• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DEN ALMANYA’YA, ALMANYA’DAN BERLİN’E

2.2. ALANA GİRİŞ: İlk Deneyimler

2.2.1. Yöntem: Alanın Pratiği Yöntemin Deneyimi

Yukarıda belirtildiği üzere, sosyal bilimler araştırmalarında, “elle tutulur kılınmaya çalışılan” kuşak kategorisi, özellikle de göç koşullarında birçok nedenle parçalanmaktadır. İlişkisellik ve bağlamlararasılık anlayışlarının bakış çerçevesi, çalışmayı betimsel olarak zenginleştirmede ve analiz olarak derinleştirmede kuramsal olarak cazip bir perspektif sunmaktadır. Ne var ki, alan deneyiminde bunu uygulamak pek kolay olamamaktadır. Zira bir topluluğu izlemeye çalışmada analitik sınıflamalardan ve kategorilerden vazgeçmek çalışmayı yapılamaz hale getirebilir.

Dolayısıyla bu çalışmada kuşak kavramından tamamen vazgeçilemeyeceği açıktır.

Fakat yukarıdaki uyarılar ışığında gerekli durumlarda bu kategoriler mümkün olduğu ölçüde esnek kullanılacaktır. Tüm sorunlara rağmen yaşa göre bir kuşak izlemesi yapılmıştır; yaşlı kuşak, orta yaş kuşağı, genç kuşak adlandırmalarına başvurulmuştur. Metnin içindeki kuşak çerçeveleri, yukarıdaki uyarılar doğrultusunda okunmalı, her kuşak dendiğinde, mutlaka homojen bir birimden söz ediliyor olmadığı peşinen bilinmelidir.

Dört ayrı kategoriye ayrılan görüşmeler toplam olarak yaklaşık 90 kişiyi kapsamıştır. Bunların 25 adeti aile görüşmeleri, 26’ı sektör, 34’ü gençlik görüşmeleri olmuştur. Bunların dışında, temel kategorileri desteklemek üzere iki akademisyen ile, konsolosluktan bir görevli memur ile ve Berlin düğünleri üzerine yaptığı belgesel çalışması konusunda yönetmen Aysun Bademsoy ile görüşme yapılmıştır. Kullanılan veri toplama teknikleri aşağıda maddeli olarak aktarılmaktadır. Sektör görüşmeleri Berlin iş rehberinden kişilere ulaşmak kaydıyla gerçekleştirilmiştir. Aile görüşmelerinde ve gençlik görüşmelerinde olabildiğince bağlantı kurulan ilk kişilerin sosyal çevrelerine ulaşma yoluna gidilmiştir. Alanda hareket kısmen kartopu niteliğine dönüşerek ilerlemiştir, ne var ki konunun gerektirdiği karşılıklı güvenin kurulması bazen zamana yayılmış, bu nedenle kartopu yöntemi her zaman sonuç vermemiştir.

Çalışma çok-yöntemli bir yaklaşımla yürütülmüştür. Temelde üç ayrı kategoriye yayılan görüşmeler, yarı yapılandırılmış görüşme soruları ile sürdürülmüştür. Sorular, her kategoriye özel olarak, temel sorunsalın ağırlık noktasını kaydırmak yoluyla yeniden düzenlenmiştir. Görüşmelerin, ortama ve koşullara bağlı olarak kimi zaman sohbet, hatta röportaj niteliğine büründüğü olmuştur.

Özellikle video, duvar fotoğrafları ve fotoğrafl albümleri gibi görsel materyaller üzerinden sürdürülen derinlemesine görüşmeler, bağlamın ‘öznel’

verilerini izlemede önemli avantajlar sağlamıştır. Bu yolla, pratiğe ve aidiyete ilişkin duygusal ve anlatısal (narrational) ifadelerin bağlandığı sosyolojik ve kültürel çerçevenin bağlamının yöntemin olanaklarıyla genişletilmesi hedeflenmiştir.

