• Sonuç bulunamadı

Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat Ve Görevler

3.2 Đlgili Yasa Taslakları

3.2.5 Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat Ve Görevler

Tasarıda, sivil savunma ile afetlere ilişkin kanunlardaki görevler saklı kalmak kaydıyla, afet, deprem ve acil durumlara ilişkin hizmetler ile sivil savunma hizmetlerini yürütmek üzere, Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının kurulması ile teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarının düzenlenmesi öngörülmektedir. Başkanlığın afetler, depremler, toplu iltica ve büyük nüfus hareketleri, tehlikeli salgın hastalıklar gibi normal durumdan, seferberlik ve savaş hali durumuna kadar olan her türlü olağan dışı olayla ilgili acil durum yönetimini, ülke düzeyinde etkin bir şekilde gerçekleştirmesi bu kurumun görevidir.

Afet, deprem ve acil durum yönetimini gerektiren olayların meydana gelmesinden önce önleme, zarar azaltma ve hazırlık, acil durum sırasında yapılacak müdahale ve acil durum sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmalarını yürütmek, kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak, bu alanda ülke düzeyinde standartların belirlenmesini, denetlenmesini, kaynak teminini ve dağıtımını gerçekleştirmek, itfaiye hizmetlerini düzenlemek, bu konularda ilgili bakanlık, kamu ve özel kurum ve kuruluşlarının, mahalli idarelerin görev, yetki ve sorumlulukları ile

işbirliği ve koordinasyon esaslarını belirlemek, acil durumlarla ilgili uluslar arası ilişkileri, insani yardımları düzenlemek ve uygulamak Başkanlığın görevleri arasındadır. Tasarıda Merkezi düzeyde 3 birim kurulmuştur. Buna göre;

1- Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu; Başbakan veya görevlendireceği bir Başbakan Yardımcısının başkanlığında ilgili bakanlardan oluşan afet, deprem ve acil durumlarla ilgili olarak hazırlanan çalışma hedeflerini, politikalarını, yıllık çalışma raporunu ve yıllık eylem planını onaylaması,

2- Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu; Başbakanlık Müsteşarı başkanlığında ilgili müsteşarlardan ve Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanından oluşan afet, deprem ve acil durum hallerinde bilgileri değerlendirmek, alınacak önlemleri belirlemek ve uygulanmasını sağlamak, kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu sağlaması,

3- Deprem Danışma Kurulu; özel olarak depreme hazırlık ve depremin etkileriyle mücadele ve bu konularda koordinasyonu sağlamak üzere kurulması öngörülmektedir.

Söz konusu tasarıda başkanlık, idari olarak yatay ve esnek bir yapıya sahip olup, başkan ve ona bağlı daire başkanlıklarından meydana gelen idari kademeyi oluşturacağı ve daire başkanlıklarının altında hiyerarşik kademeler olmayıp, Başkan tarafından günün ihtiyaçlarına göre çalışma grupları (uzmanlar ve diğer personel) kurulup lağvedilebileceği belirtilmiştir.

Şekil 3.1 Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Başkan Planlama ve Hazırlık Dairesi Başkanlığı Müdahale Dairesi Başkanlığı Đyileştirme Dairesi Başkanlığı Sivil Korunma Dairesi Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığ ı

Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Đçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı Afet Đşleri Genel Müdürlüğü kaldırılmaktadır. Taşradaki sivil savunma müdürlükleri ile afet işleri şube müdürlükleri il özel idarelerine devredilmektedir. Đl özel idaresi bünyesinde valiye bağlı il afet ve acil durum müdürlükleri kurulacak ve Başkanlığın mahallinden yürütülecek hizmetleri, valinin sevk ve idaresinde gerçekleştirilecektir. Taşrada çalışan personel valilik tarafından ihtiyaç duyulan birimlerde görevlendirilecektir.

Afet, deprem ve acil durum hallerinde ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanması amacıyla, Başkanlık bütçesinde afet, deprem ve acil durum faaliyetleri ödeneği oluşturulacak ve Başkanlık bütçesinde gider kaydedilmek suretiyle özel hesaba aktarılarak kullanılacak bu kaynaktan, Başkanlıkça uygun görülen hallerde, kamu kurum ve kuruluşlarının hesaplarına da aktarma yapılabilecektir.

