• Sonuç bulunamadı

Yazma baskı ustası Yurdanur Uçar’ın kişisel bilgileri şunlardır: Tablo 11.

Yurdanur Uçar'a Ait Kişisel Bilgiler

Ad Soyad : Yurdanur UÇAR

Yaş : 42

Eğitim Durumu : El sanatları Gaziosmanpaşa Üniversitesi Annesinin Eğitim Durumu : Okuma yazma yok

Babasının Eğitim Durumu : İlkokul Mezunu

Medeni Durumu : Bekar

Çocuk Sayısı ve Eğitim Durumları : Yok

Yazma baskı ustası Yurdanur Uçar ile yapılan görüşmede sorulan sorular ve alınan yanıtlar şunlardır:

Soru: Tokat yazma sanatının tarihsel süreci hakkında bilginiz var mı?

Yanıt: Yazmacılıkta merkez olduğu, ticaret şehri olduğu sürekli olarak da yani ta Osmanlı döneminden geliyor yani. Dokumaların bile Tokat’ta dokundu, Macaristan’a kadar gitti yani bezlerine varana kadar Tokat’ta yapıldığını biliyorum.

Soru: Bu gelişme sürecinde fikirleriniz nelerdir? Yani neler düşünüyorsunuz gelişme süreci hakkında?

Yanıt: Yani eski bence ilk başlangıçtaki süreç daha güzeldi şuan çünkü bazı hammaddeler konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Yani o zaman ki yapılan tekniklerde hani organik boya kullanıldığı söyleniyor ya deminkiler de bile boyanın içinde yani şuan da kimyasala dönmesi aslında birazcık daha teknolojiyle birlikte zayıflatılmış olarak görüyorum ben. Soru: Peki yazma baskı yaparken çırak ve öğrenci bu baskı sanatını öğrenirken daha çok hangi öğretim yöntemini kullanıyorsunuz ya da birini yetiştirirken bu sanatta nasıl yetiştiriyorsunuz? Neden bu yöntemi kullanmaktasınız başka bir yöntem kullanılabilir mi tercih edilebilinir mi?

Yanıt: Anlatım yoluyla bence kişi yapabilir de yani çünkü yapboz gibi bir şey önceden yani şimdi ustalar birazcık da mesleğini sakladığı için birazcık daha yapboza giriyor bence çünkü ben bile hani üniversitede bazı şeyleri gördüm ama bizim şeylerimiz bile yapboza döndü çünkü tam anlamıyla bilgi verilmiyordu mecburen kendin bir şeyler yapıp bozarak tamamlıyorsun.

Soru: Peki yazma sanatı öğretirken bu sanatı öğreten ustalara göre farklılıklar oluşuyor mu?

Yanıt: Oluşur, evet.

Soru: Ne gibi farklılıklara neden oluyor sizce?

Yanıt: Ustaların çok olmasından kaynaklanıyor bence çünkü o ustalardan tek bir kişiden alıp ta sonradan belki sonradan şey olduysa yani bilgiler bir kişiden alıp da sonradan yayılarak yanı başka ustalarının bilgiyi saklayarak da olabilir tam vermedikleri içinde olabilir bilgiyi veya işte hani teknoloji ilerledikçe farklı şeylere de hani kayılabilir de yani hani ham madde kullanımın da olsun içine konan maddeler olsun yani şuan emingatör diye bir madde yok ama insanlar şey kullanıyor sabun kullanıyor emingatörün yerine hani en kısası bu.

Soru: Peki yazma sanatının bugün ki durumuyla ilgili olarak neler düşünüyorsunuz sizce yazma sanatı şuan nasıl bir durumda?

Yanıt: İşi tam yapanlar için güzel ama işi tam yapmayalar için şey değil yani kalıbı makine da oyup ta boyayı alıp ta tıkır tıkır basıp da ben yazmacıyım diye ortaya çıkanlara ben bir şey diyemiyorum yani kalıbını makine da oydur ve ya kendisi de makine da oysun mesela ben a dan z ye her işlemi elden geçiyorum kalıbını elden oyuyorum boyamı kendim hazırlıyorum şu emingatür ortadan kaybolana kadar yani bitene kadar her şey elimden

geçiyor ama kişi bir kaç tane yapıyor ondan sonra kişi ben yazmacıyım aaa şu kişiyi tanıyoruz mu yani sizi hiç bilmiyorlar bile. Yaptıkları doğru dürüst bir şey yok ama. Soru: Peki yazma baskı sanatının nasıl olmasını isterdiniz?

Yanıt: Bir kişi bir belgeyi alınca hemen yazma baskı ustasıyım diye ortaya konulmaması gerekiyor değerlendirmeye alınmaması gerekiyor bir belge ile gerçekten önce ustalara yer verilsin, o kişinin en az bir ortaya bir süreç konulsun o süreçten sonra o kişide yazmacılık sanatına girmiş şu kadar emek vermiş artık Bunu da değerlendirilmeye alalım denmesi gerekiyor. Onu da ustalar belirleyecek ama tam işi yapan ustalar.

