• Sonuç bulunamadı

Son zamanlarda afetlerin toplumları yıkıcı, can ve mal kaybına yol açan ve tahripkar sonuçları karşısında zarar azaltma ve müdahale etme gerekliliği ortaya çıkmış ve afetin neden olduğu can ve mal kaybının önlenmesi için afet yönetim sistemleri geliştirilmiştir. Afet yönetim sistemi deyince de, bütünleşik afet yönetim sistemi, toplum tabanlı afet yönetim sistemi ve modern afet yönetim sistemleri gibi kavramlar ortaya çıkmaktadır.

2.10.1 Bütünleşik Afet Yönetim Sistemi

Bütünleşik afet yönetim sistemi, afetlerin önlenmesi ve zararların azaltılması amacıyla bir afet olayının zarar azaltma, hazırlık, kurtarma ve ilk yardım, iyileştirme ve yeniden inşa safhalarında yapılması gereken çalışmaların yönlendirilmesi, koordine edilmesi ve uygulanabilmesi için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda yönetilmesini gerektiren geniş bir kavramdır (Kadıoğlu ve Özdamar, 2005, s.1,2).

Afet Öncesi Aşama Afet Sonrası Aşama

Risk Azaltma Önlemleri Müdahale Önlemleri

Önleme Hazırlık AFET Đyileştirme Zarar Azaltma AYS Yeniden Đnşa Acil Yardım

Bütünleşik afet yönetim sistemi, “…tüm afetleri değerlendirir afet yönetiminin dört aşamasına da hitap eder ve bunun içinde mevcut tüm kaynakları kullanmayı gerektirir. Ayrıca bu sistem yerel yönetimden ulusal hükümete kadar bütün hükümet düzeylerini bir araya getirmekte ve özel sektörü de işin içine katmaktadır” (Gülkan, Balamir ve Yakut, 2003, s.39). Bütünleşik afet yönetim sistemi kurumlar arası yardımlaşmayı benimsediği gibi, aynı zamanda disiplinler arası çalışmayı da gerekli görmektedir.

Özetle, afet yönetiminde bütün tehlikelerin, bütün kaynakların, bütün idari birimlerin ve acil durumlardaki tüm dört evrenin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması ve bu şekilde planlama yapılması “Bütünleşik Afet Yönetim Sistemi” olarak adlandırılmaktadır. Afetlerle başa çıkabilmenin ve en az zararla kurtulabilmenin yolunun da bütüncül bir afet yönetim sisteminin kurulabilmesiyle mümkün olduğu ve bunun birbirini besleyen alt parçalardan oluşan bütüncül bir yapıyı tanımlaması gerektiği vurgulanmamız gerekmektedir (Şengezer ve Kansu, 2001).

2.10.2 Toplum Tabanlı Afet Yönetim Sistemi

Toplum tabanlı afet yönetim sistemi toplumun afet yönetim sistemi içerisinde yer almasını ve afet yönetiminin dört evresinde de toplumun bulunmasını gerektirmektedir. Afet ile ilgili çalışmalar sadece kamu kurumlarının sorumluluğunda olmayıp aynı zamanda vatandaşların, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun da afet ile ilgili çalışmalarda etkin rolü olmalıdır. Kişilerin; afetlerden zarar görecek olması, afet öncesi risk yönetimi, afet anında ilk müdahale ve afet sonrasında daha güvenli bir toplumu yeniden kurmada sorumluluklara sahip olmaları toplum tabanlı afet yönetim sisteminin geliştirilmesini gerekli kılmaktadır (Okazaki, 2004). Bu durumda kişilerin afet öncesinde, sırasında ve sonrasında afetlerden nasıl korunacakları ile ilgili olarak kişisel korunma yöntemlerini bilmeleri ya da söz konusu yöntemlerin kişilere öğretilmesi gerekmektedir (Aytun, 2005).

Toplum genelinde, tehlikeli doğa olaylarını göz ardı etme ve yaşanan acı deneyimleri çok kısa sürede unutulma eğilimi mevcuttur. Ancak afet zararlarını

azaltabilmek için bu tutumun değiştirilmesi, hazırlıklı olmaya ağırlık veren bir kültürün yaygınlaştırılması, eğitim ve örgütlenme çalışmalarının sürdürülebilir olması ve toplumsal bir proje olarak kabul edilmesi gerekmektedir (Koçel, 2003). Afetle ilgili bilgileri, değerleri ve davranış özelliklerini benimseyen toplumun afet bilinci, daha kalıcı ve güçlü olmaktadır.

2.10.3 Çağdaş Afet Yönetim Sistemi

“Çağdaş Afet yönetimi” afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılabilmesi için, afete yol açabilecek tehlike ve risklerin iyi bilinmesini ve bu tehlike ve riskleri, olaylar olmadan önce, önleyecek önlemlerin, en akılcı yol ve yöntemlerle ortadan kaldırılmasını veya yol açabilecekleri olumsuz etkilerin azaltılmasını gerektiren topyekün bir mücadeledir. Bu mücadele içerisinde, en sade bireyden en yetkili makamlara kadar, herkese görev ve sorumluluk düşmektedir (Ergünay, 2002,s.31).

“1960’lı yıllardan sonra afet zararlarının azaltılması konusunda, dünyada “zarar azaltma” stratejisinin kabul görmesinden sonra “afet yönetimi” kavramı “risk yönetimi” kavramı ile eş anlamlı görülmüş ve yeni bir yönetim biçimi oluşarak yapılan tüm çalışmalar bu anlayış içinde ele alınmıştır” (Anonim, 2000a).

Türkiye’de yaşanan 1999 yılı Marmara Depreminden sonra, afet sonrası müdahale kadar, afet zararını azaltmada afet öncesi hazırlıklarında önemi ortaya çıkmıştır. Bu dönemden sonra afet olayına, afet öncesi, afet anı ve sonrası düşüncesiyle yaklaşılmasını öngören modern bir “afet ve risk yönetimi” sistemi geliştirilmiştir. Genelde “Afet Zararlarını Azaltma Sistemi (Risk Yönetimi)” ve “Afet Müdahale Sistemi (Afet Yönetimi)” olarak tanımlanabilen ve birbirini tamamlayan bu iki sistem, özellikle hedefler, kapsam ve kurumlaşma biçimleri açısından farklılıklar taşımaktadır. Afet müdahale sistemi kapsamında, “afet yönetimi” ve “kriz planlaması” çalışmaları yürütülmektedir. Afet zararlarını en aza indirme, diğer bir ifade ile “yara almama” amaçlı önlemlere öncelik ve geçerlik kazandırma kapsamında ise “risk yönetimi” ve “sakınım planlaması (contingency planning)”

çalışmalarına gerekli önemin verilmesi ortaya çıkmıştır. (Anonim, 2002a). Şekil 2.3’deki gibi Risk ve Afet yönetimi arasındaki ilişkiyi net olarak tanımlanmıştır.

Şekil 2.3 Risk ve Afet Yönetimi Sistemleri Karşılaştırması (Anonim, 2002a)

Bu çerçevede “afet ve risk yönetimi sistemi”, sürekli olarak her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olma, zarar azaltma, müdahale etme, iyileştirme ve yeniden inşa amacıyla bir afet olayının öncesi, esnası ve sonrasında elde mevcut kaynakları organize eden, analiz, planlama, karar alma ve değerlendirme süreçlerini kapsayan bir sistem olarak ifade edilebilir (Tezer, 2005, s.1-9).