• Sonuç bulunamadı

Yapılandırmacı yaklaşıma dayalı hizmet içi eğitim alan ve almayan öğretmenlerin Öğretmen Çocuk İlişkileri Ölçeği, Öğretmen-Ebeveyn İlişkileri Ölçeği ve Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi puanları ile ebeveynlerin Ebeveyn- Öğretmen İlişkileri Ölçeği puanları arasındaki farkların incelenmesinde kovaryans analizi (ANCOVA) kullanılmıştır. Kovaryans analizinin amacı, bir araştırmada etkisi test edilen bir faktörün ya da faktörlerin dışında, bağımlı değişken ile ilişkisi bulunan bir değişkenin ya da değişkenlerin istatistiksel olarak kontrol edilmesini sağlamaktır. Ancova analizi, araştırma deseni ile kontrol altına alınamayan dış etkenlerin, doğrusal bir regresyon yöntemiyle ortadan kaldırarak deneydeki işlemin gerçek etkisinin belirlenmesini mümkün kılar. ANCOVA, gruplar arasında ortak değişken

olarak ele alınan değişkene (bu çalışmada öntest puanları) ait puanların, gruplar arasında farklı olması durumunda ya da ortak değişken (öntest) ile bağımlı değişken olarak ele alınan ölçümler (sontest) arasında bir korelâsyonun olması durumunda deneysel işlemin etkisini test etmede kullanılan güçlü bir istatistiktir (Büyüköztürk, 2006;111). Tablo 11 incelendiğinde, araştırmada kullanılan dört ölçek için öntest- sontest puanları arasında dikkate değer büyüklükte ilişkinin olduğu görülmektedir. Bu durumda, öntestin sontest üzerindeki etkisinin kontrol edilerek gruplar arası karşılaştırmaya olanak veren ANCOVA’nın kullanılmasına karar verilmiştir.

Tablo 11

Öntest-Sontest Ölçek Puanları Arasındaki Korelasyonlar

Toplam Deney Kontrol

Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği .902 .764 .988 Öğretmen-Ebeveyn İlişkileri Ölçeği .889 .819 .989

Ebeveyn (Baba) –Öğretmen İlişkileri Ölçeği

.889 .835 .978

Ebeveyn (Anne) –Öğretmen İlişkileri Ölçeği

.930 .880 .978

Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi

.881 .875 .936

Deney ve kontrol grubundaki katılımcıların demografik özelliklerine göre ölçek puanları arasındaki farkların anlamlılığını test etmede, iki grup söz konusu ise Mann Whitney U testi, üç ya da daha fazla grup var ise Kruskal Wallis testi uygulanmıştır. Bu testler, grup büyüklüklerinin düşmesi ile ortaya çıkan normal dağılımdan sapmalar olması nedeniyle kullanılmıştır.

Hizmet içi eğitimin etkisini araştırmak için ANCOVA analizi kullanılırken, katılımcıların demografik özelliklerinin bu eğitim sürecinden etkilenme durumları ise Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi ile incelenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular, bulgular ve tartışma bölümünde tartışılmıştır.

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

Yapılandırmacı yaklaşıma göre okulöncesi öğretmenlerine verilen hizmet içi eğitimin öğretmen-çocuk ve öğretmen-ebeveyn ilişkilerine etkilerini incelemek amacıyla yapılan araştırmada elde edilen bulgular şu şekilde gruplandırılmıştır:

• Araştırmada yer alan deney ve kontrol grubu öğretmenler, çocuklar ve ebeveynlerin demografik özelliklerine göre dağılımı tablo 12’de verilmiştir. • Hizmet içi eğitim programının öğretmen-çocuk ilişkilerine etkisine ait

bulgular tablo 13-14 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının öğretmen-ebeveyn ilişkilerine etkisine ait bulgular tablo 15-16 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının öğretmenlerin öğretmenlikle ilgili bazı görüşlerine etkisine ait bulgular tablo 17-18 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının ebeveyn-öğretmen ilişkilerine etkisine ait bulgular tablo 19-22 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının öğretmen-çocuk ilişkilerine etkisinin öğretmenlerin bazı demografik özellikleri açısından karşılaştırılmasına ait bulgular tablo 23-26 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının öğretmen-ebeveyn ilişkilerine etkisinin öğretmenlerin bazı demografik özellikleri açısından karşılaştırılmasına ait bulgular tablo 27-30 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının öğretmenlikle ilgili bazı görüşlerine etkisinin öğretmenlerin demografik özelliklerine göre karşılaştırılmasına ait bulgular tablo 31-34 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının öğretmen-çocuk ilişkilerine etkisinin, çocukların bazı demografik özellikleri açısından karşılaştırılmasına ait bulgular tablo 35-37 arasında verilmiştir.

