• Sonuç bulunamadı

1.1. Mardin Sancağı’nın İdari Taksimatı ve Şehir Yönetimi

1.1.2. XIX Yüzyılın İlk Yarısında Mardin’de Meskûn Aşiretler

İncelediğimiz dönem içerisinde Mardin’de, çeşitli tarihlerde adı sıklıkla şekavet olaylarına karışan aşiretler mevcuttur. Mardin aşiretlerinden Sürgücü, Ömeryan, Sincarlu, Şeyhanlu, Dayşi, Milli, Kiki, Behramki vs. gibi aşiretlerde, isyan hareketleri ile eşkıyalık118 faaliyetlerinin yoğun olarak yaşandığı görülmektedir. Yerel güç unsurları olarak adlandırılan aşiretlerin isyan hareketlerine teşebbüs etmelerindeki en önemli etken, Mardin idaresinde söz sahibi olmak istemeleridir.

Bu dönemde bölgede asayişin temin edilmesinin zorluğu, ulaşımı güç hale getirmekteydi. Mardin ile Bağdat arasındaki mesafe beş günlük yol olduğu halde, posta tatarları bu mesafeyi ancak 25 günde alabilmekteydiler119.

XIX. Yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’ni en çok uğraştıran meselelerden biri göçebe bir şekilde varlığını sürdüren aşiretlerin iskân edilmesi idi. Bu amaçla Mardin ve çevresindeki göçebe aşiretler iskâna tabi tutulmuştur. Bu konuda Sivas Valisi Mehmed

118 Eşkıya, şakinin çoğulu olup, üçü beşi bir araya gelerek, toplum güvenliğini tehdit eden, silahlı

saldırılarda bulunan, yol kesip adam öldüren zorbalara denilmekteydi. Eşkıyalık hareketleri ile ilgili çalışmalar için bkz. Osman Köse- Türkmen Töreli, “18. Yüzyıl Sonlarına Doğru Adana ve Çevresinde Eşkıyalık Hareketleri”, Tarihte Adana ve Çukurova, c. II, (Editörler: Prof. Dr. Yılmaz Kurt- M. Fatih Sansar), Adana, 2016, s. 99-112; İbrahim Yılmazçelik-Özcan Tatar, “Adana ve Çevresinde İdarecilerin Yolsuzlukları (1700-1750)”, Tarihte Adana ve Çukurova, c. II, (Editörler: Prof. Dr. Yılmaz Kurt- M. Fatih Sansar), Adana, 2016, s. 113-146; Mustafa Öztürk, “Antakya ve Çevresinde Aşiretlerin İskânı”, I. Hatay Tarih ve Folklor Sempozyumu Bildirileri, Ayrı Basım, Antakya, 1992, s. 1-17; Mustafa Öztürk, “XVIII. Yüzyılda Antakya ve Çevresinde Eşkıyalık Olayları”, Belleten, c. LIV, S. 211, Ankara, 1991, s. 963-993; Özcan Tatar, XVIII. Yüzyılın İlk Yarısında Çukurova’da Eşkıyalık Olayları ve Aşiret İskânı (1691-1750), Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Elazığ, 2005; Süleyman Demirci- Hasan Arslan, “Osmanlı Türkiye’sinde Bazı Aşiret, Cemaat ve Taifelerin Eşkıyalık Faaliyetleri ve Bunlarınn Merkez – Taşra Yazışmalarındaki Yansımaları Maraş Eyaleti Örneği”, Turkish Studies, Volume 7/3, Summer, 2012, s. 887-914; Mehmet Öz, “Modernleşme Öncesinde Osmanlı Toplumunda Eşkıyalık Hareketlerinin Niteliği ve Özellikleri”, SDÜ, Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Prof. Dr. Bayram Kodaman’a Armağan Özel Sayısı, Isparta, 2010, s. 226-233; Mehmet Karagöz, “XVIII. Yüzyılın Başlarında Malatya ve Çevresinde Eşkıyalık Hareketleri”, OTAM, S. 5, 193- 207; Faruk Söylemez, “XVIII. Yüzyıl Başlarından XIX. Yüzyıl Ortalarına Kadar Maraş ve Çevresinde Eşkıyalık Hareketleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 22, Kayseri, 2007, s. 69- 85;Doğan Yörük, “XVIII. Yüzyıl’da Konya ve Çevresinde Güvenlik Meselesi ve Derbentlerle İlgili Düzenlemeler”, Prof. Dr. Nejat Göyünç Armağanı, Konya, 2013, s. 249-266.

