• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Bankacılık Sisteminde Yer Alan Çe ş itli Standart ve Düzenlemeler

BÖLÜM 1: F İ NANSAL KÜRESELLE  ME, BANKACILIKTA R İ SK

1.1.3. Uluslararası Bankacılık Sisteminde Yer Alan Çe ş itli Standart ve Düzenlemeler

Küreselleşme ile finansal piyasalar arasında artan bağlılık, ekonomik ve finansal istikrarın tüm piyasalarda sürdürülebilirliğini gerekli kılmıştır. Bilhassa, 1980’li yıllardan

sonra hızlanan küreselleşme eğilimi, finansal sistemde uluslararası düzenleyici kuruluşların daha etkin rol almalarına ve duyulan ihtiyaç nedeniyle bu kuruluşlar aracılığıyla yeni düzenlemeler yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu amaçla ülkelerin bankacılık düzenlemelerinin birbirlerine yakınlaştırılması gündeme gelmiştir.

Kroszner ve Strahan (2006:1), bankacılık sektörünün ekonomik ve finansal sistem içerisinde boyutlarından öte daha büyük bir role sahip olduğuna vurgu yaparak, bankaların regülasyona tabi kuruluşlar olması gerektiğini; teknolojik ve yasal değişiklikler ile ekonomik şoklar gibi faktörlerin regülasyonun nedenleri arasında yer aldığını belirtmektedir. Ayrıca, sektörün boyutunu, istikrarını ve verimliliğini etkileyen regülasyonun niteliği bu suretle, ekonomik büyümenin volatilitesine ve oranına da etki yapmaktadır (Kroszner ve Strahan, 2006:1).

Uluslararası düzenlemelerde ortak standartlar oluşturulmasının en önemli

nedenlerinden biri de, bazı ülkelerdeki düzenlemelerin diğer ülkelere göre çok sıkı olması ve bu durumun rekabet eşitsizliğine yol açmasıdır. Daha zayıf düzenlemeye sahip ülkelerin bankaları daha sıkı düzenlemeye sahip ülkelerin bankalarına göre daha az sermaye maliyetine sahiptirler. Bu durum, düzenlemeleri daha az sıkı olan ülkelerin bankalarının müşterilerine daha düşük maliyetle hizmet sunmalarına yol açmaktadır. Uluslararası regülasyon tüm ülkeler için belirli standartlar oluşturarak uygulama farklılıklarını ortadan kaldırmayı ve ortak bir oyun alanı (level playing field) yaratmayı amaçlamaktadır (Oatley, 2000:37).

Bu açıdan değerlendirildiğinde sistematik banka regülasyonlarının nispeten yeni olduğu düşünülebilir. Bu kapsamda belli başlı uluslararası bankacılık düzenlemelerine aşağıda yer verilmiştir.

Banka regülasyonlarına ilişkin sürecin odak noktasında, Uluslararası Ödemeler

Bankası (BIS-Bank for International Settlements) altında çalışan ve ortak

uygulamaların oluşturulabilmesi için bir forum işlevi gören Basel Bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi’nin (BCBS-Basel Committee on Banking Supervision) oluşturduğu standartlar bulunmaktadır. Uluslararası aktif bankalar için minumum sermaye standardı oluşturan 1988 Basel Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı veya Basel I bu düzenlemelerin ilki sayılmaktadır (Saidenberg ve Schuermann, 2003:6; Akbulak ve diğ., 2004:151-152). Bunun dışında, söz konusu çalışma grubu “Etkin Bankacılık Gözetim ve Denetimi için Temel İlkeler”, “Bankaların Yurtdışı Kuruluşlarının Denetimi için İlkeler-Sınır-Ötesi Denetim”, “Bankalarda Açıklık ve effaflığın Geliştirilmesi” ve

“Risk Yönetimi” konularında standartlar içeren düzenlemeler yayımlamıştır (TBB, 2000a:3).

Basel Komitesi, yasalarla kendisine verilmiş uluslar üstü bir gözetim otoritesi statüsüne sahip değildir. Komitenin oluşturduğu standartların kanuni bir yaptırımı bulunmamaktadır. Komite, kapsamı oldukça geniş standartlar sunmakta ve bunları ülkelere tavsiye etmektedir. Komite ayrıca düzenleme otoritelerinin kendi ulusal sistemlerine uygun standardı seçmelerini teşvik etmektedir. Bu yolla Komite, üye ülkelerin gözetim tekniklerinin ayrıntılı uyumlaştırılması çabasına girilmeksizin, ortak standartlarda yakınlaşmayı amaçlamaktadır (BCBS, 2007:1).