Düğünlerle ilgili görsel kayıtlar derinlemesine görüşmelerin bir unsuru olmanın ötesinde doğrudan materyal ve arşiv nitelikleriyle de önem kazanmıştır. Yapılan izlemeler geçmiş düğünleri, ses ve görüntünün birleşiminden kaynaklanan bağlamsal zenginlikle görebilmekte önem taşımıştır. Görsel malzemeler, daha sonra izlemek amacıyla ailelerin izni ile çoğaltılmış ve bunlar materyal içeriği ve tören dizgesi bağlamında, antropolojik olarak analiz edilmiştir. Alan takvimi sürecindeki düğünler ise katılımlı gözlem yoluyla takip edilmiş ve ağırlıkla metin olarak kaydedilmiştir.

Görüşmeler koşulların uygunluğuna göre ses kayıt cihazı ile veya elle not ederek kaydedilmiştir. İkisinin de mümkün olmadığı durumlarda görüşmenin hemen devamında yazılı notlar alınmış, bunlar aynı gün içinde günlüğe aktarılmıştır.

Görüşmeler büyük ağırlıkla Türkçe olarak yapılmıştır. Fakat kişilerin Türkçe’sini hatırlayamadıkları durumlarda Almanca sözcüklere başvurmaları, hemen her görüşmede yaşanmıştır.49

Sektör50 görüşmelerinde ve gençlik görüşmelerinde zorunlu koşullarda Internet ve telefon olanaklarına başvurulduğu olmuştur.

a. Derinlemesine Görüşmeler:

Aile Görüşmeleri: Aile görüşmeleri mümkün olduğunca yoğun bir içerikle tasarlanmıştır. Görüşmelerin bir aile hariç geri kalan tamamı ev ortamlarında yürütülmüştür. Her aile ile en az iki kere görüşülmüştür. Çoğunlukla kadınlarla kurulan bağlantılar üzerinden gerçekleşen randevulaşmalarda, görüşme koşullarının belirlenmesi ve buluşmanın organizasyonu kişilerin inisiyatifine bırakılmıştır. Bu doğrultuda, evlerdeki görüşmeler, kimi zaman tek kişi ile baş başa, kimi zaman da eşlerle bir arada gerçekleşmiş, hatta komşuların da eşlik ettiği 10 kişiyi aşan kalabalık buluşmalara kadar esnemiştir.

Erkeklerin aracı olduğu görüşmelerde erkekler de bulunmuştur. Görüşmelerin toplam 13 adedinde erkekler de eşlik etmiştir. Fakat kadınların inisiyatif kullandığı durumlarda kadınlar çoğunlukla erkeklerin olmadığı zamanları ayarlamaya yönelmişler, eşlerini veya erkek çocuklarını evlerinden uzaklaştırdıktan sonra görüşmeyi başlatmışlardır.

Ev buluşmalarında ortam, “sohbete” eşlik eden ikram boyutundan, fotoğraf albümlerine bakmaya, birlikte düğün videosu izlemeye kadar çeşitlenmiştir. Bu

49 Görüşmelere hemen her zaman Almancasına başvurulan sözcüklerin bazıları şunlardır: Vertrag yapmak (Sözleşme yapmak), Angebot (teklif), Leinwand (projektor, dev ekran) krank olmak (hasta olmak), Abschied nehmen (vedalaşmak), Scheinehe (kağıt üstünde evlilik), Versicherung (güvence) gibi sözcükler hemen her zaman Almanca aktarılmaktadır. Bazı ifadelerin iki dilin karışımından doğduğuna dikkat edilmelidir.

50 Sektör, bir ekonominin, ortak ve birleştirilebilen niteliklere sahip ve diğer faaliyetlerden yalıtılarak incelenebilen bölümü olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada sektör sözcüğüyle, etnik niş ekonomisine eklenen ve geniş hizmet sektörü içinde yerleşen, düğün ekonomisinin bileşenleri (düğün salonları, kuaförler, fotoğrafçı ve videocular, gelinlik ve çeyiz mağazaları vs.) kastedilmektedir. Niş ekonomisi konusunda bilgi bir önceki bölümde verilmiştir.

uygulama, araştırmacı olarak bu toplumun içine girebilmekte bana iletişimsel avantajlar sağlamıştır. Gündelik aile hikayelerine dahil olmak, yiyecek ve içecek servisine yardım etmek, sorduğum soruların zaman zaman benim kişisel hayatıma yönelik merak olarak onlar tarafından bana yöneltilmesi, güveni ve iletişimin devamını kurmada kolaylaştırıcı olmuştur.