119 Fatih Gencer, “Sivas Valisi Reşit Mehmet Paşa Döneminde Doğu Eyaletlerinde Merkezileşme

Çabaları (1833-1836)”, Musa Çadırcı’ya Armağan Yazılar, (Yay. Haz.: Doç. Dr. Selda Kılıç, Doç. Dr. Bekir Koç, Yrd. Doç. Dr. Tülay Ercoşkun), Ankara, 2012, s. 125-144.

Reşid Paşa’nın faaliyetleri önem arz etmektedir. 1835 senesinde Mardin’de meydana gelen aşiret isyanını120 bastıran Reşid Paşa, birçok aşiretin iskân edilmesini sağlamıştır. Mesela Döğer boyuna mensup olan Milli aşireti121, Urfa bölgesine iskân edilirken; Nusaybin bölgesinde başına buyruk bir halde göçebe hayat süren Arap Tayy122 aşireti de Nusaybin tarafında iskân edilmiştir123.

Mardin’de iskâna tâbi tutulan bazı aşiret ve cemaatler aşağıdaki tabloda görüldüğü gibidir. (Bkz. Tablo 1.) Mardin ve çevresinde yaşamını sürdüren bu aşiretler; konar-göçer Türk, Kürt ve Arap aşiretlerinden oluşmaktaydı.

120 1832-1835 yılları arasında Mardin’de önemli bir isyan hareketi ortaya çıkmıştır. Milli aşireti ileri

gelenlerinden Hacı Esad Bey’in başını çektiği bu isyan hareketinin sebebi, Sultan II. Mahmud’un yenilikleridir.

121 Milli aşireti ile Ak keçili aşiretlerinin sakin oldukları Kuyu Kışlağı karyesi, önceden beri Diyarbekir

mukataasına 77 kuruş mal ile tâbi bulunmaktaydı. Ancak karyenin harap bir vaziyette bulunması sebebiyle yeniden şenlendirilmesi, dağınık bir vaziyette bulunan karye ahalisinin ise bir araya getirilmesi istenilmiştir. BOA, Cevdet, Maliye, 30389. Milli aşireti hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Mehmet Rezzan Ekinci, Osmanlı Devleti Döneminde Milli Aşireti XVIII-XIX. YY, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Basılmamış Doktora Tezi, Elazığ, 2016.

122 1766 senesinde araştırma gezisi için Bağdat, Musul, Mardin, Diyarbakır, Urfa ve Halep’te bulunan

seyyah Karsten Niebuhr; Arap Tayy aşireti şeyhinin, kendisinin de içinde bulunduğu kervanı 200 süvari ve 100 piyade kuvvetiyle karşıladığını; Musul Paşası, Tayy aşireti şeyhi ve Mardin voyvodasının kervandan para kazanmak niyetinde olduklarını ifade etmiştir. Aynı zamanda Tayy şeyhinin, kervan gelir gelmez bir yük kahve, tütün, pirinç, tereyağı ve diğer yiyeceklerden kendi hesabınaalıkoyduğunu, kendi adamlarına ve Kürt şeyhlerine dağıtmak için 50 adet Arap giysisi aldığını bildirmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. İlhan Pınar, “Karsten Niebuhr’un Gözüyle 1760’larda Mardin ve Diyarbakır”, Tarih ve Toplum, c. 27, S. 161, s. 299.

123 Fatih Gencer, “Sivas Valisi Reşit Mehmet Paşa Döneminde Doğu Eyaletlerinde Merkezileşme

Çabaları”, s.139-140. Göçebelerin sebep olduğu güvenlik sorunları çok sayıda köyün tahrip olmasına ve ziraatle meşgul olan nüfusun azalmasına sebep olmuştu. Bu bölgeleri yeniden şenlendirmenin tek yolu göçebe aşiretleri iskân etmekten geçiyordu.

