• Sonuç bulunamadı

2.12. Acil Durum Yönetim Sistemi

2.12.1 Hazırlık

Bu aşamayı, Risk Yönetim Sistemi’nde ki zarar azaltma aşamasından kesin çizgilerle ayırmak mümkün değildir. Zarar azaltma aşamasında oluşturulan kurumsal yapılanmaların, hazırlanan senaryoların afet sonrası çalışmalara doğru hız kazandığı, güncelleştirildiği, tatbikatların yoğunlaştığı bir dönem olarak algılamak gerekmektedir. Risk Yönetimi içerisinde zarar azaltmaya yönelik uzun soluklu

çalışmalar ne denli yapılmış ise, afete karşı hazırlık çalışması o denli sağlıklı ve kolay olabilecek, bu dönem ağırlıkla afet sonrası insan kaynaklarının organizasyonuna yönelik çalışmaları kapsayacaktır (Şengezer ve Kansu, 2001).

Önceden hazırlık aşaması, ABD’de Federal Acil Durum Yönetim Ajansı (FEMA) tarafından, herhangi bir acil duruma karşılık verebilmek için operasyonel yeterliliği geliştiren acil durum yönetimi örgütlenmesi, acil durum faaliyetlerinin planlanması, kaynak yönetimi, yönlendirme ve kontrol, acil durum iletişimi, erken uyarı, halkla ilişkiler, koruyucu önlemler, acil durum destek hizmetleri ile eğitim ve tatbikatların geliştirilmesini kapsayan aktiviteler bütünü şeklinde tanımlanmaktadır (Waugh, 1988).

Olası bir afette ortaya çıkabilecek kayıpların ve tehlikelerin giderilmesi, öncelikle tehlike ve tehdit altındaki canlıların kurtarılması kayıpların bulunması ve acil yardım gereksinimlerinin karşılanması amacıyla, arama-kurtarma çalışmalarının geliştirilmesi ve gerekenlerin yapılması aşamasıdır. Afet sonrasında hemen başvurulacak sağlık, barınma ve günlük tüketim konularındaki gereksinimler için stok oluşturma ve dağıtım hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin ilkelerin belirlenmesi ve uygulamaların yapılması gerekmektedir (Güler, 2004).

Tahliye için güvenli alanların oluşturulması yanında acil eylemler için alanların sağlanması, uyarı sistemlerinin tasarlanmış olması, acil haberleşme sistemlerinin oluşturulması, kamu eğitiminin sağlanması, eğitim programlarının oluşturulması, yayınların yapılması, katalogların hazırlanması faaliyetlerin güncelleştirilmesi çalışmaları bu aşamada yoğunlaştırılmalı ve gerçekleştirilmelidir (Şengezer ve Kansu, 2001). Hazırlıklı olma aşamasında yapılması gerekenler aşağıda detaylı olarak ele alınmıştır.

Olay Komuta Sistemi ve Acil Durum Yönetim Merkezi: Çağdaş afet yönetiminin ana bileşenlerinden birisi olan Olay Komuta Sistemi (OKS) organizasyonunun amacı, nitelikli afet yönetim eğitimi almış profesyonel ya da

gönüllü kişilerin afetlere müdahale performanslarını arttırmak ve hazırlık evresinde diğer sistemlerle uyumlu bir eşgüdüm ortamını sağlanmaktır (Anonim, 2003).

Olay Komuta Sistemi önceden planlanan, olayların gelişimine ayak uydurabilen bir yönetim organizasyonudur. Tamamen önceden kurgulanmış ve planlanmış yapıdadır. Olay Komuta Sistemi Acil Durum Yönetim Merkezlerinin bir parçası olmakla beraber tek bir olayda yoğunlaşan ve Olay Komutanının emrinde çalışan bir yapılanmadır. Olay Komuta Sistemi olaya göre değişkenlik arz eden mobil bir yönetim yapısıdır. Acil Durum Yönetim Merkezi ise büyük ölçekli birden fazla birimin katılımını koordine eden yerleşik ve sabit bir sistemdir (Anonim, 2003).