Aile görüşmelerinde takip edilen temel motif bellek olmuştur. Bellek, hatırlama, aktarma ve alımlama boyutuyla, hem bilgisel hem de duygusal aktarımlara dikkat yönelterek izlenmeye çalışılmıştır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, görüşme teknik olarak tek kişinin aktarımlarına göre yürütülmüş olsa da, ortama eklenen yakın çevreden kişiler, engel olmaktan ziyade çoğunlukla zenginleştirici ve destekleyici olarak görülmüştür. Fakat az olmakla birlikte, konukların görüşmeyi engelleyen etkileri de olmuş, böyle zamanlarda görüşmenin hattını korumak açısından müdahaleler bir mecburiyete dönüşmüştür.

Aile görüşmeleri, düğün pratiklerinin kayda alınmamış olan yakın tarihini, aileler tarafından verilerle izleyebilmede bilgi sunmuştur. Bu kategori, bilgi içeriği yanında, özellikle aidiyete ilişkin sorgulamada başvurulan analiz verilerini sağlamada merkezi önemdedir. Biyografik geçmişi (kişisel tarihi) izleme boyutuyla görüşmeler nitelik olarak kısmen sözlü tarih çalışmasının özelliklerini göstermiştir.

1970’lerden 2000’lere kadarki süreci kapsayan görüşmeler, çiftlerin Türkiye’deki memleketlerine göre düzenlenmiş olarak, aşağıdaki tabloda aktarılmaktadır.

Bölge 1970’ler 1980’ler 1990’lar 2000’ler

Doğu Anadolu

Varto-Varto Varto-Varto Erzincan-Erzincan Tunceli-Tunceli

Varto-Varto Erzurum-Erzurum D.Elbistan-G.Malatya Adana-Adana Tunceli-Tunceli

D. Alman-G. Varto D. Erzincan- G. Hatay D. Adana-G. Alman D. Konya – G. Urfa D. Tunceli- G. Alman D. Erzincan-G. Varto D. Erzincan-G. Erzincan Karadeniz

Bölgesi

Tokat-Tokat Tokat-Tokat

Tokat-Tokat Artvin-Kırklareli

D. Tokat-G. Tokat D. Tunceli-G. Giresun D. Rize-G. Adapazarı D.Adapazarı-G. Samsun

Diğer D. Denizli-G. Çanakkale

Görüşme sayısı: TOPLAM 25

*Koyu işaretlenmiş olanlar kültürlerarası evliliklerdir. D: Damat, G: Gelin

b. Yarı yapılandırılmış Görüşmeler:

Gençlik Görüşmeleri: Gençlik görüşmelerinde henüz gerçekleşmemiş olana, evli olmayan kişilerin evlilik ve anlayışına ilişkin görüşler toplanmaya çalışılmıştır.

Sadece görüşleri değil, evlilik ve aileye ilişkin tanımsal öğeleri ve duygusal mesafeleri izlemek özellikle bu görüşmelerde temel önem taşımıştır. Bu doğrultuda yarı yapılandırılmış olan görüşmeler, evliliğin törensel boyutunu merkeze alarak tamamlanmıştır.

Bu kategoriyi oluşturan kişilerin, gerçekleşmemiş olan bir durumu, kendi evlilik törenlerini imgesel olarak kurgulamaları hedeflenmiştir. Düğüne ilişkin, görüşme esnasında harekete geçen fikri tartışmaları, tasarıma dönüşen hayalleri, heyecanları, kayıtsızlıkları, eleştirellikleri veya mevcut düğün uygulaması ile uzlaşım boyutları doğrultusunda, gençlerin kültürel pratik ile olan fikri ve duygusal bağlarını ortaya çıkaracak veriler toplanmaya çalışılmıştır. Gençlik görüşmelerinin dağılımı aşağıdaki tablodan izlenebilir.

