• Sonuç bulunamadı

§ 6 TELEVİZYON KAVRAMI, GENEL BİLGİ VE TELEVİZYON YAYINLARININ TOPLUMSAL YAŞAMDAKİ YERİ

I. TELEVİZYON KAVRAMI A GENEL BİLGİ

Günümüzde televizyon, yaygın olarak kullanılan kitle iletişim araçlarının başında gelmektedir. İletişim, insanlıkla birlikte ortaya çıkan bir olgu ve gereksinimdir. Gelişmiş toplumlarda iletişim gereksinimi, kitle iletişim araçlarıyla sağlanmaktadır. Başlıca iletişim araçları arasında mektup, telgraf, gazete, dergi, kitap, radyo, televizyon, sinema, film sayılabilir. Herkes, bireysel varlığını, toplumsal ilişkilerini iletişim aracılığı ile sürdürmektedir.

Teknik anlamda iletişim; telefon, telgraf, televizyon, radyo vb. araçlardan yararlanarak yürütülen bilgi alışverişi, bildirim, haberleşme, muhabere, komünikasyon faaliyetleridir. İletişim kavramı, iletilmek istenen bilgi, düşünce ve tutumların belirli araçlar kullanmak suretiyle toplumu oluşturan birey, topluluk ve katmanlar arasında aktarılmasını ifade eder194

. Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi, iletişimin oluşması için mutlaka bir “ileti”, “iletiyi gönderen” ve “iletiyi alan”ın bulunması gerekmektedir195

.

194 Aziz, Aysel, Radyo ve Televizyona Giriş, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:460 Ankara, Eylül

1976 Genişletilmiş 2.Basım, http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/108.pdf s.2; Belli, s.51. 52; İçel, s.36; Çolak, İlker,

Nusret, Kitle İletişim Hukuku, İstanbul, Ekim 2013, XII. Levha Yayıncılık, s.3.

195 İçel, s.36; Serdar, s.49.

İletişim, her şeyden önce iletinin alıcıya iletilmesi biçimine ve iletiyi alanların sayısına göre ikiye ayrılır. İletinin alıcıya iletilme biçimine göre iletişim, dolaylı (yüz-yüze olmayan) iletişim ve dolaysız (yüz-yüze) iletişim adlarını alır. Dolaylı iletişim, tarafların karşılıklı iletişim kurmalarının önünde maddi ve manevi engellerin olduğu iletişimdir196

.

Dolaylı iletişimin en belirgin özelliği iletiyi alanın, örneğin, tercüman aracılığıyla konuşan iki kişinin aynı anda ya da hemen akabinde cevap verme imkanın bulunmamasıdır. Bu tür iletişim, “yazılı veya görüntülü iletişim”, ”sesli iletişim” ve “sesli ve görüntülü iletişim” olarak üçe ayrılır. Yazılı iletişim; duygu ve düşüncelerin yazılı metinlerle muhataplara iletilmesi şeklinde gerçekleştirilen iletişim faaliyetidir. Duygu ve düşüncelerin harf, yazı, şekil, resim, çizgi ve karikatürlerle aktarılması durumu yazılı iletişimdir. Sesli iletişim, insanların duygu ve düşüncelerinin ses kaydının doğrudan veya dolaylı olarak iletilmesidir. Görüntülü iletişim, kişilerin duygu ve düşüncelerini, hareketlerle ve görüntülü konuşmalarda muhataplarına ulaştırmalarıdır. Sesli ve görüntülü iletişim ise, yalnız ses, yalnız görüntü veya ses ve görüntünün birlikte kullanılarak duygu ve düşüncelerin aktarılmasıdır197. Yazılı veya

sesli iletişim, posta ile iletişim ve basın; sesli iletişim, radyo; sesli ve görüntülü iletişim ise, televizyon, sinema filmleri, video bantları olabilir. Dolaysız iletişim ise, iki kişinin birbiriyle aralarında herhangi bir aracı olmaksızın konuşması, herhangi bir maddi veya manevi engel bulunmaması, kısacası tarafların rahatlıkla iletişim içerisinde olmasıdır; örneğin, konferanslar, toplantılar, demeçler, seminerler ve tartışma grupları şeklinde olan iletişimdir. Duygu ve düşüncelerin aktarılmasının önünde doğal maddi-manevi engellerin bulunması halinde dolaylı, engel bulunmaması halinde ise, dolaysız/doğrudan iletişim faaliyeti gerçekleşir. Telli veya telsiz telefon aracılığıyla yapılan dolaylı iletişim, elektronik posta, SMS (kısa mesaj), sosyal medya aracılığıyla yapılan iletişim (facebook, twitter, instgram gibi) de dolaysız iletişim sayılır198

.

