• Sonuç bulunamadı

Asıl İşveren – Alt İşveren İlişkisinin Türkiye’deki Tarihî Gelişimi

İş Hukukunun doğuşunda olduğu gibi, zaman içindeki gelişmesinde, değişikliğe uğramasında, esneklik ve işçinin korunması yanında işyerinin de korunması gibi temel felsefesinin yenilenmesinde, ferdî ve kolektif iş ilişkilerinden birinin diğerine göre ağırlık kazanmasında, yeni hakların ve kurumların oluşmasında ekonomik, teknolojik, sosyal hatta siyasî gelişmeler sürekli şekilde etkili olmuştur2.

Çalışma hayatında üretim çeşitliliğinin, esnekliği doğurucu faktörlerin de etkisiyle artması ve işletmelerin kaliteli ve en az maliyet yaratacak şekilde üretim

1 Güzel, Ali, “İş Yasasına Göre Alt İşveren Kavramı ve Asıl İşveren – Alt İşveren İlişkisinin Sınırları”, Çalışma ve Toplum, Ekonomi ve Hukuk Dergisi, 2004/1, (31 – 65), 51 vd.

2 Ekonomi, Münir, “Asıl işveren – Alt İşveren İlişkisinin Kurulması ve Sona Ermesi”, Legal Vefa Toplantıları (II), Prof. Nuri Çelik’e Saygı, Türk İş Hukukunda Üçlü İlişkiler, Mart 2008, 21;

Güzel, Ali, “4857 Sayılı İş Kanunu İle Getirilen Yeni Düzenlemeler”, Legal İş Hukuku ve Sosyal

Güvenlik Hukuku Dergisi, 2004/1, 15; Eyrenci, Öner, Türkiye’de Çalışma Sürelerinin Esnekleştirilmesi, Çalışma Hayatında Esneklik, İzmir 1994, 162.

yapabilme çabası, işletmelerin yoğunlaştığı, yatırım yaptığı, istihdam yarattığı iş alanları dışında kalan işlerin bu konularda uzmanlaşmış başka işverenlere verilmesi sonucunu doğurmuş ve alt işveren dediğimiz kavram ortaya çıkmıştır. Hukukî olarak belirtilen bu sebeplerin dışında, iş ve sosyal güvenlik hukukunun getirdiği yükümlülüklerden kaçınma eğilimi, sendikal örgütlenmeye sıcak bakmama, insan gücünü sevk ve idaresinin getireceği yoğunluktan kurtulma düşünceleri de gerek alt işverenliğin ortaya çıkmasında gerekse yaygınlaşmasında rol oynamıştır3.

Türk çalışma hayatında alt işverenlik olgusu, temel hukukî nitelikleriyle 1936 yılında yürürlüğü giren 3008 Sayılı ilk İş Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu Kanun’un 1. maddesinin IV. fıkrasına göre, “işçiler doğrudan doğruya işveren veya vekili tarafından olmayıp da üçüncü bir şahsın aracılığı ile işe girmiş ve bu üçüncü şahıs ile mukavele etmiş olsalar bile, mukavele şartlarından asıl işveren mesuldür”. Kanun’un belirtilen bu düzenlemesinde asıl işverenin, alt işveren işçilerine karşı tek başına sorumlu olacağına dair bir anlam çıkması ve bunun sonucunda uygulamada çeşitli problemlerle karşılaşılması neticesinde, 1950 yılında çıkartılan 5518 Sayılı Kanunla, 3008 Sayılı Kanun’un ilgili maddesi, “işçiler doğrudan doğruya işveren veya vekili tarafından olmayıp da aynı iş veya teferruatında iş alan üçüncü bir şahsın aracılığıyla işe girmiş ve bu üçüncü şahıs ile sözleşme akdetmiş iseler, bu aracılar da asıl işverenle müştereken ve müteselsilen sorumludurlar”, şeklinde değişikliğe tabi tutulmuştur4.

Piyasa ekonomisinin işlerliğinde ülke içinde ve dışında, başka işverenlerin işyerlerinde; üretim, pazarlama ve dağıtımın gerçekleştirilmesi dolayısıyla, fason üretimi üstlenen veya franchise alan işverenin işçilerinin özel korunmasına gidilmemiş olduğu hâlde5; üçlü iş ilişkilerinde, özellikle de asıl işveren – alt işveren ilişkisinde, 20. yüzyılın başlarından itibaren işçilerin korunmasına yönelik düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. Çalışma hayatının bir ihtiyacının karşılanmasına yönelik kuralların konulmasında, alt işverenin işçilerinin “işçi” olarak

3 Çankaya, Osman Güven/Çil, Şahin, İş Hukukunda Üçlü İlişkiler, 3. Baskı, Ankara 2011, 15 vd. ;

Eyrenci, Öner, “4857 Sayılı İş Kanunu İle Getirilen Yeni Düzenlemeler, Genel Bir

Değerlendirme”, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2004/1, 21. 4 Çankaya/Çil, 16; Demir, E. , 830.