Uluslararası düzenleyici kuruluşlardan 1980 yılında BIS çatısı altında kurulan Menkul Kıymet Ödeme Sistemleri Komitesi-CPSS (Committee on Payment and Settlement Systems) tarafından finansal sistemin gerek yurt içinde gerekse dünya ölçeğinde altyapısının geliştirilmesi için “uluslararası finansal kuruluşlarca işlem gören menkul kıymetler, mali kurumlar arasındaki fon transferleri, ödeme ve takas sistemleri” ile ilgili ilkelerin tespit edilmesi amacıyla çalışmalar yapılmaktadır (CPSS, 2007). Smorenberg (2009:70), ileride dünya ölçeğindeki tüm bankaların ödemeler arenasında daha aktif hale geleceği ve ortak ödeme standartlarında birleşecekleri konusuna vurgu yapmaktadır.

Dünya genelinde finansal iletişim ağını oluşturan fon transferlerinde kullanılan SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication) bankacılık ve finans sisteminde yaşanan küreselleşmenin en önemli göstergesi ve finans sisteminin kullandığı uluslararası ödeme sistemi standartları arasında biridir. 1970’lerin ortalarından itibaren uluslararası finansal iletişimde ortak bir dil oluşturmak üzere kurulan SWIFT, üye bankaları aracılığıyla üyelerin kendi ve müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak tüm finansal piyasalar arasında mesaj alış verişi ve arayüz yazılım hizmeti sağlayıcısıdır. Sistem dünya genelinde sürekli olarak hizmet vermektedir (Kuzu, 2003:67).

SWIFT’in sonraki jenerasyonları ödemelere radikal değişiklikler getirecektir. Küresel bazda yani hiç el değmeden bir ödemenin anında bir ülkeden diğer bir ülkeye gitmesi, orada işlem görmesi, müşterinin hesabına paranın yatması gibi çözümler de yine bu çerçevede yürütülmektedir. Özellikle elektronik para ve elektronik ticaretin halen sürdürülen uygulamalarının, kısa bir süre sonra ödeme sistemlerinin geliştirilmesiyle günlük yaşantıyı değiştireceği düşünülmektedir (Okay, 2000).

Uluslararası bankaların fon transferleri ve ödeme sistemlerinde IBAN-International Bank Account Number (Uluslararası Banka Hesap Numarası) adı verilen menkul kıymet standartlarından biri olan hesap numarası standardı, para transferlerindeki olumsuzlukları önleyecek özelliklere sahip ilk olarak Avrupa Birliği ülkeleri arasında uygulamaya başlanmış küresel bir bankacılık standardı olmaya doğru evrimleşen önemli bir finansal yeniliktir. Hesap numaralarına belirli bir standart getirerek para transferlerinin en kısa süre içerisinde aktarılacağı doğru hesaba ulaşmasını sağlayan ve Avrupa Birliği ülkeleri dışında da uygulanmaya başlayan söz konusu standart önemli derecede zaman ve maliyet avantajları sağlamaktadır (Türkiye İş Bankası, 2007). Uluslararası ölçekte kabul gören mali raporlama ve muhasebe standartlarının şeffaf, tutarlı, güvenilir, karşılaştırılabilir olması amacıyla 1973 yılında kurulan Uluslararası

Muhasebe Standartları Komitesi (IASC-Internatioanal Accounting Standarts

Committee) tarafından getirilen standartlar küreselleşen bankacılık sisteminde de kabul gören uluslararası bankacılık düzenlemeleri arasındadır (Aktan ve diğ., 2007, IASB, 2007).

Bu standartları uygulamaktaki amaç muhasebeleştirme ve finansal raporlama

açısından tekdüzeni sağlama, tek tip bilanço ve gelir tablosunun doğrudan elde edilmesi, denetim ve gözetim için gerekli olan bilgilerin doğrulanabilir ve denetlenebilir bir şekilde doğrudan ve sağlıklı olarak elde edilmesi, ekonominin izlenmesi ve yönlendirilmesi için yetkili mercilerin ihtiyaç duyduğu bilgilerle, diğer istatistiki bilgilere doğrudan ulaşılması, finansal analiz, risk analizi, verimlilik analizi gibi çeşitli analiz ve yorumlar için ihtiyaç duyulan bilgilerin standart bir şekilde elde edilmesini sağlamaktır (BDDK, 2002a, IASB:2007).

