• Sonuç bulunamadı

Faydacı yaklaşım, toplum refahının farklı bireylerin faydalarının toplamı olarak ifade edilmesi olup, 19. yy’ın ilk yarısında Jeremy Bentham tarafından ortaya atılmıştır111. Uzunca bir süre refah ekonomisi faydacı yaklaşımın tesiri altında kalmıştır. Faydacı yaklaşım Jeremy Bentham tarafından başlatılmış olmakla birlikte, Mill (1861), Sıdgwıck (1874), Edgeworth (1881), Marshall (1890), Pigou (1920) tarafından da savunulmuştur112.

Modern ekonomik anlamda faydacı yaklaşım soysal refahın toplumdaki tüm

108 PETERSON, a.g.e., s. 466. 109 y.a.g.e., s. 467. 110 y.a.g.e., s. 467-468. 111

Nripesh PODDER, “The Implications of Economic Inequality for Social Welfare and Social Conflict”, International Journal of Social Economics, Vol: 25, No: 6/7/8, 1998, s. 1245.

112

Amartya SEN, “Social Justice and the Distribution of Income”, Handbook of Income Distribution, Vol:1, Ed: A. B. Atkinson and E. Bourguignon, 2000, s. 63.

bireylerin faydalarının toplamından oluştuğunu ifade etmektedir113. Geometriksel olarak ifade etmek gerekirse, eğer bir toplumda “n” kadar kişi varsa “i”ninci kişinin faydası Ui’dir ve sosyal refah fonksiyonu olan W kişilerin faydalarının bir

fonksiyonu olarak belirtilir. Matematiksel olarak ifadesi ise, W= F(U1+U2,……..Un)

olarak gösterilir. Bu şekilde formüle edilen eşitlik bazen faydacı sosyal refah fonksiyonu olarak da adlandırılmaktadır. Burada anlatılmak istenen asıl şey Ui’nin

faydası arttığı takdirde diğer şartlar sabit kalmak kaydı ile W’nin de değerinin artacağıdır. Yani toplumda bir bireyin faydası artınca başka birisinin durumunu kötüleştirmeden sosyal refahın da artacağı anlamındadır114.

Faydacı okulun gelir dağılımının düzenlenmesine yönelik devletin müdahalesi konusundaki görüşü, faydacı okulun iyi bir gelir dağılımı konusundaki ahlaki değer yargılarına bağlıdır. Bu nedenle, bir sosyal refah fonksiyonu toplumun eşitlik konusundaki değer yargılarının, yani ahlaki tercihlerinin ifadesidir. Faydacı okula göre sosyal refahı yükselten gelir dağılımının düzenlenmesine yönelik her politika iyi olarak kabul edilmektedir115.

Faydacı yaklaşıma göre sosyal refah basitçe toplumdaki kişilerin faydalarının toplamından oluşmakta olup, “toplamcı sosyal refah fonksiyonu” olarak adlandırılır. Bu durum, W= U1+U2+………….UN’ olarak adlandırılır. Burada verilen eşitlikte

devlet, amaçlarına ulaşmak için W’nin değerini yani sosyal refahı maksimize etmeye çalışır ve burada birkaç varsayımdan hareket edilir116.

1. Toplumdaki kişiler sadece onların gelirlerine bağlı olan aynı fayda fonksiyonlarına sahiptirler.

2. Bu fayda fonksiyonu gelir arttıkça gelirin marjinal faydasının azaldığını sergiler. Yani kişilerin geliri arttıkça daha az oranda artan bir refah oranı elde edilir.

3. Toplumda kullanılabilen gelirin toplam miktarı sabittir.

Faydacı yaklaşıma göre, yukarıda sayılan varsayımlar ve toplamcı sosyal refah altında devlet, tam eşitlik halini elde edinceye kadar geliri yeniden dağıtmaya devam etmelidir. Dolayısıyla, devletin bu yeniden dağıtım işlemi sonucunda gelirler

113

PODDER, a.g.m., s. 1245.

114

Harvey S. ROSEN, Public Finance, 7. International Etidion, 2005, s. 149.

115

Güneri AKALIN, Kamu Ekonomisi, Akçağ Yayınları No: 314, Ankara 2000, s. 158.

