• Sonuç bulunamadı

Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı

3.2 Đlgili Yasa Taslakları

3.2.2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı

Sismik riskler dahil olumsuz kentsel koşullardan etkilenen alanların dönüşümü için Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı tarafından hazırlanan 11 03 2005 tarih ve 397 sayılı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısının (genel gerekçesi olarak; Sağlıklı bir imar düzeninin kurulabilmesi için, kentlerin yerel koşullarının ayrıntılı etüdüne dayanan bir plana göre gelişmesi gerekmektedir. Ancak, gerek 1950’li yıllardan bu yana yaşanan hızlı kentleşme eğilimi, gerekse bölgeler arasındaki gelişmişlik farkları nedeniyle nüfus ve yatırımlar dengesiz olarak belirli bölgelere yığılmış, köylerden kentlere hızlı göç sonrasında düzensiz, sağlıksız ve güvenli olmayan bir takım yerleşim alanları ortaya çıkmıştır. Ayrıca, bu bölgelerdeki koruma

alanları da yer yer tahrip edilmiş, tarım alanları, orman alanları, su havzaları ve yapılaşmaya uygun olmayan zeminler üzerinde kaçak veya mevzuata aykırı yapılaşmalar oluşmuştur. Bu durumun beraberinde getirdiği toplumsal, ekonomik, kültürel, psikolojik ve fiziksel mekan sorunları da her geçen gün katlanarak büyümektedir. Öneriye göre, belediyeler dönüşüm alanı sınırlarını belirleyecek ve dönüşüm planlarını hazırlayacaklardır.

Bu yasa taslağında, imar planı kapsamında kalsın veya kalmasın, kentsel veya kırsal alanlarda, kamu yararı ve sosyal adalet gözetilerek, kentsel standartlara, bilim, teknik, sanat ve sağlık kurallarına uygun, doğal, tarihi, kültürel çevre ve ekosistemleri koruyan, yaşatan ve geliştiren, afetlere duyarlı, sürdürülebilir gelişme ve ekonomik kalkınma hedeflerine uygun yaşam çevrelerinin oluşturulması için iyileştirme, tasfiye ve yenileme ilke ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Taslakta dönüşüm alanı olarak belirlenen alanlarda Hazine, il özel idareleri, kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve vakıflar tarafından idare edilenler de dahil her türlü arsa ve arazilerin ve bunların üzerinde bulunan bütün yapıların, dönüşüm amaçlı imar planına uygun olarak iyileştirmesini, tasfiyesini, yenilenmesini, geliştirilmesini ve kentin konut, ticaret, sanayi, rekreasyon, teknik altyapı, sosyal donatı alanları ve diğer yatırım ihtiyaçları için; proje geliştirilmesi, arazi, arsa düzenlemesi, yapım işlerinin gerçekleştirilmesi, toplu ortaklık ve proje ortaklıkları kurulması, finansal destek sağlanması ve yönetilmesi, her türlü sınırlı ayni hak, şahsi hakların tesis ve devri, trampa ve mülkiyetin el değiştirilmesi de dahil olmak üzere bu konuda yapılacak her türlü iş ve işlemleri kapsar.

Geçmişte çıkarılan yasaların, gecekondu sorununun çözümünde çözüm olarak, gecekonduları yıkmak ve yenisini yaptırmamak ve yoksul ve dar gelirlilerin arsa edinmelerine olanak sağlamak üzere iki yolu benimsedikleri görülmektedir. Bu yaklaşımlar sorunu çözmediği gibi yapılan araştırmalar gecekondunun, kamu tarafından sunulan sosyal konutlardan çok daha pahalıya mal olduğunu ortaya koymuş, kamu topraklarının bireylerin özel mülküne dönüşmesinin ötesine geçememiş lokal ve anlık barınma ihtiyacının karşılanması dışında fayda

sağlayamamıştır. Kentin planla yarattığı rantlar kente döndürülerek toplum yararına kullanılamamış, bireysel yararlar ön plana çıktığı gibi gecekondu barınma ihtiyacının karşılanmasından bir sosyal güvenlik aracı haline gelmiştir.

3.2.3 Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Đlişkin Kanun Tasarısı

Genel gerekçe:7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı ile Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ düşmesi ve benzeri afetler sonucunda vatandaşların mağdur olmaması için gerek barınma gerek iktisadî faaliyetler için Devlet tarafından borçlanma karşılığında arsa tahsisi yapılmakta, kredi açılmakta ve buna ilişkin hususlar anılan Kanunun 40. maddesinde düzenlenmektedir.

Buna göre, 40. maddede yapılan değişiklikle kredilerin daha çabuk geri dönüşümlerini teşvik amacıyla defaten hesap kapatılması durumunda hak sahibinin borcunda indirim yapılması, amaçlanmıştır. Yasada yatırım programında evini yapana yardım yönteminde yer alan ödeneğin bir kısmını kullanan, ancak konut veya işyerini yapmayan ailelerin yatırım programında sürüncemede kalması, hak sahiplerine ayrılan ödeneğin kullanılmaması, yatırım programına alınmayı bekleyen diğer hak sahiplerine ödenek ayrılabilmesini engellemektedir. Bu nedenle, yasa taslağında iki yıl içerisinde konut inşaatlarına başlamayan veya devam etmeyen ailelerin hak sahipliklerinin iptal edilmesi hükmü getirilmiştir.

Sonuç olarak, afet zararlarının azaltılması ve Ülkemizdeki yerleşimlerin afetlere karşı güvenlikli hale getirilmesi, ara vermeden kararlı bir şekilde sürdürülen, geniş kapsamlı, toplumsal olarak içselleştirilmiş bir afetlere karşı mücadele kültürü ile desteklenmesi gereken toplumsal bir hedeftir. 1999 Depremlerinden sonra Afetler konusunda Bayındırlık ve Đskan Bakanlığınca hazırlanan üçüncü taslak olan “Afetler Kanunu Tasarısı Taslağı-2006” bu konulardaki toplumsal hedeflere yanıt vermekten ziyade, yürürlükteki 7269 sayılı yasanın bir revizyonu olmaktan öteye geçememiştir. Bu taslağın madde bazında iyileştirilmesi yerine aynı Bakanlıkça hazırlanmış olan

Yapı ve Đmar Kanun Taslakları ile birlikte terminoloji ve uygulama birliğini gözeterek bilimsel gerekler çerçevesinde “zarar azaltma odaklı olarak” yeniden yazımı ve üç taslak arasında her açıdan bir eşgüdüm yaratılması daha uygun olacaktır (Anonim, 2006b).

3.2.4 Deprem Tehlikesi Olan Alanlardaki Mevcut Yapıların Güvenli Alanlara