• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Belgelerde ve Avrupa Hukukunda İşyeri Devrinde

III. İşyeri Devrinin Unsurları

2. Uluslararası Belgelerde ve Avrupa Hukukunda İşyeri Devrinde

“İşyeri ve işletmelerin devri halinde işçi haklarının korunması konusunun,

Avrupa Birliği (AB) Sosyal Politikası’nda önemli bir yeri bulunmaktadır. İşyerinin, işletmenin kısmen veya tamamen devri sonucunda işveren de değişmekte olup; bu durum beraberinde, ona bağımlı çalışanların iş sözleşmesinden veya iş ilişkisinden doğan haklarının güvence altına alınması sorununu gündeme getirmektedir”42.

“İşyerinin devri durumunda devreden ve devralan işverenlerin sorumlulukları,

gerek 77/187 sayılı gerek 2001/23 sayılı Avrupa Birliği Yönergelerinin “İşçilerin hak ve alacaklarının korunması” başlıklı ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Her iki Yönergede, işyerinin veya bir bölümünün devri halinde, devir tarihinde mevcut olan iş ilişkilerinin kendiliğinden devralan işverene geçeceği düzenlenmiştir. Sözü edilen Yönergelerin çıkartılma gerekçeleri arasında, işverenin değişmesi durumunda işçileri koruyan ve özellikle haklarını garanti altına alan düzenlemelerin gerekli olduğu belirtildikten sonra, devreden işverenin devir anında mevcut olan bir iş sözleşmesi veya iş ilişkisinden kaynaklanan hak ve borçlarının devir nedeniyle devralan işverene geçeceği öngörülmüştür” (77/187, 2001/23 sayılı Yönergeler 3/I)43.

42 Kökkılınç Eraltuğ, Ayşegül, “Avrupa Birliği ve Türk Hukukunda İşyeri ve İşletmelerin Devri Halinde İşçi Haklarının Korunması”, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Millî Komitesi 30. Yıl Armağanı, Ankara 2006, 85.

43 Özkaraca, 299; Kökkılınç Eraltuğ, 86, 87. “7/187/EEC sayılı Yönerge’de 29 Haziran 1998 tarihinde 98/50/EC sayılı Konsey Yönergesi ile değişiklik yapılmıştır. Değişiklik gerekçesinde, Çalışanların Temel Haklarına İlişkin Topluluk Sosyal Şartı’na atıfta bulunularak, iş pazarın tamamlanmasıyla birlikte işçilerin çalışma ve yaşam koşullarında bir iyileşmenin ortaya çıkması

Adalet Divanı da, Yönerge hükümlerinin iş ilişkilerinin devralan işverene geçişi açısından emredici nitelikte olduklarına karar vermiştir. Buna göre, Yönerge ile işçilere sağlanan hakların korunması, devreden veya devralan işverenin rızasına bağlı olmadığı gibi, işçilerin temsilcilerinin veya işçilerin rızasına da bağlı değildir44. “Yönerge’nin 3. maddesinin I. fıkrasında son derece açık bir biçimde, devir anında mevcut bir iş sözleşmesinden doğan hak ve borçların devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Bu durumda, bir iş sözleşmesinin ve bu sözleşmeden doğan hak ve borçların devralan işverene geçebilmesi için, devir anında mevcut olması bir ön şart olarak ortaya çıkmaktadır. İşyerinin devrinden önce sona eren bir iş sözleşmesi açısından, devir anında mevcut olma şartı gerçekleşemeyeceğinden, sona eren bir iş sözleşmesinin devralan işverene geçmesi düşünülemeyecektir”45.

Yönerge’nin 3. maddesinin I. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenlemeye göre, “Üye devletler, devir tarihinde mevcut olan bir iş sözleşmesi veya iş ilişkisinden devir tarihinden önce doğan yükümlülüklerden dolayı, devreden ve davralanın devirden sonra müteselsilen sorumlu olacaklarını öngörebilirler.”. Bu durumda, üye devletler, böyle bir düzenleme getirmedikçe, devreden işveren, işyerinin devri ile birlikte, iş sözleşmesi devralan işverene geçen işçilere karşı – Yönerge’de sayılan istisnalar dışında – devirden önce doğan alacaklar da dâhil olmak üzere her türlü sorumluluktan kurtulmaktadır46.

