Yazma baskı ustası Ömer Yaşın’ın kişisel bilgileri şunlardır:
Tablo 8.
Ömer Yaşın'a Ait Kişisel Bilgiler
Ad Soyad : Ömer YAŞIN
Yaş : 62
Eğitim Durumu
: Eğitim durumum yazmacılık başka hiçbir eğitimim yok. Eğitim sadece yazmacılık ilkokul gece mektebinden diplomam oldu.
Annesinin Eğitim Durumu : -
Babasının Eğitim Durumu : -
Medeni Durumu : Evli
Çocuk Sayısı ve Eğitim Durumları : 4 çocuğu var. 3’ü erkek, 1’i kız. Çocuklarının 3’ü de yazmacı.
Yazma baskı ustası Ömer Yaşın ile yapılan görüşmede sorulan sorular ve alınan yanıtlar şunlardır:
Soru: Tokat yazma baskı sanatının tarihsel süreci hakkında bize neler söyleye bilirsiniz? Yanıt: Valla ben 62 de başladım anca o günden bu günü söyle bilirim ondan öncesini bilmiyorum pek.
Soru: Peki siz başladığınızdan beri ne gibi ilerleme kaydetti? Nasıl bir süreç izledi?
Yanıt: Ben başladıktan sonra 97’ye kadar 62’den 97’ye kadar hep elde yapılıyordu. 97’de şey evet 97 de makinaya girdi el sanatı çok geriledi. 97’den sonra makinaya fabrikaya girdi. Sanatımız geriledi 97 den sonra kendi çabalarımızla başörtüsüydü elbiseliğe dönüştürdük. Elde baskı giysi elbiseliğe dönüştü. Elbise yapıyoruz. Çok şükür bu günlerde de iyi
Soru: Peki yazma baskı sanatını yaparken çırak ve öğrenci yetiştiriminde bu baskı sanatını öğretirken daha çok hangi yöntemi kullanıyorsunuz? Yani bir çırak mı alıp yetiştiriyorsunuz? Sıfırdan yoksa bunun eğitim yapılan bir okulu var oradan mı öğrenci temin ediyorsunuz?
Yanıt: Bunun eğitimi okulu yok eğer adam ihtiyacımız olduğu zaman kendimiz acemi olarak alıyoruz burada kendi yöntemlerimizden göre göre yavaş yavaş öğretiyoruz. Ve pek de talep yok çırak gelmiyor.
Soru: Eğitim süreci olarak bir kurs bir okul açılsın mı dersiniz?
Yanıt: Eğitim kurs ister fakat bununun belirli bir hocası yok. Sadece burada bir iki kişi var bu iki kişinin ancak onlar eğitim vere bilir bu gün herhangi bir okulda üniversitede eğitimi de yok eğitimi de olamaz yani yaparız derlerse de beceremezler. Burada çalışarak, görerek, boyayı yapboz yaparak öğrene bilir. Bu gün kimse kâğıt üzerinden bir şey öğrenemez. Soru: Peki yazma baskı sanatını öğretirken bu sanatı öğreten ustalara göre faklılar oluyor mu? Farklı yöntemler ile öğretim yapılıyor mu?
Yanıt: Bazı ustaların tabi ki ustanın kabiliyetine bağlı titizliğine bağlı bazı ustalar yumuşaktır pek önemsemez bazı ustalar titiz sanatına eğittiği adamına çok önem verir tabi bu güne kadar ne kadar kaç tane ustanın yanında çalıştım her usta bir olmuyor bazı ustaların kendine göre disiplini becerisi tezgâhtarlığı bunlar çok önemlidir. Şimdi benim diyorum ya kaç tane 3 tane usta değiştim hepsinin de görüşleri efendim yapış şekilleri farklıydı. Allah rahmet eylesin hepsine de hepsinden de ayrı ayrı ayrı bir bilgi edindik bu gün de ekmeğini yiyoruz.
Soru: Peki bir şey sormak istiyorum 3 tane farklı ustadan öğrendim dediniz. Bunu öğrenirken 3 farlı ustadan öğrenmek size bir şeyler katmıştır eminim peki ne gibi farklılıklar oldu belirgin olarak bahsede bileceğiniz bir şeyler var mı?
Yanıt: Boya yapımında malı pazarlamada efendim usta çırak ilişki arasında ki yaklaşımı çok çok farklılıklar yaşadım yani bazı ustalar maddiyete önem vermez sanata yetiştireceği insana çok önem verir. Bazı insanlarda o anda parayı hızlı bir şekilde kazanıp adam ne olacakmış ne yapıyorsa yapsın hep bunları önemsemeyen ustalarımız vardı. Hepsine de Allah rahmet eylesin şimdi.