Üniversite Eğitimi Mesleki Eğitim veya Çalışan

Kadın 10 9

Erkek 9 6

Görüşme sayısı TOPLAM 34

Sektör Görüşmeleri: Sektör görüşmeleri düğün salonu sahipleriyle, fotoğrafçılar ve videocularla, magazin dergileri sorumlularıyla, gelinlikçilerle ve müzisyenlerle yürütülmüştür. Bu kategorideki görüşmelerde öncelikli amaç Almanya’daki Türkiye kökenli toplulukların evlilik törenlerinin, başlangıcından günümüze olan sektörel gelişimini izlemek olmuştur. Bu görüşmeler ağırlıkla analiz verisi olmaktan ziyade bilgi sağlama işlevli değerlendirilmiştir. Sektör görüşmelerinin dağılımı aşağıdaki gibidir.

Düğün Salonu 7

Fotoğrafçı/Videocu 7 Medyacı 4 Gelinlikçi 4 Müzisyen 3

Otel 1 Görüşme sayısı: TOPLAM 26

c) Görsellik Kullanımı:

Alanda çok sınırlı ölçüde doğrudan görüntü üretilmiştir. Esas olarak ailelerin evlilik törenlerine ilişkin görsel repertuarlardan faydalanılmıştır. Görüntüler hem kaynak olarak kullanılmış hem de özellikle derinlemesine görüşmeler esnasında önemli olmuştur. Görsel kaynakların görüşmelerdeki katkısını sadece destekleyici olarak yorumlamak haksızlık olur. Görüntü kullanımı görüşmelerle birlikte ve görüşmelerden bağımsız olarak, beş şekilde işlevli olmuştur.

1. Fotoğraflar veya videolar, görüşmeler esnasında sohbeti başlatma, rahatlatma ve sürdürmeye kolaylık sunmuştur. Evde yapılan aile görüşmelerinde fotoğraflar ve videolar özellikle hatırlamayı, imgelemi, çağrışımı ve duyguları harekete geçirmiş, böylelikle veri içeriğini sadece etkilememiş aynı zamanda belirlemiştir. Kişilerin evlilik ve düğünler üzerine, duygularını ve algı dünyalarını yorumlamada görüntülerden yola çıkan sohbetler çok önemli faydalar sağlamıştır.

Fotoğraf veya videolardan yola çıkan görüşmelerde, kimi zaman hatırlanan ile görüntüdeki imge birleşiyordu; örneğin videodaki bir olayın nedenini kişiden dinlemek, bağlamı biraz daha genişletmekte ve yorumlamakta katkı sunuyordu.

Bazen görüntü anlatıyı (narration) besliyor, bazen de anlatı görüntünün arkaplanını sağlıyordu. Dolayısıyla metinsellik ile görsellik arasında, hiyerarşik olmanın dışında, diyalojik olarak niteleyebileceğim bir bağ kuruluyordu.

2. Görüşmeler sırasında belleği zorlayan, hatırlanmayan olaylar ve kıyafetler, törenin materyal unsurları ile ilgili bilgiler görüntülerin izlenmesiyle ortaya çıkarılmıştır. Bunun ötesinde, topluca kronolojik sıralamayla izlenen düğün görüntülerinden hareketle törenin süreç içindeki değişimi farklı boyutlarıyla görülebilmiştir. İzlemelerde, kültürel topluluğun dönemlere bağlı kıyafet tercihleri,

müzik ve eğlence anlayışları, salonlar, salon dekorasyonları ve müzisyenler hakkındaki tarihsel farklılaşmalar görsel materyallerin izlenmesiyle takip edilmiştir.