Acil Durum Yönetim Merkezi, bir kriz durumunda acil önlemleri almak, görev alacak personeli harekete geçirmek, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamak, kamuoyunu bilgilendirmek, krizi izlemek ve değerlendirmek, eğitim yoluyla personeli krize hazırlamak gibi, kriz öncesini, kriz anını ve kriz sonrasını kapsayan çalışmalardan sorumludur (Anonim, 2003).

Görev ve Sorumlulukların Belirlenmesi: Olay Komuta Sisteminde 5 temel görev yer almaktadır (Helvacıoğlu ve Ural, 2005a). Bu aşamada belirlenen rollerdeki kişilerin görev ve sorumlulukları tanımlanır. Bu roller;

• Olay Komutanı

• Müdahale ve Operasyon Birimi • Planlama Birimi

• Lojistik Birimi

• Finans/Yönetim Birimi

Bilgi Sisteminin Kurulması: Olası bir afet anı sonrasında Acil Durum Yönetim Merkezinin afet yönetimi çalışmalarında etkin ve doğru karar verebilmesi ve acilen yardım hizmet gruplarının çalışmalarına destek olabilecek bilgiye hızlı erişim ve etkin kullanılmasını sağlayan bir sistem gerekmektedir. Bu sistem özellikle Türkiye’de Kent Bilgi Sistemi olarak bilinen ve bölge sınırları içerisinde haritalarla ilişkilendirilmiş her türlü coğrafi veri tabanları üstünde, kentlilerle ilgili resmi

dokümanlar, kamu hizmeti gören tüm kamu kurum ve kuruluşları ile diğer lojistik öneme sahip kurumların personel araç gereç durumlarını değerlendiren ve afet planlamasında kullanılan bir sistemdir (Anonim, 2004b)

Kent bilgi sistemi ile afet yönetiminin entegrasyonu sayesinde harekete geçmek hazır olmak acil durum müdahale planları yapmak kolaylaşacak, afet öncesinde alınan tedbirlerle dayanıklılık artacak, afet sonrasında ise haritalar ve veritabanları yardımıyla yönlendirme yapılacak, koordinasyon sağlanacaktır.

Kent Bilgi Sistemi sayesinde (Anonim, 2004b); • Sel ve dere yatakları haritası

• Deprem kuşakları haritası • Heyelan bölgeleri haritası • Bölgenin jeoloji haritası

• Afet bölgesinde kalan yapıların belirlenmesi

• Afet bölgesine en yakın/ en uzak veya belirli mesafedeki sosyal yapıların ve özelliklerinin tespiti

• Afet esnasında görev alacak personelin sorgulanması • Afet esnasında kullanılacak araç gereçlerin sorgulanması • Sığınak kapasitelerinin sorgulanması

• Afet sonrası geçici iskan için kullanılacak binaların,

• Sağlık tesisleri, yatak kapasiteleri, doktor sayısı, ambulans sayısı, morg kapasitesi, kan stok miktarı, ameliyathane sayısı gibi bilgilerin sorgulanması

• Polis ve Jandarma Karakolları personel sayısı, binek araç sayısı gibi bilgilerin sorgulanması

• Afet sonrasında hasarlı binaların belirlenebilmesi bina yapılacak afetzedelerin tespiti tapu kayıtlarının çıkartılması ve ilgili analizler,

• Haberleşme binaları, posta işletmeleri müdürlükleri ve diğer tüm haberleşme imkanlarının tespiti,

• Mezarlıkların yerleri, kapasitesi, kullanılacak yer miktarı, personel sayısı, • Ulaşım bilgileri, karayolları, raylı sistem, limanlar, tersaneler, havaalanı ve otogarlar, ana ulaşım arterleri, ikinci derece ulaşım arterleri, üçüncü derece ulaşım

arterleri, köprüler; uzunlukları, genişlikleri, üstyapı tipleri, sokak adres bilgileri, metro, tramvay hatları ve istasyon bilgilerinin elde edilmesi,

• Đçme ve kullanma suyu tesisleri, ana dağıtım şebekeleri ve kapasiteleri, baraj bilgilerine ulaşılması,

• Enerji nakil hatları, Elektrik yüksek gerilim hatları, doğalgaz hatları ve etki alanları bilgilerine ulaşılması mümkün olmaktadır.