Soru: Geleneksek yazma baskı sanatının durumu ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Nasıl bir durum içersin de mesela?
Yanıt: Yazma diye bir şey kalmadı el sanatında yazma baskısı diye bir şey yok tamamen bugün yeni yetişen yeni icat edilen teknoloji ile yazma basılıyor. Bu günkü baskılar tamamen giysi pantolonu şalı elbisesi efendim toniği el bezi bunlar baskı yapılıyor. Yani
eskiden tamamen başa bağlanan yazma yapılıyordu bu günkü ellen yapılanlar tamamen giysi şu elimdeki şal.
Soru: Peki yazma baskı sanatının daha doğrusu bu sanatın nasıl bir eğitim sürecinin olmasını isterdiniz?
Yanıt: Nasıl bir eğitim olma sürecini isterim valla şimdi sanatta kardeşim yetiştirme terbiyesi efendim usta saygısı, insanlık, etrafa saygı, sanatına saygı, yani beklenti bu yani bir sanata gelip te bu sanatta akşam olsun gidiyim gibi böyle bu tavırlar olduğu müddetçe zaten o insanlar sanatkâr da olamaz sanatı da yapamaz devam ettiremez mümkün değil. Soru: Peki bu eğitimin farklı yönleri neler olabilir? Mesela şuan siz usta çırak ilişkisi ile öğrenci yetiştiriyorum dediniz. Ustalar yetiştiriyorum dediniz.
Yanıt: Hayır ben usta yetiştiriyorum demedim heves yok gelmiyor çırak gelmiyor sadece 3 tane oğlum var 3 tane oğlum işte benim yanımda doğduğu günden işte okula gitti koştu buraya geldi. Bununla yetiştirdim çocukları ama bu gün sanata bir kişi heves edip de gelip de bu sanatı yapa bileceklerini ben tahmin etmiyorum. Bu gün ki kabiliyetle bu günkü görüşle kimse gelip de burada bu gün bir çırak yetişip de bu sanatı devam ettireceğini ben tahmin etmiyorum. Öyle olarak biz devam ettiriyoruz.
Soru: Yani demek istediğim şuydu oğullarım benimle beraber yetişti dediniz de bunlar yetişirken yani şöyle bir şey düşünür müydünüz ya bir okul ya bir okul ya da bir eğitim merkezi açılsın orda derslerini alsınlar daha sonra uygulamaya geçsinler gibi ya da farklı önere bileceğiniz bir sistem olur muydu?
Yanıt: Benim amacım çocuklarımı sanatın geleceğini gerilediği için sanat fabrikalara makinelere girdiği için ben çocuklarımın üzerindeki tek amacım okusunlar da yani büyük bir tahsilli bir yerlerde olsunlar sanatın geleceği biraz o günlerde makineye girince karanlık gözüküyordu geleceği ama kendi çabamızla yazmayı giysiye biraz önceki söylediğim giysilere dönüştükçe tabi çalıştıkça burada çalıştıkça kazanç elde edersin yani ben burada bir dükkân açıyım da bekliyim de kazanç elde edeyim diye bir şey yok bu imalı bunda ne kadar yaparsan o kadar kazancın olur ha bu günde çocuklarım da okumadılar okumayınca sanatı devam ettiriyorlar sağ olsunlar inşallah ekmeği de yerler yiyorlar da.
Soru: Peki yazma baskı sanatı eğitimi alan kişilere bu eğitimin neler katacağını düşünüyorsunuz?
Yanıt: Valla kardeş eğitim alan bir insan sanatta değil gerçekten eğitime kendini adıyorsa yaptığı işe kendini adıyorsa çok şeyler bekliyorum çok da güzel olur.
Soru: Peki mesela yazma baskı ile ilgilenmek insanlara farklı bir şey kattığını düşünüyor musunuz? Yani yazma baskı ile ilgilenenleri başkalarından ayıran şu özellikler var diye bileceğiniz şeyler var mı?
Yanıt: Çok neyi istiyorsanız var sanat da usta terbiyesi olarak yetişiyorsa o yetişen kişinin devlete millete ailesine sanatına saygısı da artar verimi de artar çok da faydalı olur orda eğer usta terbiyesinden eğer kabiliyetli bir insan gerçekten usta terbiyesi ile gerçekten bu sanatta yetişiyorsa çevresine ve etrafına çok faydalı olur milletine devletine ailesine çok büyük saygılar olur verimli olur hiçbir zaman için maddi yönden sıkışmaz devamlı maddi yönü çok çok rahat olur. Rahat geçinir yeter ki bu sanatsan yetişsin sanat terbiyesi ile usta terbiyesi ile bir kişi yetişsin o kişiden ne milletimize ne devletimize ne de olduğu etrafındaki ailesine kesinlikle zarar gelmez devamlı faydalı olur yeter ki usta terbiyesi ile yetişsin.
