• Sonuç bulunamadı

Gelir dağılımında adaletsizliğe yol açan en önemli faktörler arasında yer alan yapısal faktörler etkileri açısından ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre farklılık gösterebilmektedirler. Sözkonusu bu yapısal faktörler toprak ve servetin dağılımı, miras ve eğitim gibi ana başlıklar altında incelenebilir.

1- Toprak ve Servetin Dağılımı

Toprak ve servetin dağılımı gelir dağılımında eşitsizliğe yol açan en önemli geleneksel faktörler arasında yer almaktadır. Toprak mülkiyetinin dağılımında büyük adaletsizlikler olan ülkelerde büyük toprak sahipleri toprağı kiraya vererek büyük rantlar elde etmektedirler. Ülkemiz gibi toprak reformu yapılmamış ülkelerde kırsal kesimde yaşayanların önemli bir kısmı toprağı olmayanlardan oluşmaktadır188. Örneğin, Latin Amerika, Filipinler, Doğu ve Güney Afrika gibi ülkelerde sömürgeci otoriteler tarafından köylülerin kovularak topraklarına zorla el konulması ve toprağın belli ellerde toplanması gelir eşitsizliğine yol açan önemli bir faktördür189.

Toprağın yüksek oranda toprak ağalarının eline geçmesi tarımsal ürünlerin büyük kısmının bu gruplar tarafından paylaşılması ve dolayısıyla gelir eşitsizliğinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda bu durum, kırsal emek ücretinin ve bu sayede asgari ücretin düşmesine yol açmaktadır. Đlaveten, uzun dönemde, küçük toprak sahiplerinin başarabilecekleri tarımsal büyümeden daha düşük bir tarımsal büyüme gerçekleşerek yoksulluk ve gelir eşitsizliği devam eder190. Toprak

186

Orhan ŞENER, Kamu Ekonomisi, Baskı: 5, Beta Basım Yayım, Đstanbul 1996, s. 17.

187

Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bkz. Giovanni Andrea CORNIA-Julius COURT, “Inequality, Growth and Poverty in the Era of Liberalization and Globalization”, UNU/WIDER, Policy Brief, No: 4, 2001, s. 1-40.

188

DĐNLER, a.g.e., s. 280.

189

Giovanni ANDREA CORNIA, “Liberalization, Globalization and Income Distribution”, UNU/WIDER Working Paper, No: 157, 1999, s. 9.

190

dağılımından kaynaklanan gelir eşitsizliği için alınması gereken bir takım tedbirler vardır. Bunların en önemlileri; gelir dağılımını doğrudan etkileyen toprak reformunun yapılması, tarımda verimlilik ve yeni teknolojilerin kullanılması ile ilgili tarımsal nüfusun eğitilmesidir191. Toprak reformunun özellikle tarım yoğun ekonomilerde Gini Katsayısını 8 puan kadar düşüreceği tahmin edilmektedir. Ayrıca tarım reformunun, kırsal kesimde beşeri sermayeyi arttırarak ve kentteki asgari ücreti yükselterek genel ücret eşitsizliğinin azaltılmasına yol açacağı ileri sürülmektedir. Örneğin, Çin, Güney Kore, Tayvan ve Vietnam gibi ülkelerde yapılan toprak reformu gelir eşitsizliğinde keskin bir azalma meydana getirmiş, ayrıca, verimlilik artmış ve hızlı bir büyüme gerçekleşmiştir192.

Ülkemiz de dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde, gelir dağılımının gelişmiş ülkelere oranla daha bozuk olması, tarım kesiminin ekonomideki ağırlığını koruması ve nüfusun büyük kesiminin tarım sektöründe yer almasıyla yakından ilgilidir. Gelişmiş ülkelerde uyguladıkları sosyal politikalar yanında ücretli kesimin payının yükseltilmesi ve firmaların halka açılmasıyla servetin alt ve orta gelir gruplarına yayılması gelir dağılımının düzenlenmesinde önemli bir rol oynamıştır193.

Gelir dağılımında adaletsizliğe neden olan önemli bir faktör de servet dağılımındaki adaletsizliktir194. Gelir ve servet dağılımı arasında sıkı bir karşılıklı ilişki bulunmaktadır195. Bir ülkede belli gruplar çok büyük gelirler elde ederken, büyük bir kesim ise sadece hayatını idame ettirecek gelire sahipse yeni oluşacak servetin tümüne yakın bir bölümü yüksek gelirli gruplar arasında paylaşılacaktır196. Servetin gelir getirici özelliği dikkate alındığında bir ülkedeki servetin büyük kısmının küçük bir grup tarafından kontrol edilmesi durumunda gelir dağılımı alt gelir grupları aleyhine bozulacaktır.

Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde üretim malları ve parasal sermayeyi elinde bulunduran işletme sahipleri yüksek gelir elde ederken, bunlara

191

MĐYNAT, a.g.e., s. 76.

192

Giovanni Andrea CORNIA-Julius COURT, “Inequality, Growth and Poverty in the Era of Liberalization and Globalization”, UNU/WIDER, Policy Brief, No: 4, 2001, s. 27.

