• Sonuç bulunamadı

Đmar ve Şehircilik Kanun Tasarısı Taslağı

3.2 Đlgili Yasa Taslakları

3.2.1 Đmar ve Şehircilik Kanun Tasarısı Taslağı

Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı, Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü’nün 2005 yılında hazırladığı Đmar ve Şehircilik Kanun Tasarısı Taslağının amacı Madde 1’de;

“Kentsel ve kırsal alanlarda arazi kullanımı, yerleşme ve yapılaşma konusunda, bilim, teknik, sanat, sağlık, güvenlik ve estetik kuralları ile yöresel koşullara uygunluğun sağlanması, doğal, tarihi ve kültürel çevrenin ve ekolojik sistemlerin korunmasını, yaşatılmasını ve geliştirilmesini, sosyal adaletin sağlanması, toplum ve kamu yararının gözetilmesi, bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılması, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir biçimde sağlanmasını, yaşayanların temel haklarına saygılı, karar süreçlerine katılımın gerçekleştirilmesi ve sektörler arası uyumun sağlanması, afet zararlarını azaltan güvenli ve yaşam kalitesini artıran ilkelerin uygulamalar da temel alınması, planlı kentsel dönüşümün sağlanması, ve anılan tüm süreçlerin şeffaf ve etkin biçimde denetlenmesi” şeklinde tanımlamıştır.

3194 sayılı Đmar Kanunu afet öncesine ilişkin gerekli önlemleri alan düzenlemeler içermediğinden, taslakta, afetin önlenmesi, afet zararlarının azaltılmasına ilişkin çok boyutlu ve her ölçekte önlemler getirilmiştir. Afet risklerinin belirlenmesi ve plan kararlarının bu risklere duyarlı hale getirilmesi için;

1- Tüm yerbilimsel veriler ve haritalar kullanılarak deprem, heyelan, kaya düşmesi ve diğer kütle hareketleri, çığ, su baskını, tsunami, yangın, tasman gibi doğal afete uğramış ya da uğraması muhtemel alanlara ait bilgilerin onaylı güncel sayısal halihazır haritalar üzerine yürürlükteki harita yapım standartlarına uygun olarak işlenmesi ile elde edilen ve raporu ile bir bütünlük oluşturan, planlama alanın da oluşabilecek tüm afet tehlikelerini ortaya koyan, afet zarar ve risklerinin azaltılmasına yönelik önlemleri ve önerileri de içeren mekansal stratejik planlarına esas teşkil eden Bakanlıkça onaylı Afet Tehlike Haritaları ile

2- Afet tehlike haritalarına dayalı olarak, afet zararlarını en aza indirgemek amacıyla arazinin, jeolojik, jeoteknik, jeofizik, sismolojik, hidrojeolojik, hidro- meteorolojik, jeomorfolojik, litolojik, yapısal özelliklerinin ayrıntılı olarak incelendiği, yerel zemin koşullarının ve yerel afet tehlikelerinin de değerlendirildiği açıklama raporu ile bir bütün oluşturan ve yerleşime uygunluk değerlendirmeleriyle imar planına esas teşkil eden sayısal büyük ölçekli Mikrobölgeleme Haritalarının yapılmasını öngörmüştür.

Bölge planları ile diğer planların yer bilimsel verileri kullanarak, kentsel risk analizi çalışmaları ile üretilen, riskleri dışlayan ve azaltan politika ve uygulamaları kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi ve kullanım kararlarının verilmesi için planlar yeniden tanımlanmıştır. Tanımlanan bu plan hiyerarşisi içinde Sakınım Değerlendirme Planlaması olarak adlandırılan ve doğal ya da teknolojik tehlikeler nedeniyle yüksek risklerin yer aldığı yerleşme birimlerinde risk sektörlerini tanımlayarak, sektörel risk yönetim biçimlerini belirleyen, her risk sektöründe veri tabanı geliştirme yöntemini açıklayan, sektörün ilgililerini, yönetim biçim ve zamanlaması ile denetim ve izleme sorumlularını belirleyen, ilgili idareler, özel kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ve yerel topluluk yönetimlerinin işbirliği ile uzun, orta ve kısa dönemlerde topyekun risk yönetimi için hazırlanan, imar planlarına risklere ilişkin mekansal bilgiler aktaran ve ilgili yönetmelikte belirlenen belgelerden oluşan plan ve çalışmaları olarak tanımlanan planlama aşamasına da yer verilmiştir.