Soru: Sizce yazma baskının okulu olmalı mı nasıl bir eğitimi verilmeli öğretmenleri mi olmalı? Yani diğer alanlar gibi stajı mı olmalı? Yoksa tamamen usta çırak ilişkisiyle mi yetişmeli?

Yanıt: Usta çırakta olabilir okulda güzel bir eğitim de alabilir aslında ustalar değerlendirmiş olsa daha iyi olur bence hem ustalar için de ekonomik olarak faydalanılmış olurlar.

Soru: Yazma sanatı eğitimi alan kişilere bu eğitimin neler olacağını neler katacağını ya da kattığını düşünüyorsunuz?

Yanıt: Zenginlik katıyor bence sanatta zenginlik kendi ufkunda zenginlik yani sabır hani ekonomik olarak ta hani ha o çok birazcık şey ekonomik katkıyı bir sıralama yapsak en sonda yer alır gibi geliyor bence sabırı ilk başa alabiliriz çünkü severek yapıyorsa gerçekten onda zengin bir bakış açısı başka da bir şeyler üretmek yani devamlı yenilikçi oluyorsun her seferin de kendini yeniliyosun farklı şeylerin peşinde oluyorsun yine oda dediğim gibi hani ufuk genişliğimi diyoruz.

Soru: Başka bir şey söylemek ister misiniz benim sorularım bitti eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Yanıt: Eklemek istediğim bence el sanatların da dediğim gibi gerçekten Hakkettiği gibi insanların yapması işlerine geldiği gibide hanı geldiği gibide hani hareket edilmemesi gerekiyor, gerçekten bir şey yaparken de ben bunu yapıyorum ben bunun tam ustasıyım şu şekilde yapıyorum bu şekilde yapıyorum derken de yaptığı şeyleri de saklamasın gerçekten nasıl bir iş yapıyorsa onu da göstersin. Paylaşımcı olsun.

 Yurdanur Uçar Tokat yazmalarının Osmanlı döneminden geldiğini belirtmekte, geçmişte sürecin daha güzel olduğunu, şimdilerde ise hammadde bulma konusunda sıkıntılar yaşadığını, organik boya yerine kimyasal boyaların kullanılması yüzünden kalitenin düştüğünü söylemektedir.

 Mesleğin öğrenimi aşamasında ustaların mesleğin inceliklerini sakladıklarını, bundan dolayı yap-boz ile daha çok işin öğrenildiğini belirtmektedir. Yurdanur Uçar üniversitede bir takım şeyler gördüğünü, ancak mesleği yap-boz yaparak tam anlamıyla öğrendiğini ifade ederek önemli bir noktaya dokunmaktadır. Üniversite veya farklı bir eğitim kuruluşundan alınan eğitimler belirli bir temel oluşturmaktadır. Ancak uygulama ile mesleğin, özellikle el sanatlarının inceliklerine ulaşılabilmektedir.

 Yurdanur Uçar da diğer ustaların belirttiği gibi mesleğin öğretiminde ustalar arasında farklılıklar olduğunu belirtmektedir. Teknolojinin ilerlemesi, ustaların bazı bilgileri saklaması, kullandıkları hammadde ve tarzlar, ustalar arasında farklılıklar yaratmaktadır.

 Yurdanur Uçar yazmacılıkta gelinen noktayı, makineye kalıbı koyup boyayı da alıp basanların kendilerini yazmacı olarak tanıttıkları şeklinde özetlemektedir. El işçiliğinin bu sanat alanında giderek azaldığını, daha çok makinelerle işin yapıldığını, bundan dolayı ortaya doğru dürüst bir işin de çıkmadığını belirtmektedir.

 Yurdanur Uçar belge almakla usta olunamayacağını, ustalığın bir süreç gerektiğini ve kişinin usta olup olmadığına mesleğe verdiği emek karşılığında gerçek ustaların belirlemesi gerektiğini ifade etmektedir. El sanatları ustalığı uzun süreç gerektiren bir iştir. İşin teorisi ne kadar iyi bilinse de uygulamada belirli bir süreç yaşanmadan baskı ustası olmak, diğer alanlarda olduğu gibi mümkün değildir.

 Yazma baskı eğitimlerinin faydalı olacağını düşünen Yurdanur Uçar, eğitimci olarak ustaların kullanılması durumunda hem öğrencilerin daha verimli eğitim alacaklarını, hem de ustalar açısından ekonomik bir fayda sağlanacağını belirtmektedir. Eğitimin insanlara zenginlik kattığını, ufuklarının genişlediğini ifade etmekte, böylece daha yenilikçi işlerin üretilebileceğini düşünmektedir.

 Yasemin Uçar, bu işin ustalarının paylaşımcı olmaları gerektiğini ifade etmektedir. Bilgisini saklamayan, mesleğin ince ayrıntılarını kendisinden sonra geleceklere aktaran ustalarla bu sanatın daha iyiye gideceğini düşünmektedir.