• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: F İ NANSAL KÜRESELLE  ME, BANKACILIKTA R İ SK

1.2. Bankacılıkta Risk Kavramı ve Risklerin Gruplandırılması 1. Bankacılıkta Risk ve Risk Yönetimi Kavramı

1.2.3. Bankacılıkta Risklerin Gruplandırılması

Bankacılık, çok kısa ve özlü bir tanımlamayla, risk yönetimi faaliyeti olarak nitelendirilebilir. Burada risk kavramından kasıt, üzerinde anlaşılan, bağıtlanan, beklenen ya da istenilen edimlerin yerine getirilmemesi, gelişmelerin gerçekleşmemesi

Tablo 1. Risk Yönetiminin Tarihi Gelişimi

2007 Gelişmiş ülkelerin bazılarının Basel II normlarına geçişi Basel II Yeni sermaye yeterliliği normları (2004)

Operasyonel riskin Basel II sermaye yeterliliği uzlaşısı ile hesaplanmaya başlanması Yeni bir unsurun riske katkısı RAROC

2000 Genişletilmiş stres testleri

Piyasa ve kredi risklerinin entegrasyonu Risk derecelendirme

Kurum çapında VAR Riske Maruz Değer (VAR)

Risk ölçümünde karmaşıklık üzerine getirilen sınırlar

Basel sermaye yeterliliği uzlaşısına piyasa riskinin ilave edilmesi Model karşılıkları

Stres testleri

1995 Likidite karşılıkları, piyasa hareketleriyle ters yönlü ilişkilerden faydalanılarak geliştirilen finansal araçlar

Opsiyonların riskleri üzerinde tesis edilen limitler Hisse portföyleri için beta ağırlıklı korunmanın eşdeğeri 1990 Kredilere ilişkin karşılıklar

Durasyon bantlarına dayalı risk limitleri

Kredi riskinin dahil olduğu Basel sermaye yeterliliği uzlaşısı Risk yönetimi raporları

10 yıllık eşdeğer futures sözleşmeleri Krediye dayalı limitleme

1985 ilk faiz tavan enstrümanları

Risk yönetimi konusunda ilk kitapların hazırlanışı İlk teminatlı ipotek yükümlülükleri

Aktif-Pasif Yönetimi

1980 Swaplar gibi ilk türev araçların kullanılması Kredilendirmeye yönelik risk kontrol uygulamaları 1970 Basel Komitesinin teşkili

veya beklenmeyen gelişmelerin ortaya çıkması dolayısıyla zarara maruz kalınmasıdır (Aras, 1999:6).

Meyer (2000) risk yönetiminin bankalar için taşıdığı önemin nedenine, risk almanın bankacılık sisteminin bütünsel bir parçası olması açısından vurgu yapmaktadır. Bankalar risk almaksızın hayatta kalamayacaklarından varoluşlarından beri risk yönetimi uygulamalarını sürdürmektedirler. Bu yüzden bankacılık risk yönetme sanatıdır denilebilir. Risk yönetiminde eskiye nazaran değişen tek şey risk yönetimi sistemlerinin gelişen teknolojiye ayak uydurarak daha kompleks ve hızlı işleyen sistemler olmasıdır (Meyer, 2000).

Bankaların her aldıkları kararda belirli bir ölçüde “risk” unsuru vardır. Bankacılık “risk” alınarak yapılır. Hiçbir risk almadan banka faaliyetlerini yürütmek mümkün değildir (Meyer, 2000; enver, 1988:8-9). İşletmeler, kâr elde etmek için gerçekleştirdikleri faaliyetler sırasında genellikle dolaylı olarak ve çoğu zamanda farkında olmadan risk alırlarken, bankalar bilerek ve isteyerek risk alırlar. Kredi verirken bankaların kâr elde etmek için sattığı şey, aslında para değil, güvendir. Bir tarafta mevduat müşterisine verilen güvence, diğer tarafta kredi müşterisinin krediyi geri ödememe ihtimali ile karşılık bulabilmekte ve bankalar aldıkları kredi riskinden zarar edebilmektedirler. Müşterinin mevduatını alıp kredi olarak verirken bu hizmetten güven müesssesi sıfatıyla para kazanan bankaların krediyi geri alamama riski her zaman mevcuttur. İşte bu riskin gerçekleşmesi ve bankanın bu işlemden zarar etmesi durumunda zararın mevduat müşterisine yansımıyor olması, yani bankanın bu riski karşılamaya yetecek sermayeye sahip olması gerekir. Bankalarda risk yönetiminin önemi burada ortaya çıkmaktadır (Aysan, 2007:238).

Çok çeşitli sınıflandırmaları olmakla birlikte finans literatüründe risk kavramı genel olarak iki ana başlık altında sınıflandırılarak incelenmektedir.

Sistematik risk, sistematik faktörlere bağlı olarak (ekonomik, politik vb.) varlığın değerinin değişme riskidir (Aydeniz, 2008). Bu riskten korunulabilir, ancak tamamen ortadan kaldırılamaz. Bu risklere, politik risk, faiz oranı ve döviz kuru gibi riskler örnek verilebilir (Oldfield ve Santamero, 1997; Mandacı, 2003).

