D- Çok Partili Hayat ve 1980 Öncesi Dönem
II- TÜRKĐYE’DE YAPILMIŞ BAŞLICA GELĐR DAĞILIM
Türkiye’de geçmişten günümüze bir takım gelir dağılımı araştırmaları yapılmış
olup, söz konusu bu araştırmaların bir çoğu hane halkı gelir anketlerine dayanmaktadır. Bunun yanında gelir dağılımı konusunda yapılan daha dar kapsamlı ve sınırlı veriler
içeren bir takım araştırmalar da mevcuttur619. Aşağıdaki tablo 20’de verilen gelir
dağılımı araştırmalarından 1963 yılına ait olanı hariç620, diğerleri kapsam ve yöntem
bakımından birbirinden farklı olsalar da hane halkı gelir anketlerine dayanmaktadırlar621.
Tablo 20’de tercih edilen gelir dağılımı araştırmalarından 1963, 1968, 1973 ve 1986 yılına ait olanlar farklı kişi ve kurum tarafından yapılmış olmalarına rağmen 1987 ve sonrası araştırmalar ise DĐE (şimdiki adı TÜĐK) tarafından yapılmıştır. Đlki yaklaşık 45 yıl önce yapılmış gelir dağılımı araştırmaları ancak 2002 yılından itibaren düzenli olarak yapılmaya başlanmıştır. Her ne kadar gelir dağılımı konusunda 2002 yılına kadar yapılan araştırmalar düzensiz ve sayıca az olsa da, geçmişten günümüze gelir dağılımının sayısal olarak analiz edilebilmesi amacıyla kullanabileceğimiz temel göstergelerdir.
Tablo: 20 Türkiye’de Yapılmış Temel Gelir Dağılımı Araştırmaları Hane Halkı Yüzdeleri 1963 (1) 1968 (2) 1973 (3) 1986 (4) 1987 (5) 1994 2002 2003 2004 2005 Birinci % 20 4,50 3,00 3,50 3,90 5,24 4,86 5,3 6,0 6,0 6,1 Đkinci % 20 8,50 7,00 8,00 8,40 9,61 8,63 9,8 10,3 10,7 11,1 Üçüncü % 20 11,50 10,00 12,50 12,60 14,06 12,61 14,0 14,5 15,2 15,8 Dördüncü % 20 18,50 20,00 19,50 19,20 21,15 19,03 20,8 20,9 21,9 22,6 Beşinci % 20 57,00 60,00 56,50 55,90 49,94 54,88 50,0 48,3 46,2 44,4 Gini Katsayısı 0,55 0,56 0,51 0,46 0,43 0,49 0,44 0,42 0,40 0,38 Kaynak: DĐE (TÜĐK) www. tuik.gov.tr; SÖNMEZ, 1990, a.g.e.; 1990, s. 89.; DPT, 2001, a.g.e., s. 16.; Süleyman ÖZMUCUR,
“Türkiye’de Gelir Dağılımı”, Yeni Türkiye Dergisi, Eylül-Ekim 1995, Sayı: 6, s. 145.
1) Tolgay ÇAVUŞOĞLU-Yusuf HAMURDAN, Gelir Dağılımı Araştırması, 1963, DPT Yayını, Ankara 1966.
2) Tuncer BULUTAY- Serim TĐMUR-Hasan ERSEL, Türkiye’de Gelir Dağılımı 1968, A.Ü. SBF, No: 325, Ankara 1971. 3) DPT, Gelir Dağılımı 1973, Ankara 1976.
4)Yılmaz ESMER-Hamit FĐŞEK-Ersin KALAYCIOĞLU, Türkiye’de Sosyo-Ekonomik Öncelikler, Hane Gelirleri, Harcamaları ve Sosyo-Ekonomik Đhtiyaçlar Üzerine Araştırma Dizisi¸ Cilt II. TÜSĐAD, Đstanbul 1986.
