• Sonuç bulunamadı

Yaşar YAKIŞ T.C. Dışişleri Eski Bakanı

Abstract

This article is the text of presentation made by Yaşar Yakış, former Minister of Foreign Affairs of Turkey, during the conference entitled, “Transformation in the Arab World and Russia’s Interests” held by the Valdai International Discussion Club in Sochi on 17-18 February 2012. In his speech, Mr. Yakış stated his expecta-tions on the role of Islam and the future in revolutionary movements taking place in the Middle East.

Siyasal İslam’a dair geleceğe yönelik beklentiler, bunun İslam dünya-sının yeni ülkelerinde de artarak devam edeceği yönündedir. Bunun dünya politikasında bir üstünlüğe yol açıp açmayacağı ise, kendi fa-aliyetlerini ne ölçüde koordine edebilecekleri gibi diğer parametrelere dayanmaktadır.

Bu yazı, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri eski Baka-nı Yaşar Yakış’ın 17-18 Şubat 2012 tarihlerinde, Soçi’de Uluslararası Valdai Tartışma Kulübü’nün düzenlediği “Arap Dünyası’ndaki dönüşüm ve Rusya’nın Çıkarları” adlı konferansta gerçekleş-tirdiği sunumun metnidir. Sayın Yakış konuşma-sında, Ortadoğu’da yaşanan devrim hareketle-rinde İslam’ın rolünü ve geleceğe yönelik beklen-tilerini ortaya koymuştur.

Tanım

Siyasal İslam’ın birden fazla tanımı vardır. Bu çalışmanın amacı doğrultusunda şu tanımı kul-lanacağım: “Siyasal İslam, bir toplumun veya bir ülkenin siyasi, toplumsal ve ekonomik hayatını şekillendirmek için İslami referanslara başvur-masıdır.”

Kapsam

Söz konusu tanımın kapsamına ilişkin ilk husus, siyasal İslam’ın, bir hedefi gerçekleştirmek uğru-na şiddete başvurmayı içermiyor olmasıdır.

İkinci husus ise, siyasi bir parti gibi örgütlenme-miş toplumsal hareket veya birliklerin program-larını kapsayıp kapsamadığına ilişkindir. Bu nok-tada iki hareket türünü birbirinden ayırmamız gerekebilir:

a. Kendilerini bir siyasi parti olarak adlandırma-yan veya siyasi parti olarak kayda geçmelerine izin verilmeyen siyasi hareketler veya birlikler mevcuttur, ama yine de bu birlik veya

hareket-lerin bir siyasi gündemleri, programları, seçilmiş başkanları ve organları bulunmaktadır. Mısır’da-ki Müslüman Kardeşler ve Tunus’taMısır’da-ki El-Nahda, bu tür hareketler arasında gösterilebilir. Sunu-mun amacı doğrultusunda bunlar da yapmış ol-duğum tanım kapsamında yer almaktadır, zira kim olduklarını, programlarının ne olduğunu ve iktidara geldiklerinde kendilerinden ne yapmala-rı beklenebileceğini biliyoruz.

b. Mısır’daki Tahrir Meydanı Gençlik Hareketi gibi başka siyasi hareketler de bulunmaktadır.

Bir ülkenin siyasal evrimini şekillendirmede ol-dukça etkili olabilmelerine rağmen güç temelleri net olmamakla beraber ortak karara varılmış ve beyan edilmiş bir siyasi programları da yoktur.

Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, bu tür hare-ketler sunumumun kapsamında yer almamakta-dır.

Dolayısıyla siyasal İslam’dan söz ederken bah-settiğimiz şey, İslam’ın kurallarına ilişkin çeşitli derecelere dayanan ve usule uygun şekilde kurul-muş bir siyasi parti veya bir birlik yahut bir hare-ket tarafından tasarlanmş bir siyasi programdır.

İslami toplumlarda İslam’ın Rolü

Bir toplumda İslam’ın rolü çeşitli etkenlerle şe-killenecektir:

- O toplumdaki dindarlık derecesi: bir toplumun temeli dindar bireylerden oluşuyorsa, İslam’ın rolü o toplumda her yönden daha katı bir şekilde hissedilecektir.

- Bir toplumun gelenekleri: toplumların gelenek-leri dini uygulamalarla iç içe geçmiştir. İslamın birçok mezhebi, farklı toplumlarda farklı şekil-lerde icra edilmektedir. Bunun sebebi o toplu-mun İslam öncesi gelenekleri veya söz konusu toplumda hakim olan koşullara daha fazla uyar-lanmış geleneklerden kaynakuyar-lanmış olabilir.

