• Sonuç bulunamadı

2.9.1. Eğitim

Latince kökenli olan eğitim sözcüğü, “beslemek” anlamına gelen educare ve “dışarıdan çekmek, -e doğru yöneltmek, beslemek, yetiştirmek” anlamına gelen educere sözcüklerinden türemiştir (Mialaret, 2001). Yazma baskı sanatının eğitimi educare ve educere sözcüklerinin educere sözcüğünün -e doğru yönelmek ve yetiştirmek anlamını taşıyan tanımına uymaktadır.

Durkheim, eğitimi “genç kuşağın yöntemli bir biçimde toplumsallaştırılmasıdır” biçiminde tanımlamıştır (Durkheim, 1956). Tyler ise “bireyin davranış biçimlerini değiştirme süreci” olarak tanımlamıştır (Tyler, 1950). Tyler’ın tanımına yakın bir tanımda Ertürk tarafından yapılmıştır. Ona göre eğitim, “bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla istendik değişme meydana getirme sürecidir” (Ertürk, 1981). Sönmez (2004) ise, eğitime teknik bir tanım getirmiştir. Şöyle ki, “Eğitim, girdiler, çıktılar ve geri bildirimlerden oluşan, en az bir hedefi olan, uygulama sonuçlarına göre yeniden düzenlenen açık bir sistemdir.

Her ne konuda bulunurlarsa bulunsunlar, kişiler arası etkileşim, toplumsal kültürü oluşturur. Toplumsal kültürü oluşturan insan, aynı zamanda bu kültürden etkilenir ve bu

kültürün özelliklerini yeni kuşaklara eğitim yoluyla aktarır. Kültürlenmenin amaçlı olarak yapılan kısmı eğitimdir.

Eğitim, planlı olması açısından formal (biçimsel) ve informal (doğal) eğitim olarak ikiye ayrılır. Formal eğitimde, sürekliliği açısından örgün ve yaygın eğitim olmak üzere iki çeşittir.

Şekil 41. Eğitim şeması

2.9.2. Biçimsel (Formal) ve Doğal (İnformal ) Eğitim

Eğitim kasıtlı olup olmamasına göre, biçimsel ve doğal olmak üzere ikiye ayrılır. Doğal eğitim, yaşam içerisinde kendiliğinden oluşan, amaçlı ve planlı olmayıp gelişi güzel

kültürlenmeyle gerçekleşen süreçtir. Belli bir plan ve program uygulanmadan kendiliğinden gerçekleşir. Kişi, içinde bulunduğu grupla etkileşimde bulunarak bir şeyler öğrenir. Bu nedenle bu eğitime “doğal eğitim” denilir (Demirel ve Kaya, 2005;Özdemir ve Yalın, 2002).

Belirli bir amaç doğrultusunda plan ve program uygulanarak gerçekleştirilen eğitime biçimsel eğitim denir. Biçimsel eğitimde eğitim süreci, Öğretmen yada uzmanlar tarafından planlanır, sürece yayılır, uygulanır ve izlenir. Eğitim, sürecin başlangıcından bitişine kadar özel bir çevre içinde kontrollü olarak yürütülür. Süreç sonunda ise değerlendirme yapılır. (Demirel ve Kaya, 2005).

Biçimsel eğitim kurumları (Örgün Eğitim), sadece okullarla sınırlı değildirler. Halk eğitimi merkezlerinde, işyerlerinde ve ordunun asker yetiştirme sistemi içinde yer alan etkinlikler de birer biçimsel türü olan yaygın eğitim kurumu olarak değerlendirilir (Altuntaş, 2007).

2.9.3. Örgün ve Yaygın Eğitim

Türk Milli Eğitim sistemi,1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre “Örgün ve yaygın” eğitim olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Örgün eğitim, okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yükseköğretim kurumlarını kapsamaktadır. Yaygın eğitim ise, örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim etkinliklerinin tümünü kapsamaktadır.

Eğitim etkinlikleri, resmi ve düşünsel anlamda kişilerin değerler, yetenekler ve bilgi bakımından eğitildikleri sosyal kurumlar olan okullarda yürütülmektedir (Gultek, 2006). Belli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre hazırlanmış programlarla okul çatısı altında düzenli olarak yapılan eğitime “örgün eğitim” denir (Erdoğan,2002). Örgün eğitim sürecinden bağımsız olarak, yaş grubu gözetilmeksizin beklenti ve ihtiyaçlara uygun olarak yapılan eğitime ise “yaygın eğitim” denir (Güneş, 1996). Yaygın eğitim; kurslar hizmet içi eğitim vb. şekilde olabileceği gibi; Örgün eğitimden faydalanamamış fakat Eğitimini devam ettirmek isteyen kişiler için yetişkin eğitimi ya da okul dışı eğitim şeklinde de olabilir (Erdoğan, 2002; Doğan,2007).

2.9.4. Meslek Kavramı

Batı dünyasında meslekler, alınan eğitim düzeyi ve yapılan görevleri niteliğine göre “uzman meslekler (Professions) ve beceriye dayalı meslekler (Vocations)” olarak sınıflandırılmaktadır (Kuzgun, 2000).

Meslek kavramının tanımlanmasında önemli anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bazıları ekonomik sonuçlar doğuran yani para kazanmak için yapılan bütün etkinlikleri meslek olarak tanımlarken, bazıları meslek kavramının kapsamını bu kadar geniş tutmaktan yana davranmamakta ve bir uğraşının meslek sayılabilmesi için bazı koşulları taşıması gerektiğini savunmaktadır.

Meslek; İnsanlara yararlı mal ve hizmetler üretmek ve bunun karşılığında para kazanmak için yapılan, belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, kuralları toplumca belirlenen ve etik değerleri kapsayan etkinlikler bütünüdür (Kuzgun,2000). Bernard Barber’e göre ise bir uğraşın meslek sayılabilmesi için şu özellikleri taşıması gerekmektedir: Genel ve sistematik bilgi, Toplumun ihtiyaçlarına yönelik olma, Etik ilkelerin içselleştirilmesi ile sağlanan bir öz denetim, Ulaşılmak için çaba sarf edilen sembolize edilmiş ödüller (Sokolowski, 1991).

Meslek sistemli eğitim sonunda kazandırılan özel bilgi ve becerilerden oluşur. Bu bilgi ve beceriler araştırma ve deneylerle desteklenerek kendine özgü tekniklerin gelişmesine olanak sağlar. Meslek toplumun zorunlu olan gereksinimlerini karşılayan, kişilerin sadece kendi ihtiyaçları için değil başkalarının yararları için de yapılan bir uğraştır. Meslekler maddi kazanç elde edilmek için yapılır, aynı zamanda toplum tarafından kabul edilmiş bazı etik değerleri ve ilkeleri de bulunmaktadır.

2.9.5. Mesleki Yaygın Eğitim

Mesleki yaygın eğitim, işgücü piyasasının gereksinimini karşılayan meslek kazandırmayı amaçlayan, herkese açık bir eğitimdir. İşi olup kendi işini geliştirmek isteyenler veya iş değiştirmek isteyenlere, örgün eğitime devam edip her hangi bir mesleğe sahip olamamış ve piyasada istihdam edilemeyen bireye yönelik piyasa şartlarına uygun meslek kazandırmayı amaçlamaktadır (Dülger,1990).

2.9.6. Öğretim

Öğretim, öğrenmenin belli amaçlar doğrultusunda başlatılması, yönlendirilmesi ve gerçekleştirilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Öğretim sürecinin öğeleri öğrenci, öğretmen, program, amaç ve araçlardan oluşur (Çınar, 2015).