5) Tabloda gösterilen 1987 ve sonrası gelir dağılımı araştırmaları DĐE (şimdiki adı TÜĐK) tarafından yapılmıştır.
619
MĐYNAT, a.g.e., s. 311.
620
DPT tarafından yürütülen 1963 yılına ait gelir dağılımı araştırması gelir vergisi beyannameleri esas alınarak 327.000 mükellefin gelir vergisi beyannamesi incelenerek yapılmıştır. Fakat, gelir vergisinin kapsamının dar olması nedeniyle ülke geneli açısından doğru sonuç vermeyeceği için eleştirilmiştir.
621
Geçmişten günümüze Türkiye’de yapılmış olan temel gelir dağılımı araştırmalarının sonuçlarını gösteren yukarıdaki tablo 20’ye baktığımızda toplam nüfus
beş eşit kısma bölünmüş ve % 20’lik dilimler622 halinde gösterilerek her bir kısmın
toplam gelirden aldıkları pay belirlenmiştir. Aynı zamanda her bir araştırma için, gelir dağılımı düzeyini gösteren Gini Katsayıları da hesaplanmıştır. Söz konusu araştırmalar kapsam farklılıkları ve kullanılan yöntemlerin sınırlı olması nedeniyle her hangi bir
değerlendirme esnasında ihtiyatlı olmayı gerektirmesine rağmen623 Türkiye’de gelir
dağılımı konusunda özellikle sayısal bir değerlendirme yapabilmek için en temel verileri oluşturmaktadırlar.
Tablo 20’ye baktığımızda Türkiye’de gelir dağılımının öteden beri oldukça bozuk olduğunu söyleyebiliriz. Gerek %20’lik paylar gerekse Gini Katsayıları bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Fakat, zaman içinde gelir dağılımında bir düzelmenin olduğu görülmektedir.
1963 ve 1968 araştırmaları gelir dağılımındaki en adaletsiz yapının olduğu dönemleri göstermektedir. Örneğin, 1963 yılı araştırmasına göre toplumun en düşük %20’lik kesimi toplam gelirin sadece %4,5’ine sahipken en üst gelire sahip %20’lik kesim ise toplam gelirin %57’lik gibi çok büyük bir bölümüne sahiptir. Bu iki kesim arasındaki gelir farkı yaklaşık 12,5 kat civarındadır. 1968 yılı araştırmasının sonuçları da gelir dağılımındaki adaletsizliğin artarak devam ettiğini göstermektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre ise toplumun en düşük gelirli %20’lik kesimi ile en üst gelirli %20’lik kesimi arasındaki gelir farkı 20 kat olup, 1963 yılına göre yaklaşık %7,5 civarında artış göstermiştir.
1973, 1986 ve 1987 yılı araştırmaları dönem içerisinde gelir dağılımında önceki yıllara oranla kısmen bir iyileşmenin olduğunu göstermektedir. Nitekim, bu yıllar
622
Gelir dağılımının düzeyini tespit etmek için genellikle nüfus %20’lik dilimler halinde beş eşit parçaya bölünerek her %20’lik kesimin toplam gelirden aldıkları pay belirlenerek bir değerlendirme yapılır. Fakat, toplam nüfus %10’luk 10 eşit, %5’lik 20 eşit veya %1’lik 100 eşit parçaya bölünerek gelir dağılımı konusunda daha ayrıntılı analizler yapılabilmektedir.
623
dikkate alındığında en düşük gelirli %20’lik grup ile en yüksek gelirli %20’lik grup arasındaki fark sırasıyla 16,1, 14,3 ve 9,5 kat olarak gerçekleşmiştir. Fakat, 1994 yılı araştırması gelir dağılımının 1986 ve 1987 dönemine göre bozulduğunu ve en düşük ve en yüksek gruplar arasındaki gelir farkının 1987’de 9,5 iken 1994’te 11,2’ye yükseldiğini görmekteyiz.