Görsel kaynak olarak hem fotoğraflar hem de video görüntüleri kullanılmıştır. Video kaynaklar düğünü, ses ve görüntü bütünlüğüyle, görüşülenlerin deyişiyle, “canlıymış gibi” aktardığı için, çalışma açısından ayrıca özel önem taşımıştır. Burada görsel kaynaklar, göstergebilimsel bir analiz birimi olmaktan ziyade antropolojik bir veri kaynağı olarak değerlendirilmiştir.

3. Video evlilik töreninin her aşamasını kaydetmez. Kişisel kameralarla kayıt yapıldığı olur fakat o görüntüler de genelde kişilerin kendilerinde kalır ve onlara ulaşmak zordur. Fotoğraf ise törenin her aşamasında çekilir. Aile albümlerindeki fotoğraflar, törenin düğün dışındaki aşamaları konusunda da kaynaklık etmiş, tören bütününün diğer bileşenlerini takip etmede katkı sağlamıştır. Kına veya nişan fotoğrafları, özellikle de stüdyo fotoğrafları, düğünün törensel boyutunu farklı boyutlarıyla, bütünsel olarak izleyebilmede veri sağlamıştır. Görüntü kullanımının bu topluluklarda ne zaman nasıl ortaya çıktığı, nasıl değerlendirildiği ve kullanımının farklılaşmasının boyutları konusunda konuyu zenginleştirici bir yan metin sağlamıştır.

4. Düğün videoları, fotoğrafları, aile albümleri gibi görsel kaynakların ev içi repertuarlara eklemlenme, topluluk içinde kullanıma/dolaşıma girme, aktarılma, çoğaltılma hatta kaybolma vb. süreçleri, araştırmanın tören ve bellek bağlantısı çerçevesinde takip edilmiştir. Evlerde sürdürülen derinlemesine görüşmelerde görsellik tanımı evi donatan materyal nesnelere genişlemiştir: Hatırlamanın imgeler üzerinden olması ve materyal unsurların bellek hazneleri olarak işlev görmeleri, bunların da görsellik ile bağının kurulmasını gerektirmiştir.

5. Son olarak şunu belirtmek gerekir: Görsel kaynaklar sadece temel sorgu çerçevesinde veri ve analiz birimi olarak kullanılmamıştır. Görsellik kullanımının kendisinin, tören ve medya bağlamında önemli bir tartışma alanı açtığı hem yapılan gözlemlerde hem de izlemelerde tespit edilmiş ve görsellik, estetik ve teknik bağlamlarıyla, tarihsel olarak çalışmanın içindeki törenin medyalaşması başlığının yorumlanmasında temel veriye ve kaynağa dönüşmüştür. Dolayısıyla ev içi

gözlemler ile görselliğin yöntemsel kullanımı yer yer kesişmiş, birbirinin içine girmiştir.

Araştırmada 1979-1984 arasındaki düğünlerde fotoğraf albümlerine başvurulmuş, devamındaki yılların düğünlerinde, fotoğraf albümlerinin yanında, video görüntüleri de kaynak olarak kullanılmıştır.

1984-2006 yılları arasında toplam 16 adet evlilik videosuna ulaşılmıştır.

Ayrıca video dönemi öncesindeki düğünlere ait yaklaşık 200 civarında fotoğraf, fotoğrafların fotoğraflarını çekmek suretiyle toplanmıştır. Ayrıca, ailelerin izni doğrultusunda sınırlı sayıda da olsa ev içinde fotoğraflar çekilmiştir. Fotoğrafların kendileri kaynak olarak kullanılmanın yanında, araştırmacının belleğini de taze tutmakta işlevli olmuştur.