Afet yönetim sistemi içerisinde yerleşim alanlarında afet tehlikelerinin önlenmesi ve/veya afet risklerinin ve zararlarının azaltılmasında en akılcı ve etkin yöntemin, kriz yönetiminden önce risk yönetimine öncelik veren, hazırlık, planlama ve zarar azaltmaya dönük araçların geliştirilmesini ön plana çıkaran bir anlayışın şekillendirilmesi gerekirken, söz konusu taslak adından da anlaşıldığı gibi "acil durum" yani kriz yönetimini, bir başka deyişle afet sonrasında yapılacak iş ve işlemleri önceleyen bir anlayışla hazırlandığı gözlenmektedir. Afet öncesi zarar azaltma stratejisi kapsamında gerçekleştirilecek mühendislik hizmetlerinin tanımlanmadığı ve kurumsal yapılanmada yerini almadığı görülmektedir (Anonim, 2008).

Söz konusu taslakta afet yönetiminin tek çatı altında yeniden yapılandırılması koordinasyon sorununun çözümünde ilk bakışta olumlu bir gelişme olarak görülse de, önerilen organizasyon şemasının ülkenin afet potansiyeli dikkate alındığında yetersiz kalacağı açıktır. Mevcut genel müdürlüklerin eleman, deneyim ve bilgi birikiminin geliştirilerek bir arada koordineli çalışması yerine, bu kurumların lağvedilerek 180-200 elemanlı "çekirdek" bir kadrodan oluşan bir kurumla afet hizmetlerini gerçekleştirmek mümkün görünmemektedir. Bu taslakta genel

müdürlüklerin görev ve sorumlulukları daire başkanlığı düzeyine indirilirken ana hizmet birimleri olarak kamu yönetimi sistemi içinde pek görülmeyen sürekliliği ve sorumlulukları tanımlanmamış "çalışma grupları" kurularak hizmet satın almaya yönelik bir düzenlemenin önü açılmaktadır. Bu yolla afet hizmeti gören temel kurumlarda 50 yılı aşkın bir sürede oluşmuş bilgi birikimi, deneyim, teknolojik altyapı sıfırlanmaktadır (Anonim, 2008).

Taslağın önemli bir eksikliği de araştırma-geliştirme (AR-GE) boyutudur. Ülkemizin jeolojik, jeomorfolojik yapısı ve meteorolojik özellikleri değişik afet türlerinin yaygın olarak yaşanmasına neden olmaktadır. Bu afetleri araştıran, afet zararlarının önlenmesi için alınabilecek mühendislik önlemlerini ortaya koyan bilimsel araştırmaların yapıldığı bir birimin oluşturulması konusunda, ilke düzeyinde bile bir vurgu bulunmamaktadır (Anonim, 2008).

Afetlerle mücadelenin temel araçlarından biri de ekonomik kaynaklardır. Bunu gerçekleştirmek için güçlü bir "afet fonu"nun oluşturulmasının önemi ve gerekliliği tartışılmaz bir gerçektir. Ancak, taslakta bu temel konunun göz ardı edildiği gözlenmektedir (Anonim, 2008).

Sonuç olarak, TBMM’nin gündeminde bulunan “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı”nın Kuruluş, Görev ve Yetkileri ile ilgili yasa tasarısı Ülke gerçekleri ve deneyimi dikkate alınmadan hazırlanmış, gerek merkezi ve gerekse yerel düzeylerde afet tehlikesi ve riskinin belirlenmesi ve olası zararların önlenmesi veya azaltılması çalışmalarının gerektirdiği kurumsal yapılanma ve görev tanımlarını içermeyen, gerekli imkân ve kaynakları ön görmeyen, yapılan tanım ve kavramlarda önemli hata ve eksiklikler içeren bir tasarıdır. Ayrıca Afet Yönetimi ile ilgili mevcut mevzuat, afet öncesi ve afet sonrasının birlikte değerlendirildiği; tüm risk sektörlerinin ve risk yönetiminin dikkate alınmadığı, Merkezi ve yerel afet yönetim birimleri arasında organizasyon ve eşgüdümün sağlanamadığı (Anonim, 2009) bu haliyle taslağının afet yönetiminin ihtiyacını karşılamaktan uzak, sorunları çözmek yerine yeni sorunları da beraberinde getiren belirsizlikler içeren bir tasarı niteliğinde olduğu gözlenmektedir (Anonim, 2008).