Kaynak Yönetimi: Afetlere hazırlıklı olmak ve etkin bir müdahale yapabilmesi için kaynakların önceden tespiti ve veri tabanlarına uygun bir şekilde girilmesi önemlidir. Kaynak yönetiminin dört ana bileşeni vardır; planlama, organizasyon, yönetim ve kontrol (Helvacıoğlu ve Ural, 2005a).

“Planlamada, karşılaşılacak olası acil durumlara göre gereken kaynaklar (araç, gereç, personel, iletişim kanalları, lojistik destek nakit ihtiyacı, vb.) belirlenir. Organizasyon, kaynağın nasıl kullanılacağını, bilgi akışının nasıl olacağını ve hiyerarşik yapıyı tespit eder. Yönetim, mevcut OKS çerçevesinde kaynağın en etkin şekilde kullanımı için görevlendirme ve yetkilendirme yapmaktır. Kontrol ise yöneticilerin mevcut standartlara uygun iş yapıldığını ve müdahalenin performansını izlediği aşamadır. Kaynağın doğru yere, zamanında ulaştığı, görevini yaptığı, işlem tamamlandıktan sonra ilk çıkış yerine dönecek şekilde tasfiye edildiği etkin bir şekilde kontrol edilmelidir” (Kadıoğlu, 2008, s.26).

Bu kapsama ek olarak kaynak yönetimi açısından mevcut kaynak listelerinin sürekli güncellenerek kaynak yönetimine katılması gerekmektedir.

Acil Eylem Planı: Bir kriz durumu ile karşı karşıya kalan Acil Durum Yönetim Merkezi yöneticileri ve personelinin, bir hareket planının olması gerekir. Bu durumda Acil Eylem Planı, acil durum anında, bilinmeyenleri ve belirsizlikleri azaltır. Acil Eylem Planları ile hedef problemler tanımlanır ve bu problemlere ilişkin olası çözümler üretilir. Acil Eylem Planı, afetleri önlemek anlamında değil, daha çok fiziksel ve sosyal çevre üzerindeki etkilerini yumuşatmaya yöneliktir. Olabilecek problemler dizisinin iyi tanımlanması ve onlara karşı mümkün çözümler üretilmesi

ile planlama acil durumun belirsizliklerini mümkün olduğunca azaltır (Şengezer ve Kansu, 2001). Dolayısıyla plan, somut biçimde dile getirilmeli, erişilebilir ve ölçülebilir olmalı, zaman kısıtlamalarını göstermeli, öncelikleri saptamalı ve zorunlu veya kaçınılmaz sınırlamaları açıkça belirtmelidir.

Acil Eylem Planının üç amacı bulunmaktadır.(Emrealp, 1994) Bunlar;

1- Kriz niteliği taşıyan olayların ortaya çıkması öncesinde, yönetimin kriz karşısında hazırlıksız yakalanmasını engelleyecek ve etkin hızlı ve güvenli bir biçimde krize müdahale edilmesini sağlayacak bir çerçeve oluşturmak

2- Bir kriz sırasında, kullanılabilecek tüm olanakları seferber ederek, kriz boyutuna ulaşan sorunların yol açtığı zararı en düşük düzeyde tutacak önlemleri almak

3- Gerek Kriz öncesinde, gerekse kriz sırasında ve sonrasında yapılacak çalışmaların gerektirdiği etkili yönetim ve koordinasyonun sağlanmasına yönelik düzenlemeleri yapmaktır.

Bu amaçlar doğrultusunda planlarda dikkate alınması gereken ana özellikleri ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür (Ergünay, 2002).

1- Planlar gerçekçi ve kabul edilebilir olmalıdır.

2- Planlar gerçekçi senaryolar esas alınarak hazırlanmalıdır.

3- Planlar, farklı kuruluşlar arasında en uygun koordinasyon ve yönetim esaslarını getirmelidir.

4- Planlarda, görev, yetki ve sorumluluklar açıklıkla belirtilmeli, belirsizlik, görev girişimleri ve tekerrürlere fırsat verilmemelidir.

5- Planlarda yönetim, komuta ve kontrol mekanizmalarının ve bilgi akışının nasıl olacağı açıklıkla belirlenmeli ve yönetim karmaşasına neden olunmamalıdır.