Sermaye piyasalarına ilişkin gözetim ve denetim ilkelerinin oluşturulması; sermaye piyasalarında yatırımcıların korunması, piyasaların adil, etkin ve saydamlık ilkeleri doğrultusunda işlerliğinin sağlanması amacıyla 1983 yılında kurulmuş olan Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü (International Organization of Securities Commissions-IOSCO), ABD’deki Sermaye Piyasaları Komisyonu (the Securities and Exchange Commission), İngiltere’deki Finansal Kurumlar Otoritesi (the Financial Services Authority), Türkiye’deki Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve bunlara benzer toplam 177 üyeli ulusal menkul kıymet düzenleme komisyonlarının dünya çapındaki birliğidir (Aktan ve diğ., 2007; İbiş ve Akarçay, 2003:2).

koordinasyonu ve işbirliğini sağlamak, sermaye piyasalarının yasal ve kurumsal yapısına ilişkin olarak ortak uluslararası standartlar oluşturmak ve üyeler arasında bilgi alış verişini olanaklı kılmak amacıyla oluşturdukları düzenleyici bir kuruluştur. IOSCO, mali piyasalarla ilgili diğer uluslararası kuruluşlarla da işbirliği halinde faaliyet göstermekte ve alanında en etkin uluslararası düzenleyici kuruluş niteliği taşımaktadır (İbiş ve Akarçay, 2003:2). Söz konusu kuruluşça bankaların faaliyet gösterdiği finansal piyasalarda alınan düzenleyici kararlar uluslararası bankacılık düzenlemeleri arasındaki standartlardandır (IOSCO, 2007).

Uluslararası finans sistemine standartlar getiren bir diğer kuruluş muhasebe mesleğinin dünyadaki en üst kurumu olan Uluslararası Muhasebeciler Federasyonudur IFAC

(International Federation of Accountans). Günümüz itibariyle 118 ülkeden 159 kuruluş

IFAC’ın üyesidir ve IFAC dünya muhasebecilerinin yüksek kalitede hizmet vermelerini destekleyerek, kamu yararını korumak amacıyla faaliyet göstermektedir. IFAC üyeleri; kamuda, sanayide, ticarette, devlette ve akademide hizmet vermekte olan 2,5 milyon meslek mensubunu kapsamaktadır (TÜRMOB, 2007). IFAC’ın temel amacı; kamu

çıkarlarına hizmet etmek, dünya genelinde muhasebe mesleğini güçlendirmek ve güçlü

uluslararası ekonomilerin gelişmesine katkıda bulunmaktır. IFAC reformları, uluslararası denetim standartlarında ve uygulamalarında gelişme sağladığı ve böylece

denetim hizmetlerinin kalitesinde, sermaye piyasalarında güvenin yeniden

oluşturulmasına yardım ettiğinden, Basel Komitesi bu reform çabalarını desteklemektir (TBB, 2000b: 20-21).

IFAC’ın denetim standartları ile ilgili çalışmaları yapan “Uluslararası Denetim Uygulamaları” (IAPC- International Auditing Practices Committee) adlı alt komitesinin ticari bankaların denetimi ile ilgili “Uluslararası Ticari Bankaların Denetimi” (The Audit of International Commercial Banks) isimli çalışması mevcuttur. IFAC ve IAPC uluslararası

denetim standartlarının uygulamasının yaygınlaştırılmasını ve denetimcilere

danışmanlık edilmesini amaçlamaktadır. Uluslararası denetim standartları, finansal tabloların denetiminde kullanılmaktadır. Ancak, hem bilgi edinilmesi için hem de ilgili hizmet alanlarında yapılacak denetimlerde gerektiğinde adapte edilerek kullanılması mümkündür (TBB, 2000b:24-25).

Günümüzde birçok ülkenin bankacılık sektörünü düzenleyici ve denetleyici otoritesi bankaların faaliyetlerinin ifasında kullandıkları bilgi sistemlerinin yönetiminde esas aldıkları asgari usul ve esasları düzenlemek amacıyla “Bilgi Sistemleri Denetim ve Kontrol Birliği” (ISACA), “Bilgi Teknolojileri Yönetişim Enstitüsü” (ITGI) tarafından

yayımlanmış olan “Bilgi Teknolojilerine ilişkin Kontrol Hedeflerinin” (COBIT) bilgi işlem sistemi standardı olarak uygulanmasını kabul etmişlerdir. Söz konusu standart bankacılık sisteminde bilgi işlem uygulamalarını birbirine yakınlaştıran uluslararası bir bankacılık standardı olarak değerlendirilebilir (BDDK, 2007a).

Ekonomide ve teknolojide yaşanan gelişmeler sonucunda çeşitlenen uluslararası ticarette, devletlerin yanında özel kişilerin de bu alanda faaliyet göstermeye başlamasıyla, problemler de ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu bağlamda ülkeler arasında hukuk sistemleri ve ticari teamül farklılıkları, devletlerin uluslararası ticarete müdahale etmeleri, ithalat ya da ihracat yasakları, tarafların akdi ilişkiden doğan edimlerini akde uygun olarak süresi içinde yerine getirip getirmeyecekleri gibi problemler, uluslararası ticaretin riskleri olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. İşte bu noktada uluslararası ticarette ortaya çıkan bu ve benzeri riskleri bertaraf etmek veya asgariye indirmek için bankalarca uygulanan güvenli bir uluslararası ödeme aracı olarak, akreditif ortaya çıkmıştır (Doğan, 2005:27).