“Devredilen işyeri veya işletmede çalışan işçilerin temsili ve işçi temsilcilerinin statü ve görevlerine ilişkin düzenleme Yönerge’nin 6. maddesiyle yapılmıştır. Buna göre devredilen işletmede bulunan işçi temsilcilerinin statü ve görevleri – işçi temsilciliğinin kurulmasına ilişkin koşulların gerçekleşmiş olması

gerektiği; bunun ise, işverenin iflası ve toplu işten çıkartma yöntemleri gibi istihdamla ilgili belli başlı konuları düzenleyen kurallarda gelişmenin sağlanması ile mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Bu noktada özellikle işletmelerin yeniden yapılandırılması ya da birleşme olgularının istihdam üzerindeki etkileri göz önüne alınarak, bu süreçte bilgilendirme, danışma ve katılım mekanizmalarının işletilmesine önem verilmesi gereği vurgulanmıştır” (Aynı eser, 86).

44 Örnek olarak bkz. ATAD. , 25.07.1991, 362/89, D’Urso – Ventadori, para. 11; ATAD. , 07.12.1995, 472/93, Spano, para. 32, http://eur-lex.europa.eu. (E. T. 08.03.2017).

45 Özkaraca, 304; Kökkılınç Eraltuğ, 90.

46 Ulucan, Devrim, “İşyeri Devrinin İş İlişkilerine Etkisi ve Devir Nedeni İle Yapılan Fesihlerin Hukukî Sonuçları”, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Millî Komitesi 30. Yıl Armağanı, Ankara 2006, 67; Aykan, Ömer Yiğit, “Avrupa Birliği ve Türk Hukukunda İşyerinin Devri Halinde İşçilerin Kazanılmış Haklarının Korunması”, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2006/12, 1271.

kaydıyla – herhangi bir yasal veya yönetsel düzenleme ya da sözleşmede mevcut ilke ve koşullar dâhilinde korunacaktır”47.

Divan’a göre de, işyerinin devri durumunda, devreden işveren, iş sözleşmeleri devralan işverene geçen işçilere karşı, kural olarak her türlü sorumluluktan kurtulur. Bunun istisnası, üye devletlerin Yönerge’nin 3. maddesinin I. fıkrasının 2. cümlesi hükmünde öngörülen imkânı kullanarak, devreden işverenin, işyerinin devri anında mevcut olan ve devralan işverene geçen iş sözleşmelerinden işyerinin devrinden önce doğan yükümlülüklerden dolayı devralan işverenle müteselsil olarak sorumlu olacağını öngörmeleridir48.

“Sonuç olarak, AB Müktesebatına göre üye devletler, işyerini devreden işverenin, işçilerin devirden önce doğan alacakları sebebiyle, devralan işverenle birlikte sorumlu olacağını öngörmedikleri sürece, devreden işveren devir ile birlikte bu alacaklardan kaynaklanan her türlü sorumluluktan kurtulmaktadır. Devreden işverenin müteselsil sorumluluğu, gerek 77/187 sayılı Yönerge’de gerek bu Yönerge’de değişiklikler yapan 98/50 sayılı Yönerge’de gerekse bunları birleştiren 2001/23 sayılı Yönerge’de üye devletlerin takdirine bırakılmıştır”49.

“Alman Hukukunda işyerinin devrini ve devrin hukukî sonuçlarını düzenleyen § 613a/I, c. 1 BGB. hükmü uyarınca, işyeri veya işyerinin bir bölümünün hukukî bir işlem ile başka bir işverene devri halinde, devralan işveren işyerinin devri anında mevcut olan iş ilişkilerinden kaynaklanan hak ve borçların tarafı olur. Bunun anlamı, devralan işverenin, devreden işverenin bütün hak ve borç statüsünü üstlenmesi, yani işçilerin işyerinin devrinden önce doğan ve muaccel olan borçlarından da sorumlu olmasıdır”50. “§ 613a/I, c. 1 BGB. hükmü, devralan işverenin sadece gelecek için devreden işverenin hukukî statüsüne dâhil olacağı yönünde herhangi bir sınırlama içermemektedir”51.