2002 yılı araştırması ise gelir dağılımının 1994 dönemine göre düzeldiğini fakat 1987 döneminin çok ötesine geçemediğini göstermektedir. 1994’ün kriz yılı olması nedeniyle gelir dağılımındaki bozulmanın kısa süreli mi yoksa daha uzun süreli bir bozulmaya yol açıp açmadığı tartışma konusu olup, ayrıca araştırılması gereken bir konudur624.
Tablo 20’de gelir dağılımının 2002 sonrasında istenen seviyede olmasa bile istikrarlı bir düzelme trendine girdiğini görmekteyiz. 2002 yılında 0,44 olan Gini Katsayısı 0,38’ e gerilemiştir. En düşük ve en yüksek gelirli % 20’lik gruplar arasındaki gelir farkı 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında sırasıyla 9,4, 8,05, 7,7 ve 7,2 kat olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlar da 2002 yılı sonrası gelir dağılımında bir düzelme trendinin içine girildiğini ve alt gelir gruplarının gelirden daha çok pay almaya başladığını göstermektedir.
TÜĐK’in 2005 yılında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre toplam gelirin % 39,2’sini maaş ve ücret geliri, %28,8’ini müteşebbis geliri, % 23’ünü transfer geliri, %
5,6’sını mülk geliri, % 3,3’ünü de yevmiye geliri625 oluşturmaktadır. 2004 yılı araştırma
sonuçlarına göre ise aynı oranlar sırasıyla, % 38,7, % 31,8, % 21,2, % 4,9 ve % 3,5
olarak gerçekleşmiştir626. Bu oranlara baktığımızda maaş ve ücret gelirleri, gayrimenkul,
menkul kıymet ve transfer gelirlerinde 2004 yılına göre bir artış meydana gelirken, yevmiye ve müteşebbis gelirlerinde ise bir azalma olduğu görülmektedir.
624
Ayla OĞUŞ, “Türkiye’de Ekonomik Büyüme ve Gelir Dağılımı”, 2004 Türkiye Đktisat Kongresi, DPT, 5-9 Mayıs Đzmir 2004, s. 50.
625
Yevmiye geliri: Düzenli gelir olmayıp, iş olduğunda çalışarak elde edilen gelir.
626
Türkiye’de gelir dağılımını sayısal olarak değerlendirmemize yardımcı olan ve yukarıda ana hatlarıyla analiz edilen araştırma sonuçlarının bir takım etkenlerden dolayı yetersiz olduğu kabul edilmektedir. Araştırmalar arasında yöntem, kapsam, tanımlama ve yaklaşım farklılıklarının bulunması gelir dağılımı sonuçlarının kesin olarak karşılaştırılmasını engellemektedir. Bunun yanında kişilerin gelirleri konusunda gerçeğe uygun yanıt vermemeleri, rant ekonomisi, kayıtdışı ekonomi ve vergi bilincinin tam
olarak yerleşmemesinin de araştırma sonuçlarını zedelediği ileri sürülmektedir627.
2002 yılına kadar gelir dağılımı konusunda herhangi bir değerlendirme yapabilmek için eldeki mevcut araştırmaların sayıca az olmaları ve araştırmalar arasında uzun yıl farkları olması, bu konuda yapılacak değerlendirilmelere kuşkuyla bakılmasına neden olmaktaydı. Çünkü, 2002 yılına gelindiğinde gelir dağılımı konusundaki araştırmalarda en son yapılan 1987 ve 1994 yılı araştırmaları kullanılmaktaydı. Fakat, 2002 yılından itibaren TÜĐK (DĐE) düzenli bir şekilde her yıl gelir dağılımı araştırması yapmaktadır. Söz konusu bu araştırmalar bu konuda daha sağlıklı değerlendirme yapılmasına imkan tanımaktadır.
III- TÜRK GELĐR VERGĐSĐ VE GELĐR DAĞILIMININ