• Sonuç bulunamadı

2.12. Acil Durum Yönetim Sistemi

2.12.2 Müdahale

Bir afetin oluşumunu takip eden ve afetin oluşumundan hemen sonra başlayarak, afetin büyüklüğüne bağlı olarak en çok 1-2 aylık bir süre içerisinde yapılan faaliyetler müdahale aşamasını oluşturmaktadır. Bu faaliyetlerin amacı, mümkün olan en kısa sürede en fazla insan hayatını kurtarmak, yaralıların tedavisini sağlamak ve açıkta kalanların su, yiyecek, giyecek, barınma ve güvenlik gibi hayati ihtiyaçlarını en uygun yöntemlerle karşılamaktır (Ergünay, 1996).

Bir afet meydana gelir gelmez, bütün sosyoekonomik aktiviteler kesintiye uğrar ve kriz süreci başlar. Afet anında ilk ulaşılması gereken krizin nerede olduğu ve nereleri etkilemiş olabileceğidir. Afetten önce krizin hangi bölgeleri etkileyeceği, hangi bölgeleri etki alanı dışında kalacağına ilişkin tahminler, afet sonrasında yapılacak işlemlerin organizasyonunda büyük bir kolaylık sağlar. Böylece ilk yardım çalışmaları doğru yere yönlendirilebilir. Ülke Afet Mastır Planı içinde bu çalışmaların yapılması, olası bir afete karşı, meydana gelebilecek hasarın önceden bilinmesi, afet sonrası gerekli önlemlerin hızla alınmasına ve afet anında zaman kazanılmasına yardım edecektir (Şengezer ve Kansu, 2001).

Afet anında ilk yapılması gereken şey, arama kurtarma ekiplerinin en kısa sürede bölgeye ulaşmasını sağlamaktır. Bunun için bölgeye giden en kısa/en uygun yollar, acil olarak belirlenir. Eş zamanlı olarak yapılacak diğer işler; yaralıların tahliyesi ve tedavisi, acil yiyecek ve barınak sağlanması, tıbbi malzemenin sağlanması, sağlık birimlerinin kurulması, ölülerin defnedilmesi, salgın hastalık gibi ikincil afetleri önleyecek tedbirlerin alınması, eğer var ise yangın ve sel gibi zincirleme afetlerin büyümesinin önlenmesi, haberleşmenin acilen sağlanması, elektrik su gibi altyapı sistemlerinin çalışır duruma getirilmesi, tahliye işlemleri, yağmalamalara karşı güvenlik tedbirleri bu aşamada yapılması gereken acil işler olarak sıralanabilir (Şengezer ve Kansu, 2001).

Ayrıca yapılacak olan bu faaliyetler çok iyi bir koordinasyonu gerektirmekte ve olağanüstü koşullarda uygulanması zorunluluğu, olağanüstü hazırlık, yetki ve

sorumluluklara ihtiyaç duyurmaktadır. Bunun için afet anında, daha önce kurulmuş olan bir Afet Yönetim Sistemi mevcut ise bu kaos anı ile baş edebilmek daha kolay olabilecek, kazanılan zaman ve insan gücünün rasyonel kullanımı ile daha fazla can kaybı önlenebilecektir. Afet anında “Afet Eylem Planları” uygulamaya girecek, Afet Yönetim Bilgi Sistemleri harekete geçirilecektir. Bu sistemlerin afet öncesi kurulması koşutunda, afet organizasyonunu sağlıklı biçimde yürütme imkanı sağlanabilecektir (Şengezer ve Kansu, 2001).

Bu aşama tecrübeye ve hızlı bilgilenmeye dayalı mutlak ve tekil otorite ve disiplin gerektirir. Afetlerin yerel olaylar olmaları nedeniyle, acil müdahale güçlerinin de yerel otorite altında mahalli kaynaklarla oluşturulması, ancak afette bu kaynaklarında zarar görmesi olasılığı nedeniyle, komşu ya da üst düzeyden müdahale yapılması seçeneklerinin de hiyerarşik bir düzen içinde hazır tutulması, evrensel bir ilkedir (Gülkan, Balamir, ve Yakut, 2003).

Afet anı ve hemen sonrasında iletişimde büyük kopmalar yaşanacaktır. Hem teknik nedenlerle, hem psikolojik nedenlerle, hem de insan kaybı nedeniyle ortaya çıkacak bu kopmaların etkilerinin azaltılabilmesi için afet anında iletişimi tekrar kurmaya yönelik bir kültürün gelişmiş olması büyük önem taşımaktadır (Helvacıoğlu Ural, 2005b).

Afet bölgesi için sürekli güncellenen ve gereksinimi olan birimin ulaşabileceği durum haritalarına ve raporlarına gerek vardır. Yıkılan mahalleler, altyapı arızaları, kalıcı ve geçici hastanelerin konumu, vb, haritalar üzerinden ilgili veriler de iliştirilerek işlenmeli ve güncel tutulmalıdır. Hangi bölgede, ne kadar insan açıkta kalmış bilinmelidir. Bu bilgi, yardım dağıtımı planlamasında kullanılır. Durum izlemede uydu görüntüleri veya hava fotoğrafları da kullanılabilir. Bu tür görüntüler, hızla elde edilebildiğinden ve GIS yazılımları tarafından işlenebildiğinden, var olan haritalarla karşılaştırma yaparak bölge yapısındaki değişiklikler belirlenebilir. Tablo 2.2’de bilgi sağlama amacıyla kullanılabilecek haritalara ve dokümanlara örnek verilmiştir (Helvacıoğlu ve Ural, 2005b).

