tophane Müşirliği’ne bağlı olarak çalışacak bir “Polis Meclisi” oluşturulmuştu. 1845 yılında Galata-Beyoğlu bölgesinin güvenliğinin sağlanması için oluşturulan Polis Meclisi’nin 1850 yılına kadar kısmen de olsa çalışmalarda bulunduğu görülüyordu118. Ancak bu konudaki çalışmalar neticesiz kalmıştı. Yeni bir güvenlik modeli olarak tüm ülkede kurulması düşünülen polis birliklerine işlerlik kazandırılamamıştı. Bölge güvenliği eskiden olduğu gibi nizamiye askerleri tarafından yürütülmeye devam etmişti119.

Zaptiye teşkilatının oluşturulmaya başlanması ile beraber bu konuda birçok sorun da ortaya çıkmıştı. Bu sorunlar 1840 yılında çıkartılan bir düzenleme ile çözülmeye çalışılmıştı. “Zaptiye Askerine Dair Nizâmât” başlığını taşıyan bu düzenleme, Zaptiye Teşkilatı ile ilgili çıkartılan ilk düzenleme olarak kabul

114 Halim Alyot, a.g.e. , s. 71-72; Nadir Özbek, “Osmanlı İmparatorluğu’nda İç Güvenlik, Siyaset ve Devlet, 1876-1909”, Türklük Araştırmaları Dergisi, 16. Sayı, Güz 2004, s. 66.

115 Nadir Özbek, a.g.m. , s. 67.

116 Halim Alyot, a.g.e. , s. 92.

117 a.g.e., s. 75.

118 Ali Sönmez, “Polis Meclisi’nin Kuruluşu ve Kaldırılışı (1845-1850)”, DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, 24. Cilt, 37. Sayı, Ankara 2005, s. 262.

119 a.g.m. , s. 266.

39

edilmektedir. Zaptiye birliklerinin en önemli görevi iç güvenliği sağlamaktı. Ayrıca yolların ve geçitlerin güvenliğinin sağlanması için derbentlerde de zaptiye birlikleri istihdam edilecekti. Bunlar bazı tahsilât işlerini yerine getirecek ve posta tatarlarının güvenliğini de sağlayacaktı120. Zaptiye teşkilatının tüm ülkede yerleşmesi biraz zaman almıştı. Bu arada iç güvenliğin sağlanması, yol ve geçitlerin muhafazası gibi işlerde zaptiyelerin yanı sıra “Kır ve Orman Bekçileri” ile “Kır Serdarları” ve

“Pazvantlara” büyük önem verilmişti121.

Zaptiye Teşkilatı’nın sorunlarının çözümü ve tüm ülkede etkili bir şekilde teşkilatlanmasının sağlanması için 1846, 1861 ve 1869 yıllarında yeni talimatnameler çıkarılmıştı. İç güvenliği sağlamak üzere kurulan zaptiye birliklerinin yıllardır süren sorunları ortadan kaldırması pek mümkün olmamıştı. Zira teşkilatta ülkenin tamamında aynı sistemle yürürlüğe konulamamıştı122. İmparatorluk dâhilinde birçok bölgede zaptiye birlikleri oluşturulmuş ancak bunlarla ilgili gerekli mali düzenlemeler yapılamamıştı. Zaptiyelerin maaşları çok azdı. Bundan dolayı halktan, zorla yiyecek ve yem alıyorlar, geçimlerini bu şekilde sağlamaya çalışıyorlardı. Bu durum halkın şikâyetlerine yol açmış, özellikle Balkanlar’da gayrimüslim tebaanın şikâyetleri yabancı devletlere kadar ulaşmıştı123. Zamanla zaptiye askerleri disiplinden ayrılmış, kanun harici kimseler zaptiye olarak kaydedilmeye başlanmıştı.

Bundan dolayı 93 Harbi’nin ardından Sadrazam Sait Paşa zaptiye teşkilatını kaldırarak yerine jandarma teşkilatını kurmayı düşünmüştü. İlk defa olarak da Edirne vilayetinde bir jandarma alayı oluşturulmuştu124. Sait Paşa’nın imzasıyla Seraskerliğe

120 Ali Sönmez, “Zaptiye Teşkilatının ...”, s. 202-203.

121 Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Derbend ..., s. 156.

122 Ali Sönmez, “Zaptiye Teşkilatının ...”, s. 204-216.

123 Ahmed Cevdet Paşa, Ma’rûzât, Sadeleştiren: Yusuf Halaçoğlu, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul 2010, s. 93.

124 Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Derbend ..., s. 159.

40

gönderilen 18 Kasım 1879 tarihli tezkere ile jandarma teşkilatının oluşturulması için girişimlere başlanmıştı125. Asâkir-i Zaptiye işleri Zaptiye Nezareti’nden alınarak Seraskerlik bünyesinde yeni oluşturulan jandarma126 dairesine bırakılmıştı. Ayrıca Zaptiye Müşirliği nezarete dönüştürülmüş ve başkent İstanbul’un asayiş ve güvenliğinin sağlanması vazifesi de yeni nezarete devredilmişti127. Jandarma teşkilatlanması öncelikle Rumeli’de ve Suriye ile Halep eyaletlerinde uygulanmıştı.

Ancak jandarma birlikleri kazalara ve diğer idari birimlere düzenli bir biçimde dağıtılmadığından, eski zaptiyelerin çoğu da duruyordu. Jandarma teşkilatının İmparatorluğun her tarafına yayılması ve teşkilatlanması oldukça uzun bir zaman almıştı128.