116

eşit hale gelir ve toplam refah da maksimum noktaya ulaşmış olur117. Burada devletin zenginden alıp fakire transfer ettiği her birim gelirin sonuçta toplam refahı arttırdığı yönündeki düşünce, zenginden alınıp fakire verilen her birim gelirin azalan marjinal fayda varsayımına dayanılarak, zenginin ödediği her birim gelirden sonra uğradığı fayda kaybı, fakirin elde ettiği her birim gelirden sonra faydasındaki artıştan daha düşük olması nedeniyle kabul görmektedir. Bir başka ifade ile fakirin aynı miktardaki artan geliri onun faydasında daha fazla bir artışa yol açmaktadır118.

Belirli varsayımlar altında toplum refahının azamileştirilmesini kabul eden ve toplumdaki gelirler eşit oluncaya kadar bir başka ifade ile optimal bir dağılım gerçekleştirilinceye kadar devletin yeniden dağılım politikalarını sürdürmesi gerektiğini ileri süren faydacı yaklaşım belli açılardan eleştirilmektedir119.

- Faydacı yaklaşıma getirilen en önemli eleştirilerden birisi kişiler arasındaki farklılıkları dikkate almadığı konusundadır. Bu yaklaşımda kişi tatmin azamileştirilmesi konusunda rasyonel birey olarak ele alınır ve kişilerin daha ilerdeki hayatı iyi olacaksa yaşamlarının belli dönemlerinde fedakarlık yapabilecekleri ileri sürülmektedir. Ayrıca, hayatlarının geriye kalan kısmını daha iyi geçirebilecekse belli bir süre kötü bir durumda yaşamaya razı olabilecekleri varsayılır. Bu durum yani, kişilerin hayatlarının belli bir döneminde, gün veya yıllar olabilir, geri kalan tüm hayatlarının daha iyi olması için kötü bir duruma razı olabileceklerinin kabul edilmesi ahlaki olmadığı yönünden eleştirilmiştir. Çünkü, burada diğer insanların kazançlarının arttırılması için belli bir süre fedakarlık yapılması sözkonusudur. Bu durumu gösteren yani, belli kişilerin kazançları için bir takım kişilerin kötü bir duruma razı olabileceği veya özveride bulunabileceğini gösteren tüm toplumu kapsayan deneysel bir varlık da bulunmamaktadır.

- Faydacı yaklaşıma yöneltilen diğer bir eleştiri ise kişisel tercih ve çıkarların aynı olduğunun kabul edilemez bir durum olduğudur. Mesela bazı kişilerin, bazı azınlık veya ırki grupların daha az maddi fayda elde etmesi gerektiği konusunda bir tercihe sahip olabileceği ileri sürülmektedir. Bu tür bir tercihde faydacı yaklaşımda diğer tercihler gibi en iyi dağılımın belirlenmesinde aynı şekilde hesaba katılır. 117 y.a.g.e., s. 149. 118 AKALIN, a.g.e., s. 161. 119

Julıan LAMONT, Stanford Encylopedia of Phiosophy, http://plato.stanford.edu/search/ searcher.py?query=Lamont%2C+Julian, 2003, s.1., Erişim: 04/01/2007

Dolayısıyla, eğer toplumda ırki tercihler yaygınsa ve azınlığın karşı tercihleri tarafından bastırılamıyorsa faydacı yaklaşım ırki temele dayanan eşitsiz bir dağılım önermiş olur.

- Faydacı yaklaşım aynı zamanda uygulama ve tanımlama bakımından da bir takım problemlerle karşı karşıya olduğu noktasında eleştirilmektedir. Faydacı yaklaşım kişiler arası fayda karşılaştırmasının yapılmasının mümkün olduğunu ileri sürmektedir. Aynı mal ve farklı mal kullanımlarından da elde edilen faydanın ölçülebileceğini kabul etmektedirler. Fakat bu yaklaşımı eleştirenler kişiler arası bu tür fayda karşılaştırmalarının mümkün olmadığını ileri sürmektedirler. Çünkü, farklı mal tüketiminden elde edilebilecek fayda için bir kişi açısından ölçülebilecek bir fayda indeksi oluşturmak mümkün değildir.

- Faydacı yaklaşım tarafından tavsiye edilen dağıtılacak olan malın ne olduğunun belirlenmesi konusunda da daha büyük bir problem vardır. Çünkü, benzer fayda yaklaşımını destekleyenler bu prensibin uygulanması için sıklıkla çok farklı mal dağılımı önermektedirler. Bu problem diğer teorilerde görülse de faydacı veya refah yönlü teorilerde daha kötü bir durumda ele alınmaktadır.