Tablo 2.2 Haritalar-Grafikler (Helvacıoğlu ve Ural, 2005b) Haritalar/Grafikler

• Sorumluluk bölgesi haritası • Yangın tehlikesi yüksek olan alanlar • Demografik haritalar

• Jeolojik tehlikeler

• Rüzgar yönleri (yatay/düşey) • Alt yapı hizmetleri veren yerler • Alan kullanımı

• Bölgeyi boşaltmak için kaçış rotaları • Hava sahasını gösteren haritalar • Deniz ulaşım rotaları (varsa)

• Kritik binaları gösteren haritalar (Okul/hastane /huzur evi)

• Sorumluluk bölgesini çevreleyen alanlar • Topografik haritalar

• Tehlikeli maddeler

• Çevre için tehlike oluşturan maddelerin depolandığı yerler

• Ulaşım rotaları • Bilgisayarlı haritalama • Merkezi iş istasyonu

Acil durumda kaynakların yönetimi de büyük önem taşımaktadır. Kaynak yönetimi, acil durumlara müdahalelerde olay komutanının yaptığı iş aslında eldeki mevcut kaynakları yerinde ve zamanında kullanmaktır (Helvacıoğlu ve Ural, 2005a). Acil durumlarda kaynak yönetiminin 4 ana bileşeni vardır:

Planlamada, karşılaşılacak olası acil durumlara göre, Yerel idarelerde olay komuta sistemindeki yetkililer, mevcut kaynakları (araç, gereç, personel, iletişim kanalları, lojistik destek, nakit ihtiyacı vb.) tespit ederek kaynakların durumunu değerlendirmeli ve müdahale sırasındaki hedeflerini belirlemelidir. Verilen hedeflere uygun olarak stratejik amaçlar seçilmeli ve bu amaçları yerine getirecek kaynakların tespiti gerekmektedir. Müdahale sırasında kaynakların nereden geleceği, ne kadar süre içerisinde olay yerinde hazır ve kullanılabilir halde olacağı, Belediye dışında hangi özel, gönüllü veya kamu kurumların katılımı ve bu kurumlar ile işbirliği gerekeceği ve ulaşılması güç ancak gereken özel bir kaynağın gerekliliği önceden tespit edilmelidir.

Organizasyon, kaynağın nasıl kullanılacağını, bilgi akışının nasıl olacağını ve hiyerarşik yapıyı tespit eder. Kaynaklar, doğru zamanda, doğru yerlerde ve yeterli miktarlarda kullanılmalıdır. Acil durum sırasında hangi kaynağın nerede ve ne zaman kullanılacağı, bunun olay yerine nasıl gönderileceği çok önemlidir. Bu nedenle Olay

Komuta Sistemi yöneticilerinin ellerinde kendi kontrolünde bulunan kaynakların güncellenmiş listesi bulunmalıdır. Müdahale başladığında gönderilen kaynakların listelenmesi ve operasyon boyunca izlenmesi çok önemlidir.

Yönetim, mevcut Olay Komuta Sistemi çerçevesinde kaynağın en etkin bir şekilde kullanımı için görevlendirme ve yetkilendirme yapmaktır. Yardımların dağıtımının planlanması da sağlıklı olarak yapılması gereken bir iştir. Hangi bölgelerde yardıma gereksinim var, bu yardımların türü ve miktarı nedir, dağıtım merkezlerinin yerleri nerede olmalı türünden sorulara yanıt bulmak gerekir. Görevli ve gönüllülerin nerede kullanılacağı da, yine haritalar üzerinde yapılan planlamayla gerçekleştirilmelidir.

Kontrol ise yöneticilerin mevcut standartlara uygun iş yapıldığını ve müdahalenin performansını izlediği aşamadır. Kaynağın doğru yere tam zamanında ulaştığı, görevini tam yaptığı, işlem tamamlandıktan sonra ilk çıkış yerine dönecek şekilde tasfiye edildiği etkin bir şekilde kontrol edilmelidir. Böylece azalan kaynaklar zamanında belirlenerek ek kaynak ihtiyacı ortaya çıkartılacaktır. Gerektiğinde bağlı olduğu merkezden ek kaynak istenebilecektir.

Kurumların birbirileriyle koordinasyon içerisinde hareket etmelerini temin edecek idari ve fiziksel mekanizmaları oluşturmak gibi işler afet öncesi aşamada eksiksiz bir biçimde tamamlanmalıdır. Afete müdahale esaslarının ve standart operasyon kurallarının belirlemesi kadar, uygulayıcı birimlerin bunları benimsemesini sağlamak afete hazırlığın en can alıcı noktasıdır. Tatbikat yapılmamış veya gerçek hayat koşullarında denenmemiş, ulaşılamayan ve kullanılamayan bir afete müdahale mekanizması güvenilir olmaz (Kadıoğlu, 2005).