İletiyi alanların sayısına göre yapılan iletişim ise, bireysel iletişim ve kitle iletişimi olmak üzere yine ikiye ayrılır199. Bireyler arasında gerçekleşen duygu ve düşünce aktarımı,

toplumun bütününe ya da bir bölümüne açık olmaksızın, yalnızca muhataplar arasında ve diğer kişilere karşı korunmalı olarak gerçekleştirilen iletişim türüdür. Başka bir deyişle, bireysel iletişim kişinin kendi iç dünyasında kendisine ve yaşamına ilişkin mesajlar üretip bunlara duygu ve düşünceleri ile karşılık araması olup, faks, telefon gibi araçlarla yapılan ve

196 Çolak, s.4. 197 Çolak, s.5. 198 İçel, s.37-38; Serdar, s.49. 199 Serdar, s.49; İçel, s.38.

iletiyi alanın belirli sayıda olduğu noktadan noktaya iletişimdir200. Anayasa koyucu bireysel iletişim faaliyetlerini temel bir hak olarak güvence altına almıştır. AY m. 22’ye göre; “herkes,

haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar”. Kitle iletişimi, radyo-televizyon, sinema filmleri, video bantları ve internet gibi araçlarla kullanılan iletiyi gönderenlerin (haberciler, programcılar, muhabirler, gazeteciler..) sayısının sınırlı ve belirli; iletiyi alan muhatap sayısının ise belirsiz ve sınırsız ölçüde çok olduğu, kitlesel bir özellik gösteren iletişimdir.

Kitle iletişim faaliyetlerinde iletişimin konusunu oluşturan duygu ve düşünceler açık bir şekilde, isteyen herkesin ulaşabileceği yöntem ve araçlarla gerçekleştirilir. Burada, uzman kişiler tarafından kitle iletişim araçlarından yararlanılarak, bilgi, düşünce ve tutumların aynı anda çeşitli insan gruplarına tek veya çok yanlı olarak ulaştırılması söz konusu olur. Bu itibariyle, bu tür iletişimde içerik, bireysel iletişimde olduğu gibi özel kişi ya da kişilere özgü değildir201

.

Bir kitle iletişim aracı olan radyo-televizyon, dar ve geniş olmak üzere iki farklı anlamda tanımlanabilir. Dar anlamda RTV (radyo-televizyon); bir haberci, programcı gibi ileticilerle bilgilerin ya da düşüncelerin basılı eserler dışında radyo-televizyon gibi kitle iletişim araçları kullanılmak suretiyle kamuoyuna açıklanmasıdır. Burada elektromanyetik dalgalar ve diğer yollarla organize olmuş ses ve görüntü, sınırlandırılmamış kişi alanına iletilmektedir202. Dolayısıyla, RTV, radyodifüzyon ile eş anlamlı olup, hem ses hem de görüntü yayımını içermektedir. Geniş anlamda RTV ise; görüntünün ve görüntüyle ilgili seslerin elektrik sinyallerine dönüştürülerek, programların sınırlandırılmamış alıcı kitlesine

200

Çolak,s.6; Serdar, s.49.http://www.egitisim.com.tr./docs/pr-bireyler-arası-iletişim.pdf (03.11.2010); Akalın,Ahmet, Radyo ve Televizyon Teknolojilerindeki Gelişmelerin Hukuki Düzenlemelere Etkisi, Uzmanlık Tezi (www.rtuk.org.tr.) Ankara,2011,https://www.google.com.tr/?gfe_rd=cr&ei=uriJWMOQFsHAaOyPvvgB#q=ahmet+akal%C4%B1n%2C+radyo +ve+televizyon+teknolojilerindeki+geli%C5%9Fmelerin+hukuki+d%C3%BCzenlemelere+etkisi

201 Serdar,s.49; İçel,s.43; Lazar,Judith, (Çeviren: Bıçakçı, İlker); Kitle İletişimi; İletişim Fakültesi Dergisi

(www.journals.istanbul.edu.tr.); s.283; Öncül, Gizem, Kitle ve Kitle İletişimi (https://gzmoncl.wordpress.com), 2012. Tüfek; s.47; Öztürk, Murat, Volkan, Radyo Televizyon Yayıncılığı ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun Kuruluş ve İşleyişi, İzmir 1996, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s.16; Mallı; Ömer, Kişilik Hakkı Karşısında Basın Özgürlüğünün Sınırları, www.umut.org.tr ; Çolak, s.7.

202 Kılıçoğlu (Hukuksal Sorumluluk), s.24; Serdar, s.51.

iletilmesini ve bu iletimde gerekli olan teknik teçhizat (donanım), kişi ve yayıma kadar olan olayların tümünü ifade etmektedir203

.