• Hizmet içi eğitim programının ebeveyn-öğretmen ilişkilerine etkisinin, ebeveynlerin bazı demografik özelliklerine göre karşılaştırılmasına ait bulgular tablo 38-39 arasında verilmiştir.

Araştırmada yer alan deney ve kontrol grubu öğretmenler, çocuklar ve ebeveynlerin demografik özellikleri

Araştırmada yer alan deney ve kontrol grubu öğretmenler, çocuklar ve ebeveynlerin demografik özellikleri tablo 12’de verilmiştir.

Tablo 12

Araştırmada Yer Alan Deney ve Kontrol Grubu Öğretmenler, Çocuklar ve Ebeveynlerin Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı

Deney Grubu Kontrol Grubu Toplam Özellikler N Y N Y N Öğretmenin Yaşı 1. 21-30 2. 31-40 3. 41-50 6 13 3 27,27 59,09 13,63 13 5 4 59,09 22,72 18,18 19 18 7 Toplam 22 100,00 22 100,00 44 Öğretmenin Eğitim Durumu 1. Ön Lisans 2. Lisans 9 13 40,90 59,10 9 13 40,90 59,10 18 26 Toplam 22 100,00 22 100,00 44 Öğretmenin Mezun

Olduğu Alan 1. Çocuk Gelişimi 2. Okulöncesi Öğretmenliği 8 14 36,40 63,60 11 11 50,00 50,00 19 25 Toplam 22 100,00 22 100,00 44 Öğretmenin Deneyim Yılı 1. 1-10 2. 11-20 3. 21-30 10 8 4 45,45 36,36 18,18 14 5 3 63,63 22,72 13,63 24 13 7 Toplam 22 100,00 22 100,00 44

Çocuğun Cinsiyeti 1. Erkek

2. Kız 44 44 50,00 50,00 44 44 50,00 50,00 88 88 Toplam 88 100,00 88 100,00 176 Çocuğun Yaşı 1. Dört 2. Beş 3. Altı 10 21 57 11,40 23,90 64,80 8 16 64 9,10 18,20 72,70 18 37 121 Toplam 88 100,00 88 100,00 176 Çocuğun Okulöncesi Eğitime Başlama Durumu 1. Üç 2. Dört 3. Beş 4. Altı 10 11 29 38 11,40 12,50 33,00 43,20 8 11 25 44 9,10 12,50 28,40 50,00 18 22 54 82 Toplam 88 100,00 88 100,0 176 Ebeveynler 1. Anne 2. Baba 88 88 50,00 50,00 88 88 50,00 50,00 176 176 Toplam 176 100,00 176 100,00 352 Annenin Eğitim

Durumu 1. İlköğretim 2. Lise 3. Üniversite 27 37 24 30,68 42,05 27,27 46 22 20 52,27 25,00 22,73 73 59 44 Toplam 88 100,00 88 100,0 176 Babanın Eğitim

Durumu 1. İlköğretim 2. Lise 3. Üniversite 21 26 41 23,86 29,55 46,59 25 38 25 28,41 43,18 28,41 46 64 66 Toplam 88 100,00 88 100,0 176

Tablo 12 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin yaşlarının 21 ile 50 arasında değiştiği görülmektedir. 21–30 yaşları arası öğretmenler, deney grubunun % 27,27’si iken, kontrol grubunun % 59,09’udur. 31–40 yaşları arası öğretmenler deney grubunun % 59,09’u iken, kontrol grubunun % 22,72’sidir. 41–50 yaşları arasındaki öğretmenler ise deney grubunun % 13,63’ü iken, kontrol grubunun % 18,18’idir.

Tablo 12 incelendiğinde öğretmenlerin eğitim durumlarının ön lisans ve lisans olarak gruplandığı görülmektedir. Araştırmada yer alan ön lisans mezunu öğretmenlerin bir kısmı lisans tamamlama eğitimlerini devam ettirdiklerini ifade etmişler, fakat araştırmada ön lisans mezunu olarak tanımlanmışlardır. Araştırmaya katılan öğretmenler hem deney hem de kontrol grubunda eğitim durumuna göre eşit şekilde oluşmuştur. Ön lisans mezunları hem deney hem de kontrol grubunda % 40,9 iken, lisans mezunları % 59,1’dir.

Araştırmada yer alan öğretmenler mezun olduğu alana göre çocuk gelişimi öğretmenliği ve okulöncesi öğretmenliği olmak üzere iki grupta tanımlanmıştır. Araştırmada yer alan deney grubundaki üç öğretmen ve kontrol grubundaki iki öğretmen anasınıfı öğretmenliği mezunu olduklarını ifade etmişlerdir. Bu öğretmenler de okulöncesi öğretmenliği grubuna dahil edilmiştir. Tablo 12 incelendiğinde deney grubu öğretmenlerinde çocuk gelişimi bölümü mezunu olan öğretmenlerin % 36,4 olduğu, okulöncesi öğretmenliği mezunu olanların ise % 63,60 olduğu görülmektedir. Kontrol grubunda ise çocuk gelişimi bölümü mezunları ile okulöncesi öğretmenliği bölümü mezunları eşit (% 50 ) olarak görülmektedir.

Tablo 12 incelendiğinde deneyim yılı olarak her iki grupta da en fazla 1–10 yıl arası deneyime sahip öğretmenlerin olduğu görülmektedir; deney grubunun % 45,45’i, kontrol grubunun ise % 63,63’ü 1–10 yıl arası deneyim yılına sahiptir. 11– 20 yıl arası deneyime sahip öğretmenler, deney grubunda % 36,36 iken, kontrol grubunda % 22,72’dir. 21–30 yıl arası deneyim yılına sahip öğretmenler deney grubunun % 18,18’i iken, kontrol grubunun % 13,63’ünü oluşturmaktadır. Hizmet içi eğitim sürecinde deney grubunda farklı deneyim yıllarına sahip öğretmenlerin bulunması, tecrübelerin paylaşımı konusunda çok fazla katkı sağlamıştır.

Araştırmada, her öğretmenin ikisi kız ikisi erkek olmak üzere dört çocukla ilgili ilişkilerini ifade etmeleri istenmiştir. Çocukların belirlenmesi için kız çocuklarının ismi bir torbaya, erkek çocukların ismi başka bir torbaya yerleştirilmiş ve sonrasında kura çekilmiştir. Her iki torbadan çıkan ikişer çocuk araştırmada yer almıştır. Fakat tek ebeveynli çocuklar kuraya dahil edilmemiştir. Bu yüzden hem deney grubunda hem de kontrol grubundaki çocukların cinsiyeti eşit şekilde dağılmıştır; % 50 kız, % 50 erkek çocuktan oluşmaktadır.

Araştırma sürecinde yer alan çocukların yaşları, öğretmenlerin hangi yaş grubuyla çalıştıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Araştırmada İlköğretim okullarında görev yapan ana sınıfı öğretmenlerinin daha fazla yer almalarından dolayı, özellikle altı yaş çocukları çok büyük bir oranla görülmektedir; altı yaş çocukları deney grubunda % 64,8 iken, kontrol grubunun % 72,7’sini oluşturmaktadır. dört yaşındaki çocuklar deney grubunun % 11,4’ünü, kontrol grubunun % 9,1’ini oluştururken, beş yaşındaki çocuklar ise deney grubunun % 23,9’unu, kontrol grubunun % 18,2’sini oluşturmaktadır.

Araştırmada yer alan çocuklar dört-beş-altı yaşlarında olmasına karşın, okulöncesi eğitime başladıkları yaş da incelenmiştir. Tablo 12’e göre okulöncesi eğitim almaya üç yaşında başlayan çocuklar deney grubunda % 11,4, kontrol grubunda % 9,1’dir. Okulöncesi eğitim almaya başlama yaşı dört olan çocuklar deney grubunda % 12,5, kontrol grubunda da % 12,5’tir. Okulöncesi eğitim almaya beş yaşında başlayan çocuklar deney grubunda % 33,0, kontrol grubunda % 28,4’tür. altı yaşında okulöncesi eğitim almaya başlayan çocuklar ise deney grubunda % 43,2, kontrol grubunda % 50’dir.

Araştırmaya, öğretmenlerin ilişkilerini ifade ettikleri çocukların hem anneleri hem de babaları katılmışlardır. Araştırmada yer alan annelerin eğitim durumları üç farklı gruba ayrılmıştır. Üniversite mezunu olan anneler, ön lisans ve lisans mezunu olarak sınıflandırılmamış, her ikisi de üniversite mezunu sınıflaması içerisinde yer almıştır. Tablo 12 incelendiğinde ilköğretim mezunu olan anneler deney grubunda % 30,68, kontrol grubunda % 52,27’dir. Lise mezunu olan anneler deney grubunda % 42,05, kontrol grubunda % 25,00’dır. Üniversite mezunu olan anneler ise deney grubunda % 27,27, kontrol grubunda % 22,73’dür.

Araştırmada yer alan babaların eğitim durumları da anneler de olduğu gibi üç farklı gruba ayrılmıştır. Üniversite mezunu olan babalar, ön lisans ve lisans mezunu olarak sınıflandırılmamış, her ikisi de üniversite mezunu sınıflaması içerisinde yer almıştır. Tablo 12 incelendiğinde ilköğretim mezunu olan babalar deney grubunda % 23,86, kontrol grubunda % 28,41’dir. Lise mezunu babalar deney grubunda % 29,55, kontrol grubunda % 43,18’dir. Üniversite mezunu babalar ise deney grubunda % 46,59, kontrol grubunda % 28,41’dir.

Araştırmaya çocukların hem anneleri hem de babaları katılmıştır. Tek ebeveynli çocuklar araştırmaya dahil edilmediğinden dolayı hem deney hem de kontrol grubunda, araştırmada yer alan ebeveynlerin % 50’si anne, % 50’si babadır.

Hizmet İçi Eğitim Programının Öğretmen-Çocuk İlişkilerine Etkisi Yapılandırmacı yaklaşıma dayalı eğitim programına katılan ve katılmayan öğretmenlerin, Öğretmen Çocuk İlişkileri Ölçeği puanlarının betimsel istatistikleri Tablo 13’de, gruplar arasındaki farkın anlamlılığına ilişkin ANCOVA sonuçları ise Tablo 14’de verilmiştir.

Tablo 13

Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği Puanlarının Betimsel İstatistikleri

Grup N Xöntest Xsontest SSsontest Xdüzelt.sontest

Deney 88 80,046 79,046 10,289 75,755 Kontrol 88 72,227 72,330 12,231 75,620

Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği öntest puanları deney grubunda X=80,046 iken, kontrol grubunda X=72,227’dir. Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği sontest puanları ise deney grubunda X =79,046 iken, kotrol grubunda X =72,330’dur. Tablo 13’e göre deney grubunda uygulama sonrasında bir puanlık bir düşüş görülmektedir. Öğretmen çocuk ilişkileri hem uzun sürede hem de çocukların da sürece dahil edilmesiyle desteklenebilmektedir. Bu araştırmada ise çocuklarla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Ayrıca deney grubu öğretmenlerinin kontrol grubundaki

öğretmenlere göre çocuklarla olan ilişkilerinin daha olumlu olduğu aritmetik ortalamalarda görülmektedir. Kontrol grubuna göre zaten olumlu olan bir ilişkiyi daha da olumlu hale getirmek araştırmalar için zaman gerektiren bir durumdur.

Şekil 2’de Öğretmen Çocuk İlişkileri Ölçeği öntest, sontest puanlarına ait grafik yer almaktadır.

Şekil 2

Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği Öntest Sontest Ortalama Puanları

68 70 72 74 76 78 80 82 Öntest Sontest Deney Kontrol

Şekil 2‘de deney ve kontrol grubundaki öğretmenlerin Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği öntest ve sontest ortalama puanlarına ilişkin bulgular yer almaktadır. Deney grubu öğretmenlerin öntest puanları 80,046 iken, sontest puanları 79,046, kontrol grubu öğretmenlerin öntest puanları 72,227 iken, sontest puanları 72,330’dur.