193

Đbrahim Güran YUMUŞAK-Mahmut BĐLEN, “Gelir Dağılımı-Beşeri Sermaye Đlişkisi ve Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme”, K.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 1, 2000, s.79.

194

Erdoğan ALKĐN, “Gelir Dağılımı Neden Düzeltilemiyor”, Dünya Gazetesi, 19.11.2003.

195

Sait DĐLĐK, Servetin Geniş Kitlelere Yayılması, A.Ü. S.B.F. Yayınları, No: 391, Ankara 1976, s. 94.

196

bağlı çalışan ve küçük serbest meslek sahibi olan geniş bir halk kitlesinin geliri nispeten çok düşük kalmaktadır. Dolayısıyla, yüksek gelirli grupların gelirleri genellikle emek dışı faktörlerden oluştuğundan servetin giderek artması söz konusudur197. Başlangıçta sosyal politikalar gelir dağılımını düzeltmeye yönelik değilse, yıllar boyunca önemli bir servet dağılımı adaletsizliği ortaya çıkmaktadır. Bu adaletsizlik de sonuçta gelir dağılımını bozarak kırılması zor bir kısır döngü meydana getirmektedir198.

2- Miras

Gelir dağılımı açısından kazanılmış gelirler kadar kazanılmamış gelirler de önem arz etmektedir. Miras sadece parasal değil aynı zamanda genetik ve kültürel miras olarak da değerlendirilmelidir199. Şüphesiz parasal servetin yanında aynı zamanda beşeri sermaye de miras olarak gelecek nesillere aktarılabilir. Beşeri sermayenin miras olarak bırakılması genetik bir olgudur. Bazen, yetenek düzeyi yüksek olan anne ve babanın çocukları da yüksek yeteneklere sahip olabilir200.

Özellikle geleneksel toplumlarda nesiller arası miras yoluyla geçen zenginlik gelir eşitsizliğinin belirlenmesinde beşeri sermayeden daha fazla öneme sahiptir. Mesela, bazı geleneksel toplumlarda arazinin paylaşılmasında ailenin ilk çocuğu paylaşımdan en büyük payı alırken, bazı toplumlarda kadınlara ayrıcalıklı davranılarak gelir eşitsizliği meydana getirilmektedir. Bazı toplumlarda sadece gerçek servet değil aynı zamanda sosyal statü de sosyal sermaye olarak miras bırakılmaktadır. Sosyal sermaye aile ismi, bu ismin prestiji, aile bağları gibi unsurlardan oluşmaktadır201. Dolayısıyla, bu unsurlar bireylere bir takım avantajlar sağlayarak daha fazla gelir elde etmelerine imkan sağlamaktadır.

Genellikle, çok varlıklı olanların gelecek kuşaklara bu varlıklarını miras olarak bırakmalarından dolayı, miras unsurunun gelir dağılımı analizlerinde dikkate alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, gelir dağılımı analizleri eksik olacaktır202.

197

DĐLĐK, a.g.e., s. 95.

198

ALKĐN, a.g.m., Dünya Gazetesi, 19.11.2003.

199

Ramazan SARI, Gelir Dağılımı ve Đstihdam (Bolu Đl Gelişme Planı), 2004, s. 58.

200

BAŞOĞLU-ÖLMEZOĞULLARI-PARASIZ, a.g.e., s. 192.

201

Vito TANZI, “Fundamental Determinants of Inequality and the Role of Government”, IMF Working Paper, No: 98/178, 1998, s. 9.

202

3- Eğitim

Eğitim, bireylere bilgi ve beceri kazandırma ve bireyin topluma uyumunu sağlama süreci olup, insanların bilgilerini, becerilerini, bedeni, fikri ve ahlaki yetenekleri gibi özelliklerini geliştirmek için yapılan çalışmaların tümü olarak adlandırılır. Geniş anlamda her türlü eğitim faaliyetlerini kapsarken dar anlamda okullarda verilen eğitimi içermektedir203.

Eğitim, ekonomik ve sosyal açıdan önemli pozitif dışsallıklara sahip bulunmaktadır. Ekonomi bireyin eğitim artışına paralel olarak daha iyi işlemeye başlar ve artan eğitim sayesinde gelişen teknolojiye ayak uydurmak kolaylaşır. Ayrıca, eğitim seviyesinin yükselmesiyle toplumdaki suç oranı arasında ters yönlü bir ilişki mevcuttur. Yani, eğitim seviyesinin artmasıyla toplumdaki suç oranı azalarak sonuçta adalet ve iç güvenlik hizmetlerine daha az harcama yapılması yönünde ekonomiye katkıda bulunur204.

Bir sosyal sınıftan diğerine geçişi sağlayan en önemli etkenlerden bir tanesi eğitimdir. Çünkü, eğitim yoluyla birey vasıf ve becerilerini arttırarak hem moral açısından tatmin olma hem de rekabetçi bir ortamda nitelikli bir iş bulabilme imkanına kavuşmuş olur205. Eğitim, ücret farklılıklarını belirleyen en önemli faktörlerden bir tanesidir. Eğitimli emeğe olan talep, emek arzının üzerinde artış gösterdiğinde, eğitimli emek ile eğitimsizler arasında ücret farklılıkları meydana gelmektedir206. Đlave eğitim, kişiye işgücü piyasasında katma değeri daha yüksek bir iş bulma imkanı vermektedir207.