“Devreden işverenin sorumluluğu hususunda ise, Alman Hukukunda da, işyerinin devri anında sona ermiş olan iş ilişkilerinden doğan alacaklardan, tek başına ve zaman açısından bir sınırlama olmaksızın devreden işverenin sorumlu olduğu

47 Kökkılınç Eraltuğ, 91.

48 ATAD. , 14.11.1996, 305/94, Rotsart de Hertaing, para. 19, 23 - 24; ATAD. , 26.05.2005, 478/03, Celtec – John Astley ve diğerleri, para. 40 – 41, http://eur-lex.europa.eu. (E. T. 08.03.2017). 49 Özkaraca, 308.

50 Kökkılınç Eraltuğ, 93. 51 Özkaraca, 309.

kabul edilmektedir. Çünkü böyle bir ihtimalde, iş ilişkisinin devralan işverene geçmesi ve buna bağlı olarak devralan işverenin sorumluluğu söz konusu olmamaktadır”52.

“Alman Hukukunda, işyerinin devri anında mevcut olan ve dolayısıyla devralan işverene geçen iş ilişkilerinden, işyerinin devrinden önce doğan ve devir tarihinden itibaren bir yıl içinde muaccel olacak olan alacaklardan, devralan işverenin yanında devreden işveren de müteselsil olarak sorumludur (§ 613a/II, c. 1 BGB). Görüldüğü gibi, Alman Hukukunda da, devreden işverenin müteselsil sorumluluğu için, ilgili işçilik alacağının işyerinin devrinden önce doğmuş olması aranmıştır. Ancak, Türk Hukukundan farklı olarak Alman Hukukunda, devreden işverenin müteselsil sorumluluğu için, işyerinin devrinden önce doğmuş olan bir borcun, aynı zamanda devir tarihinde muaccel olması da aranmamış; bunun yerine devir tarihinden itibaren bir yıl içinde muaccel olma şartı öngörülerek, iş ilişkileri devralan işverene geçen işçilere Türk Hukukuna oranla daha kapsamlı bir koruma sağlanmıştır. Öte yandan, Türk Hukukunda müteselsil sorumluluğun kabul edildiği durumlarda, devreden işverenin sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıllık bir süreyle sınırlandırılmışken (İş K. 6/III, c. 2); Alman Hukukunda bu hususta da zaman açısından özel bir sınırlama getirilmeyerek devirden etkilenen işçiler açısından daha koruyucu bir düzenleme öngörülmüştür”53.

Fransız hukukunda, Art. L 122 – 12 (şimdi Art. L 1224 – 1) CT. hükmü uyarınca, işyerinin devri halinde devralan işveren, devreden işveren ile işçiler arasındaki iş sözleşmelerinin tarafı olur54. “Sözü edilen hüküm, yeni işverenin, işyerinin devri anında mevcut ve muaccel olan yükümlülüklerden sorumluluğunu öngörmektedir. Buna göre, devralan işveren, işçilere karşı, işyerinin devri anında mevcut olan ve kendisine geçen iş sözleşmelerinden kaynaklanan tüm yükümlülüklerden sorumludur”55.

52 Özkaraca, 309. 53 Özkaraca, 313.

54 Kökkılınç Eraltuğ, 100; Güzel, 220.

55 Özkaraca, 318 vd. . “Fransız Hukuku’nda, Yönerge’nin, iş koşullarında işçinin aleyhine esaslı bir değişiklik yapılması durumuna hukuka aykırı feshin hukuksal sonuçlarının bağlanmasına ilişkin 4. 2. maddesine uygun bir düzenleme bulunmamakla birlikte; mahkemece verilen kararlar, devirden sonra iş koşullarında esaslı bir değişiklik olması ve bunun işçi tarafından reddedilmesi halinde, iş sözleşmesinin işverence feshinin, ancak belirli bir ihbar öneline bağlı olarak ve tazminat ödenmesi koşuluyla yapılabilmesi yolundadır” (Kökkılınç Eraltuğ, 100).

“Devreden işverenin sorumluluğuna gelince, Fransız Hukukunda, işyerinin devri durumunda borçlu değişikliği değil, devreden işverenin sorumlu olmaya devam etmesi kabul edilmiştir. Bunun anlamı, devreden işverenin, iş sözleşmeleri kanun gereği devralan işverene geçen işçilerin, işyerinin devrinden önce doğan alacaklarından, işyerinin devrinden sonra da sorumlu olmasıdır. Buna göre, iş ilişkisi devralan işverene geçen bir işçi, işyerinin devrinden önce doğan alacakları için devralan işverene başvurabileceği gibi devreden işverene de başvurabilecektir”56.

İngiliz Hukukunda işyerinin devri konusu, uzun süre 1981 tarihli TUPE. ile düzenlenmişken, 2006 yılında bu hususta yeni düzenlemeler yapılmıştır. 07.02.2006 tarihli ve 246 sayılı yeni TUPE. , 06.04.2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İngiliz Hukukunda işyeri devrinin en temel hukukî sonucu, reg. 4 (1) TUPE. hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre, işyerinin devri durumunda, işçi tarafından itiraz hakkı kullanılmadığı takdirde, tüm iş ilişkileri devralan işverene geçer ve bu iş ilişkileri sanki başlangıçtan itibaren devralan işveren ile yapılmış gibi işlem görürler. Burada iş ilişkilerinin tüm hak ve borçlarla birlikte otomatik olarak geçişi söz konusudur 57.

“İngiliz Hukukunda, devralan işverenin tüm kapsamıyla devreden işverenin hukukî pozisyonunu aldığı kabul edilmekte ve işyeri devrinin hukukî sonucu, devreden işverenin iş ilişkisinden çıkması ve devralan işveren tarafından ikame edilmesi biçiminde algılanmaktadır. Bu durumda, devralan işveren, tüm kapsamıyla devreden işverenin yerini almakta ve kendisine geçen iş ilişkilerinden gerek işyerinin devrinden önce gerek işyerinin devrinden sonra doğan tüm yükümlülüklerden sorumlu olmaktadır”58.

“İngiliz İş Hukuku mevzuatı, devreden işverenin, devralan işverene geçen iş ilişkilerinden işyerinin devrinden önce doğan yükümlülüklerden sorumlu olacağını öngören herhangi bir düzenleme içermemektedir. Devreden işverenin, işyerini devretmekle işçilere karşı her türlü sorumluluktan kurtulduğu da kabul edilmektedir. Reg. 4 (2) (a) ve (b) TUPE. hükümleri uyarınca, devralan işveren, devreden işverenin kendisine geçen iş ilişkilerinden doğan borçlarından sorumludur. Devreden işveren, işyerinin devri ile birlikte işçilere karşı sorumluluktan kurtulduğundan, iş ilişkileri

56 Kökkılınç Eraltuğ, 100.

57 Özkaraca, 324; Kökkılınç Eraltuğ, 97. 58 Özkaraca, 325; Kökkılınç Eraltuğ, 97.

devralan işverene geçen işçiler, işyerinin devrinden önce doğan alacakları sebebiyle sadece devralan işverene başvurabileceklerdir. Bu durumda, Yönerge’de düzenlenen, devreden işverenin işyerinin devrinden önce doğan işçilik alacaklarından sorumlu olmaya devam etmesini öngörmek biçimindeki imkân, kural olarak İngiliz Hukukunda kullanılmamıştır. Yönerge bu hususta uyulması zorunlu bir hüküm içermediğinden, İngiliz Hukukunun devreden işverenin sorumluluktan kurtulması biçimindeki düzenlemesinin, Avrupa Hukuku normlarına aykırılık teşkil ettiği söylenemeyecektir”59.

“Sonuç olarak, devralan işveren, işyerinin devri ile birlikte iş ilişkisinden doğan hak ve borçlardan tüm kapsamıyla sorumlu olurken, devreden işveren sorumluluktan kurtulmaktadır. Böylece İngiltere’de işyerinin devri durumunda bir borçlu değişikliği söz konusu olmaktadır”60.