• Sonuç bulunamadı

1.10. Adların Öteki Kelime Türlerine Kayması

1.10.2. Adın Zarf Oluşu

Ad, fiili etkilediği zaman zarf olur. Đkileme biçimindeki adlar zarf olur: günden güne gelişti; aydan aya öder gibi.

Adlar, öteki kelime türlerinin yerini aldığı gibi onlar da görev ve anlam yönünden adın yerini tutabilirler.

Üniversite hazırlık kitaplarında bu konuya sadece Fn değinir. zarf tümleci olan isimlerin zarf sayılacağını anlatır. “Akşam(Z.T. zarf) seni ararım.” ; “Akşam (Ö. Đsim) bu sahillerde güzeldir.” örneklerini verir.

1.10.3. Sıfattan Ad

Sıfatlar da görev ve anlam yönünden ad gibi kullanılabilirler: güzeller geçidi.

Đyelik eki ve çoğul eki alan sıfat, ad olur: yenisi, güzeli, çirkini, büyüğü, küçüğü, büyükler, küçükler, güzeller… gibi.

Ad durumlarına giren sıfat da ad görevinde kullanılır: yakında, uzağa, güzele bakmak. Renk adları da kimi eklerle (-mtrak, -msı, -sı, -ce) sıfat görevinde kullanılır.

Üniversite Hazırlık Kitapları

Fm: Adlaşmış Sıfat: Niteleme sıfatını yanındaki adın düşüp sıfatın, nitelik anlamını yanında bir varlığa ad olmasıdır.

Đyiler az yaşarmış.

Bu cümlede “iyiler” sözcüğüyle aslında “iyi insanlar” anlatılmak istenmiştir. “Đyi” niteleme sıfatının yanındaki ad düştüğünden bu sözcük adlaşmıştır.

Sınıfın en yaramazı Zafer’di. (yaramaz öğrenci)

Renklileri şuraya, beyazları buraya bırak. (renkli çamaşırları/beyaz çamaşırları)

Fn: Sıfatların Adlaşması: Niteleme sıfatları, cümlede, niteledikleri isimler düşünce, bu isimlerin görevini yüklenerek adlaşırlar. Adın görevini üstlenen bu sıfatlara adlaşmış sıfat denir.

Yaşlı adamı arabaya güçlükle bindirdiler. Niteleme sıfatı (belirtili nesne) Yaşlıyı arabaya güçlükle bindirdiler. Adlaşmış Sıfat (belirtili nesne) Güçlü insan her zaman haklı mıdır? Sıfat (özne)

Güçlü her zaman haklı mıdır? Adlaşmış Sıfat (özne)

Kl: Adlaşmış Sıfat: Niteleme sıfatlarıyla kurulan sıfat tamlamasında, ismin düşmesi sonucu sıfatın düşen ismin yerini tutmasıyla oluşur. Düşen isimdeki çekim ekleri sıfata eklenir.

Đhtiyar bize geldi. (ihtiyar adam)

Kr: Adlaşmış Sıfat: Türkçe’de bilinen ya da kolay anlaşılacak yerlerde tamlanan durumundaki isim söylenmez. Sıfat ismin anlamını kapsar. Bu sözcüklere adlaşmış sıfat denir. Adlaşmış sıfatlar niteleme sıfatıyla yapılır.

Zengin insanlar, her zaman fakir insanlara yardımcı olmalıdır. (niteleme sıfatı) Zenginler her zaman fakirlere yardımcı olmalıdır. (adlaşmış sıfat)

Adlaşmış sıfat olan sözcükten sonra bir isim gelirse anlam karışıklığı olabilir. Bunu önlemek için adlaşmış sıfattan sonra virgül konur.

Yaşlı, doktora bakıp ona seslendi. Küçük, ayakkabısını giydi. Genç, arkadaşlarını davet etti.

Belirtme sıfatlarıyla adlaşmış sıfat yapılmaz. Belirtme sıfatı aynı ismim taşıyan zamire dönüşür.

Bazı insanlar hatasını kabullenmez. (belgisiz sıfat) Bu soruları da doğru çözdü. (işaret sıfat)

Bunları da doğru çözdü. (işaret zamiri)

Bazıları hatasını kabullenmez. (belgisiz zamir)

S: Adlaşmış Sıfat: Bir sıfat tamlamasında tamlayan görevli ad kullanımdan düşerse tamlayan görevli sıfat, ad ya da zamire dönüşür.