Tablo 1. Mardin’de Meskûn Aşiret ve Cemaatler124

Sayı Aşiretler Bağlı Olduğu Topluluk

1 Acurlu Konar-göçer Türkman taifesi

2 Anterlü Konar-göçer Türkman taifesi

3 Bamran Ekrad taifesi

4 Bazküri Ömer Ekrad taifesi

5 Beni Hatab Arap taifesi

6 Bervan Göçer ulus ekrad taifesi

7 Birkânlu Konar-göçer ekrad taifesi

8 Bozanlı Ekrad taifesi

9 Cebur Arap taifesi

10 Dinayi Ekrad taifesi

11 Divri Ekrad taifesi

12 Esmenen Konar-göçer ekrad taifesi

13 Gökce Yörükan taifesi

14 Gurs Ekrad taifesi

15 Harbendelü Konar-göçer Türkman taifesi

16 Hasenan Konar-göçer ekrad taifesi

17 Karadereli

18 Karakeçilü Türkman yörükanı taifesi

19 Karilan Konar-göçer taifesi

20 Kiki

21 Malolu Konar-göçer ekrad taifesi

22 Merdisi Göçebe ekrad

23 Mikâilan Konar-göçer ekrad taifesi

24 Milli125 Göçer ekrad ulus taifesi

25 Milli Akkeçilü Ekrad taifesi

26 Mukri Ekrad taifesi

27 Ömerkânlu Göçer ekrad taifesi

28 Pazküri Ekrad taifesi

29 Rakuri

30 Rikâlan

31 Silvan Konar-göçer ekrad taifesi

32 Sühürkân Ekrad taifesi

33 Sürgücü Konar-göçer ekrad taifesi

34 Şah Ali Beğ Ekrad taifesi

35 Şarkıyanlu Konar-göçer ve yezidi ekrad taifesi

36 Şeyhanlu Konar-göçer ekrad taifesi

37 Şeyhbizini Ekrad taifesi

38 Tayy Arap taifesi

39 Turaclu Ekrad taifesi

40 Vamran Ekrad taifesi

41 Zağfiranlu Ekrad taifesi

42 Zirkanlu Ekrad taifesi

43 Zoli Ekrad taifesi

124 Cevdet Türkay, Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak Aşiret ve Cemaatler, İstanbul, 2012.

125 Milli aşireti Döğer boyuna mensuptur. Ayrıntılı bilgi için bkz. Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler,

İsyan hareketine girişen bazı aşiretlerin devlet kontrolü altında bulundurulması için aşirete mensup kişilerin bazı hizmetlerde istihdam edildikleri görülmektedir. Mesela Dayşi aşiretine mensup olan kişiler, Mardin’e atanan voyvodalara karşı devamlı surette isyan etmeye meyilli bir tavır sergilediklerinden dolayı, tüfenkcibaşılık126 hizmetinde istihdam edilmişlerdir. Ancak bir hizmette görevlendirme yöntemi de fayda sağlamamış, aşiret mensupları isyan etmeye devam etmişlerdir. 1799 senesinde Bağdad Valisi Süleyman Paşa tarafından voyvoda olarak atanan Abdullah Ağa’ya karşı ayaklanan Dayşi aşiretinden Fettah Bey, yandaşlarıyla birlikte bir başarı elde edemeyerek Mansuriye’ye kaçmıştır127.