Tasarının 8 Maddesinde yer alan Planlamaya Đlişkin Đlke ve Esaslar kısmında: Planların, sürdürülebilir kalkınma ilkesine, kamu yararına ve yerleşmenin bütününe hizmet edecek nitelikte hazırlanacağı ve plan çalışmalarında afetlerin önlenmesi, zararlarının azaltılması için, afet tehlike, mikrobölgeleme haritalarnın, değerlendirmeye esas alınacağı belirtilmiştir. Afet tehlike ve risklerinin yüksek olduğu yerleşmelerde kentsel risklerin analizi sonucu oluşturulan sakınım değerlendirmelerinin imar planlarında dikkate alınması ve bu kapsamda imar planlarının yeniden düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bölge ve kentte risk oluşturan alanlar, altyapı, kullanımlar, yapılar birbirleriyle ilişkileri ele alınarak risk yönetim esasları belirleneceği hükme bağlanmıştır.

Taslağın 9. Maddesinde Plan Yapım Esasları belirlenmiş buna göre; Planların hazırlanması sürecinde, planlanacak alan ve yakın çevresine yönelik ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir. Planlama çalışması ile birlikte eşzamanlı olarak stratejik çevresel değerlendirme çalışmaları tamamlanır. Planlama alanına yönelik eşik analizi, sentez çalışmaları, onaylı afet tehlike ve mikrobölgeleme haritaları, yerinde yapılan incelemeler, yeterli nitelikte ve kapsamda ekonomik, sosyal, kültürel, politik, tarihi, sektörel ve teknolojik araştırmalar yapılır ve rapora bağlanır. Planlama yapılan yerin özelliğine göre ilgili idare tarafından yerinde toplantılar düzenlenir. Alternatif alan ve kararlardan en uygun olanı seçilir. Plan eki raporda, elde edilen bütün veriler, değerlendirmeler ve alternatifler, kurumsal yapı, uygulama araçları ve finansman modeline ilişkin karar ve öneriler yer alır.

Yerleşme Ana Strateji Planı, Kentsel Sakınım Değerlendirme ve imar planlarında, olası afet sonrasında kullanılmak üzere öncelikle kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar rezerv alan olarak belirlemesi ve bu alanların gerekli altyapı hizmetlerinin ilgili idarece tamamlanması zorunluluğu getirilmiştir. Bu alanlar 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun doğrultusunda kullanılıncaya kadar kamuya açık alanlar olarak değerlendirileceği belirtilmiş ve bu alanların sorumluluğu ilgili idaresine bırakılmıştır.

Planlamanın yanı sıra, tasarım, yapım ve uygulama süreçlerinin de afete duyarlılığının sağlanmasına yönelik düzenlemeler ile konunun planlama, mimarlık ve mühendislik meslekleri bütününde çözümlenmesini sağlamaya yönelik hükümler getirilmiştir. Harita, planlama, proje, etüt, rapor, yapım ve denetim sürecinde yer alan bütün tarafların yetki ve görevlerinin yanı sıra sorumlukları da açıkça tanımlanmış. Teknik elemanlarla ilgili olarak sicillerinin tutulması öngörülmüştür. Yapıların inşasında görev alan yardımcı elemanların belli bir zaman içinde eğitimi ve sertifikalandırılmaları öngörülmüştür.

Anayasa ve mülkiyet hakları göz önünde bulundurularak bazı düzenlemeler de yapılmıştır. Bu kapsamda, mevcut yapı stokunun, kentsel veya kırsal çevrenin standartlarının iyileştirilmesi, sağlıklı, güvenlikli ve estetik yapı ve çevreler elde edilmesi, doğal ve kültürel değerlerin korunması, afet zararlarının azaltılması, yaşam kalitesinin arttırılması amacıyla sosyal, ekonomik ve fiziksel kararları içeren koruma, kullanma, yenileme, geliştirme, güçlendirme veya tasfiye düzenlemelerinden meydana gelen ‘Kentsel Dönüşüm Projeleri’nin hazırlanması hükme bağlanmıştır.

Bu amaçla yürürlükteki mevzuatta uygulanması öngörülen ancak sağlıklı uygulanamayan arsa ve arazi düzenlenmesinin etkinleştirilmesine yönelik düzenlemeler de getirilmiştir. Bu düzenlemeler ile planlamanın tek uygulama aracı olan arsa ve arazi düzenlemesine işlerlik kazandırılmakta, uygulamalardaki sorunlara çözümler getirilmekte, planın etaplar halinde uygulanması sağlanarak olası adaletsizliklerin önüne geçilmektedir. Taslakta arsa ve arazi düzenlemesi ile kamunun eline geçen alanların amacı dışında kullanılamayacağı ve özel mülkiyete konu edilemeyeceği ilkesine de yer verilmektedir.