Basit bir ifade ile bir bankanın ödeme konusunda yüklendiği şartlı bir ödeme taahhüdü olan akreditife ilişkin kurallar “Milletlerarası Ticaret Odası” (ICC-International Chamber of Commerce) tarafından düzenlenmiş hiçbir ülkede pozitif geçerliliğe sahip olmayan yeknesak kurallardır (Somuncuoğlu, 2001:10). uluslararası ticaretin gelişmesinde önemli bir fonksiyonu olan akreditif, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkiden doğan mükellefiyetlerini akreditif bankasınca ICC tarafından belirlenen kuralları genel işlem

şartları şeklinde düzenlenen tipteki sözleşmelerle gerçekleştirilmesini sağlayan uluslararası ticaret ve bankacılıkta kullanılan ödeme standardıdır (Doğan, 2005:28; ICC,2007).

Günümüzde küreselleşme ile birlikte suçlar ve suç örgütleri de uluslararası nitelik kazanmıştır. Bilişim teknolojisindeki gelişmeler, suç gelirlerinin aklanmasını daha kolay, hızlı ve düşük maliyetli bir faaliyet haline getirmiştir (Aykın, 2007:34). İşte bu noktada elde edilen suç gelirlerinin bankacılık ve finans sistemi aracılığıyla aklanmasının önlenmesi amacıyla faaliyette bulunmak üzere 1989 yılında Paris’te yapılan G-71 zirvesinde Mali Eylem Görev Gücü (FATF– Financial Action Task Force) adlı kuruluş

kurulmuştur (FATF, 2007).

Bankalar ve finans kuruluşları için standart oluşturan kurumlardan biri olan FATF,

kuruluşundan hemen sonra 1990 yılında karaparanın aklanmasının önlenmesi

1

amacıyla ulusal hukuk sistemlerinin güçlendirilmesi, bu alanda mali sistemin rolünün arttırılması ve uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi için 40 tavsiye kararı yayımlamıştır (Delice, 2007:72; Boorman ve Ingves, 2001:12). FATF tarafından 1996 yılında yeni karapara aklama trendlerini ve gelecekteki potansiyel tehditleri içerecek

şekilde değiştirilen kırk tavsiye kararı FATF’a üye olan 34 ülke ve üye olmayan birçok ülkenin bankacılık ve finans sisteminin uyguladığı uluslararası bir standart haline gelmiştir (FATF, 2007; Delice, 2007:73).

Basel Komite 2001 yılında karaparanın aklanmasının önlenmesi kavramı çerçevesinde, bankalarda müşteri bilgilerinin titizlikle incelenerek kayıtlarının yeterli kriterle muhafaza edilmemesi halinde önemli finansal maliyetler getirebilen itibar kaybı riski, operasyonel risk ve yasal risk gibi risklere maruz kalabileceklerini belirtmiştir. Bu amaçla Komite “müşterini tanı” (KYC-Know Your Customer) politikaları oluşturmuş ve buna ilişkin “Müşterinin Titizlikle İncelenmesi” (Customer Due Diligence) adlı dökümanı 2001 yılında yayımlamıştır (BIS, 2001:2).

Uluslararası alanda faaliyet gösteren kuruluşların uluslararası kabul görmüş

standartlarla uyumlu olarak faaliyet göstermesi, farklı ülkelerde yapılan işlemlerde benzer finans dilinin kullanılması, bir başka deyişle, aynı finansal tablonun farklı yerlerde benzer şekilde yorumlanabilmesi anlamına geleceğinden uluslararası alanda faaliyet gösteren kişi/kuruluşların karşı karşıya kaldıkları riskler belirli bir oranda azalacaktır. Uluslararası geçerliliği olan standartların oluşturulması ekonomide karar alma süreçlerini iyileştirip, uluslararası finansal sistemi güçlendirecektir (TBB, 2000b:2). Bankacılık ve finans sisteminde yukarıda belirtilenler dışında uluslararası düzenleyici kuruluşlarca belirlenen başka uluslarararası standartlar da bulunmaktadır. Finansal sistemin günden güne gelişmesiyle birlikte uluslararası düzenleyici kuruluşlarca yenileri eklenen söz konusu standartlardan belli başlı olanlara yer verilmiştir.

1.2. Bankacılıkta Risk Kavramı ve Risklerin Gruplandırılması

Benzer Belgeler