Bazı aşiretler birbirleri ile sürekli olarak mücadele içerisinde oldukları halde, bazıları birbirlerine destek olmak suretiyle faaliyet göstermişlerdir. Mesela Kiki aşireti, Behramki aşireti tarafından desteklenmiştir. Mardin voyvodası Ali Ağa tarafından Bağdat Valisi Ali Paşa’ya gönderilen 14 Haziran 1804 M.(5 Rebiü’l-evvel 1219 H.) tarihli kaimeye göre; Kiki aşiretinden Yusuf Ağa ile oğlu Sadun yakalanarak hapsedilmiş, köylerinde bulunan malları da zapt edilmiştir. Ancak Behramki aşiretinden bazı süvari ve tüfenkçilerin dağdan üzerlerine gelerek emval ve eşya yüklü deve ve davarları zapt etmeleri üzerine, bu süvarilerden 40 neferin yakalandığı ancak bu emvallerin karadan kurtulan aşiretlerin elinde yağma ve telef edildiği bildirilmiştir. Bu aşiretlerin Diyarbekir kapısına vardıklarında atlarını sürerek aşirete mensup mahpus edilenlerin salıverilmesi istenilmiş, aksi takdirde memleketi tahrip edeceklerini bildirmişlerdir. Diyarbekir valisi azledilerek Kürdistan ahalisinden Behram Bey Diyarbekir mütesellimi nasb olunmuştur. Behram Bey tarafından Diyarbekir’de bulunan Tahir Ağa mütesellim vekili olmuştur. Yusuf Ağa’nın salıverildiği, oğlu Sadun’un ise hala rehin olarak Diyarbekir’de bırakıldığı ve Diyarbekir fukarasının perişan bir halde olduğu bildirilmiştir128.

126Tüfenkcibaşı, sarayın itibarlı mensuplarından birinin adıdır. Hazine, kiler ve seferli ağalarının

seçkinlerinden alınarak, tüfenkci yamağı adı verilen teşekkülün başı olarak görev yapardı. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri, c. III, s. 536.

127 Abdüsselam Efendi’nin Mardin Tarihi, s. 91. Mardin voyvodası Abdullah Ağa’nın herhangi bir aşirete

bağlı olmadığı bilinmektedir. Bağdat Valisi Süleyman Paşa’nın ölümünden sonra yerine tayin edilen Ali Paşa’nın valiliği esnasında Abdullah Ağa’nın kaçtığı görülmektedir. Ali Paşa da kendi kapı halkından seçtiği kişiler arasından voyvoda tayin etmiştir. Bağdat Valisi’nin 1805 senesinde zehirlenerek öldürülmesi neticesinde İsa Bey’in oğlu Milli-zade Sadık Bey göreve getirilmiştir. Böylece bir aşirete mensup kişinin voyvoda olarak tayin edilmesi aşiretler arasındaki husumeti yeniden gündeme getirmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Abdüsselam Efendi’nin Mardin Tarihi, s. 91-92; İbrahim Özcoşar, Merkezileşme Sürecinde Bir Taşra Kenti Mardin, s. 26-27.

Aşirete mensup bir kişinin Mardin idaresinde söz sahibi olması, aralarında anlaşmazlık olan diğer aşiret mensuplarının isyan hareketini başlatmaları için yeterli bir sebep olarak görülmekteydi. Nitekim 1805 yılında Milli aşiretinden Sadık Bey’in voyvoda olarak atanması, Dayşi aşiretine mensup kişilerin isyan hareketine girişmelerine sebep olmuştur129. Bu isyan teşebbüsleri daha sonraki yıllarda da kendini göstermiş ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Bağdat Valisi Davud Paşa tarafından gönderilen 27 Ağustos 1823 M.(19 Zi’l- hicce 1238 H.) tarihli kaimeye göre; Mardin aşiretlerinden Daşi aşiretine mensup Halil, Ahmed el Haşman ile Yusuf el Ali isimli kişiler, daha önce tüfenkcibaşılık hizmetinde bulunmalarına rağmen, bir müddetten beri memleket içerisinde eşkıyalık hareketlerinde bulunarak, fitne ve fesat çıkarmaya devam etmişler, voyvodaların hükümetlerini infaz ve yağma etmekten geri durmamışlardır.

Aşiret eşkıyalarının tedibi için, Mardin voyvodasının maiyetine tayin edilen askerin de yardımıyla bu eşkıyaların üçü bir yerde baş başa iken üzerlerine hücum edildiği, kaçmalarına fırsat verilmeden akrabalarıyla birlikte 9 neferin yakalandığı ve elebaşları olan 3 kişinin başları kesilmek suretiyle cezalandırıldığı bildirilmiştir130. Ancak aşiret mensuplarının yakaladıkları ilk fırsatta yeniden ayaklandıkları görülmektedir. Nitekim aynı aşiretin 1825 senesinde asi bir şekilde hareket etmelerinden dolayı, Bağdat Valisi Davud Paşa’nın kethüdası Ahmed Paşa komutasında üzerlerine asker sevk edilerek, asilerin cezalandırılması sağlanmıştır131.

