2. TAKDİR YETKİSİ
2.3. TAKDİR YETKİSİNİN İDARİ İŞLEMİN UNSURLARI İLE İLİŞKİSİ
2.3.3. ŞEKİL UNSURUNDA TAKDİR YETKİSİ
İşlemin hukuk düzenine çıkış biçimi ve işlem yapılırken uygulanan usullerden oluşan idari şekil kuralları, idare için bir düzen ve kolaylık, idare edilenler için de bir güvence sayılmıştır.
Bir başka anlatımla, idare hukukunda şekil, bir tasarrufun yapılmasında ve idari bir kararın alınmasında izlenecek yol ve tamamlanması gereken formaliteler şeklinde tanımlanabilir.95 Odent’e göre; İdarenin karar almak için başvurması gereken şekil ve usul formalitesi; karar alacak makam için düşünme, aydınlanma, meseleyi bütün yönleriyle gözden geçirme, her çözüm şeklinin fayda ve sakıncalarını ölçüp tartma imkanını sağlamak için konulmuştur. Yazılı metinlerde ve hukukun
94 Alan Nuri. Türk İdari Yargısında Yerindelik ve Takdir Yetkisinin Değerlendirilmesi, İdari Yargıda Son Gelişmeler Sempozyumu, Ankara, 1982, s.34.
95 Can, a.g.m., s.129.
genel esaslarında yer alan ve idari tasarrufların şekline ilişkin bütün esaslar, bu amaca yöneliktir.96
Ülkemizde tüm idari işlem ve kararların tabi oldukları şekil ve usul kurallarını düzenleyen genel bir idari usul kanunu bulunmamaktadır.97 Şekil unsuru, idari işlem ve kararların tesisinde izlenecek yol ve usulü ifade eder. Özel hukukta şekil serbestisi ilkesi geçerli olmakla birlikte idare hukukunda şekil önemli bir işleve sahiptir ve şekil unsurunda takdir yetkisi bulunmamaktadır. İdari işlemlerin yazılı olması, belli bir organın görüşünün alınması, işlemlerde bulunan unvan, isim, imza, tarih gibi hususlar idari işlemlerde söz konusu olan bazı şekil kurallarıdır.
İdari işlemlerin yapılmasında geçerli olan şekil kurallarının hepsi aynı ağırlık ve öneme sahip değildir. Şekil şartlarının her birinin ihlali farklı hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Bazı şekil şartları asli niteliktedir ve ihlali halinde idari işlemin iptali gerekir. Örneğin Danıştay, şekil ve usulde paralellik ilkesine aykırı olarak alınan kararları98, toplantı yapılmadan imza toplamak suretiyle alınan kurul kararlarını99, toplantı ve karar yeter sayısına uyulmadan alınan kararları100 asli şekil şarlarına uyulmadan alınmış kararlar olarak kabul etmekte ve bu şekil sakatlığından dolayı işlemi iptal etmektedir.
Buna karşılık bazı şekil şartları ise tali şekil noksanlıkları, kararın sonucunu etkilemeyen noksanlıklar olarak anlaşılmaktadır. Örneğin, Danıştay, doçentlik sınavının kolokyum aşamasında jüri üyelerinin akademik giysilerini giymemelerinin, sınav sonucunu etkilemeyecek ve sınavın geçersiz kılınmasını gerektirmeyecek