Tablo 14

Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği Puanlarının ANCOVA Sonuçları

Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı Sd Kareler Ortalaması F Anlamlılık Düzeyi (p) Öntest 17733,777 1 17733,777 683058 0,000 Grup 0,722 1 0,722 0,028 0,868 Hata 4491,485 173 25,962 Toplam 24209,813 175

Tablo 14 incelendiğinde, grupların Öğretmen-Çocuk İlişkileri Ölçeği düzeltilmiş sontest ortalama puanları arasındaki farkın anlamlı olmadığı görülmektedir (F(1-173) =0.028, p>.05). Bu noktadan hareketle yapılandırmacı yaklaşıma uygun hazırlanan hizmet içi eğitim programı öğretmenlerin sınıflarındaki çocuklarla olan ilişkilerini olumlu yönde değiştirmemiştir.

Öğretmen-çocuk ilişkisi ile ilgili hizmet içi eğitimin anlamlı çıkmamasının nedeni, öğretmen-çocuk ilişkisini etkileyen birçok faktörün olmasına bağlanabilir. Bunlar: öğretmen faktörü, çocuk faktörü, çevresel faktörler ve sınıftaki öğrenci sayısı gibi faktörlerdir. Buna ek olarak çocukların bazı davranışlarını değiştirmek için uzun süreli bir zaman dilimi gerekebilmektedir. Öğretmenlerin ebeveynler ile olan ilişkilerinde pratik çözümler üreterek ilişkileri geliştirmek mümkündür. Oysa çocuklar için bu durum söz konusu olmayabilir. Ayrıca öğretmenlerin bazı konuları içselleştirip, davranışa dönüştürmeleri zaman alabilmektedir.

Öğretmen çocuk ilişkilerini desteklemek için sınıf içi uygulamalar ve çocukların sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Bu araştırmada çocuklarla ilgili çalışma yapılmamıştır. Ayrıca bazı duyuşsal davranışların kazandırılması için uzun süreli bir zaman dilimine gereksinim duyulabilmektedir.

Karagiorgi-Kyriacos (2006) bilgi ve iletişim teknolojileri üzerine verilmiş olan bir hizmet içi eğitimin verimliliği ile ilgili olarak bazı okulöncesi ve ilkokul öğretmenlerinin düşüncelerini araştırmışlardır. Araştırmada, telefonla yapılan görüşmeler yoluyla, hizmet içi eğitime katılmış iki öğretmen grubunun görüşleri alınmıştır. Öğretmenlerin verdikleri cevaplar, bu gibi bir hizmet içi eğitimin, kendi kişisel tutum ve becerileri üzerinde önemli bir etkisi olduğuna işaret etmektedir. Fakat hizmet içi eğitimler yoluyla gelişen mesleki uygulamaların, öğrencilerin öğrenmeleri ve başarıları üzerinde önemli kazanımlar oluşturmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla öğretmenler hizmet içi eğitim sürecinde öğretmen-çocuk ilişkilerine ilişkin yeterince bilgi almalarına rağmen bu bilgi ve birikimleri çocuklarla olan ilişkilerine kısa bir sürede yansıtmamış olabilirler.

Karayaşar (1992) ilkokul birinci devre öğretmenlerinin çocuğu tanıma konusundaki eksiklerini saptamak, buna paralel olarak bu alandaki hizmet içi eğitim ihtiyaçlarını belirleyip, hizmet içi ve öğretmen yetiştiren kurumların programlarını

geliştirmesi için öneriler sunmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, ilkokul birinci devre öğretmenlerinin ilkokul çocuklarının özellikleriyle ilgili bilgi düzeyleri, onların mesleki tecrübeleri arttıkça daha da yeterli hale gelmektedir.

Yapılan hizmet içi eğitimin öğretmen-çocuk ilişkilerinde anlamlı çıkmamasının nedenlerinden biri de araştırmaya katılan öğretmenlerin yaklaşık yarısının (deney grubu % 45, 45) mesleki deneyiminin 1-10 yıl arası olması olabilir. Çünkü çocuklarla olan ilişkilerin öncelikli şartı onları tanımadan geçtiği düşünülürse yukarıdaki araştırma (Karayaşar tarafından yapılan araştırma) bu bulguları destekler gözükmektedir.

Hizmet İçi Eğitim Programının Öğretmen-Ebeveyn İlişkilerine Etkisi

Yapılandırmacı yaklaşıma dayalı eğitim programına katılan ve katılmayan öğretmenlerin, Öğretmen Ebeveyn İlişkileri Ölçeği puanlarının betimsel istatistikleri Tablo 15’de, gruplar arasındaki farkın anlamlılığına ilişkin ANCOVA sonuçları ise Tablo 16’da verilmiştir.