Musul ile Mardin arasında faaliyet gösteren Sincarlu ve Şeyhanlu aşiretlerinin öteden beri yol keserek, tatar vs. gibi gelip geçenlerin mallarına yağma ve çapulculuk yapmayı âdet haline getiren eşkıya taifesinden oldukları bildirilmiştir. Fesatlık çıkaran bu eşkıyaların verdiği zararların artması üzerine bu tarafa bir miktar asker tayin edilmek suretiyle kefere kılıçtan geçirilmiş; kesilen başlardan biri ibret olması amacıyla İstanbul’a gönderilmiş ve bölgede asayiş sağlanmıştır132.

129 İbrahim Özcoşar, Merkezileşme Sürecinde Bir Taşra Kenti Mardin (1800-1900), Mardin Artuklu

Üniversitesi Yayınları, Mardin, 2009, s. 27.

130BOA.,HAT, 1562 / 43.

131 Ahmed Lütfi Efendi, Vak'anüvis Ahmed Lütfi Efendi Tarihi, I, (Eski Yazıdan Aktaran: Ahmet

Hezarfen), YKY, İstanbul, 1999, s. 86.

132BOA, HAT, 390 / 20711-D, Davud Paşa tarafından 15 Aralık 1830 M. (29 Cemaziye’l-ahir 1246 H.)

tarihinde bildirilmiştir. HH, 390 / 20711-E “… Sincarlu yezid ve Şeyhanlu kefereleri öteden berü kutta‛-ı tarîk iyad ve tevarüd iden tataran ve sair ebna-yı sebili nehb ve teslîb itmiş bir taife-i şekavet nihad olduklarından ona gaflet ve ağmaz olunr ise müfsidet ve ızrârlarımüzdâd olageldiğinden bu aralıkdapa-yı mazarratlarıyla temin taraf ve inha zımnında ol havaliye bir mikdar asker tayin ve fırsatları ittihaz olunarak kefere-i mersumeden bir fırka-i dalleye tesadüf ile habiselerikahr ve tedmîr ve hengâmında

31 Mart 1814 M. (9 Rebi’ül-âhir 1229 H.) tarihli belgeye göre; Diyarbekir Eyaleti’ne bağlı kaza ve nahiyelerin ahalisinin kendi başına buyruk hareket ettikleri tespit edilmiş olup, bölgedeki Kürt aşiretlerinin birbirleriyle ittifak ederek, Diyarbekir’e atanan valilerin nüfuzlarının kırılması ve hükümetlerinin düşürülmesi için sürekli olarak isyan çıkardıkları bildirilmiştir. Bunlardan Behramki kazasında isyan eden Bekir adlı kişinin Kürt ve yezit eşkıyasıyla beraber hareket ettiği, Diyarbekir ve Mardin’i istila ederek bölge ahalisinin emval ve hayvanlarını gasp ettikleri, aynı zamanda “tekâlif-i

şer‛iyye, örfiye ve hazariye” gibi vergileri vermedikleri gibi gayrimüslimlerin ödemekle

mükellef oldukları cizyenin ödenmesine de engel oldukları anlaşıldığından iki bin nefer süvari ve piyade askeriyle üzerlerine hücum edilerek bin nefer kadar eşkıya kılıçtan geçirilmiştir. Kurtulanlar ise yer ve yurtlarını terk etmişlerdir133.

Mardin Sancağı’nda meskûn ekrad eşkıyasının isyan ve taşkınlıkları öyle bir hal almıştır ki, Mardin muhasara altına alındıktan sonra buraya kimsenin gelmeye cesaret gösteremediği yani asayişsizliğin had safhaya ulaştığı bildirilmiştir. Asayiş ve güvenliğin tam olarak sağlanması için Mardin voyvodası Mehmed Said Ağa’nın yardımına birkaç yüz süvari gönderilmiş ve Mardin’deki isyancılardan olan Pikar? Ali Aşireti eşkıyası üzerine de hücum edilmiş, hane ve çadırları basılarak ateşte yakılmıştır134.

