• Sonuç bulunamadı

Yapısal Değişiklikler, Öngören Amaçlar

Belgede Doç. Dr. ERDEN ÖNEY (sayfa 39-42)

İKTİSADİ PLANLAMANIN AMAÇLARI, ARAÇLARI VE PLAN ÇEŞİTLERİ

II. PLANLAMA AMAÇLARI

4. Yapısal Değişiklikler, Öngören Amaçlar

Bir ekonominin planlanması, aslında toplumun planlanması anlamını taşır. Bu nedenle, dördüncü grup planllama amaçları, planlama mekanizması ile toplumun yapısında değişiklik öngören ya da başka bir deyişle, toplumsal değişmelerin planlanmasma iliş-kin amaçlardır.

Bu amaçları da şu şekilde özetlemek mümkündür:

a) Plan yapmanın amaçlarından biri, toplumun kurumsal ya-pısını değiştirmek olabilir. Kurumsal yapı değişikliklerinin ekono-mik yapı üzerinde de etkisi olacağı açıktır. Örneğin toplumdaki feodal veya kabile yapısını değiştirmek üzere planlanan toprak re-formu tüm ekonomik yapıya yansıyacaktır. Özellikle son yıllarda ulusal özgürlüklerine kavuşan genç Afrika ülkelerinin planlarında koloniyel üretim biçimlerinin tamamen değiştirileceği, daha yüksek bir verimlilik ve yaşama düzeyinde herkese istihdam olanaklarının sağlanacağı şeklinde ifadelere rastlamak mümkündür.

b) İktisadi planlamanın bu grup altında verilebilecek bir di-ğer amacı, ekonomilerdeki tekellerin olumsuz etkilerini düzen al-tına almak veya kaldırmak olabilir. Örneğin Türkiye'de hazırlan-mış bulunan planlarda bu amaç, temel amaçlar arasında yer alma-makla beraber, İkinci ve Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planlarının uygulanmasında izlenecek politikalar kısmında, tekelci eğilimlerin kontrolünü sağlayacak bir dış ticaret politikasının izleneceği, yurt içinde uygulanacak teşvik politikasında rekabet edebilir olma kri-terinin gözönünde tutulmasına çalışılacağı ifade edilmiştir. Öte yan-dan 1966-1970 dönemini kapsayan İngiltere'nin Birinci Beş Yıllık Planında, bu amaç açısından çelişkili bir duruma rastlanmaktadır.

Bu planda, bir yandan teknik gelişme yolu ile ekonomiyi daha di-namik ve etkin bir hale getirecek bir rekabetin teşvik edileceği ve böylece tekel eğilimlerinin kontrolünün sağlanacağı belirtilirken, öte yandan da yapısal değişikliğin şirketlerin birleşmesi ile sağla-nacağı kabul edilmiştir. Bu, kuşkusuz, zımnî bir çelişkidir.

c) Bu gruba giren en önemli amaçlardan biri de, ekonomide yapısal değişiklik öngören, yani sanayileşmeyi ön plana alan

amaç-lardır. Bu amaç birçok ülkelerin kalkınma planlarında temel amaç olarak yer almaktadır. İtalya, İngiltere, Fransa, Yunanistan'ın beş yıllık planları örnek olarak verilebilir.

Sanayileşme tercihi konusunda Türkiye'de hazırlanan planlara kısaca değinmek istiyoruz.

Türkiye'de 1963-1977 dönemini kapsayan 15 yıllık perspektif planda, 15 yılda ulaşılacak hedefler arasında sanayileşme açık bir tercih ya da ulaşılması istenen bir amaç olarak görülmemekte, bu-na karşılık bu perspektif planın iktisadi hedefler bölümünde «Tür-kiyenin uzun süreli gelişmesinin daha çok sanayileşme yönünde olacağı, on beş yıllık hedeflerin tarım ve sanayi sektörü arasında dengeli bir gelişme esasma dayandırıldığı» şeklinde birbiri ile pek de tutarlı olmayan karmaşık ifadeler dikkati çekmektedir. Öte yan-dan Birinci Beş Yıllık Plan belgesinde sanayii geliştirmek için bir takım ilke ve politikaların benimsenmiş olmasına karşın, uygula-mada, bu dönemde sanayileşme ve ekonomide yapısal gelişme sağ-lama yönünde dikkate değer bir aşama kaydedildiğini söylemek güçtür.

15 yıllık perspektifin çerçevesinde hazırlanmış bulunan İkinci Beş Yıllık Plan Stratejisinin sanayileşme felsefesinde de bir çelişki göze çarpmaktadır. Stratejide, bir yanda, kaynakların dengeli ola-rak çeşitli alanlara dağıtılmasının gelişmeyi hızlandıracağı görüşü savunurlurken, öte yandan izlenecek politikalar bölümünde, sana-yiin ekonominin sürükleyici sektörü olmasının sağlanmasına çalışı-lacağı belirtilmektedir. Az gelişmiş ülkelerde, hem her alanda den-geli kaynak dağılımım sağlamak hem de sanayi sektörüne ağırlık vermek iktisat bilgilerimize aykırı düşmektedir. Stratejideki bu karmaşık ve bir ölçüde tutarsız görünen ifadelere karşılık İkinci Plan belgesinde sanayileşmeye özel bir yer verildiğini görmekteyiz.