Yüksek gelir ve zenginlik yüksek eğitim imkanlarıyla yakından ilişkilidir208. Babaların meslekleriyle çocukların gelir düzeyleri arasında yakından bir ilişki bulunmaktadır. Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar neticesinde gelir düzeyi yüksek olan kişilerin babalarının yüksek düzeyde yönetici veya üst gelir gruplarında yer

203

Nazım ÖZTÜRK, “Đktisadi Kalkınmada Eğitimin Rolü”, Sosyo Ekonomi Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 1, 2005, s. 30.

204

y.a.g.m., s. 34.

205

Fatih TÜRKMEN, Eğitimin Ekonomik ve Sosyal Faydaları ve Türkiye’de Eğitimin Ekonomik Büyüme Đlişkisinin Araştırılması, DPT Uzmanlık Tezleri, No: 2655, Eylül 2002, s. 50.

206

Nejla ADANUR AKLAN, “Dünyada ve Türkiye’de Gelir Dağılımı ve Gelir Dağılımını Etkileyen Faktörler”, http://iktisat.uludag.edu.tr/dergi/11/05-nejla/05-nejla.htm

207

TÜRKMEN, a.g.e., s. 46.

208

Rehman SOBHAN, “A Macro Policy for Poverty Eradication through Structual Change”, UNU/WĐDER Discussion Paper, No: 2005/03, 2005, s. 3.

aldıkları gözlemlenmiştir209. Ayrıca, eğitim hizmetlerinden yüksek gelirli gruplar daha fazla yararlanma imkanına sahiptir. Örneğin, özel eğitim kurumlarından zengin aile çocukları daha fazla yararlanma imkanına sahipken alt gelir grubuna mensup başarılı ve yetenekli kişilerin özel eğitim imkanını kullanamaması gelir dağılımında bozulmaya neden olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda fakirlerin karşılaştığı en önemli sorunlardan birisi yerel ve kentsel bölgelerdeki eğitim kalitesinin ayrılması ve bunun artan eşitsizliğe neden olmasıdır. Ayrıca, bu tip toplumlarda özel eğitim imkanı ve yurtdışı eğitim alan elit kesim yanında yeterince desteklenmeyen kamusal eğitim alan kesimler arasında eşitsizlik artmaktadır210. Buna karşılık, gelişmiş ülkelerde eğitim kalitesi aynı düzeyde tutularak ve düşük gelir gruplarında yer alsalar bile yetenekli kişilere gerekli eğitim imkanı tanınarak, bu kişilerin hem yüksek gelir elde etmeleri hem de üst sosyal sınıflara geçmeleri sağlanarak, gelir dağılımı açısından eğitimin olumlu rolü korunmuş olmaktadır211.

Eğitim, kişinin gelecekte elde edeceği ücretin tek belirleyicisi olmamakla beraber eğitim düzeyi ile gelir arasında paralel bir ilişki vardır. Bu nedenle, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler öncelikli olmak üzere tüm ülkelerin kalkınmalarının gerçekleştirilmesinde ve milli gelirin adil paylaşımında eğitim önemli rol oynamaktadır212. Eğitim yatırımları ve eşitsizlik arasındaki ilişki iyi bir şekilde kurulmalıdır. Mesela, okula kaydolma oranlarındaki bir artış orta sınıf gelir durumunu arttırırken, okuryazarlık üzerindeki bir artış nüfusun %40 ‘lık alt grubunun gelirlerinde pozitif etki meydana getirmektedir213.

Eğitim, toplum hayatında birçok yönden önemli faydalar ortaya çıkarmaktadır. Bu faydaları kısaca şu şekilde özetleyebiliriz214:

- Eğitim, verimlilik ve etkinliği arttırır. Özellikle kırsal kesimlerde düşük verimlilik, düşük gelir ve yoksulluk riski aile reisinin eğitim seviyesi ile yakından ilgilidir. Örneğin 1970 yılında Latin Amerika ülkelerinde yapılan bir araştırmada eğitimdeki farklılıkların gelir eşitsizliği ve yoksulluk riski üzerinde istihdam kategorileri, sektör, yaş ve cinsiyetten daha fazla rol oynadığı ortaya konulmuştur. 209 ŞENER, a.g.e., 17. 210 SOBHAN, a.g.m., s.3. 211 ŞENER, a.g.e., s. 17. 212 TÜRKMEN, a.g.e., s. 50-51. 213 CORNIA, a.g.m., s. 9. 214 y.a.g.m., s. 9.

- Eğitim yoksulluğu, nüfus artışını ve emek arzını orta dönemde azaltır. Bununla birlikte orta dönemde ücretlerdeki düşme oranı önlenir.

- Teknolojinin yayılması ve endüstriyel çeşitlilik eğitim sayesinde arttırılır. - Ebeveyn eğitimi ile çocuk ve diğer aile fertlerinin ölüm oranları arasında ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır.