• Sonuç bulunamadı

1.2. Ümera (Ehl-i Örf)

1.2.2. Mütesellim ve Şehir Yönetimindeki Yeri

Mütesellimlik kurumu, 16. Yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkıp, Tanzimat’ın ilanına kadar olan dönemde Osmanlı ülke yönetiminde varlığını sürdüren ve sancak yöneticiliği olarak ifade edilen bir kurumdur173.

Eyalet valileri kendilerine bırakılan bütün sancakları tek başlarına idare etmeleri mümkün olmadığından, bu sancakları kendileri adına idare edecek kapı halkından güvendikleri kişileri veya yöre halkından ileri gelenleri mütesellim olarak atıyorlar, atama işlemi padişahın onayı alındıktan sonra tamamlanıyordu. Eyalet valileri mütesellim olarak atadıkları kişileri bir “buyruldu” ile sancağın kadı ve ileri gelenlerine bildirirlerdi174. Bu atama yazısı mahkemede ileri gelenlerin hazır bulundukları toplantıda okunarak ilan edilir ve şer’iyye siciline geçirilirdi. Bu şekilde sancağı eyalet valisi veya devlet hazineleri adına yönetmesi için atanan mütesellimler, kendilerine

“kapucubaşılık” rütbesi verilerek göreve nasb olunmuşlardır.

Mardin’e atanan mütesellimler eyalet valisi adına görev yapmaktaydılar. 18 Eylül 1840 M. (21 Receb 1256 H.) tarihli buyrulduya göre; Mardin mütesellimi Dergâh- ı Ali kapucubaşılarından Hacı Süleyman Ağa’dır175. Aynı şekilde 14 Ocak 1842 M. (1 Zilhicce 1257 H.) tarihli buyruldu ile Musul Eyalet Valisi Mehmed Paşa tarafından mütesellim tayin edilen Mehmed Ağa’nın da “kapucubaşılık” rütbesi ile görevlendirildiği görülmektedir176.

Mütesellimlerin görevleri şu şekilde belirlenmiştir: Sancak sınırları içinde bulunan ve hazineye gelir sağlayan bütün kaynakların işletilmesi, denetim altında tutulması, vergilerin dağıtımı ve toplanması, iç güvenliğin sağlanması ve gerektiğinde asker yazılması gibi halkı ilgilendiren hizmetlerin yürütülmesidir.

173 Musa Çadırcı, Türkiye’de Yönetim (1826- 1839), s. 1229.

174Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, TTK, Ankara,

1997, s. 24.

175MŞS. 253, s. 24, b. 86 176MŞS. 253, s. 118, b. 288.

Sancağın büyüklüğüne göre 150-200 kadar sekban, tüfenkçi veya kavas denilen askeri kuvvetle asayişi korumak, kurulu düzene karşı hareketleri önlemek, zalimler ve eşkıya ile mücedele ederek kimsenin haksızlığa uğramasına engel olmak görevleri arasında idi. Ancak 1836 senesinde eyaletlerde müşirliklerin177 kurulması ile birlikte redif askeri teşkilatı178 yeniden düzenlenmiş ve iç güvenlik hizmetleri bu teşkilata bırakılmıştır. Bu dönemde mütesellimler sadece hazine gelirlerini toplamakla yükümlü mültezimler durumuna gelmişlerdir179.

Mardin Sancağı’nı eyalet valisi adına yöneten birer memur durumunda bulunan mütesellimlerin görev süresi bir tam yıl olarak belirlenmiştir. Ancak bu süreye genellikle uyulmadığı görülmektedir. Göreve başladığı tarihten birkaç ay sonra azledilenler olduğu gibi, görev süresi ibka edilerek görevine devam edenler de vardır.

Mardin’de 1837-1840 tarihleri arasında mütesellim yerine muhafız adıyla anılan kişiler görev almışlardır. Mütesellimler, voyvodalar gibi ağa unvanını taşırken, muhafız olarak görev yapan kişiler bey, paşa vs. gibi unvanlar taşımışlardır. Muhafızların da görev süreleri değişkendir. 21 Temmuz 1837 M. (17 Rebi’ü’l-âhir 1253 H.) tarihli hükümet buyruldusuna göre; Mardin muhafızı olarak görev yapan Mehmed Bey görev süresi dolmadan azledilmiş, yerine sabık Midyat Mütesellimi Mehmed Ağa tayin edilmiştir180.

Muhafızlar öncelikle asayiş ve güvenliğin sağlanması noktasında tam yetkili idiler. Mardin Muhafızı Mehmed Ağa ile müftü efendi, esnaf şeyhleri vs. iş erlerine hitaben Musul eyalet divanından Mardin ve İmadiye Sancaklarına gönderilen Arapça buyrulduya göre; Mardin Sancağı dâhilinde faaliyette bulunan Ömeryan aşiretinin uygunsuz davranışlarda bulunarak ahaliye eziyet edip, kan döktükleri anlaşıldığından

177 Sayısı gün geçtikçe artan askerin masraflarını karşılamak ve gereği gibi eğitim-öğretim yapmalarını

sağlamak amacıyla devrin ileri gelenleri padişahla birlikte çözüm yolu aramışlardır. Bunun için 1836 senesinde üst düzey yöneticilerle yapılan toplantıda Anadolu’dan başlamak üzere idari bölünmede değişiklik yapılması kararlaştırılmıştır. Böylece dağınık bir halde olan redif taburlarını bir elden yönetme imkânı sağlanmıştır. Valilik unvanı da bu teşkilat düzenlenirken “müşir” olarak değiştirilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Musa Çadırcı, Tanzimat Dönemimde Anadolu Kentleri, s. 15-16.

178 Redif Askeri teşkilatı oluşturulması kararı 1834 yılında toplanan “Meclis-i Şura’da” alınmıştır. Buna

göre bütün sancaklarda subayları ile birlikte 1400’er kişilik tabur oluşturulmuştur. Eyalet ve sancak merkezlerinde güvenliğin sağlanması, vergilerin toplanması gibi hizmetlerde bu teşkilattan istifade edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Musa Çadırcı, “Tanzimat’ın İlanı Sırasında Türkiye’de Yönetim (1826- 1839)”, Tanzimat Sürecinde Türkiye Ülke Yönetimi, Ankara, 2007, s. 105-106; Musa Çadırcı, “Anadolu’da Redif Askeri Teşkilatının Kuruluşu”, AÜDTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, c. 8, S. 14, Ankara, 1963, s. 63-75.

179Musa Çadırcı, Tanzimat Dönemimde Anadolu Kentleri, s. 25. 180MŞS. 253,s. 5, b. 31.

cezalandırılmaları istenilmiştir181. Yine Musul Valisi tarafından Mardin kadısı ile Mardin mütesellimi Mehmed Bey, aşiret beyleri ve hanedanlarına hitaben gönderilen bir başka buyrulduda; ordudan kaçmak suretiyle Mardin’e sirayet eden askeri takımından bazı kimselerin uygunsuz hareketlerde bulunduklarının tespit edilmesi üzerine Musul Kaim-makamı Mehmed Ağa’nın bir miktar askerle Mardin tarafına gönderildiği ve birlikte hareket edilerek ahalinin asayiş ve güvenliğinin sağlanması gerektiği vurgulanmıştır182.

Mardin havalisinde özellikle aşiretlerin eşkıyalık faaliyetlerine devam ettikleri görülmektedir. Nitekim Urfa ve Diyarbekir havalisinden Mardin tarafına geçerek, burada dahi uygunsuz hareketler içerisinde bulunan erbab- fesadın aşiret ve ekrad makulesinden olduğu bildirilerek eşkıyaların bir an önce cezalandırılması gerektiğine dair Musul Valisi Vezir Mehmed Paşa ile Mardin kadısına ferman gönderilmiştir183. Dergâh-ı âli kapucubaşılarından Mardin Mütesellimi Mehmed Ağa ile naib efendi ve iş erlerine gönderilen 1841 tarihli buyrulduda; Mardin havalisinde meydana gelen uygunsuzlukta fesatlık çıkaranlardan bazılarının firar ettiği, ele geçirilenlerin ise layık oldukları cezaya çarptırılarak kal’abend olundukları bildirilmiştir184.

19 Şubat 1840 M. ( 15 Zi’l-hicce 1255 H.) tarihli bir başka belgede, Mardin kazasına bağlı Tel Ermen ve Resm-i Hamam adlı karyelerin ahalileri arasında çekişme meydana gelmesi üzerine Mardin Muhafızı El- Hac Süleyman Ağa tarafından görevlendirilen mübaşir vasıtasıyla arabuluculuk yapılmış ve iki tarafın anlaşması sağlanmıştır185.

Mardin cizyesinin usulüne uygun olarak toplatılması muhafızların görevleri arasında bulunmaktaydı. 4 Ağustos 1840 M. (5 Cemaziye’l-âhir 1256 H.) tarihinde Mardin Muhafızı Abdülkerim Paşa tarafından toplam 63010 kuruş gebran cizyesi toplatılmıştır.

Muhafızlar görev yerine gelinceye kadar yerlerine muhafız vekili tayin edilmiştir. 19 Ağustos 1839 – 4 Mart 1840 M. (8 Cemaziye’l-âhir 1255 – 29 Zi’l-hicce 1255 H.) tarihleri arasında Mardin muhafızı olan Mirza Paşa’nın vekili Ebubekir Efendi idi. Paşanın görevi sona erdiğinde elinde kalan belirli miktar bakaya, Mardin muhafızı olarak yerine tayin edilen Mir-liva Abdülkerim Paşa’ya Ebubekir Efendi tarafından devredilmiştir186.

181 MŞS. 253, s. 108, b. 277. Tarihsiz Arapça buyruldu sureti. 182 MŞS. 253, s. b. 300.

183 MŞS. 253, s. 83, b. 228. 10 Mart 1835 M. (10 Zi’l-ka'de 1250 H.) tarihli ferman sureti. 184 MŞS. 253, s. 83, b. 229.

185 MŞS. 253, s. 71, b. 202. 186MŞS. 253, s. 85, b. 239.

Tablo 6. Mardin Kazasında Görevli Mütesellim ve Muhafızlar Sıra No Mütesellim ve Muhafızlar Görev Tarihi Mütesellim Muhafızlar

1 Hacı Süleyman Ağa187 15 CA 1255 (27 Temmuz 1839)

2 Mir-liva Mirza Paşa 8 C 1255 (19 Ağustos 1839)

3 Mehmed Bey

4 Mehmed Ağa 17 R 1253 (21 Temmuz1837)

5

6 Hacı Süleyman Ağa 23 C 1256 (22 Ağustos 1840)

7

8 Mir-liva Abdülkerim Paşa 5 M 1256 (9 Mart 1840)

9 Murad Neşet Efendi 7 Ş 1256 (4 Ekim 1840)

Mardin’e muhafız olarak atanan kişiler için tahsildarlık adı altında 6 ayda 5 bin kuruş ayrılmaktaydı. Bu ücret altı ayda bir tevzi edilen masraf defterine ilave edilmekteydi. Buna göre muhafızların aylıkları yaklaşık 833 kuruş civarında yüksek bir meblağa tekabül etmekteydi.

Önceleri Bağdat, sonraları Diyarbekir ve Musul valileri tarafından görevlendirilen mütesellim ve muhafızlar sancak merkezi konumunda bulunan Mardin şehrinde oturmaktaydılar. Mardin Sancağı’nın idaresinde sadece voyvoda ve mütesellimler değil, aynı zamanda yeniçeri serdarı, kale dizdarı, kethüda yeri, şehir ayanı ve esnaf şeyhleri gibi ehl-i örf mensupları da söz sahibi idiler.