• Sonuç bulunamadı

b Yıldırım Bayezid’in İçki İçmesi ve Eğlence Anlayışı

C. OLUMSUZ YILDIRIM BAYEZİD ALGISI

C.2. b Yıldırım Bayezid’in İçki İçmesi ve Eğlence Anlayışı

Yıldırım Bayezid’e kaynaklarımızın yönelttikleri en sert eleştirilerden birisi de bu noktadadır. Bu konuda kaynaklarımız eğlenceye meyilli256

ve ilk defa Osmanlı padişahları içerisinde içki içen padişahı algısını ortaya koyarlar. Ancak birçok kaynak da bu durumun üzerine âdeta bir hafifletici neden olması bâbında onu bu yola iten kişiler olarak Çandarlı Ali Paşa ve eşi Mara’yı ileri sürerler. Bu ortamda Yıldırım Bayezid’in devlet işlerini dahi bir dönem ihmal ettiği ve devlet mekanizmasının sağlıklı işlemesinde görülen bazı aksaklıklara bu durumun sebep olduğu da bazı kaynaklarda sarih şekilde zikredilir. Ardından Yıldırım Bayezid’in hâlis ve temiz niyetli olduğunu vurgulamak için tövbe etmesi hadisesine de geniş yer ayıran kaynaklar netice olarak bir dönem gençliği ve çevresindekilerin olumsuz telkinleri ile doğru yoldan uzaklaşan fakat bir süre sonra hatalarından vaz geçerek samimi bir şekilde tövbe eden bir mâsum Osmanlı padişahı algısı ortaya koymaya çalışırlar.

Birçok Osmanlı kaynağı Yıldırım Bayezid’den önce sultanların içki ve işret bilmediklerini vurgularlar ve bu konuda da açıkça Mara’yı suçlarlar.257

Hoca Sâdeddin Efendi de “Yemekler, içki âlemleri, sohbet demleri sürüp gitti …Keyif verici, yasaklanan yiyecek içeceklerin yasağcısı iken, Tanrı rızasını şaşıran arzuları dinleyip, atalarının ele almadıkları al renkli kadehi, gönül götüren dilberin ısrarlarına kanarak yudumladı”258

demekle Mara Despina hakkındaki olumsuz algısını ortaya koymaktadır. Devamında Hoca Sâdeddin Efendi, “İşte Ali Paşa, çeşitli oyunlar ortaya koyup, aydın günlerin padişahını bu dalgalarla, gereksiz düzenlerle oyuna getirip, söz ve saz meclislerine kandil eyledi. Padişah ise, içten pazarlıklı vezirinin tekliflerini özden sanarak, ülkenin bütün önemli konularını ona bıraktı. Müslümanların işlerini yerine getirmek, taht ve saltanatın törelerini yürütmek yerine, kendini iyş ü işrete kaptırdı… Bunun sonunda,

256

Dukas eserinde Yıldırım Bayezid’i şehvetine düşkün olmakla suçlar. Bkz.: Dukas, Bizans Tarihi, s.34; İbn Hâcer ise Yıldırım Bayezid dönemi için “[Yıldırım Bayezid] …Hizmetinde bulunan herkese yalan söylememelerini, hiyanette bulunmamalarını şart koşmuştu fakat zevk ve safaya ait ne isterlerse yaparlardı... Memleketlerinde zina, livata, şarap ve afyon içmek çok yapılmış olup bunu açıktan açığa yaparlardı” şeklinde ağır bir suçlama yöneltir. Bkz.: İnalcık, “İbn Hâcer I”, s.192.

257

Âşıkpaşazâde, TAO, s.138; benzer şekilde Neşrî, Cihânnümâ, s.151; ATAO, s.31.

258

104 kötülüklerin kaynağı olan içki içilmesine, en önde özü sebeb olmuştu”259

demekle de Ali Paşa’nın ve Mara’nın olumsuz etkilerini kabul etmekle birlikte bu işin öncelikle padişahın kendisinden kaynaklandığını belirtmektedir.

Kemal, Behiştî ve Neşrî’de Yıldırım Bayezid’in eğlence düzenlediği ile ilgili kayıtlar mevcuttur.260

Şükrullah, sultanın samimi tövbesi hakkında “…Tanrıdan korkmayı kamudan ileri tuttu. Beğlerle sultanların göreneği olan Şeriata aykırı eğlence, çalgı ve bunun gibi aldatıcı Albızın kuruntusundan gelen ne ki varsa hepsini bıraktı”261

satırlarına yer verir. Hoca Sâdeddin Efendi ve Rûhî Çelebi de “Padişah dahı şürb-i hamr itmekten vazgelüb…”262

şeklinde onun içkiye tövbe edip teslim olduğu gibi, ibadet ve taat yolundaki töreleri yerine getirmeye başlayıp, beş vakit namazla birlikte tesbih ve zikre başlamış olduğunu ifade ederler.