- Toplumun sosyal, kültürel ve siyasi evrimi: Her ülkenin siyasi, kültürel ve toplumsal hayatı uzun bir tarihi evrimin sonucudur. Bu evrim her ül-kede büyük ölçüde birbirinden farklı şekillerde gerçekleşir. Onca yıldır laik uygulamaların ge-çerli olduğu bir toplumda İslam’ın rolü, benzer bir uygulamanın söz konusu olmadığı başka bir toplumdaki ile aynı olmayacaktır.

- Toplumdaki Gayrimüslimlerin oranı: Bir top-lumdaki gayrimüslimlerin oranı, o toptop-lumdaki İslam’ın rolünü belirleyen önemli bir etkendir.

Oranları ne kadar fazlaysa, o derece büyük oran-da bir karşı dengeleme rolü oynayacaklardır.

Bir toplumdan ötekine değişen böylesine bir uy-gulamanın yanısıra, ister Hıristiyan ister Müslü-man olsun, tüm uluslararası toplumu etkileyen genel bir eğilim de söz konusudur. Belirli dö-nemlerde dinin etkisi artış veya düşüş göstere-bilir. Onlarca yıldır hem Müslüman hem de Hı-ristiyan dünyada dinin artan rolü söz konusudur.

Bazı gözlemciler Batı’daki İslamofobinin, Müs-lümanların dinlerini daha çok sahiplenmelerinin nedenlerinden biri olarak görmektedirler.

Sonuç olarak da, daha uzunca bir süre Müslü-man çoğunluklu toplumlarda İslam muhtemelen daha belirgin bir rol oynayacaktır.

Siyasal İslam’a Dair Geleceğe Yönelik Beklentiler

Tüm ayrıntılarıyla dünyadaki siyasal İslam’a dair geleceğe yönelik beklentileri önceden kestirmek zor. Muhtemelen konferansımızın konusu da bu değil. Ne var ki, ülkeden ülkeye temelinde daha doğru öngörülerde bulunulabilinir. Sözde Arap Baharı ülkeleri bu bağlamda daha mühim bir konuma sahip, zira Arap Baharı ülkelerinde bu

kavram hâlâ evrim sürecinde iken, diğer ülkeler-de siyasal İslam’ın aşağı yukarı nasıl bir rol oyna-dığını biliyoruz.

Siyasal İslam’ın geleceğe yönelik beklentisi de elbette her bir Arap Baharı ülkesinde farklı ola-caktır. Tunus’ta Bin Ali rejimi tarafından yasak-lanmış olan El-Nahda siyasi partisi, serbest ve nispeten adîl seçimlerin ardından en güçlü parti olarak ortaya çıkmıştır. Seçimlerden sonra parti lideri Rashid Ghannoushi mühim bir açıklamada bulunmuştur. Ghannoushi, partisinin Tunus’ta şeriat uygulama niyetinde olmadığını, bayanları örtünmeleri için zorlamayacağını ve lokantalar-da alkol servisini yasaklamayacağını belirtmişti.

Peki, vermiş olduğu bu sözleri yerine getirecek mi? Bilmiyoruz. Bu daha ziyade, Tunus halkının kendisinden beklentisinin ne olduğuna bağlıdır.

Mısır’da da benzer bir yaklaşım göze çarpmak-ta. Müslüman Kardeşler’in seçmen kitlesine

da-Tunus’ta Gannuşi liderliğindeki Nahda partisinin bundan sonraki adımları merakla bekleniyor.

yanarak, Özgürlük ve Kalkınma Partisi en güç-lü parti olarak ortaya çıkmıştır. Seçim zaferinin ardından, parti, Selefi olarak adlandırılan daha muhafazakâr Müslümanlardan oluşan Nur Par-tisi ile koalisyon oluşturmayacaklarını resmi bir şekilde açıklamıştır. Diğer tüm olası koalisyon ortakları daha liberal partilerdir. Bu sebepten, Mısır’daki Müslüman Kardeşler, katı bir İslami parti imajını yumuşatma konusunda kararlı gibi gözüküyorlar.

