• Sonuç bulunamadı

3.1. Görev ve Anlam Bakımından Zarflar

3.1.2. Yer-Yön Zarfları

Bu tür Zarflar fiili yer bakımından belirleyen kelimelerdir; bunlar çoğunlukla fiilin yönünü de belli ederler: aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, karşı, yan, ön, arka, sağ, sol, üst, alt... gibi.

Yer zarfları, boşlukta bir yer ifade eden yer isimleridir (Ergin, 1993:375).

Bir oluş, veya kılışın mekan içinde yerini ve yönünü belirten zarflardır (Banguoğlu, 1995:324).

Bu kelimeler ad durumu eklerini aldıkları zaman da zarf olarak kullanılırlar: yukarıya, yukarıda, yukarıdan, aşağıya, ileriye, geriye, içeride, dışarıda, karşıda, yanda, önden, arkada, sağa, sola, üstte, altta gibi. Bu kelimeler, aşağıda, aşağıdan, yukarıya, yukarıda, yukarıdan, içeriye, içeride, içeriden, ileriye, ileride, ileriden, geriye, geride, geriden,

karşıya, karşıdan, içinde, şurada, yana, yanda, önden, arkaya, arkada, arkadan örneklerindeki gibi durum eklerini aldıklarında, kimilerine göre zarf görevini yüklenirler; kimileri de bunların zarf olmayacağını ileri sürer. Deny, durum eki alan yukarıdaki kelimeler için “bunlar edat görevini de görebilirler” der. Durum eki almayanların zarf olduğunu belirtir. (§ 379). Bize kalırsa, “Bu saat ileri gidiyor.” örneğinde ileri yön zarfı olmaktan çok, zaman gösteren bir zarftır. Ergin, durum eki aldığı zaman bu kelimelerin kesinlikle zarf olmadığını ileri sürer (1993:375). Ediskun da, yalın durumlarının zarf olduğunu yazar; durum eki almış kelimeleri konu edinmez (§ 351-352) (Kutluk, 1983:101).

Bu, şu, o gösterme sıfatlarından oluşan bura, şura, ora kelimeleri ad durumu ekleri aldıklarında, yer zarfı olarak kullanılırlar. Banguoğlu da bu görüştedir (1995:331). Ergin ise bunların Azeri sahasında zarf olarak kullanıldığını, Osmanlı sahasında yer isimleri olarak kullanıldığını ve zarf olmadığını belirtir (1993:375).

Yer, yön zarfı olarak kullanılan kelimeler, iyelik eki aldıklarında da zarf olurlar; kimi zamanda tamlamada tamlanandırlar: aşağısı, yukarısı, ilerisi, şurası, orası, evin önü, masanın altı, yol üstü gibi.

Tamlamada, tamlayan olarak kullanılan yer, yön zarfları niteleme sıfatı görevindedir: üst oda, sağ el, alt kat, üst çekmece, aşağı mahalle gibi.

Yer ve yön zarfları –ler çoğul ekini aldıklarında anlatıma abartma katarlar: yukarıdan, aşağılardan, uzaklardan, gerilerden, önlerden, arkalarda... gibi.

Yer, yön zarflarının dilimizde pek çok örneği vardır:

“Veli ile, arkadaşları, artan öfkelerinin hızlandırdığı adımlarla geldikleri yoldan geri döndüler.”

“Toplanmışlar dört yönden buraya omuzlarında kan bayrakları.”

Bu zarfların tümce içindeki yerleri nereye? nerede? nereden? neresi? sorularıyla saptanabilir.

Üniversite Hazırlık Kitapları

Fm: Yer-Yön Belirteci: Eylemleri yer ve yön ilgisiyle tamamlayan sözcüklerdir. Eyleme sorulan “Nereye?” sorusunun cevabıdır. Yer – yön belirteçleri şunlardır:

Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri

Yukarıdaki sözcükler; ek almadan eylemi belirtirse yer – yön belirteci olur. Çocuk aşağı indi.

Öğrenciler hep birlikte dışarı çıktı. Hemen içeri girin.

Biraz ileri gider misiniz? Ek aldıklarında ad olur. Çocuk aşağıya indi.

Fn: Yer-Yön Zarfları: Fiiller ve fiilimsileri yer – yön bakımından belirten zarflardır.

Aşağı indi. Yukarı çıktık.

Đçeri girdi. Dışarı çıkmış.

Arabayı ileri al.

Geri dur.

Yer-yön zarfları, çekim eki almaz. Çekim eki alanlar isimleşir:

Aşağıya indi.

Kl: Yer-Yön Zarfı: Eylemin yerini ve yönünü belirten zarflardır. Yer-yön zarfları fiile sorusuna hiç ek almadan cevap verir.

Çocuk az önce dışarı çıktı. Babası içeri giriyor.

Yer-yön zarfları isim çekim eki aldıklarında zarf olmaktan çıkıp isim olur. Kardeşim aşağıya inmiyor.

Kr: Yer-Yön Zarfları: Eylemde bildirilen hareket, iş ya da oluşun gerçekleştiği ya da yöneldiği yeri gösteren sözcüklerdir. Bu sözcükler eylşeme sorulan nereye sorusuna cevap verirler. Yer yön bildiren sözcüklerin sayısı çok fazla değildir. Bu sözcükler şunlardır:

Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri. Merdivenlerden aşağı in.

Biraz daha yukarı çık. Bu kapıdan içeri gir.

Bir daha odadan dışarı çıkma.

Yer zarfı olarak kullanılan bu sözcükler ancak yalın halde oldukları zaman yer zarfıdır. Hal eklerinden birini aldıklarında zarf olamaz, isim olur. Çünkü bu zarflar hal eklerini alamaz.

Ahmet büyük hızla içeriye girdi.

S: Yer-Yön Zarfları: Eylem ya da eylemsileri yer yön bakımından etkileyen sözcüklerdir.

Sevgi Hanım az önce dışarı çıktı.

Yukarı çıkınca olanları anlarız.

Zil çalınca tüm öğrenciler içeri girdi. Đleri atılıp çocuğun düşmesini engelledi. Geri gelip kaldırıma yanaştı.

Yer – yön bildiren sözcükler de çekim ekleri ( ad durum ekleri, iyelik ekleri) aldığında adlaşır.

Dışarısı oldukça kalabalık.

Değerlendirme

Kutluk, yer-yön zarfı olan kelimelerin ad durum eklerini aldıkları zaman da zarf olacağını söyler. “Yer, yön zarfı olarak kullanılan kelimeler, iyelik eki aldıklarında da zarf olurlar; kimi zaman da tamlamada tamlanandırlar” der ve masanın altı, aşağısı örneklerini verir. Ancak Kutluk, zarf tanımını yaparken “zarflar, iyelik ve ad durumu eklerini aldıklarında ad gibi kullanılır” demektedir. Burada Kutluk, kendi içinde çelişkiye düşer.

Fm, Fn, Kl, Kr ve S, yer-yön belirtecinin isim çekim eklerini aldığında isim olacağına değinir.

Kutluk ve Banguoğlu, hal eki alan bura, ora, şura kelimelerinin yer-yön zarfı olduğunu iddia eder. Ergin ise bunları isim olarak kabul eder Kaynaklarımız da bu kelimeleri zamir olarak değerlendirilmiştir.

Fn ve S fiilimsileri yer-yön bakımından belirten zarfları yer-yön zarfı kabul eder. Ancak bunu kanıtlayacak bir örnek vermez. Aksan fiiller tabirini yaparak fiilimsileri bu konunun dışında tutar.