• Sonuç bulunamadı

3.1. Görev ve Anlam Bakımından Zarflar

3.1.3. Ölçü Zarfları

3.1.4.2. Durum Zarfları

Ergin, Kutluk’un durum zarfları konusunda bölümlendirdiği zarfları, edatlar konusu içinde ele almış ancak edatların da cümlede zarf olarak görev alacağına değinmiştir (1993:598- 647 arası). Banguoğlu ise durum zarflarını Kutluk gibi bölümlendirmeyerek

gerçekleme zarfları adı altında incelemiştir (1995:323).

Üniversiteye Hazırlık Kitapları

Fm: Durum (hal) Belirteci: Eylemleri durum yönünden belirten sözcüklerdir. Eyleme sorulan “nasıl?” sorusunun cevabıdır.

Annesine gizlice bir şeyler söyledi. Güneş yavaş yavaş kayboldu. Babam bana öyle söyledi.

Böyle konuşursan gücenirim.

Çocuklar güle oynaya evlerine gidiyor.

Fn: Durum Zarfları: Fiilleri, fiilimsileri; nitelik, sebep, kesinlik, olasılık, yineleme gibi anlamlarla belirten zarflardır. Genellikle “nasıl?” sorusuna cevap verirler:

Güzel konuştu.(durum) Fena kokuyor.(durum)

Aceleyle giyinip dışarı çıktı.(durum) Yavaş yavaş ısınıyor.(durum) Kesinlikle kabul edemem.(kesinlik) Belki anlaşırsınız.(olasılık)

Açlıktan ölmüş.

Kl: Hal (Durum) Zarfı: Eylemin nasıl yapıldığını ve ne durumda olduğunu belirten zarftır. Durum zarfları, eyleme sorulan “nasıl” sorusunun cevabıdır.

Kapıyı yavaş kapayın. Đçeriye usulca girmelisin. Herkes dersi dikkatle dinliyor.

Kr: Durum (hal) Zarfları: Fiilin durumunu yani nasıl yapıldığını bildiren sözcüklerdir. Fiile sorulan “nasıl” sorusuna cevap verir.

Bu konuda seninle açık konuşacağım. Bu yarışı hileyle kazandınız.

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. Bize göre biraz yaşlıca görünüyordu. Eğri oturalım, doğru konuşalım.

S: Durum Zarfları: Eylemin ne durumda olduğunu, nasıl yapıldığını bildiren zarflardır. Değerlendirme

Fn, durum zarflarının fiil ve fiilimsiyi belirteceğini söyler. Fm, Kl ve Kr durum zarfların sadece fiilin durumunu bildireceğini söyler. Oysa bu zarflar, fiillerin yanında fiilimsilerin de durumunu bildirir. Fm, Kl ve Kr’in tanımı eksiktir.

Fn ve S, durum zarflarının fiil ve fiilimsileri hangi yönlerden belirteceği konusunda daha geniş bir açıklama yapar. Fn, nitelik, kesinlik, sebep, olasılık, yinelenme anlamlarını verirken; S daha ayrıntılı olarak, “kesinlik, yineleme, dilek, olasılık, yanıt, üleştirme, yaklaşıklık” zarfları adı altında 7 bölümde inceler. Bu adlandırmaların tamamı Kutluk’ın Kelime Türleri kitabından alınmıştır.

3.1.4.2.1. Kesinlik Zarfları

Fiillere ve fiilimsilere kesinlik katar: elbet, elbette, mutlaka, tamamen, kuşkusuz, şüphesiz, er geç, asla, hiç, hiç mi hiç, ne olursa olsun, ne derlerse desinler gibi kelimeler ya da kelime öbekleridir.

“O zamanlar manavların tamamen kavrayamadığım bu bakışlarını, bu tebessümlerini, geçmiş senelerin yardımıyla, kendimce şimdi aşağı yukarı tefsir edebiliyorum.”

“Elbette öldürür. Başkalarına da ibret olur.

Hiç, hiç mi hiç zarflarının kullanılışı oldukça değişiklik gösterir. Bunlar genellikle olumsuz fiillerle kullanılır ya da olumsuzluk gösterir:

a) Fiil ve fiilimsilerdeki olumsuzluğu pekiştirmek için kullanılır: hiç görmedim; hiç mi hiç oralı olmaz.

“O ölmez. O dünyaya direk çakacak. Ölür mü hiç? Dert boyuna.”

b) Soru eki almış olumlu ve olumsuz fiillere, kimi kez, belirsiz zaman anlamı katar: Hiç böyle şey olur mu? Đnsan hiç arkadaşını kötüler mi? Hiç gelmez mi?

c) Tümce vurgusuyla söylenince, karşıtı belirtilmek istenen yanıtı pekiştirir: Hiç böyle şey olur mu? (olmaz); insan hiç arkadaşına böylesi oyun eder mi? (etmez); sen hiç uyumadın mı?(uyumadım) gibi.

ç) Soru tümcelerinin yanıtında yalnız kullanılarak bitmemiş bir tümcenin bitirilmişini belirler:

-Bir şey gördünüz mü? -Hiç (Hiçbir şey görmedim).

S: Kesinlik Zarfları:

Bu konuyu seninle mutlaka konuşmalıyız. Asla böyle bir şey yapmam.

Onu hiç aramadığını söyledi. 3.1.4.2.2. Yineleme Zarfları

Yineleme zarfları, tümcenin fiil ve fiilimsilerinin yinelendiğini gösterir. Pekiştirme ve süreklilik anlamı da katar: yine (gene), bir kez, bir daha, bin kez, çok kez, ikide bir, ara sıra, arada sırada, bazı kere, bazı bazı, kim kez gibi.