Soru: Benim sorularım burada bitiyor ama sizin bana söylemek istediğiniz bir şey var mı farklı olarak?
Yanıt: Sorularınıza ben ancak cevap vere bildim bir sözüm yok sadece sözüm olursa devletimiz çok kıyıda kalmış bir sanat bu devlet bu günkü ustalar sıhhatini kaybetmeden bu günkü ustaların eğitimi ile görüsü ile bir eğitim alanı açar da şu sanatı devam ettire bilirlerse çok çok milletimize de biraz evvel söyledim milletimize de devletimize de bu sanat bu dünyanın sonuna kadar faydalı olur.
Ömer Yaşın ile yapılan görüşme sonucunda elde edilen bulgular şunlardır:
Ömer Yaşın mesleğe 1962 yılında başlamıştır. 1997 yılına kadar el baskısı ile yapılan yazmaların, makinaların girmesi ile daha çok fabrikasyon şeklinde üretilmeye başlandığını, bunun da el sanatını gerilettiğini belirtmiştir. Makinaların girmesi ile yazma baskı başörtüsü yerine elbise üretmeye başladıklarını ifade etmiştir.
Ömer Yaşın’ın bu mesleğin okulunun olmadığını, adam ihtiyacı olduğunda acemi çırak alarak kendilerinin yetiştirmek zorunda kaldığını belirtmesi önemli bulunmuştur. Çırak olmak için fazla talep olmaması, bulunan çırakların yetiştirilme sürecinin de uzun olması, mesleğin yürütülmesi açısından zorluklar olarak görülmektedir. Ömer Yaşın kurslarda öğretici olarak çalışacak düzeyde kimsenin olmadığını, mesleğin de yap-boz
yöntemiyle öğrenilebileceğini, kâğıt kalemle bir şeyin öğrenilemeyeceğini ifade etmektedir.
Ustaların görüşleri, titizlikleri, yapış şekilleri farklılık göstermektedir. Bu nedenle çırakların mesleği öğrenmeleri de ustalar arasında farklılık göstermektedir. Ömer Yaşın 3 ayrı ustadan geçtiğini, hepsinden farklı farklı bilgiler öğrendiğini belirtmektedir. Ömer Yaşın yazma baskısının artık kalmadığını, her şeyin yeni icat edilen teknolojiler
ile basıldığını belirtmektedir. Bu nedenle artık başa bağlanan yazmalar yerine giysi yazmacılığına dönüştüklerini ifade etmektedir. Bu ifadeler sonucunda yazmacılık sanatında el baskısı ustalığın giderek azaldığı söylenebilir.
Ömer Yaşın’ın bu sanatı öğrenecek kişide “yetiştirme terbiyesi, usta saygısı, insanlık, etrafa saygı, sanatına saygı” niteliklerinin olması gerektiğini belirtmesi, Ahilik kültürünün günümüzde de ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından önemli bulunmuştur.
Ömer Yaşın, çocuklarının okumasını ve farklı alanlarda tahsilleri ile bir yerlere gelmesini istemiştir. Bunun nedenini de makinaların girmesi ile mesleğin geleceğini karanlık görmesi olarak belirtmiştir. Çocukları okumayınca yanına alıp sanatı öğretmiştir. Şimdilerde giysi yapmaya dönüştükten sonra biraz kazanç sağladıklarını ifade etmiştir. Bu ifadeler ustaların, çocuklarının kendi mesleklerini devam ettirme noktasında ekonomik nedenlerden dolayı isteksizleştiklerini göstermesi açısından önemlidir.
Ömer Yaşın, meslekte usta terbiyesi ile yetişen kişinin vatanına, milletine ve ailesine saygısının artacağını, faydalı bir insan olacağını ve her zaman için kazanacağını belirtmektedir. Bu ifade de geçmişten bu güne gelen “ustaya saygı” kavramının önemini ortaya koyması açısından dikkate değer bulunmuştur.
Ömer Yaşın, devletin bu sanatın devamlılığını sağlamak üzere hayatta olan ustaların bilgi birikimlerini ve görgülerini aktarabilecekleri eğitimler düzenlemesinin önemine de değinmiştir.