Bana kalırsa mavi gömlek hepsinden güzeldi. (mavi: sıfat) Bana kalırsa mavi hepsinden güzeldi. (mavi: ad)

Bu çocuk diğerlerinden daha anlayışlı. (bu: sıfat)

Bu, diğerlerinden daha anlayışlı. (bu: zamir) Değerlendirme

Sıfattan ad konusu adların öteki özcük türlerine kayması ile ilgili değildir. Kaynaklarda bu konu adlaşmış sıfat, sıfatların adlaşması gibi isimlerle işlenir.

Fm, Fn, Kl ve Kr, sıfatların adlaşmasının niteleme sıfatları ile yapılacağını belirtir. S ise belirtme sıfatları ile de adlaşmış sıfat yapılacağını iddia eder. Đşaret, belgisizlik, soru bildiren kelimeler tek başlarına kullanılırsa zamirdir. Kendisinden sonra bir isim gelirse sıfat olur. Belirtme sıfatlarının zamire dönerek adlaşması gibi bir durum söz konusu bile edilemez.

1.10.4. Zarftan Ad

Zarflar de iyelik ekini, çoğul ve ad durumu eklerini alınca adlaşırlar: ilerisi, yukarısı, ötesi, yukarılar, karşısı; ileriye, yukarıda, ötesinden, yarına gibi.

Yer zarfları tamlamada tamlayan olarak da kullanılır, ad görevini yüklenirler.

“adamcağızlar, gölgelerinden ürkerler, dışarıdan ziyade içerideki ulema arkadaşlarının bir tekmesine uğramak korkusuyla ağızlarını açamazlardı.”

Zamir ve edatlar de iyelik eki, çoğul ve durum eklerini alarak ad görevinde kullanılırlar: şurası, kendisi, gibisi, bunlar, bunlara, şunlara, onlar, onlardan gibi.

Ünlem, bağlaç da ad görevinde kullanılır: Eeesi bu! Aması var mı? Gibi.

Fiiller de aynı biçimde adlaşırlar: hoş geldine gittik; bu işin girdisi, çıktısı çoktur… gibi. Üniversite Hazırlık Kitapları

Fm: aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri kelimeleri ek almadan fiili belirtirse yer-yön belirteci (çocuk aşağı indi.); ek aldıklarında ad olur (çocuk aşağıya indi).

Fn: Yer-yön zarfları çekim eki almaz. Çekim eki alanlar isimleşir.

Đçeriden sesler geliyor.

Altı çizili sözler adın hal eklerini aldığı için adlaşmışlardır. Cümlede dolaylı tümleç görevini üstlenirler.

Kl: Yer-yön zarfları isim çekim eki aldıklarında zarf olmaktan çıkıp isim olur. Kardeşim aşağıya inmiyor.

Dedem yukarıda yaşıyor.

Bu cümlelerdeki italik yazılan sözler çekim eki aldıkları için tür bakımından yer-yön zarfı değil, isimdir.

Kr: Yer zarfı olarak kullanılan sözcükler ancak yalın halde oldukları zaman yer zarfıdır. Hal eklerinden birini aldıklarında zarf olamaz, isim olur. Çünkü zarflar hal eklerini alamaz.

Ahmet hızla içeri girdi. (zarf) Ahmet hızla içeriye girdi. (isim)

S: Yer-yön bildiren sözcükler çekim eki (ad durum ekleri, iyelik ekleri) aldıklarında adlaşır.

Dışarısı oldukça kalabalık. Yukarıda neler oluyor.

Yer-yön bildiren sözcükler fiillerin ya da fiilimsilerin anlamını sınırlandırmayıp bir kavramı karşılarsa yine addır.

Yukarı pislik içinde. (ad)

Değerlendirme

Zarftan ad konusu adların öteki özcük türlerine kayması ile ilgili değildir.Kaynaklar konuyu yer-yön belirtecinde işlemiştir.Fm, Fn, Kl ve Kr bu kelimelerin ek alırsa isimleşeceğini bildirir. Sadece S, bunun yanında yer-yön ifadeli bu kelimelerin ek almayıp bir kavramı karşılarsa isim olacağına yer verir. Bunu bir örnekle de ispatlar.

Örnekte yukarı kelimesi zarf tümleci görevinde değil özne görevindedir ve isimdir. O halde Atabay, Fm, Fn, Kl, Kr’in iddia ettiği gibi ek alma şartı ortadan kalkmaktadır. 1.11. Ad Đle Đlgili Diğer Unsurlar