Bu kararlılığı sürdürüp sürdürmeyeceklerini ise zaman gösterecek. Ne var ki Tunus ve Mısır ör-nekleri, siyasi partiler seçimlerden zaferle çıktık-larında, konumlarını daha da güçlendirmek için gelecekte karşılaşabilecekleri zorlukların daha çok farkına varacaklarını göstermektedir.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Türkiye’de edindiği deneyim, onlar için bir ilham kaynağı olabilir. Türkiye’de iktidar partisi olan AK Parti, çoğunlukla, laiklik karşıtı faaliyetle-rinden dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış olan bir İslami partinin üyelerinden oluşmuştur. Söz konusu siyasi geçmişe rağmen bu yeni parti, yani AKP, programında dini ku-rallara herhangi bir göndermede bulunmaktan kaçınmıştır. Ve parti, Hıristiyanlık, Musevilik, İslam ve ateizme eşit mesafede olduklarını açık-lamıştır. Bu programıyla, henüz 15 aylık yeni bir parti olan AKP, 2002 yılında katıldığı ilk se-çimlerde oyların %36’sını almıştı. AK Parti, katı İslam kuralları getirebileceklerine yönelik kay-gıları ortadan kaldırabilmişti. Bu liberal progra-mın bir kamuflaj mı yoksa samimi bir açıklama mı olduğunu görmek için seçmen AK Parti’yi test etti. İki yıl aradan sonra, 2004 yılında dü-zenlenmiş olan belediye seçimlerinde aldığı oy oranını %36’dan %42’ye yükselttiğine göre, seç-men, partinin performansından memnun olma-lı. Bunu takiben 2007 yılında düzenlenmiş olan genel seçimlerde ise, AK Parti’nin aldığı oylar daha da artarak %42’den %46’ya yükselmiştir. Ve geçen sene gerçekleştirilen üçüncü genel seçim-lerde aldığı oyları üçüncü kez arttırarak %50’ye çıkarmıştır. AK Parti’nin, dindar Müslümanların

ötesinde seçmenleri kazanmak için edindikleri bu deneyimin Tunus’taki El-Nahda ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler’in gözlerinden kaçmayaca-ğını sanıyorum.

Libya’da işleyen bir demokrasiye geçişten bah-setmek için henüz çok erken, zira söz konusu ülke daha uzunca bir süre çalkantıda kalacakmış gibi görünüyor.

Suriye’de ise, hem baba Esad hem de Beşar Esad dönemlerindeki Esad hanedanlığında laik uygu-lamalar yaygındı. Beşar Esad muhalif güçlerle bir uzlaşmaya vardığı takdirde, iktidarda kalabi-lir; ancak Müslüman Kardeşler’in Suriye koluna veya Sunni çoğunluğa bazı ayrıcalıklar vermek durumunda kalabilir. Beşar Esad rejimi çöktüğü takdirde ise, büyük ihtimalle ülke bir kaosun içi-ne sürükleiçi-necektir, ve sonrasında da içi-ne tür bir rejimin ortaya çıkabileceğini tahmin etmek ol-dukça zordur. Söz konusu durum o kadar değiş-ken ki; İran ve El Kaide birbirlerine zıt taraflarda yer alırlarken, hem El Kaide hem de ABD, Suriye çatışmasında aynı safta yer almaktadır. Ne var ki uzun vadede, Sunni çoğunluğun ülke yönetimin-de daha önemli bir rol oynayacağı beklentisi ola-bilir. Bu durumun Suriye’deki siyasal İslam’ın ro-lünü ne ölçüde arttırabileceği olayların gelişimi-ne bağlıdır. Her gelişimi-ne olursa olsun, siyasal İslam’ın gelecekte Suriye’deki önemini daha da arttırması muhtemel gözükmektedir.

Sonuç

Siyasal İslam’a dair geleceğe yönelik beklentiler, bunun İslam dünyasının yeni ülkelerinde de ar-tarak devam edeceği yönündedir. Bunun dünya politikasında bir üstünlüğe yol açıp açmayacağı ise, kendi faaliyetlerini ne ölçüde koordine ede-bilecekleri gibi diğer parametrelere dayanmak-tadır. İslami gündemli siyasi partilerin iktidara gelmesi başka bir önemli sonuç da doğurabilir:

İslami siyasi partiler, toplumun dindar olmayan kesimlerinin desteğini kazanmak için dini konu-lardaki tutumlarını yumuşatmak zorunda hisse-debilirler.

O

Suriye ve Bahreyn’deki muhalif grupların muhtemel zaferi, İran’ın bölgesel konumu üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracaktır.

Outline

Benzer Belgeler