6- Planlar yeni kaynak ve yeni kuruluşlara ihtiyaç gösteren belgeler yerine, mevcut imkan ve kaynaklarla neler yapılabileceğini, ilave imkan ve kaynakların gerçekçi olarak nereden ve nasıl karşılanacağını gösteren belgeler olmalıdır.

7- Planlar, acil haberleşme, ulaşım, arama, kurtarma ve ilkyardım, tahliye, geçici barındırma, lojistik destek, yol, su, elektrik, kanalizasyon gibi hayati teknik altyapının acil onarımı vb. gibi alt planları da kapsamalıdır.

8- Planlar, yaşanan her afet olayı ve tatbikatlardan elde edilen yeni dersler ve deneyimler doğrultusunda revize edilmeli ve geliştirilmelidir. Bu nedenle de acil durum planları zarar azaltma planları gibi süreli ve statik planlar değil, sürekli geliştirilen dinamik planlardır.

Acil durum planları da, zarar azaltma ve iyileştirme planlarında olduğu gibi, ülke, bölge, kent veya yerleşme birimi ölçeğinde hazırlanabilir. Ancak planlamanın ölçeği değiştikçe içeriği de değişmek zorundadır. Örneğin ülke ve bölge ölçeğindeki merkezi planlar daha çok destek planları özelliğinde iken, kent veya yerleşme birimin ölçeğindeki planlar operasyonel plan özelliğinde olmak zorundadırlar. Ancak ölçekleri ne olursa olsun, tüm afet planları ve faaliyetleri birbirlerine entegre olmak, birbirlerine girdi ve veri sağlamak, ve birbirlerini desteklemek zorundadırlar. Birçok kurum kuruluş tarafından hazırlanacak bu planlarda görev ve sorumluluklar net bir şekilde belirlenmiş olması gereklidir. Bu nedenle de her ölçekteki afet planları hazırlandıktan sonra, bu planlar içerisinde kendilerine görev ve sorumluluk verilen kurum, kuruluş ve kişiler bu görevlerini zamanında, hızlı ve etkili bir şekilde yerine getirebilmek için, kendi operasyonel planlarını da yapmak ve geliştirmek zorundadırlar (Ergünay, 2002).

Afet Bilincinin Yaratılması-Eğitim: Şengezer ve Kansu (2001) afet bilincinin yaratılması konusunda eğitimi üç ayrı başlıkta değerlendirmiştir. Bunlar;

1- Risklere karşı duyarlılığın oluşmasını sağlayan yaşam boyu eğitim, 2- Afet sonrası yapılası gerekenler konusunda yaşam boyu eğitim,

3- Yaşadığımız yapay çevrenin oluşumunda katkısı olan mühendis, mimar, usta, çırak gibi ilgili tüm teknik personelin afetler konusunda eğitilmesidir.

Özellikle acil durum yönetimi ile ilgili kamu yöneticileri ve yerel yöneticilerin eğitilmesine öncelik verilmeli, özel sektör ve halka yönelik çalışmalar da paralel olarak yapılmalıdır. Đl ve ilçe yöneticilerinin modern afet yönetiminin temel ilkeleri hakkında bilgilendirilmeli ve yetki alanlarındaki mevcut riskler, afetlere karşı yapılan/yapılacak olan hazırlık, planlama, müdahale ekipleri karma ve tatbikat çalışmalarına onların da ilgi ve katkısını sağlamak için eğitim verilmelidir. Bu

amaçla düzenlenecek seminer ve kurslarla afet zararlarının en aza indirilmesinde elde edilen yeni teknik ve bilgiler ilgili kurum ve çalışanlarına aktarılmalıdır. Bu konuda da ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır (Anonim, 2003).

Özetle afet yönetim eğitimi, problem çözebilme, insiyatif kullanabilme, iletişim kurabilme, karşı tarafı anlama ve sabır gösterme, farklı kültürlere anlayış gösterme gibi bireysel nitelikte olan, ancak toplumsal olarak etkileri büyük olan davranışların geliştirilmesi yanı sıra, alet kullanma becerisi, ilkyardım, lojistik, arama-kurtarma, güvenlik ve huzur sağlama gibi farklı konularda yetişmiş bireyler yaratmayı amaçlamaktadır (Anonim,2003).