Sonuçlandırılan çalışmada, görsel kaynakların görüşülen kişilerin izinleri haricinde kullanılmayacağı gerekli durumlarda resmi bir belge ile teminat altına alınmıştır. Bunun yanında, kişilerin kişisel hayatlarını deşifre etmemek adına, metnin içinde, görüşülen kişi isimleri değiştirilerek kullanılmıştır.

d) Katılımlı Gözlem:

Alan araştırması sürecinde gerçekleşen düğünler ve kına buluşmaları katılımlı gözlem yoluyla izlenmiştir. Katılımın boyutları, düğün sahiplerinin isteğine göre şekillenmiş, kimi zaman topluluğa karışmaksızın, sadece gözlem yapma ile sınırlı kaldığı gibi, kimi zaman da birlikte halay çekmeye, gelin damat girişinde mum tutmaya, müzisyenlerle molada içki içmeye, birlikte hatıra fotoğrafı çektirmeye, hatta konuk masalarındaki dedikodulara katılmaya kadar çeşitlenmiştir.

Düğün ortamındaki kişiler katılımın sadece sınırlarını ve boyutlarını değil tanımını da aktif olarak belirlemektedirler. Alandan aldığım işaretler ve uyarılar benim için çok önemli oldu. Örneğin bir düğünde, düğün sahibinin annesinden izin aldıktan sonra, kalabalığı ve yer sıkıntısını göz önünde bulundurarak, büyük bir servisli masayı işgal etmemeyi uygun buldum ve boş bir masaya yerleştim. Aileler halinde gelen konukların yabancı olduğum için benim bulunduğum masaya oturmak istemeyeceklerini daha önceki deneyimlerimden biliyordum. Ne var ki düğün başladıktan kısa bir süre sonra gelinin babasının dikkatini çektim. Yanıma gelen baba, “sen kimsin, bizim düğünümüzde yemiyorsun, içmiyorsun. Üstelik de oturmuş

orada kağıda bir şeyler yazıyorsun. Bunu kabul edemem” diyerek beni sert bir dille uyardı. Karşılıklı konuşarak, annenin de araya girmesiyle sorunu çözdükten sonra, uzaklaşan baba, az sonra kucağında içeceklerle ve kuruyemiş kaseleriyle masama geldi ve hala kızgın ses tonuyla “bu düğünde yiyeceksin, içeceksin” dedi. Yan masadaki genç kadınların beni halaya kaldırmaya karar vermesi bu olayın devamında geldi. Bu deneyimden sonra, gittiğim hiçbir düğünde servissiz bir masaya oturmadım, masadaki içecekleri ve yiyecekleri iştahla yemeye özen gösterdim. Gelin ile damadın masasına gidip çifti tebrik etmeye dikkat ettim. Bu konuda “Alana Giriş”

başlığında detaylı bilgi verilmektedir.

Gerçekleşen düğün ve kına törenlerini katılım yoluyla izlemek, geçmiş görüntülerin nasıl ve hangi açılardan, ne tür kategoriler dahilinde izlenmesi ve analiz edilmesi gerektiği konusunda yol gösterici olmuştur. Bu sosyal ortamlar bana hem atmosferi yakından izleyebilmekte ve yaşayabilmekte fayda sağlamış, hem de sosyal ilişki ağlarına dahil olmada ilk adımları atmamda, ilk kişisel bağlantılarımı oluşturmamda önümü açmıştır.

Katıldığım düğün ve kına buluşmalarında görsel kayıt yapmam sadece üç düğünde, kısıtlı olarak mümkün olmuştur. Bazı düğünlerde yazılı kayıt almam da sakınca yaratmıştır. Bu durumlarda, küçük bir not defterine hatırlatıcı anahtar sözcükler not edip, aynı gün akşamı düğünün betimini alan günlüğüme kaydetmek yolunu tercih ettim. Nisan – Eylül 2007 tarihleri arasında, toplam 10 adet düğün töreni ve 4 adet kına törenini katılımlı gözlem yoluyla izledim.

e) Ev İçi Gözlemler:

Aile görüşmeleri mümkün olduğu ölçüde evlerde gerçekleştirilmiş, bu esnada ev içi gözlem yapılmıştır. Gözlem verileri görüşme sırasında veya aynı günün devamında alan günlüğünde kaydedilmiştir. Nadiren, koşullar izin verdiği durumlarda fotoğraf da çekilmiştir. Gözlem yoluyla sağlanan veriler, görüşülen ailenin/kişinin yaşam dünyası hakkında bilgi sunmuştur. Görsellik başlığında belirtildiği üzere burada materyaller de görsel kaynaklar olarak değerlendirilmiş, bellek birimi olarak önemsenmiştir. Ev içlerindeki dekoratif unsurlar kabaca birkaç ayrı kategoride gruplanabilir:

Kökensel veya geleneksel olan ile bağ kuran materyaller: Bağlama, saya kıyafet (üç etek), işlemeli kadın fesi vs.