Ahmedî ise;

“…Bir zamandan zühd etti-ol aşikâr İşi taat oldı-anun leyl ü nehâr. Almadı hergiz eline câm u mey Dinlemedi dahi hergiz çeng ü ney.”263

satırlarına yer vermektedir. Bu satırlardan padişahın hiç içki içmediği, çeng ü ney ifadesinden sazlı sözlü eğlenceden de hoşlanmadığını anlatılıyor gibi görünse de yukarıda alıntıladığımız ilk satırdaki bir zamandan sözünün Yıldırım Bayezid’in tövbesine işaret ettiği ve diğer satırlarda ki içki içmeme, eğlenceden hoşlanmama ifadelerinin tövbeden sonraki dönemi kapsadığı düşünülebilir. Ahmedî’nin burada padişahın tövbeden önceki ve sonraki yaşantısı arasındaki farkı, sonraki dönemde yapmadıklarını överek önceki dönemde yaptıklarına gizlice işaret etmek suretiyle gösterdiğini düşünüyoruz. Onun bu davranışında Yıldırım Bayezid’in içkiye ve

259

A.g.e., s.212.

260

Neşrî, Cihânnümâ, s.147; Kemal, Selâtîn-nâme, s.69; Behiştî, “Behiştî Tarihi”, s.23.

261

Şükrullah, Behçetü’t Tevârîh, s.216.

262

Rûhî, “Rûhî Tarihi”, s.396; Hoca Sâdeddin, Tacü’t - Tevarih I, s.215.

263

105 eğlenceye düşkünlüğü ile tanınan oğlu Emir Süleyman’a intisap etmiş olmasının etkisinin bulunabileceğini düşünüyoruz.

Behiştî, padişahın tövbesi için “Burusa’ya gelüp umûr-ı saltanata ve tedbîr-i âhirete meşgul olup tedbîl-i ahlâk eyledi… Ve terk-i şurb-ı hamr idüp “fe-inna hayrazzâdi’t- takvâ”264

diyerek iyi insanlarla birlikte vakit geçirmeye başladığını” ifade etmektedir.

Hoca Sâdeddin Efendi, Yıldırım Bayezid’in, geçmişte olan işlere karşılık Tanrının kıymetli armağanları şükründe yaptığı kusurları, kötü alışkanlıkları ve yasak şeylere düşkünlüğü ile Tanrının buyruklarını yerine getirmekteki ihmalini başa kakmak için Niğbolu Savaşı’nda Tanrı tarafından korunduğunu iddia etmektedir.265

Hoca Sâdeddin Efendi, sahip olduğu müsbet Yıldırım Bayezid algısı sebebiyle bu meselede de çok sayıda izahlar ve hafifletici nedenler ileri sürer. Hoca Sâdeddin Efendi Yıldırım Bayezid’in eğlence günleri, tövbesi ve devletin kendisinden sonraki durumu Allah’ın takdiri ve bir nevi cezalandırması olarak görür. Benzer bir algı İbn Cezerî tarafından dile getirilmektedir.266

Bu noktada Hoca Sâdeddin tezata düşmüş görünmektedir. Zira iki rivayet incelendiğinde Niğbolu Savaşı’nda Allah’ın Yıldırım Bayezid’e yaptığı hataları

264

Behiştî, “Behiştî Tarihi”, s.30.

265

Hoca Sâdeddin, Tacü’t - Tevarih I, s.220-221.