Sistematik olmayan riskler, bir işletmeyi etkilerken diğer işletmeyi etkilemeyen, işletmenin kendi yapısal özelliklerinden kaynaklanan risklerdir. Sistematik olmayan riskler, yönetim riski, teknolojik riskler, likidite riski vb. olarak ayrılabilmektedir. Sistematik risklerin özellikleri tahminindeki zorluklar ve çeşitlendirme yoluyla

ortadan kaldırılabilmesidir (Aydeniz, 2008).

Bankaların maruz kaldıkları riskleri sınıflandıracak olursak, genel olarak beş kategori altında toplamak mümkündür. Bunlar en geniş kapsamlısından en dar kapsamlısına doğru, birinci olarak piyasa riskleri, ikinci olarak kredi riskleri, üçüncü olarak operasyon riskleri, dördüncü olarak sistemik riskler ve beşinci olarak yasal riskler şeklinde sıralanabilir (Yüksel ve diğerleri, 2002:87). Piyasa riski kategorisi altında bankaların finansal varlık portföyünün değerini etkileyen finansal piyasalardaki dalgalanmalardan kaynaklanan riskler yer alır. Piyasa riski; faiz riski, kur riski, likidite riski ve emtia fiyatı riski olarak alt kategorilere ayrılarak sınıflandırılabilir (Stephanau, 1996:1). Kredi riski, bankadan kredi alanların, borçlarını zamanında ve tam olarak ödeyememesi veya ödemede isteksiz olmalarına ilişkin risktir (Santomero, 1997:8-9). Operasyonel risk, bankanın kendi faaliyetlerinden kaynaklanan ve bankayla sınırlı olan risklerdir (Active Araştırma Grubu, 1999:19). Yasal risk, yanlış veya eksik yasal bilgi veya belgeye dayanılarak işlem yapılması sonucu kayba uğrama tehlikesini anlatır (Altıntaş, 2006:8). Sistemik risk ise finansal kurumların birbirleriyle yakından ilgili olmaları nedeniyle, bir finansal kurumun sorunlarının diğer kurumları, yani sektörü ve beraberinde reel ekonomiyi etkilemesi tehlikesidir (Çolak, 2003:56). Sistemik riskte münferiden bir bankadan kaynaklanan sistemik bozuklukların bankacılık sistemine yayılarak, zincirleme olarak sektörü ve beraberinde ekonomiyi etkilemesi söz konusudur (Meyer, 2000; Bolak, 2004:8).

Bankalar, strateji riski, itibar riski, işletme riski gibi diğer önemli risklere de açıktırlar. Ancak bu riskler yukarıda bahsedilen riskler gibi sayısallaştırılamamakta, dolayısıyla istatistiksel metodlar kullanılarak yönetilememektedir (Aysan, 2007:242). Finansal kuruluşların karşı karşıya olduğu risklere ilişkin sınıflandırma aşağıda yer alan ekil 4’de finansal ve finansal olmayan ayrımı yapılarak sunulmuştur.

ekil 4’de görüldüğü üzere finansal riskler finansal gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkabilecek piyasa, kredi ve faiz oranı vb. gibi risklerden, finansal olmayan riskler ise finansal gelişmelerden ziyade işletmenin kendisinden (yönetim, teknoloji vb.) ya da dış

faktörlerce ortaya çıkabilecek operasyonel risk, işletme riski vb. risklerden oluşmaktadır (Bugie ve Volland, 2001:8; Kuritzkes ve Schuermann, 2007:11; Bolak, 2004:8-9).

Riskler değişik açılardan ve birçok ölçütlere göre ayrılabilirler; ancak bankaların karşılaştıkları riskler, literatürde değişik başlıklarla açıklansa da çalışmamızda Basel Komitesi’nin sermaye yeterliliği düzenlemelerinde ele alınan şekliyle faaliyetleri sırasında karşı karşıya kaldıkları kredi riski, piyasa riski ve operasyonel riskler temelinde incelenecektir. Söz konusu riskler Basel Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı’nda yer alan sermaye yeterliliği oranının paydasında hesaplamaya dahil olan risklerdir. Bu bölümde, belirtilen riskler alt kategorilere ayrılarak incelenecektir.

1.2.3.1. Kredi Riski

Bankalar için özel önem taşıyan, en eski ve belkide bankaların gündemlerinde birinci sırayı işgal eden risk, kredi riskidir. Bankaların faaliyetlerinin büyük bir çoğunluğunu işlerinin doğası gereği kredi riski içerir (Arunkumar, 2005:2; Aras, 1999:6).

Kredi riski beklenen ödemenin gerçekleşmeyebileceği ihtimalinden doğar (Coyle, 2000:1). Bankacılıkla ilgili düzenlemelerde kredi riski “banka müşterisinin yapılan sözleşme gereklerine uymayarak yükümlülüğünü kısmen ya da tamamen zamanında

yerine getirememesi veya ödemede isteksiz olmasından dolayı bankanın maruz kaldığı

risk” şeklinde tanımlanmaktadır (Santomero, 1997:9; Coyle, 2000:1).

Kredi riski, bir çeşit karşı taraf riskidir (counterparty risk). Karşı taraf riski kavramı, sözleşmeye taraf olanlardan birinin sözleşme gereklerini yerine getirmeye müktedir olamamasıdır (Coyle, 2000:1; Pyle, 1997:3).

Borçlunun değişik nedenlerle borcun ana para ve/veya faizini ödeyememesi veya ekil 4: Bankacılık Risklerinin Sınıflandırılması

FİNANSAL OLMAYAN

Benzer Belgeler