Politik simgeler: Türk veya Kürt bayrağı veya bayrağı sembolize eden renkler, üç hilal, Atatürk, Che Guevara, Yılmaz Güney posterleri vs.

Dini semboller: Allah, Bismillahirahmanirahim yazan, Arapça hat sanatıyla işlenmiş panolar veya saatler. Dini kuruluşlarca verilmiş takvimler, Hz. Ali, Hacı Bektaş Veli posterleri, 12 İmam desenli tabaklar, dini içerikli duvar halıları, tespihler vs.

Duvarları bezeyen fotoğraflar: Eski siyah beyaz aile fotoğrafları, köyden, tarladan fotoğraflar, büyütülmüş ve çerçevelenmiş vesikalık fotoğraflar (bunlar genellikle ölenlere aittir), vitrine veya televizyon üzerine geçici olarak yerleştirilmiş yakın zaman sünnet veya evlilik düğünlerinden fotoğraflar, köylü kadın portresi, ünlülerle çekilmiş konser görüntüleri, panaromik veya turistik memleket/kent görüntüleri, hatta materyal unsurlarla bir tür kolaj biçiminde düzenlenmiş fotoğraflı kompozisyonlar (Foto 1) vs.

Bunlar yanında, elle işlenmiş danteller, nazarlıklı süsler, dış kapıya asılmış küçük çelenk (Kranz) veya nal şeklinde nazarlıklar, küçük hatıra nesneler (yapraklı taze fındık, tatil bölgelerinden magnet süsler, üzerlik, buğday gibi kurutulmuş bitkiler vs.) de evin dekoratif kompozisyonuna eklenmektedirler. Yukarıda aktarılan materyaller ve fotoğraflar elbette her evin dekorasyonunda izlenir değildir.

Ev içinde fotoğraf kullanımı konusunda yaşlı ve genç kuşaklar arasında bir farklılaşma olduğu izlenmiştir. Özellikle 40-20 arası yaşlardaki genç kuşaklarda evde fotoğraf kullanmanın pek tercih edilmediği, ya da kullanılan görsel malzemelerin niteliğinin değiştiği gözlemler sonucunda tespit edilmiştir. Örneğin, fotoğraf kullanma pratiği konusunda görüşülenlerden iki kişi aynı yorumu yapmışlardır. Ö.H.,

“Genelde Türkler evlerine çok fotoğraf asarlar, değil mi? Ama ben sıkılıyorum kalabalıktan, asmıyorum” derken, G.E. sadeliği veya manzara tablolarını dekoratif açıdan daha modern olarak değerlendirdiğini belirtmiştir.51

51 Ö.H. ile N.E. (9 Haziran 2007) ve G.E. ile B.E. görüşme protokollerinden (25 Haziran 2007).

f) Alan Günlüğü:

Yaklaşık her gün düzenli olarak alan günlüğü tutulmuştur. Görüşmeler veya katılımlı olarak izlenen düğün ve kına buluşmaları günlüğe kaydedilmiştir. Bu hem temel tartışma konuları hakkında düzenleyici olmuştur, görüşme esnasında kaydedemediklerimi söze dökmem yoluyla işlevli olmuştur hem de kendi teorik ve fikri rotamı izlememde sistematize edici olmuştur. Ayrıca kimi zaman gelişen spontan görüşmeleri planlı yürütülmüş görüşmeler listesi içinde saymak yerine, bunları gerektiğinde veri içerikleri açısından kullanabilmek üzere alan günlüğü içine aktararak kaydetmek tercih edilmiştir.