• Sonuç bulunamadı

Ekonomik Açıdan Önem Taşıyan Amaçlar

Belgede Doç. Dr. ERDEN ÖNEY (sayfa 34-38)

İKTİSADİ PLANLAMANIN AMAÇLARI, ARAÇLARI VE PLAN ÇEŞİTLERİ

II. PLANLAMA AMAÇLARI

2. Ekonomik Açıdan Önem Taşıyan Amaçlar

Bu gruba giren planlama amaçları daha çok ekonomik açıdan önemli, politik yönden nötr amaçlardır. Burada iktisadi kalkınma-ya ilişkin olarak saptanmış bulunan ekonomik hedefler, sınırlama-lar önde gelir. Bu gruba giren amaçsınırlama-lar arasında ideolojik eğilim-ler ya da politik terciheğilim-ler yansıtılmamaktadır. Kuşkusuz bu ifade, politik amaçların ya da ideolojik ön yargıların bir ölçüde

planlar-da yer almayacağı anlamına gelmektedir. Bu noktaplanlar-da önemli olan, bu tür amaçların açık bir şekilde planlarda belirtilmediğidir.

Bu grup amaçlar arasında şunlar sayılabilir : a) Kaynakların optimal kullanımı

b) İşgücünün tam kullanımı

c) Üretim kapasitesinin tam kullanımı

d) Yaşama standardının veya refahın en yüksek düzeye çıka-rılması

e) İktisadi büyümenin maksimum kılınması

f) Ekonominin dengeli kalkınması ya da dinamik bir genel dengeye ulaşılması

g) Ekonomide konjonktür hareketlerinin etkisini en alt dü-zeye indirmek veya yok etmek.

Bu amaçlar pek çok ülkenin planlarında yer almaktadır. Bu-nunla beraber yukarda sıralanan son amaç, az gelişmiş ülke plan-larının ilgi alanı dışındadır. Bu amaç, özellikle Japonya'nın kal-kınma planında açıkça yer almıştır. Japon planında, iş hayatında-ki dalgalanmaların ethayatında-kisini en alt düzeye indirmeye, ya da tama-men ortadan kaldırmaya çalışılacağı ve ekonomik kalkınmada is-tikrarın sağlanmasına büyük dikkat gösterileceği açık bir dille be-lirtilmiştir.

Türkiye'de uygulanmakta olan 5 yıllık planlarda da ekonomik ve sosyal amaçların büyük önem taşıdığı bir gerçektir. Birinci ve ikinci beş yıllık planlı dönemi kapsayan 15 yıllıik perspektif plan-da sıralanan amaçlar: (i) Yüzde 7'lik bir gelişme hızı sağlanması,

(ii) İstihdam sorununun çözümü, (iii) Dış ödemelerde dengeye ulaşılması, (iv) Gelıir grupları arasında sosyal adalet ilkesine ula-şılması ve (v) Türkiye'nin kalkınması için gerekli olan her alanda yeter sayıda ve üstün nitelikte ilim adamı ve teknik uzman yetişti-rilmesi şeklinde saptanmıştır. Bu temel amaçların ışığında hazır-lanmış bulunan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında, kalkınma-nın sektörler arasında dengeli bir biçimde gerçekleştirileceği, sek-törel gelişmenin dinamik bir karşılaştırmalı maliyet strüktürüne göre olacağı, mevcut kaynaklar etkin bir biçimde dağıtılarak fazla kapasite yaratmayan, yani iç ve dış talep strüktürüne uygun bir üretim yapısı meydana getirileceği belirtilmektedir.

1968 - 1972 dönemini kapsayan İkinci Beş Yıllık Planda da yi-ne 0/° 7 lik gelişme hızı temel amaçtır. Bunun yanında, ekonomide adil bir gelir dağılımı, dış kaynaklara bağımlılığın zamanla azaltı-larak dış ödemelerde dengenin sağlanması, ekonomideki tüm sek-törlerde dengeli bir gelişmenin gerçekleştirilmesi, bölgeler arası dengeli gelişmenin sağlanması, artan nüfusa istihdam olanakları-nın yaratılması ve bu dönem içinde fiyat istikrarını bozucu etken-lerin önlenmesi şeklinde özetleyebileceğimiz temel amaç veya il-keler yer almaktadır.

1973 - 1977 dönemini kapsayan Üçüncü Beş Yıllık Plan, 15 yıl-lık ilk perspektif plânın son dilimi olarak hazırlanmamıştır. Tür-kiye'nin 1963 - 72 dönemini kapsayan 10 yıllık plan uygulamasına bakıldığında planlarda öngörülen amaçların tam olarak gerçekleş-tirilemediği, sorunların çözümünde gecikmeler olduğu görülecek-tir. Bir yandan Türk toplumunun hızlı yüksek bir yaşama düzeyine ulaşaraik gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı kapatma amacı, öte yanda 22 yıl içinde Avrupa Ekonomik Topluluğuna aşamalı bir bi-çimde katılma zorunluluğu yeni bir perspektif plan hazırlanması-nı zorunlu kılmıştır. Bu nedenle, Üçüncü Beş Yıllık Plan, 22 yıllık dönemi kapsayan perspektif planın ilk dilimi olarak hazırlanmış-tır. Uzun dönemli perspektif planın temel amaçları (i) yaşama dü-zeyinin yükseltilmesi, (M) sanayileşme, (iii) dış kaynaklara

