• Sonuç bulunamadı

Yazma baskı ustası Ahmet Arpacıoğlu’nun kişisel bilgileri şunlardır:

Tablo 4.

Ahmet Arpacıoğlu’na Ait Kişisel Bilgiler

Ad Soyad : Ahmet Arpacıoğlu

Yaş : 44

Eğitim Durumu : Lise Mezunu

Annesinin Eğitim Durumu : Okumamış Babasının Eğitim Durumu : İlk Okul Mezunu

Medeni Durumu : Evli

Şekil 44. Yazma baskı ustası Ahmet Arpacıoğlu

Yazma baskı ustası Ahmet Arpacıoğlu ile yapılan görüşmede sorulan sorular ve alınan yanıtlar şunlardır:

Soru: Tokat yazma baskı sanatının tarihsel süreci, kaynakları, geçmişten bugüne kadar göstermiş olduğu gelişme süreci hakkında neler düşünüyorsunuz?

Yanıt: Tarihinin çok eski olduğunu yani Osmanlılardan gelme babamgilede tabi Ermeni ustalarından öğretilmiş o zaman savaş esnasında bu sanatlar genellikle Ermeni ustalarında kaldığı için bizim ustalarımız olmamış o zaman hep savaşta ölmüşler onlardan öğrenilmiş. Soru: Tokat yazma baskı sanatının geçmişten bu güne kadar göstermiş olduğu gelişme süreci hakkında neler düşünüyorsunuz?

Yanıt: Fazla bir gelişme yok hala da geriye gidiyor yani bir iki ustamız kaldı onların sayesinde değişik bir şeyler yapılıyor kumaşlar fiğürler. Yoksa eskiden daha güzeldi daha popülerdi. Hepsi el baskısıydı şimdi serigrafi falan işin içine girdi. Sanatımız biraz geriledi. Ama genç kesim belki iki üç sene içinde daha da geliştirebilir bunu ama tabi heves olacak sevgi olacak

Soru: Yazma baskısı yaparken ve çırak / öğrencilerine bu baskı sanatını öğretirken daha çok hangi öğretim yöntemini kullanmaktasınız / tercih etmektesiniz?

Yanıt: İlkin sevgi olacak öğrenmesi için yani bir ben bunu yaparken kendi şeyini verecek öyle insanlar olması lazım. Yapan insanın boyasını kalıbını yapması gerekiyor. Öğrenmesi şart. İlk aşamada çıraklık dönemine gelir, ağacı tanıtırız ağaca şekil çizdiririz tabi zaman zaman aşama aşama kalıp oymasını gösterilir. İlkin kalıp oyma yapılmazda tam böyle eli yatkınlaştığı an bir tane ufak bir desen verilir. Ona göre bakar o deseni yaptığı an yavaş yavaşda gerisi gelir. Ondan sonra boyasını öğrenir. Boyayı öğrendikten sonra hangi kumaşa hangi desenin basılacağını öğrenir. Fazla bir zorluğu yok önemli olan kendini ve sevgisini vermesi ondan sonra gerisi geliyor zaten çıraklık yöntemi yani.

Soru: Neden bu yöntemi kullanmaktasınız tercih etmektesiniz?

Yanıt: Şimdiye kadar yazmacılıkla kursumuz bundan 86 senesinde Tokat Kız Meslek Lisesinde yapıldı. Şuan yapılıyor mu yapılmıyor mu bir malumatım yok. Bazı ustalar öğrencileri yetiştiren ustalarımız var ama bir devlet kanalıyla yapılan bir şey yok. Bence sırada yetişmiş öğrenci daha verimli olur. En azından onların birazdaha tasarımı yüksek olur. Daha girişimci olur ama çıraklıktan gelen bir kişi fazla girişken olmaz. Safi kendi kabuğundan yırtılması lazım yani onun üçünde öğrenim şart yani.

Soru: Bu eğitimden sonra neler olmasını bekliyorsunuz?

Yanıt: Valla devlet büyüklerinin valimizin bu sanatın bitmemesi için bazı devlet teşviklerini vermeleri lazım yardımcı olmaları lazım çünkü teknolojiye ayak uyduramıyoruz el sanatını bilen kişiler alıyor diğer kişiler kullanmaz zaten. Mesela bu eski Tokat yazması tak tak elle yapılan yazmaydı. Şimdi serigrafi yazma renkleri daha güzel ama işte öbür yazmayı yaptığın vakit bu yazmayı 10 liraya satıyorsan o yazmayı 20 liraya satıyorsun. Onun içinde fiyatına itiraz eden insanlar çok oluyor tabi. Bunu bilen tanıyan gören insanlar ona hak veriyor.