Tablo 15

Öğretmen-Ebeveyn İlişkileri Ölçeği Puanlarının Betimsel İstatistikleri

Grup N Xöntest Xsontest SSsontest Xdüzelt.sontest

Deney 88 85,387 89,25 12,383 90,125 Kontrol 88 87,5 88,909 11,254 88,034

Öğretmen Ebeveyn İlişkileri Ölçeği öntest puanları deney grubunda X=85,387 iken, kontrol grubunda X = 87,5’dir. Öğretmen Ebeveyn İlişkileri Ölçeği sontest puanları ise deney grubunda X =89,25 iken, kontrol grubunda X = 88,909’dur. Hizmet içi eğitim programı sonucunda deney grubunda yaklaşık dört puanlık bir gelişme sağlanırken, eğitim almayan kontrol grubunda ise bu durum yaklaşık 1 puan olarak gerçekleşmiştir.

Şekil 3’de Öğretmen Ebeveyn İlişkileri Ölçeği öntest, sontest puanlarına ait grafik yer amaktadır.

Şekil 3

Öğretmen-Ebeveyn İlişkileri Ölçeği Öntest Sontest Ortalama Puanları

83 84 85 86 87 88 89 90 Öntest Sontest Deney Kontrol

Şekil 3 ‘de deney ve kontrol grubundaki öğretmenlerin Öğretmen-Ebeveyn İlişkileri Ölçeği öntest ve sontest ortalama puanlarına ilişkin bulgular yer almaktadır. Deney grubu öğretmenlerin öntest puanları 85,387 iken, sontest puanları 89,25, kontrol grubu öğretmenlerin öntest puanları 87,5 iken sontest puanları 88,909’dur.

Tablo 16

Öğretmen-Ebeveyn İlişkileri Ölçeği Puanlarının ANCOVA Sonuçları

Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı Sd Kareler Ortalaması F Anlamlılık Düzeyi (p) Öntest 19425,745 1 19425,745 680,842 0,00 Grup 191,076 1 191,076 6,697 0,01* Hata 4936,027 173 28,532 Toplam 24366,886 175

Tablo 16 incelendiğinde, grupların Öğretmen-Ebeveyn İlişkileri Ölçeği düzeltilmiş sontest ortalama puanları arasındaki farkın anlamlı olduğu görülmektedir

(F(1-173)=6,697, p<.05). Bu durum, uygulamanın yapılandırmacı yaklaşıma dayalı

hizmet içi eğitim almış öğretmenlerin ebeveynlere yönelik ilişkilerinde, eğitim almayan öğretmenlerin ebeveynlere yönelik ilişkilerine göre pozitif yönde bir artışa sebep olduğunun göstergesidir.

Hizmet içi eğitim sürecinde öğretmenlere, ailelerle daha iyi iletişim kurma, onları eğitime katma konusunda pratik bilgiler verilmiştir. Bu pratik bilgileri kullanma konusunda da öğretmenler izlenmiştir. Öğretmenler, kendilerine yıl sonunda uygulanan “Seminer Değerlendirme Formu”nda, bu tür eğitimlerin ebeveynlere de verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir; hem öğretmenler hem de ebeveynlere aynı anda verilecek hizmet içi eğitim uygulamalarının, çok daha etkili olacağını belirtmişler ve bundan sonraki süreçlerde bu durumun dikkate alınması gerektiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca öğretmenler, hizmet içi eğitimin etkililiği ile ilgili olarak teorik bilgiden çok konuların görsel olarak (yaratıcı drama ve bilgisayar, vb.) işlenmesinin daha kalıcı ve etkili bir öğrenmeye neden olduğunu vurgulamışlardır. Örneğin öğretmen-ebeveyn ilişkilerini konu alan bir uygulamada öğretmenin ebeveynle olan iletişiminin canlandırılması, öğretmenin yapması gerekenlerin adım adım vurgulanması ve öğretmene öğrendiklerini uygulama fırsatı vererek, mikro öğretimle eleştirilmesinin, gerçek hayatta daha iyi iletişime neden olduğu vurgulanmıştır.

Araştırma bulguları, öğrenilenlerin çocuklardan çok yetişkinlere transferinin daha kolay olduğunu da ayrıca göstermiştir. Yetişkinlerle kurulacak ilişkinin çocukları da olumlu yönde etkileyeceği ise bir çok araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır.