bağlı-> lığın azaltılması, (iv) istihdam sorununun çözümlenmesi ve (v) gelir dağılımının iyileştirilmesi olarak saptanmıştır. Dikkat edile-cek olursa bu perspektif, Birinci ve İkinci Planların esas alındığı ilk perspektiften farklı olarak, 22 yıl sonunda ulaşılmak istenen gelir düzeyini ve üretim yapısını belirlemekte ve bunu esas almak-tadır. Oysa ilk perspektifte saptanan makro büyüklükler, uzun dö-nemde amaç edinilen hedefler olarak değil, dar boğazlar giderile-rek ve kaynaklar daha iyi kullanılarak ulaşılâbileeek büyüklükler olarak saptanmıştır. İkinci perspektifte saptanan amaçlara ulaş-mak için kabul edilen temel ekonomik hedefler, 22 yıllık dönem içinde GSMH'nm yılda ortalama % 7.9 oranında artması, GSYIH içinde tarımın payının % 10, sanayinin 0 / 0 40 ve hizmetlerin % 50 oranında yer tuttuğu bir ekonomik yapı olarak saptanmıştır. Te-mel sosyal hedef ise 22 yıl sonunda tam istihdama ulaşma şeklin-dedir.

Öte yandan 1979 - 1983 dönemini kapsayan Dördüncü Beş Yıl-lık Plan, 22 yılYıl-lık perspektif planın ikinci dilimi olarak

hazırlan-rnamış, 1977 ve 1978 yıllarında karşılaşılan ağır ekonomik sorun-ları ortadan kaldırmayı ve ekonomiye yeni atılımlar yapabilecek bir güç kazandırmayı amaçlayan ayrı bir stratejiye dayandırılmış-tır. Gerçekten dördüncü plan dönemine girilirken Türkiye ekono-misi hem iç hem de dış etkenlerle ağır bir bunalım içine girmiştir.

Dış etkenlerin başında, kuşkusuz, petrol fiyatlarının olağanüstü boyutlara varması gösterilebilir. Bu durum, Türkiye'nin doğrudan doğruya ödeyeceği petrol faturasını artırdığı gibi, petrol fiyatların-daki artış sonucu fiyatları artan ara ve yatırım malı ithalatım da olumsuz yönde etkilemiştir. Petrol fiyatlarındaki artış, Avrupa ül-kelerinin büyüme hızını düşürme ve enflasyonu kısma şeklinde po-litikalar izlemelerine yol açmış ve bunun sonucu olarak Türkiye' den yurt dışına giden işçi akımı durmuş ve işçi dövizlerinde azal-malar görülmüştür. Bu dış etkenler yanında, yurt içinde ara ve yatırım malı sanayilerinin yeterince gelişmemiş olması, enerji bu-nalımı, enflasyonun olağanüstü boyutlara varması, doğal kaynak-ların gereğince değerlendirilememesi, ihracatta istenen artışın sağ-lanamaması, döviz dar boğazı nedeni ile birçok malın üretiminde-ki düşmeler, vergi, kredi düzeninin yetersizliği vs. gibi iç etkenler nedeni ile ekonomi ciddi sorunlarla karşılaşmıştır. İşte Dördüncü Beş Yıllık Plan bu sorunların çözümünü sağlayacak ve ekonomiye güç kazandıracak bir stratejiye dayandırılmıştır. Buna göre Dör-düncü Beş Yıllık Planda, gelişmeyi dinamik istikrar içinde hızlan-dırmak, ileri bir smaileşme düzeyine erişmek, çağdaş teknolojileri oluşturmak ve aktarılan teknolojileri üllke koşullarına göre özüm-lemek, kaynak yaratmak ve bunları en verimli biçimde de-ğerlendirmek, gelir dağılımını iyileştirmek, işsizlik sorununu çö-zümlemek şeklinde özetleyebileceğimiz ekonomik ve toplumsal amaçlara yer verilmiştir. Bu amaçlara ulaşmak üzere planda sap-tanmış bulunan önemli sayısal hedefler de, GSMH'nm % 8 ora-nında artması, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin, sırasıyla, yıl-da ortalama, % 5.3, 0/° 9.9 ve % 8.5 artarak plan dönemi sonunda bu sektörlerin GSYÎH içindeki paylarının, sırasıyle, 0 / 0 19.4, % 31.8 ve % 48.8'e ulaşması şeklindedir.

Görülüyor ki, yukarda çeşitli ülkelerin planlarında bulunulan genel olarak ekonomik nitelikte grupladığımız amaçların çoğu, Türkiye'de hazırlanmış perspektif planlarda ya da 5 yıllık planla-rın hedef ve stratejilerinde yer almaktadır. Bununla beraber Türk planlarında «optimal kaynak dağılımı» amacına

rastlanmamakta-dır. Optimalite, kısaca, belli miktardaki kaynaklarla en yüksek ve-rimi sağlamak, ya da belli geliri en alt düzeyde maliyet veya kay-nak kullanımı ile gerçekleştirmek şeklinde tanımlanabilir. Optimal kaynak dağılımı sorununun çözümü, plan modellerinde «doğrusal programlama» yönteminin kullanılmasını gerektirir. Oysa Türki-ye'de hazırlanmış planlarda kaynakların en etkin biçimde kullanı-lacağı şeklinde ifadelere rastlandığı halde, buna olanak veren doğ-rusal programlama yöntemi kullanılmamış, bunun yerine planların tutarlılığını sağlıyan «input-output» analizi ile yetinilmiştir.

Öte yaddan Türk perspektif planlarında, Japon planında oldu-ğu gibi konjonktür hareketlerinin etkisini azaltmak veya yok et-mek şeklinde açıkça belirtilmiş bir amaç da yer almamaktadır.

Ancak plan belgelerinde, planlı dönem içinde fiyat istikrarını bo-zucu etkenleri önleyen, istikrarın devamını sağlayan bir politika izlenmesi gereğine değinilmiştir.

Belgede Doç. Dr. ERDEN ÖNEY (sayfa 34-38)