96 Başpınar, a.g.m., s.67.
97 Günday, İdare Hukuku, s.132.
98 Danıştay 10. Dairesinin 24.4.1972 tarih ve E:1971/2443, K:1972/1093, Danıştay Dergisi, Sayı:8 s.301.
99 Danıştay 5. D.nin 1.4.1970 tarih ve E:1968/1633, K:1970/697 sayılı kararı, Danıştay Dergisi, Sayı:1, S.205 vd.
100 Danıştay 6.D.nin 18.4.1973 tarih ve E:1972/2927 K:1973/1596 sayılı kararı, Danıştay Dergisi, Sayı:12‐13, s.191
nitelikte bir usul noksanlığı olarak görmüştür.101 Sonuç olarak bir şekil şartının asli bir şekil şartı mı yoksa tali bir şekil şartı mı olduğunu anlayabilmek için şu ölçüden yararlanmak mümkündür: Bir şekil noksanlığı, eğer o şekil noksanlığı olmasa idi başka yönde karar alınabilecek idi ise, asli şekil noksanlığı, sonuç olarak alınan karar değişmeyecek idi ise tali şekil noksanlığı sayılmalıdır.102
İdari işlemin şekil unsurunda takdir yetki bulunup bulunmadığı hususunda genel görüşe göre, şekil unsurunda takdir yetkisi bulunmamaktadır. Bu görüşün savunucularının, dayanak noktası idarede kanunilik ilkesidir. Şekil unsuru da yetki unsuru olduğu gibi mevzuatla önceden tayin ve tespit edilmiştir. Bu alanda yer alan bir kısım boşluklar da yargısal içtihatlarla doldurulacaktır. Yargı organlarınca içtihatla ortaya çıkarılan ve idari işlemlerin tümü için iptal sebebi oluşturabilecek nitelikte olan yetki ve usulde paralellik ilkesi önemli bir usul ilkesidir.
Şekil unsurunda takdir yetkisi olabileceği yönünde görüş sahibi olanların dayanak noktası ise şekil unsurunun çok yönlü bir kavram olmasıdır. Örneğin, işlemlerin yazılı olması, bir yerden görüş alınması, işlemlerin tesisinde uyulacak usul kuralları hep şekil unsuru içinde yer alan konulardır.
Bazı yazarlar mevzuatta şekil konusunda bir belirlemenin yapılmadığı durumlarda, idarenin şekil konusunda takdir yetkisine sahip olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Örneğin, belirli bir fondan, ihtiyaç sahiplerine yardım yapılması konusunda yetki veren kanun hükmü bu yardımın usulünü göstermemişse, idare yardımın usul ve şeklini serbestçe belirleyebilecektir. İdareye sınav yapma konusunda yetki verildiği ancak sınav türünün belirtilmediği durumlarda da, idarenin yazılı veya sözlü sınav yapma konusunda takdir yetkisi bulunduğu ileri sürülmektedir. Ancak bu görüş sahipleri de her türlü şekil kuralı açısından şekil
101 Danıştay 8. D.nin 5.11.1984 tarih ve E:1984/74,K:1984/1345 sayılı kararı, Danıştay Dergisi, Sayı:58‐59 s.301.
102 Günday, İdare Hukuku, s.135.
serbesti bulunmayacağını, bu nedenle örneğin, işlemlerin yazılı olması konusundaki şekil şartında takdir yetkisi olamayacağının kabul etmektedir.103
Buna karşılık bazı yazarlar ise şekil unsurunda hiçbir zaman takdir yetkisinin bulunmayacağını ifade etmektedir. Buna göre, idarenin şekil ve usul konusunda bazı yönlerden sahip olduğu serbestinin takdir yetkisiyle ilişkisi yoktur. Bu serbesti ancak yetkinin kullanma zamanı ve hukuki sonuçlarını seçmek anlamına gelir. İdarenin bazı durumlarda bir başvuruyu süresi içinde cevap vermeyerek oluşturduğu zımnen red işlemleri de idari işlemin yazılılık kuralına öngörülen bir istisna olarak anlamamak gerekir. Çünkü, zımni red yoluyla tesis edilen işlemler de İYUK’ta düzenlenmiş olup, bu yönüyle de şekle tabi kılınmıştır. Bu nedenle idari işlemin şekil unsurunda bir takdir yetkisinin varlığını kabul etmek mümkün değildir.104
Sonuç olarak şunu söyleyebilmek mümkündür: İdari işlemlerde şekil ve usul kuralları, idare açısından tesis edilecek her bir işlem öncesinde yeteri kadar düşünme ve hazırlık yapma imkanı sağlarken, bu işlemlerden etkilenecek kişiler bakımından ise hukuki güvenlik sağlamış olmaktadır. Hukuk devleti ilkesi açısından konu ele alındığında şekil unsurunda takdir yetkisi bulunduğunu kabul etmek isabetli bir düşünce olmayacaktır.