Soru: Yazma baskısı öğrenilirken bu sanatı öğreten ustaya göre farklılıklar oluşuyor mu? Yanıt: Her ustanın şeyi ayrıdır öğretiş şekli olsun çalışma tarzı olsun. Bazı ustamız vardır, hiç önemsemez basar basar gider. Bazı ustamız vardır yani açtığınızda böyle bir gül gibi olur o desen o yazma, temizlik olur yani bunlar ustaya görede değişir tabi

Soru: Yazma baskı ustalarına göre bu sanatın öğretiminin farklılık gösterme sebepleri konusunda neler düşünüyorsunuz?

Yanıt: Ustanın kişiliğinden kaynaklıdır.

Soru: Geleneksel yazma sanatının bugünkü durumu ile ilgili olarak neler düşünüyorsunuz? Yanıt: Fal değil safi ticaret amaçlı yapılıyor yazma. Hani böyle bir yazma üretelim el baskısı gibi bir lüks yok. Yazmacılarda safi geçim derdini düşünüyorlar başka bir şey yok yani öyle hobi olarak yapan hiç kimse yok.

Soru: Yazma baskı sanatında eğitiminin nasıl olmasını isterdiniz?

Yanıt: Valla temelden olması lazım nasıl bi çıraklık eğitimi varsa sanayide torna tesviye motor bölümünün yazmacılık bölümünün de okulu olması lazım. Çünkü bu yazmacılık Tokat’la özleşmiş Tokat’la anılmış ismi bazı arkadaşlarımız gidiyor. Kastamonu’da başka illerde bunu gösteriyor ama o görenlerde bu bizim sanatımız diye kabulleniyor o şeyi vermemeleri lazım bizim Tokat’ın insanının.

Soru: Yazma baskı sanatı eğitimi alan kişilere bu eğitimin neler katacağını ya da kattığını düşünüyorsunuz?

Yanıt: Şimdi çıraklığa bir eğitim almış insan çok farklı olur. Çok şeyler katar bizim yapmadığımız şeyleri verirler. Desenleri verirler. Figürleri verirler. Biz bunu safi ne yapmışız değişik şeyler yapar.

Ahmet Arpacıoğlu ile yapılan görüşme sonucunda elde edilen bulgular şunlardır:

 Yazma baskı sanatının tarihsel süreci hakkında atalarından gelen ve kuşaktan kuşağa aktarılan kulaktan dolma bilgilere sahiptir.

 Yazma baskı sanatı babadan oğula aktarılan bir sanattır. Ataları Ermeni ustalarından öğrendikleri bu sanatı çocuklarına aktararak yaşatmıştır.

 Yazma baskı sanatının gerilediğini düşünüyor. Birkaç usta kaldığını, bu ustalar sayesinde değişik figürlerin yapılabildiğini belirtiyor.

 Geçmişte el baskısı ile yapılan yazmaların artık serigrafi baskı ile yapıldığını belirtiyor.  El sanatçılarının teknolojiye ayak uyduramadıklarını, sanatın devam edebilmesi için

devlet desteğinin ve teşviklerinin şart olduğunu belirtiyor. Özellikle el yapımı baskılar ile serigrafi baskının eşit şartlarda karşılaştırılamayacağını, el yapımı baskıların daha pahalı olmasından dolayı, konuya yabancı insanların serigrafi baskı ile üretilmiş daha ucuz yazmaları tercih ettiklerini söyleyerek sanatın ekonomik anlamda düşüşünü de gözler önüne seriyor.

 Yazma baskı sanatının öğretiminde ustaların kişiliğine bağlı olarak farklılıklar oluşabileceğini belirtiyor.

 Önemli bir tespit olarak, yazma ustalarının sadece geçim derdi yüzünden yazma yaptıklarını, sanatla uğraşmak ve el baskısı yaparak daha kaliteliyi üretmek gibi bir lükslerinin olmadığını belirtiyor.

 Yazma baskı sanatında başarının öncelikle mesleği sevmekle, kişinin kendini bu mesleğe vermesiyle elde edilebileceğini düşünüyor.

 Ahmet Arpacıoğlu, sanat eğitimi almış öğrencilerin meslekte daha verimli olacağını belirtiyor. Eğitimin tasarım gücünü ve girişimci ruhunu artıracağını düşünüyor. Çıraklık eğitimlerine yazmacılık bölümünün de eklenmesi gerektiğini, eğitim alan çırakların farklı desen ve figürler üretebileceğini belirtiyor.

 Yazmacılık ile ilgili en son 1986 yılında Tokat Kız Meslek Lisesi’nde kurs açıldığını belirtiyor.