2. TAKDİR YETKİSİ
2.3. TAKDİR YETKİSİNİN İDARİ İŞLEMİN UNSURLARI İLE İLİŞKİSİ
2.3.5. MAKSAT UNSURUNDA TAKDİR YETKİSİ
Nakil, kamu hizmetinin en rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için uygulanması gereken idari bir tasarruf olduğundan, bunun hizmetin en iyi tarzda görülmesi, kamu görevlisinin hizmete en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksatlarıyla yapılması, kısaca idarenin bu konuda idari tasarrufların temel ve genel ilkesi olan kamu yararı düşünce ve gayesiyle hareket etmesi gerekmektedir.114
Bütün idari işlemlerde maksat unsurunun müşterek olması, bu unsur üzerinde idarenin takdir yetkisinin söz konusu olamayacağını göstermektedir. Aksi düşünce, idarenin bu yetkisini kamu yararı dışında da kullanabileceği sonucuna götürür. Oysa devlet yetkilerinin kamu yararından başka maksatlarla kullanılması, yetkinin mahiyetine aykırı düşer.115 Kamu yararı dışında kullanılacak bir yetkinin daima gayri meşru ve maddi bir kuvvet şekline dönüşme ve hukukilik vasfını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu itibarla idarenin yetkisinin kamu yararından başka bir maksat için kullanmasına, bu alanda bir takdir yetkisine sahip olmasına imkan yoktur.116
İdari işlemin maksat unsuru işlemle ulaşılmak istenen amacı ifade etmektedir. Kanunlar idari işlem için özel bir maksat öngörmedikçe işlemde güdülen genel ve ortak amaç ancak kamu yararı olabilir. Aslında kanunlarda gösterilen özel
114 Can, a.g.m., s.131.
115 Özyörük, a.g.e., s.211.
116 Onar, a.g.e., s.426.
maksatta nihai olarak kamu yararından başka bir şey değildir. Bu nedenle bütün idari işlemlerde ulaşılmak istenen yegane amaç, kamu yararını gerçekleştirme amacıdır.117
İdari işlemde güdülecek maksadın bu şekilde belirli ve açık olması bu unsur üzerinde idarenin her hangi bir takdir yetkisinin bulunmadığını göstermektedir.
Doktrinde hakim görüş de bu yöndedir.118 Aksi bir düşüncenin kabulü idarenin kamu yararı amacı dışındaki amaçlarla da işlem yapabileceği sonucuna götürür ki, böyle bir sonucu hukuk devleti ilkesiyle bağdaştırmak mümkün değildir. Çünkü kamu yararı dışında gözetilen her amaç(siyasal, kişisel, parasal, keyfi ve üçüncü kişiyi koruma gibi) meşru ve hukuki olmaktan uzaktır.119
Amaç, bir işi yapanın zihninde oluşan ve dışarıdan kolayca anlaşılamayan psikolojik ve subjektif bir durumdur. Bazı yazarlar maksat unsurunu subjektif bir olgu şeklinde değerlendirmişken,120 diğer bir kısım yazarlar ise amaç unsurunun objektif bir olgu olduğunu ileri sürmüştür. Yayla’ya göre idare görevlisi tamamen subjektif ve hukuk dışı amaçlar gütmüş olsa bile işlemin unsurları dış ölçütlere göre tam olduğu takdirde işlem geçerli olacaktır. Örneğin, bir sicil amiri özel ilişkisinden dolayı kızgın olduğu bir memura gerçekten var olan devamsızlığı nedeniyle ceza verdiği durumda, amiri bu cezaya götüren etken subjektif bir kızgınlıktır, ancak işlemin sebebi objektif bir duruma yani devamsızlık olgusuna dayalı olduğu için işlem hukuken geçerli bir işlem olacaktır. 121
Nakil işleminin maksat unsuru konusunda değinilmesi gereken önemli bir kavram da “usulün saptırılması” kavramıdır. Usul saptırılmasında idare, belli
117 Gözler, a.g.e., s.820; Oylan, a.g.m., s.34; Karatepe, a.g.m., s.96.
118 Giritli İsmet, İdarenin Yetkisini Saptırması,(İdari Tasarrufların Maksat Unsurundaki Sakatlık), İstanbul, 1957, s.74, Gözübüyük, Yönetsel Yargı, s.241; Eroğlu, a.g.e., s.57; Özyörük, a.g.e., s.432.
119 Öyörük, a.g.e., s.211; Oytan, a.g.m., s.35; ALPAR, a.g.e., s.34; Gözübüyük, Yönetsel Yargı, a.g.e., s.219, Alan, Türk İdari Yargısında Yerindelik ve Takdir Yetkisinin Değerlendirilmesi, s.34, Can, a.g.m., s.131.
120 Sarıca Ragıp, İdare Hukukunda Yokluk ve Butlan, İÜHF Yayını, İstanbul, 1944,s.1244.
121 Yayla, a.g.e., s.45.
koşullarda ve belli bir amaç için konulan usulü, başka bir işlem için konulmuş olan usulün yerine kullanır. Başka bir deyişle usulün saptırılmasında idare belli bir sebep gerçekleştiği zaman uygulaması gereken kanun hükmünü uygulamamakta, uygulanmaması gereken bir hükmü ise uygulamaktadır.122 Görüldüğü gibi, usulün saptırılmasında idare aynı amaca sağlamaya yönelik farklı iki usulden kendisi için daha kolay, elverişli ve seri olan usule başvurmakta ve onu uygulamaktadır. 123
Usulün saptırılması, bazen de, hem memur hem de hizmet yönünden daha isabetli bir usul varken bunun yerine başka bir usule başvurulması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Örneğin, memurun eylemi disiplin cezasını ya da adli kovuşturmayı gerektirdiği halde, idarenin ilgili memurun görevden uzaklaştırılması gibi kurumlardan korumak amacıyla naklen başka bir yere atandığı durumlarda usul saptırılmış olmaktadır.
Naklen atama işlemlerinde maksat unsuru yönünden hukuka aykırılık halleri belli şekillerde ortaya çıkabilir.
1‐ Maksat unsurundaki hukuka aykırılık bazen kararın metninden ve yazılışından anlaşılabilir. Örneğin, bir belediye başkanı başka mezbahanelerde kesilip sağlık muayenesinden geçen hayvanların, belediye mezbahanesinde kesilmediğinden bahisle ilçede satılmasını yasaklamışsa böyle bir durumda tesis edilen işlemde kamu yararı amacının dışında başka amaçların bulunduğu kabul edilir.
2‐ Bir çok durumda dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden maksat unsurundaki hukuka aykırılık tespit edilir.
122 Gözübüyük Şeref, İdari Yargı, Ankara, 1970, s.144.
123 Can, a.g.m., s.132.
3‐ Davacı taraf iddialarının davalı idarece cevaplanmaması, tesis edilen işlemde kamu yararı amacı güdülmediğine önemli bir karinedir. Nitekim Fransız Danıştay’ı bu kriteri uygulayarak birçok idari işlemi iptal etmiştir. Danıştay’ımızın da bu konuda benzer yönde birçok kararına rastlamak mümkündür.
4‐ Bazen de işlemin sebep unsurunda yapılan denetim sorucunda maksat unsurundaki hukuka aykırılık tespit edilir. 124
Doktrinde yer bulan maksat unsurunda takdir yetkisi bulunup bulunmadığı yönündeki tartışmalara, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu, 1963 yılında vermiş olduğu bir karar ile, son noktayı koymuştur.125 Bahse konu kararda, işlemin tüm unsurları bakımından takdir yetkisi bulunsa bile, amaç unsuru bakımından takdir yetkisinin bulunmadığı hüküm altına alınmıştır.126