266

“Yıldırım Han, padişahlığının ilk günlerinde gençlik eğilimleri ve entrikacı bir vezirin aldatmaları ile keremli atalarının sakındıkları bir iş olan şarap kullanmaktan vazgeçmeyerek sonsuza dek sürecek olan bu hanedanda o güne kadar görülmeyen çirkin davranışlarda bulunmuş ve bu uygunsuz tutumu başlatan o yolda ilk adımı atanda o olmuştu. Neşeli eğlenceli günlerin akışı içinde kadehleri döndürürken, dünyanın gelişmesinden bilgisiz, ülkenin yönetiminden uzak ve ilgisiz, atalarının yolu olan hakkı koruma yönünde de hareketsiz kalışı, düşmanlarının seslerini yükseltmelerine, durmadan konular ortaya çıkarmalarına sebep olmuştu. Gerçi bu hal üzere devam etmedi ve ilgisizlik yolunda ayak diremedi. Tövbe ederek doğru yola yönelişi gerçektir… Ancak yine de Tanrı’nın takdiri, bu mutluluk gölgesi olan ocağı, padişahların uğrayabilecekleri eziyete layık, reayayı koruma, halkı sakınma konularında şeklen gösterdiği gevşeklik ve ihmalden ötürü cezalandırmayı, şehvete meyil duyarak temiz ülkesinde yasakların yayılmasına yol açtığı içinde, devleti elinden almayı öngörmüştü…Kaderin ağı, ol durağı yüce padişahı, kötülüğünü isteyen düşmanı (Timur) eline düşürdü... Öz benliğini değersiz düşmanına teslim etmekle, işlediği hatalar, fenalıklar karşılığında dilediğine göre davranmanın, keyfine uyup kalmanın cezasını görmesini istedi. Böylece onun mutluluğu tutacak torunlarının temiz gönül aynalarında bu olayı hissetmelerini ve Tanrı’nın gazabından sakınmalarını, her birinin şeriatin temiz yoluna ters düşecek davranışlardan kaçınmalarını, hak ve adaletle, zayıf kişilere yardımla…Eğer bu büyük yenilgiden murad, gerçek sahibimiz hazretlerinin dileği bu olmasa idi Osmanlı devleti bu büyük parçalanmadan sonra tekrar düzen bulmazdı”. Hoca Sâdeddin, Tacü’t - Tevarih I, s.281-282; İbn Cezerî, Tayyibetü’n Neşr, s.170.

106 başına kakmak amacıyla yardım ettiği iddia edilirken Ankara Savaşı’nda tersine gençlik dönemindeki hatalarından dolayı padişahın cezalandırıldığı iddia edilmektedir.

Hoca Sâdeddin Efendi ve Solakzâde, Çandarlı Ali Paşa’nın “kul hakkı dışında Allah tüm günahları affeder” diyerek Yıldırım’ı kandırarak, söz ve saz meclisleri kurulmasını sağladığını, padişahın ülkenin tüm işlerini ona bırakarak, iyş ü işrete kapıldığını, bir süre Osmanlı ülkesinde zulmün yaşandığını, kadıların rüşvete kapıldıklarını ve bu adaletsizliklerin padişaha ulaşması üzerine padişahın tekrar atalarının yolunu tutarak kendisine çeki düzen verdiğini anlatırlar.267

İbn Kemal de Yıldırım Bayezid’e gelene kadar Osmanlılardan kimsenin içki içmediğini, fakat eşi Mara’nın tesiri ile Yıldırım Bayezid’in nefsine uyarak eğlenceye düşerek şarap içtiğini yazar. İbn Kemal devamında Hacı Bayram Veli’nin piri Şeyh Hamid‘in yardımıyla padişahın bu kötülüklerden kurtulduğunu ve şarabı yasaklayarak din yoluna döndüğünü anlatır.268

Hoca Sâdeddin, Yıldırım Bayezid’in içkiye tövbe etmesi ile ilgili farklı bir yerde başka bir rivayete yer verir. Buna göre “Venedik, Efrence, Cineviz, Pulya ve İspanya beyleri anlaşarak asker göndermişler ve gemilerini Selanik önünde toplayarak, İslâm ülkelerini talan etmeye hazırlanmışlardı. Hoca Sâdeddin bu kötü haberin padişahın kendisine dönmesi için kuvvetli bir sebep teşkil ettiğini, tövbe yolunu tutmaya vesile olduğunu yazar.” Müellif konu hakkında son olarak “Tanrının ortaya koyduğu engeller, zorluklar, eylence hayatından vazgeçmeye kaynaklık etti” demekte ve bu yaşananlar için 796/1394 tarihini vermektedir.269

Osmanlı kaynakları Yıldırım Bayezid’in bir yerden sonra tövbe ederek içkiyi bıraktığını ifade etselerde yerli yabancı bir çok kaynak Yıldırım Bayezid’in Timur’a esir olduğu dönemde de Timur’un düzenlediği işret meclisi ve ziyafetlerde içki kullandığını yazmaktadırlar.270

267

Hoca Sâdeddin, a.g.e., s.211-212; Solakzâde, Solak-zâde Tarihi, s.80.

268

İbn Kemal, TAO, 4. Defter, s.319-321.