Okulöncesi dönemde öğretmenlerle ebeveynler arasında kurulacak olumlu iletişimin çocukların gelişimini de doğrudan etkileyeceği düşünülmektedir. Bridgemohan-Van Wyk ve Van Staden (2001)’e göre, erken çocukluk programlarında ev ve okul arasındaki yakın ve düzenli iletişim, çocuk gelişimi hedefine yönelik olarak, ebeveynlerin ve eğitimcilerin faydasına olacaktır. Dahası, ebeveynlerin programlara dâhil edilmesi, ebeveynlerin memnuniyetini ve çocukların başarısını yükseltecektir.

Edwards-Foster (1995) yaptıkları araştırmada, çocuklar için, aile ve okulun iki ayrı, ancak çok bağlantılı sistemler olarak işlev gördüğünü, her iki sistemin de, koruma, eğitim ve çocuğun sosyalleşmesine ilişkin benzer bazı görevleri paylaştığını saptamışlardır. Carlisle-Stanley ve Kemple (2005)’in yaptıkları çalışmanın sonuçlarına göre ise, ailenin okul faaliyetlerinde yer alması, çocukların,

öğretmenlerin ve ailelerin yararına olmaktadır. Hem okulla ilişkili hem de aile ile ilişkili faktörler, ailenin okul faaliyetlerine katılımını etkileyebilmektedir.

Hizmet İçi Eğitim Programının Öğretmenlerin Öğretmenlikle İlgili Bazı Görüşlerine Etkisi

Yapılandırmacı yaklaşıma dayalı eğitim programına katılan ve katılmayan öğretmenlerin, “Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi”ne ait betimsel istatistikleri Tablo 17’de, gruplar arasındaki farkın anlamlılığına ilişkin ANCOVA sonuçları ise Tablo 18’de verilmiştir.

Tablo 17

Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi Puanlarının Betimsel İstatistikleri

Grup N Xöntest Xsontest SSsontest Xdüzelt.sontest

Deney 88 71,272 73,863 5,768 75,277 Kontrol 88 74,637 75,046 4,736 73,632

Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi öntest puanları deney grubunda X=71,272 iken, kontrol grubunda X = 74,637’dir. Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi sontest puanları ise deney grubunda X =73,863 iken, kontrol grubunda X = 75,046’dır. Hizmet içi eğitim programı sonucunda deney grubunda yaklaşık iki buçuk puanlık bir gelişme sağlanırken, eğitim almayan kontrol grubunda bu durum bir puan olarak gerçekleşmiştir.

Şekil 4’de Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi öntest, sontest puanlarına ait grafik yer almaktadır.

Şekil 4

Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi Öntest Sontest Ortalama Puanları

69 70 71 72 73 74 75 76 Öntest Sontest Deney Kontrol

Şekil 4 ‘de deney ve kontrol grubundaki öğretmenlerin Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi öntest ve sontest ortalama puanlarına ilişkin bulgular yer almaktadır. Deney grubu öğretmenlerin öntest puanları 71,272 iken, sontest puanları 73,863, kontrol grubu öğretmenlerin öntest puanları 74,637 iken sontest puanları 75,046’dır.

Tablo 18

Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi Puanlarının ANCOVA Sonuçları

Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı Sd Kareler Ortalaması F Anlamlılık Düzeyi (p) Öntest 932,419 1 932,419 161,218 0,00 Grup 27,226 1 27,226 4,708 0,036* Hata 237,127 41 5,784 Toplam 1184,909 43

Tablo 18 incelendiğinde, grupların Öğretmen Görüşleri Belirleme Anketi düzeltilmiş sontest ortalama puanları arasındaki farkın anlamlı olduğu görülmektedir

(F(1-41)=4, 708, p<.05). Bu uygulamanın sonunda, yapılandırmacı yaklaşıma dayalı

hizmet içi eğitim almış öğretmenlerin, öğretmenlikle ilgili bazı görüşlerinde eğitim almayan öğretmenlere göre olumlu yönde bir değişimin olduğu görülmektedir.

Hizmet içi eğitim sürecinde öğretmenler arasında mesleki tecrübelerin paylaşılması, her oturumdan sonra doğru-yanlış testi ile bilgilerin tam olarak pekiştirilmesi, öğretmenlerin hizmet içi eğitim sürecinde, özellikle örnek olay ve