Uygulama Denemeleri: Acil Yardım Merkezlerinin, olaylara tutarlı bir biçimde müdahale edebilmesi için, birimlerdeki sistemlerin ortak işleyişinin ne ölçüde gerçekleştiğini saptamaya yönelik uygulama denemeleri yapılmalıdır. Uygulama denemesi, koordinasyon gerektiren somut bir alandaki (örneğin, tahliye veya barındırma) performans düzeyini sınamayı amaçlar.

“Uygulama denemeleri iki açıdan önemlidir. Birincisi bireysel eğitim yani, kişilerin kendi görevlerini uygulamaları sonucu konularında daha iyi olmalarını sağlamasıdır. Đkincisi ise acil durum yönetim sisteminin geliştirilmesidir. Burada önemli olan ön planlamaya yönelik egzersiz ve tatbikatların yürütülmesi değil aynı zamanda bunların değerlendirilmesi ve öneriler doğrultusunda geliştirilmesidir. Bu çalışmalar geliştirilip güncelleştirildikleri sürece değer kazanırlar” (Piroğlu ve Özdemir, 2001, s.1-3).

Uygulama denemeleri, planın veya organizasyonun bütününü değil, belli öğelerini veya parçalarını test etmelidir. Böyle bir uygulama denemesinin geçeceği aşamalar şunlardır: (Piroğlu ve Özdemir, 2001).

1- Planlama ekibinin seçilmesi;

2- Hedeflerin saptanması ve belirlenmesi; 3- Kimlerin:

• Merkez içi ve dışı katılımcılar; • Eğitim danışmanları olacağı;

4- Senaryonun ve ana olayların ayrıntılarının tasarlanması; 5- Uygulama çalışmasının yapılmasına uygun yerlerin seçilmesi; 6- Đletişimin belirlenmesi;

7- Model/haritanın hazırlanması;

8- Senaryonun olabildiğince gerçekçi bir biçimde canlandırılması;

9- Gerçekçiliği sağlamak için, uygulamaya katılanların performansının izlenmesi, uygulama senaryosunun düzeltilmesi;

10- Sonuç değerlendirmesinin yapılası;

11- Kriz yönetimi planında gerekli değişikliklerin yapılması.

Genel olarak, oyun biçimindeki bu tür uygulama çalışmalarının maliyeti, yararları ile kıyaslanamayacak derecede düşüktür. Bu nedenle, uzman kadroların yönettiği, çok sınırlı tutulmuş görevlilerin yerleştirilmesi ile ilgili denemelerin de koordinasyon denemeleriyle birlikte gerçekleştirilmesi yararlı olacaktır. Böyle bir model, kitle iletişim araçlarının ilgisini uyandırabilir, planlama ve eğitim sürecinin tanıtımına katkıda bulunabilir.(Piroğlu ve Özdemir, 2001).

Đletişimin Sağlanması: Afete hazırlık aşamasında toplumsal iletişim kanallarının geliştirilmesi, otonom öğretim, bilgi ve deneyim paylaşımı, aidiyet duygusu, sorumluluk kazanılması gibi konularda önem taşımaktadır. Kamuoyu, afet konusunda zamanında ve doğru enformasyon sağlanmasını, bu yolla bilgilenmeyi bekleme hakkına sahiptir. Bu bilgilenme gereğince sağlanamayacak olursa, bundan hemşeriler zarar görecek ve hatta kamu yararına aykırı bir biçimde davranabileceklerdir. Bilgilendirmenin önemli bir yönü, halkın uyarılmasıdır. Bazı doğal afetler bakımından, merkezi yönetimin yürüttüğü meteoroloji hizmetleri, hava koşullarından kaynaklanacak bazı afetlerle ilgili uyarılarda bulunabilir. Böylesi durumlarda, alınacak önlemler ve bunun gerektirdiği davranış biçimleri önceden belirlenmelidir. Bu ise, personelin alarma geçirilmesini ve halkın aydınlatılıp yönlendirilmesi ihtiyacı söz konusu olacaktır. Burada da üst düzeyde koordinasyon gerekir (Anonim, 2003).