269

Hoca Sâdeddin, Tacü’t - Tevarih I, s.214-215.

270

Solakzâde, Solak-zâde Tarihi, s.107; İbn Tagrıberdi, En-Nücûmu’z-Zâhire, s.355; İbn Arabşah, Acâibu’l Makdûr, s.317; ATAO, s.46.

107 Netice olarak kaynaklar Yıldırım Bayezid’in gençliğinde eşi Mara, Çandarlı Ali Paşa gibi kişilerinde etkisiyle eğlence ve içkiye başladığını ve bu durumun devlet işlerini ihmale kadar vardığını anlatmaktadırlar. Her ne kadar kaynakların Yıldırım Bayezid’in etki altında kalarak bu işlere tenezzül ettiğini üzerine basarak tekrar etmek suretiyle Yıldırım Bayezid’in bu noktada sorumluluğunu hafifletmeye çalışmaları söz konusu olsa da padişahın da bu işret ve eğlence döneminde sorumluluğunun büyük olduğu aşikârdır. Bu gerçeği bilen ve bu şekilde Yıldırım Bayezid’in sorumluluğunu silemeyeceklerini tahmin eden kaynaklar çeşitli hadiseler sebebiyle özellikle Emir Sultan gibi bir şahsiyetin uyarısıyla onun samimi şekilde tövbesine ve ülkede işleri tekrar yoluna koymasına da geniş yer verirler.

Görüldüğü gibi bazı kaynaklar Yıldırım Bayezid’in kötü sonuna başta içki içmesi olmak üzere işlediği günahların sebep olduğunu iddia ederler. Biz bu durumun tarihçiler arasında genel bir eğilim olduğunu düşünmekteyiz. Zira tarihçiler eserlerinde neden sorusuna cevap vermek zorundadırlar. Bu zorunluluk nedeniyle kaynaklar genelde derhal dinî izahlara girişirler. Çoğunlukla bazı günahlar, hatalar, olumsuz özellikler bu noktada tarihî olayları açıklamada kullanılır. Özellikle gurur, kibir, zâlimlik, içki, şehvet düşkünlüğü, ibadetleri yerine getirmede ihmal ve verdiği sözden dönme gibi olumsuz özellikler tarihçilerin başvurdukları başlıca argümanlardır. Bu durum yabancı kaynaklarda da böyledir. Özellikle tarihçiler arasında birçok din adamının yer almış olması271

bu eğilimi güçlendirmiştir denilebilir. Bu eğilim o denli güçlüdür ki bazen toplumu bazı günahlardan uzak tutmak için mesaj aracı olarak da tarih kaynakları kullanılmıştır. Bu tür durumlarda işlenen bazı günahlar ön plana sürülür bazen kişilere kendilerinde olmayan kusurlar dahi atfedilir veya olanlar da abartılır. Tersine şekilde kaynaklar başarı veya zafer söz konusu olduğunda derhal buna sebep olarak başarıyı elde eden hükümdar veya ordunun adaletli, cesur, cömert, din adamları ve âlimlerle iyi ilişkiler kuran, dini yapılar inşa eden, verdiği sözü tutan kişiler oldukları hakkında standartlaşmış övgülerle konuyu izah ederler.

271

Osmanlı ve Arap kaynak yazarları arasında birçok din adamı ve ilmiye kökenli tarihçinin, Bizans müverrihleri arasında ise birçok rahibin bulunduğu hatırlanmalıdır.

108 Fakat konumuz ile ilgili olarak bazı Osmanlı kaynak yazarlarının Yıldırım Bayezid’in yenilgisine başlıca sebep olarak ileri sürdükleri içkiyi Timur’unda işret meclislerinde ve düğünlerde, ziyafetlerde bol bol tükettiği bilinmektedir. Üstelik Timur, Osmanlı tarihçilerininde tasvip etmedikleri zâlimlik, tahripçilik, gurur, acımasızlık gibi birçok olumsuz özelliği ile anılmasına rağmen Yıldırım Bayezid’in yenilgisi bu şekilde izah edilecek olursa Timur’un zaferi nasıl izah edilecektir?

Gelibolulu Mustafa Âli ve Evliya Çelebi dışında bu sorunun cevabını pek sorgulayan olmamıştır. Osmanlı kaynakları tarafından işin Timur tarafına çok fazla kafa yorulmamış, sadece Yıldırım Bayezid üzerinden topluma ve sonraki hükümdarlara mesaj verilmekle yetinilmiştir.

C.2.c. Yıldırım Bayezid’in Berkuk’un Ölümüne Sevinmesi ve