• Sonuç bulunamadı

§ 9 TELEVİZYON YOLUYLA KİŞİLİK DEĞERLERİNİN İHLÂLİ IV TELEVİZYON YOLUYLA KİŞİLİK DEĞERLERİNİN İHLÂLİ

C. DU YGUSAL KİŞİLİK DEĞERLERİNİN İHLȂLİ 1 Ortak Yaşam Alanının İhlâl

2. Özel Yaşam Alanının İhlâl

Özel yaşam alanının ihlâli, bir kimsenin iş, aile, meslek çevresi gibi kendisine yakın olan kişilerle birlikte geçirdiği ve yalnız bunlarla paylaşmak istediği yaşam faaliyetlerini kapsayan alanına yönelik hukuka aykırı saldırıdır. Bu anlamda, özel yaşam alanını ve bu alana dahil kişileri, kişi kendi iradesi ile belirlemekte ve bu alandaki olaylar ve bilgiler yalnız bu kişilerce bilinmektedir. Özel yaşama dahil kişilerin öğrendikleri bilgileri başkalarına anlatmaları, konuşmaları hukuka uygundur. Ancak bu kişilerin özel yaşama alanına ilişkin olayların ya da bilgilerin bir TV kanalı aracılığıyla kamuya açıklanması hukuka aykırıdır486

. Örneğin, bir kimsenin, genç kız ve kadınlarla ilişkisini, karısıyla tartışmasını ve geçimsiz bir yaşam sürdüğünü, çocuklarını ihmal ettiğini, başkalarına olan borç miktarını televizyon yoluyla açıklamak, kişinin özel yaşam alanına yönelik hukuka aykırı saldırıdır ve kişilik hakkı ihlâl edilmiştir487. Özel yaşama, televizyon yoluyla saldırı, görüntü, ses veya her ikisinin

birlikte kullanımıyla olabilir. Görüntü kullanılması halinde, saldırı daha ağır niteliktedir ve kişi daha fazla korunmaya ihtiyaç duymaktadır.

Özel yaşam alanı, bu alana giren haberlerin verilmesinde üstün bir kamu ya da özel bir yararın bulunması ve özel yaşam alanın sahibinin rızası gibi hukuka uygunluk nedenleri dışında, kişilik hakkına ilişkin korumadan yararlanır488. Özel yaşam alanı oluşturan olaylar,

kişinin rızasıyla veya rızası dışında bilgi edinilebilir489. Rıza dışı bilgi edinme, örneğin,

uzaktan ses ve görüntü olan araçlar, fotoğraf makinesi (teknik araçlar) kullanılmak suretiyle

484

Tüfek, s.100.

485

Tüfek, s.100.

486 Kılıçoğlu (Hukuksal Sorumluluk), s.132; Yüzer, s.144; Serdar, s.85. 487 Kılıçoğlu (Hukuksal Sorumluluk), s.133; Serdar, s.86; Tüfek, s.101-102. 488 Kılıçoğlu (Hukuksal Sorumluluk), s.132; Serdar, s.85; Yüzer, s.144. 489 Kılıçoğlu (Hukuksal Sorumluluk), s.133; Serdar, s.86; Tüfek, s.102.

veya başka yollarla (örneğin, gizlice bir konuşmaya kulak misafiri olmak, kapıları dinleme) veyahut olayları bilen ilgilinin yakınları tarafından yapılan açıklamalardır490. Yargıtay bir kararında491

; “davacının suç unsuru içermeyen dava dışı kişi ile yaptığı özel telefon

konuşmaları kimliği de açıklanarak yayınlanmıştır. Konuşmaların iddianame ekinde yer almaları yayınlanmalarını gerektirmez. Kişinin rızası olmadan özel yaşam alanına ilişkin özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasında kamu yararı bulunmadığı, böyle bir yayının davacının özel yaşam alanına ve haberleşme özgürlüğüne saldırı niteliği taşımakta ve bu nedenle kişilik hakkı ihlal edilmektedir”. Bundan başka, rıza ile bilgi edinme, örneğin, bir TV

kanalı muhabirinin kimliğini gizleyerek veya arkadaş sıfatıyla özel yaşam alanına giren olayları öğrenmesi durumunda, rızayla bilgi edinilmiş olmakla birlikte yayını konusunda rıza alınmadığı için hukuka aykırı sayılmaktadır492. Kamuya mal olmuş kişiler örneğin,