“Đmar ve Şehircilik Kanun Tasarısı Taslağı”, 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu’nun uygulamada görünen aksaklıklarının gidermeye, eksikliklerinin tamamlanmaya çalışıldığı bir taslak olarak nitelendirilmiştir. Taslaktaki en önemli değişiklik, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede de yer alan sigorta boyutunun yapı denetim sistemine tekrar dahil edilmesidir. Tasarı taslağına göre; yapının projelendirilmesinde görev alan tüm

meslek mensubu mimar ve mühendisler, şantiye şefi, denetim sorumlusu mimar ve mühendisler, kontrol elemanı mimar ve mühendisler ile laboratuar sorumlularının “mesleki sorumluluk sigortası”, yapı denetim kuruluşları ve yapı müteahhidinin “mali sorumluluk sigortası” ve yapı inşaat ruhsatı ile yapı kullanma izin belgesi alınması arasındaki süre içinde meydana gelebilecek, her türlü can ve mal kaybı ve hasarını kapsayan ve yapının müteahhidi tarafından yaptırılması gereken “all risk sigorta” zorunlu kılınmaktadır (Anonim, 2005b).

Taslakta yapının, işlevsel gereksinimleri karşılaması, estetik olması, yaşam mekanı oluşturmasına yönelik düzenlemeler getirilmektedir. Yapının tasarım ve yapım süreçlerinin iyileştirilmesi öngörülerek yapılı çerçevede kalitenin elde edilmesi amaçlanmıştır. Taslakta, kullanıcılara engel oluşturmayan, enerji etkin, dayanıklı, sağlıklı ve güvenli yapılar için ilkeler, araçlar getirilmiş ve bu amaçla yapı denetimi güçlendirilmiştir Taslak çerçevesinde geliştirilen denetim sistemi, ilgili meslek odaları tarafından verilen sıralı bir listenin dikkate alınması yoluyla Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı tarafından yetkilendirilen Denetim Kuruluşlarının, her türlü yapıyı denetlemesine dayalı bir sistem olarak tanımlanabilir (Anonim, 2005b).

Taslakla getirilen bir diğer yenilik ise, mevzuata aykırı yapılardan, gecekondulardan, ruhsatsız yapılardan, mevzuata aykırı olarak onaylanan projeler ve düzenlenen ruhsatlardan, yapı kullanma izin belgelerinden öncelikle yapı sahibi olmak üzere, valiliklerin ve belediyelerin görevlileri, yapı denetim kuruluşları, proje müellifleri, yapı sorumluları ve/veya yapı denetim sorumlularının yanı sıra, parsel malikleri, apartman veya site yöneticileri, mahalle ve köy muhtarlarının da sorumlu kılınmasıdır. Böylece mevzuata aykırı yapılaşmanın engellenmesine yönelik hükümler getirilmiş, mevzuata aykırı olarak yapıldığı tespit edilen yapılara ilişkin yaptırımlar çeşitlenmiş ve güçlendirilmiştir. Kanunun uygulanması için gerekli cezai yaptırımlar getirilmiş; personel, teknik bilgi, araç, gereç ve diğer donanım konularında idareler güçlendirilmiştir (Anonim, 2005b).

Öte yandan, kamu sağlığını tehdit eden yapıların güçlendirilmesi ya da tamamen yıkılması konusunda da bazı hükümler bulunmaktadır. Buna göre, idarece

güçlendirilmesine karar verilen yapıların kat maliklerinin ortak kararı ya da çoğunluğun kararı gerekmeksizin, tebliğ edilmesini izleyen 2 yıl içinde, bir denetim kuruluşu gözetiminde binalarını güçlendirilmesi zorunluluğu getirilmiştir. (Anonim, 2005b).

Bu taslakla belediyelere, koruma, yenileme, dönüşüm, yoğun yapılaşma ve kamu ya da özel proje alanları gibi bir dizi özel planlama alanı belirleme yetkisi verilmektedir. Belediyelerin, afetlerin yol açacağı riskleri azaltmak üzere sakınım planları hazırlamaları zorunlu kılınmakta, bunu yerine getirmeyenler için Bakanlığa onlar adına bu planları hazırlama yetkisi verilmektedir. Belediyeler özel planlama alanlarının yerlerini belirleme, bu alanlar için plan ve proje hazırlama hakkına da sahip olmaktadırlar. Gelişme ya da dönüşüm alanlarında kamu ya da taşınmaz sahiplerinin çoğunluğu ortaklıklar kurarak bu alanların yeniden imar ve yönetimi için girişimde bulunabilmektedirler. Tasfiye, gelişme, koruma gibi fiziksel operasyonlar yanı sıra bu projelerin öngördüğü, mali, yönetsel ve mülkiyet gibi konularda politika eylemlerini de içermesi beklenmektedir. (Anonim, 2005b).

Şehircilik ve Đmar Kanunu Tasarısı Taslağı diğer yasa taslaklarından ve Büyükşehir Belediyesi, Belediyeler ve Đl Özel Đdare Kanunları’ndan bağımsız olarak hazırlandığı ve tam örtüşmediği görülmektedir