5 “Gerek fason sözleşmesine göre bir malın üretimini üstlenen gerekse franchise alan işverenin çalıştırdıkları işçilerin haklarından dolayı, fason üretimi veren ya da franchise veren işverenlerin birlikte sorumluluğu bulunmamaktadır” (Ekonomi, 22).

ve bu sıfatla tüm haklardan yararlanması asıl olmakla beraber, bu hakların gerçekleşmesi ve işçilerin eksiksiz elde edebilmesinde asıl işverenin de sorumluluğu (birlikte sorumluluk) ile desteklenmesi, belirtilen ilişkilere özgü bir korumayı oluşturmaktadır6.

Alt işveren uygulamasının temel sebepleri; ekonomik konjonktür, teknolojik gelişmeler, işgücü maliyetlerinin azaltılması, sendika, toplu sözleşme ve grev haklarının etkileri olarak açıklanabilir7. “1475 Sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde, özellikle kamuya ait işyerlerinde yoğun biçimde taşeron uygulamasına gidilmiş ve neredeyse bazı işyerleri bakımından, asıl işverene ait kadrolu işçi sayısından fazla sayıda taşeron işçisi istihdam edilmiştir. Aynı dönemde alt işveren uygulaması yaygınlaşmış ve yapılan bir araştırmada8, inşaat işkolunda çalışan işçilerin % 80’inin müteahhit ve taşerona devredildiği açıklanmıştır”9.

4857 Sayılı İş Kanunu’nda asıl işveren – alt işveren ilişkisi, aynı bölümde ve aynı işlerde asıl işveren – alt işveren işçilerinin birlikte çalışmalarından kaynaklanan problemleri önlemeyi de içeren tüm unsurlarıyla tanımlanmış; özellikle 1980’li yılların ortalarında başlayan ve 1990’lı yıllarda daha çok rastlanan, işverenlerin kendi işçilerini daha düşük ücret ve çalışma şartlarıyla istihdam ettirilmek üzere alt işverene geçirmesi ya da işten çıkartılan işçiyle alt işveren ilişkisi kurularak aynı yola gidilmesi ve genel olarak asıl işveren – alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı işlemlere dayalı olduğunun ispat edilmesi hâlinde ortaya çıkacak hukukî sonuçlar belirlenmiştir10.

6 Ekonomi, 22 vd. ; Canbolat, Talat, Türk İş Hukukunda Asıl İşveren – Alt İşveren İlişkileri, İstanbul 1992, 1 vd. ; Çenberci, Mustafa, İş Kanunu Şerhi, 5. Baskı, Ankara 1984, 119; Çelik,

Nuri, “Türk İş Hukukunda Asıl İşveren – Alt İşveren İlişkilerinden Doğan Bazı Uygulama

Sorunları”, Münir Ekonomi 60. Yaş Armağanı, Ankara 1993, 163.

7 Çankaya/Çil, 16; Güzel, Ali, “Alt İşveren (Taşeron) Uygulamasının Endüstri İlişkileri Sistemine Etkileri”, Çimento İşverenleri Dergisi, C. 7, S. : 5, Eylül 1993, 7.

8 Türk – İş 1. Bölge Tem. İş – İşçi Çalıştırma Bülteni, 8. Mart 1993, Haberler. 9 Çankaya/Çil, 17.

10 Ekonomi, 23; Şahlanan, Fevzi, “Yeni İş Kanunun Genel Hükümleri”, Yeni İş Yasası Seminer Notları, İstanbul 2003, (20 – 35), 26; Soyer, Polat, “4857 Sayılı Kanun Açısından Asıl İşveren – Alt İşveren İlişkisinin Kurulması ve Sonuçları”, Sicil İş Hukuku Dergisi, Mart 2006, 16; Demir,

Fevzi, “4857 Sayılı İş Kanunun Başlıca Yenilikleri ve Uygulamada Muhtemel Etkileri”, Mercek

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası Yayını, Temmuz 2003, 89; Özveri, Murat, “Alt İşveren Uygulaması ve Yeni İş Yasası”, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2004, Sayı: 2, (383 – 400), 383; Alpagut, Gülsevil, “4857 Sayılı İş Yasası İle Alt İşveren Kurumundaki Yeni Yapılanma, Yeni İş Yasasının Alt İşveren Kurumuna Bakışı”, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Dergisi, Ankara 2004, 16.