“Kalaycı o kadar zulüm bile yapmasaydı, gene getirirdi parayı…” “Hasan gene öfkelendi.”

Çok kez, ikide bir, ara sıra, arada sırada, bazı kere, kimi kez… gibi kelimeler, fiil ve fiilimsilerdeki yinelenişe belirtilmeyen bir süreklilik, bazı bazı… gibi kelimeler de azlık, seyreklik anlamı katar: ara sıra bize uğrar; ikide bir uğrar; günde bir kez gelir; belki bin kez gelir… gibi.

S: Yineleme Zarfları:

Otobüsü yine kaçırdım

Bir daha buraya gelmek istemiyorum. Üç kez girişimde bulunduk.

3.1.4.2.3. Dilek Zarfları

Allah vere, Allah versin, bari, keşke, inşallah, tek… gibi kelimelerdir. Bunlar bir dileği, bir isteği, olması istenilen bir duyguyu belirtir, koşul ve istek kiplerinin hikâyesini pekiştirir: Allah vere de gelse; o günler bari gelmese… gibi.

“Madem hala geriye bağlı kalanlarınız var, biz de bari öyle yapalım.”

S: Dilek Zarfları:

Tek sen sınavı kazan, gerisi önemli değil. Bari kurabiyelerden bir tane alın.

3.1.4.2.4. Umu Zarfları

Sanırım ki, umulur ki, inşallah, Allah vere… gibi kelimeler ve deyimlerdir. Bu zarflar, dilek zarflarıyla aynı kullanılıştadır. Tümcedeki görevlerine bakılarak bu anlama gelecek birçok kelime öbeğine ya da deyimlere rastlayabiliriz: sanırım ki gelir; umulur ki yapar; inşallah gelirim.

“Eh, yakında kavuşursunuz, inşallah.” “Hatçe: keşke, öyle olsa, dedi.”

3.1.4.2.5. Olasılık Zarfları

Belki, olsa, olsa olsa, ola, ola ki, tutalım, tut ki, varsayalım, varsayalım ki, farz edelim, farz edelim ki, farz et ki gibi kelimelerdir.

Bu tür zarflar anlatıma “olasılık” anlamı katar: belki gelirim; olsa olsa bu para eder; tutalım ki yaptın… gibi.

“Belki onun da bir mazereti vardır.”

S: Olasılık Zarfları:

Bu iş belki istediğin gibi sonuçlanır. Yalan söylemediğimi her halde biliyor. 3.1.4.2.6. Yanıt Zarfları

Genellikle sorulara karşılık olarak kullanılan zarflardır. Fiilleri, fiilimsileri kimi kez olumlu, kimi kez olumsuz biçimde pekiştirir. Bunlar gerçekleşme, kesinlik, onama, onamama zarflarıdır: peki, şüphesiz, kuşkusuz, evet, hayır, hayhay, memnuniyetle, kıvançla, sevinçle, elbet, elbette, yok, asla, her halde… gibi kelimelerdir: evet gelirim; hayır yapmam; peki giderim, elbette gitmem; sevinçle giderim…

“Hatçe: Ana… dedi. Kadın durdu. Gözlerine yaş dolmuştu… Peki, dedi, sesi karıncalanarak…”

S: Yanıt Zarfları:

Hayır, sizinle gelmek istemiyorum. Evet, olaydan haberim var.

Tabii, bende karşı çıktım. 3.1.4.2.7. Sınırlama Zarfları

Artık, ancak, yalnız, yalnızca… gibi kelimeler fiilin gecikmeden yapılmasını ya da başka türlü olamayacağını belirtmek içindir: artık gitmeyeceğim; yalnız geldi; ancak doydu… gibi.

“Artık geride özleyeceğim hiçbir şey yok.” “Onları yalnızca hatırlar, umursamaz.”

“Omzunun bir tanesi yarım karış ancak vardı.” 3.1.4.2.8. Koşul Zarfı

Zaman bakımından koşul gösteren yüklemleri güçlendiren eğer sözcüğüdür: “Sen eğer acıyorsan kendin bakarsın.”

“Eğer müsaade ederseniz ziyaret edecekler.”

Ergin “eğer” ifadesini taşıyan edatların içinde işler (1993:612). 3.1.4.2.9. Üleştirme Zarfları

Üleştirme sayılarından oluşan ikilemeler, durum zarfı görevindedir: birer birer gelmek, teker teker oturmak, beşer onar çıkmak, üçer üçer saymak…gibi. Banguoğlu bunları

Berkitme Zarfı olarak kabul eder (1995:316).

“Đşte o zaman, karanlığı tuta tuta, yordamlıya yordamlıyla onlar evlerinden çıkacaklar, gelip bizim kapının önünde teker teker duracaklar.”

S: Üleştirme Zarfları:

Öğrenciler üçer üçer oturuyor. Değerlendirme

Bu konuya Kr ve S değinir. Ancak Kr bu konuyu durum zarfları konusu içinde işler ve üleştirme zarfı olacağına değinmez.

3.1.4.2.10. Yaklaşıklık Zarfları

Şöyle böyle, öyle böyle, yakın, hemen hemen, aşağı yukarı, az çok gibi kelimelerdir. Anlatıma yaklaşıklık, aşağı yukarılık anlamı katar: şöyle böyle oldu; hemen hemen gözükmez… gibi.

S: Yaklaşıklık Zarfları:

Toplantı aşağı yukarı bir saat sürdü. Yolu hemen hemen yarıladık.

Yukarıda sıraladığımız durum zarflarından başka –ce, -cesine, -meye, -mesine ekleriyle türetilmiş kelimeler, kimi zaman zarf görevindedir: insanca yaşamak, mertçe çarpışmak, delicesine koşmak; yapmasına yaparım, gitmesine giderim; sevmeye sever… gibi.