Amid kadısı El-hac Seyyid Abdullah tarafından gönderilen 1 Nisan 1814 M. (10 Rebiü’l-âhir 1229 H.) tarihli ilam kaydına göre; Behramki nahiyesinde Diyarbekir ile Mardin arasındaki eşkıya ve aşiretlerin cezalandırıldığı bölgede asayiş ve güvenliğin sağlandığı bildirilmiştir135.

Mardin’de meskûn Milli aşiretinin eşkıyalık faaliyetlerine karıştığı görülmektedir. Milli aşiretinin iskânbaşısı olan Timur, Rakka ve Diyarbekir’in kasaba ve köylerini ele geçirerek, tımarlı ve vazifelileri maaşlarından mahrum ettiği gibi, askeri ve mali kuvveti bulunduğundan valileri baskı altında tutmaktaydı. Bu sebeplerden kefere-i mersumenin ekseri tu‛me-i şir-i şemşir ve kaç neferleri destgir olmak müteyessir …” olunduğu ifade edilmiştir. MŞS. 253, s. 83, b. 233. 10 Mart 1835 M. (10 Zi’l-kade 1250 H.) tarihli fermanda; memleket içerisinde zuhur eden eşkıya takımından kimselerin eşkıyalık faaliyetlerine devam etmeleri durumunda evlatlarıyla birlikte cezalandırılacakları bildirilerek, halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması gerektiğine dikkat çekilmekteydi.

133 BOA., HAT, 497 / 24394-D. HAT, 497 / 24394-B, HAT 499/ 24474. 14 Haziran 1814 M. (25

Cemaziye’lahir 1229 H.) tarihli belge. 30 seneden beri Diyarbekir ile Mardin arasında eşkıyalık faaliyetlerinde bulunan Behramki ismindeki kürt aşiretlerinin şiddetle cezalandırıldığı, 500-600 kişinin öldürüldüğü, Karabaş tabir edilen Asıllu ismindeki başlarıyla diğer reislerinin kafaları kesilmek suretiyle cezalandırıldıkları bildirilmiştir.

134BOA., HAT, 497 / 24394-B. 135BOA, HAT, 497/ 24394-D.

dolayı 1789 M. (1204 H.) yılı ortasında Bağdat Valisi Süleyman Paşa yeteri kadar askeri kuvvetle Timur’un üzerine gönderilmiştir. Ancak Timur kaçarak kurtulmayı başarmıştır. 1790 M. (1205) yılında Süleyman Paşa kuvvetleri tarafından Milli aşiretinin birçok malı ve hayvanları yağma edilmiştir. Timur yeniden Halep tarafına kaçarken, Timur’un kardeşi İbrahim Bey, Süleyman Paşa tarafından iskânbaşı olarak tayin edilmiştir136.

Devletin bölgedeki otoritesini tehdit eden unsurların başında Kürt hanedanları gelmekteydi. Özellikle Revanduz Beyi Mehmed Paşa, Mardin-Musul bölgesini hükmü altına almış bir vaziyette idi137.1835 senesinde Sivas Valisi Reşid Mehmed Paşa’nın itaati altına girmeyerek, nizam askeri ve vergi vermek istemeyen Mardin’deki aşiretler, Revanduz beyinin tahriklerine uyarak isyan hareketine girişmişlerdir138. Ömeryanlı aşiretinin başını çektiği isyan Reşid Paşa tarafından bastırılarak, bölgede asayiş temin edilmeye çalışılmıştır139.

Genel olarak Mardin bölgesinde meskûn edilen aşiretlerin isyan hareketine girişmelerinde, Mardin idaresinde söz sahibi olmak istemeleri etkili olmuştur. Elde mevcut bulunan belgeler ışığında Mardin’deki aşiretlerin önemli asayişsizliklere sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır. Ancak devlet bölgede asayişin temin edilmesi hususunda gerekli tedbirleri almıştır.