Plan belgesinde hızlı bir kalkınma yanında ekonomide önemli bir sanayileşme gerçekleştirmek de öngörülmüş ve bu amaçla toplam yatırımların % 22.4 u imalat sanayiine yöneltilmiştir. Görülüyor ki, bu konuda İkinci Beş Yıllık «Plan Dokümanı» ile «Stratejisi» ara-sında tam bir paralellik ve tutarlılık yoktur.

Üçüncü Beş Yıllık Plan ve onun dayandığı 22 yıllık Perspektif Planda ise sanayileşme açık bir tercih olarak yer almakta ve temel amaçlar arasında sayılmaktadır. Gerçekten de Üçüncü Plan döne-minde kritik sektörler olarak Kimya Sanayii, Madeni Eşya Sanayii,

Petro-Kimya Sanayii ve Makine İmalat Sanayilerine öncelik tanın-mış ve tüm sanayi sektörünün katma değerinin yılda ortalama %

11.2 lik bir hızla artarak bu sektörün GSYIH içinde 1972'deki °/c 22.6'lık payının plan dönemi sonunda, yani 1977 de % 26.8 düzeyine yükseleceği öngörülmüştür. Türkiye'de hazırlanmış olan beş yıllık kalkınma planları incelendiğinde sanayileşme amacının açık ve seçik biçimde yer aldığı planın, 22 yıllık ikinci perspektif ve bu-na dayalı Üçüncü Beş Yıllık Plan olduğunu söylemek yanlış olma-yacaktır.

Dördüncü Beş Yıllık Plan belgesinde de, sanayileşmenin ekono-mik amaçlar arasında açık bir tercih olarak yer aldığı görülmekte-dir. Plan belgesinde, «ileri bir smaileşme düzeyine erişmek; smai-leşme hızını ulusal sanayiin ara malları ve yatırım malları üretme oranını ve dışsatıma yönelme gücünü artırmak; tarımsal gelişmey-le hızlı sanayigelişmey-leşmeyi ve sağlıklı bir kentgelişmey-leşmeyi tüm yurda yaygın olarak uyumlulaştırmak» şeklindeki ifadeler, bunun en belirgin ör-nekleridir.

d) Nihayet bazı planlarda, toplumun tüm yapısını değiştirme-yi hedef alan iddialı amaçlara da rastlanmaktadır. Farklı şekillerde ifade edilmekle beraber, birçok planlarda bu tür sosyal ve ekono-mik yapısal değişikliklerin sosyalist bir düzenin kurulması ile ger-çekleştirileceği açıkça belirtilmiştir. Bunun örneklerine sosyalist ülke planlarında raslamak mümkündür.

Örneğin Sovyet Rusya'nın 20 yıllık dönemi kapsayan kalkınma planında kabul edilen ve oldukça iddialı görülen amaçlar: (i) Dün-yada en yüksek işgücü verimliliğine ulaşmak, (ii) Sovyet halkının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak üretim artışını sağlamak, (iii) Sos-yalist üretim ilişkilerinden aşamalı olarak komünist üretim ilişki-lerine geçmek, (iv) Ekonomik gelişme yarışmasında kapitalizmi yenmek şeklinde özetlenebilir.

I

Yugoslav planında ise, ekonomik plan çerçevesinde sosyalist üreticilere ve tüketici sınıfına azami serbestinin sağlanacağı ifade edilerek, bu serbestinin sosyalist üreticiye, kapitalist bir üreticiye oranla daha büyük bir ekonomik güç ve girişim yeteneği vereceği ve dolayısı ile sosyalizmin, kapitalizm ile rekabetten galip çıkacağı belirtilmektedir.

Hindistan'ın Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında da, geniş halk kitlesinin katılması ile sosyalist çizgiler içinde demokratik

yol-dan gerçekleştirilecek kalkınmanın hızlı bir ekonomik büyüme ve istihdam artışını sağlıyacağı, gelir ve servet dağılımındaki farkları azaltacağı ifade edilmiştir.

Nihayet Gana'nın 1963-70 dönemini kapsayan Birinci Yedi Yıl-lık Kalkınma Planında da temel amacın sosyalist bir ekonomik dü-zenin kurulması olduğu, böyle bir düdü-zenin tam olarak gerçekleşti-rilebilmesi için yirmi yıllık bir süreye ihtiyaç bulunduğu, bu süre içinde karma ekonomi kurallarının korunacağı, ancak zamanla kamu sektörünün kendiliğinden ekonomide hakim duruma gelece-ği belirtilmiştir.

Belgede Doç. Dr. ERDEN ÖNEY (sayfa 39-42)