politikacılar, tanınmış sporcular, sanatçılar özel veya giz yaşam alanlarına giren olaylarda rızaları olmaksızın açıklanması ya da bu alanlara ilişkin resimlerin yayınlanması hukuka uygunluk sebeplerinin bulunması halinde hukuka uygundur. Burada, üstün nitelikte kamu yararının bulunması, hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaktadır. Üstün nitelikte kamu yararı, kamunun bilgi edinmeye ilişkin menfaatidir. Hâkim, topluma mâl olmuş kişilerin rızaları dışında çekilen ve yayınlanan fotoğraflarının, fotoğraf sahibinin kişilik hakkını ihlâl edip etmediğini, somut olayın koşullarına göre haber verme özgürlüğü ile kişilik hakkının korunmasına ilişkin menfaati tartarak tespit etmelidir493. Bunun dışında, söz konusu kişilerin

rızaları olmaksızın kamu alanına ait resimlerinin yayımlanması da hukuka aykırı değildir. Bazen kişiler, özel yaşam olaylarının açığa çıkarılmasını isteyebilirler. Bu durumda, özel yaşam alanına ait olayların kamuya açıklanması, yaşam alanının ihlâli sonucunu doğurmaz. Burada ölçü, açıklamayı yapanın, açıklamaya kendisinden bir şeyler katmadan objektif bir şekilde yapmış olmasıdır. Açıklamanın ihlâl niteliğinde sayılmaması için, gerçek olması, özel

490 Kılıçoğlu (Hukuksal Sorumluluk), s.133; Serdar, s.86; Tüfek, s.102.

491 4. HD. 21.10.2010, 13923-10697. “Anayasanın Özel hayatın gizliliği başlıklı 20.maddesi gereğince, herkes, özel hayatına

ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Yine Anayasa’nın haberleşme hürriyeti başlıklı 22.maddesi gereğince, herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Bundan başka, TMK m.24 ve m.25 ile koruma altına alınmış olan bu hakların saldırıya uğramasının yaptırımı da TBK m.49 da belirtilmiştir. Dava konusu olayda; davacının suç unsuru içermeyen dava dışı kişi yaptığı özel telefon konuşmaları kimliği de açıklanmak suretiyle yayınlanmıştır. Bu konuşmaların iddianame ekinde yer alması onların yayınlanmalarını gerektirmez. Kişinin gizli alanını oluşturan özel yaşamın gizliliğine dokunulamaz; sıfatı ve konumu ne olursa olsun, kişinin rızası olmadan, özel yaşam alanına ilişkin olan haberleşme bilgileri kamu oyuna açıklanamaz. Davacının özel yaşam alanına ilişkin olan özel telefon görüşmeleri özel yaşam alanına ve haberleşme özgürlüğüne saldırı niteliği taşımakta ve bu nedenle kişilik hakkı ihlal edilmektedir. Yerel mahkemece, açıklanan nedenler dikkate alınarak, davacının yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir”. Çetin, s.121-122.

492 Kılıçoğlu (Hukuksal Sorumluluk), s.133-134; Tüfek, s.102; Serdar, s.86; Belli, s.74. 493

Yüzer, s.146.

yaşam alanını açığa çıkarmak isteyen kişinin istediği sınır içinde kalması ve yalnız onun açıklamak istediği kimselere yapılması gerekmektedir494

.

Herhangi bir uyuşmazlık durumunda, televizyon kuruluşunun, rızanın varlığını kanıtlaması gerekir. Rızanın bir geçerlilik şartı yoktur. Fakat ispat açısından rızanın yazılı olarak verilmesi yararlı olacaktır. Rıza, yazılı olarak verilmemişse, tanıkla veya televizyon programının bant kayıtlarıyla ispatlanacaktır. İlgili televizyon programının bant kayıtları, hem programın yayınlandığı kurgu ve montajı yapılmış kayıtları hem de kurgu ve montaj sırasında kullanılmamış olan tüm kayıtları içerir. Bant kayıtlarında kişinin sözleri, ifadeleri, davranışları vs. rızasının bulunup bulunmadığının tespitinde önem taşır495

.