• Sonuç bulunamadı

% 100 Risk Ağırlığ ına Tabi

2.1.2. Basel II Düzenlemelerinin Geli ş im Süreci

1988 tarihli Basel I Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı, ilan edildiği tarihten itibaren başta G-10 ülkeleri olmak üzere hemen hemen tüm ülkeler ve bankalar için genel bir sermaye standardı haline gelmiştir. İlk Uzlaşı ile bankaların varlıkları, bu varlıkların teminatını oluşturan unsurlar bazında risk ağırlığına tabi tutulmakta ve buna karşılık gelen minimum sermaye gereksinimi hesaplanmaktadır. Basel I düzenlemesinde, 4 farklı risk ağırlığı (% 0, % 20, % 50 ve % 100) belirlenmiş ve bankanın tüm aktifleri bu sınıflandırmaya tabi tutularak, özkaynak ile ilişkilendirilmiştir ( Reisen, 2001).

YIL OLAY DENETİMSEL İNİSİYATİF

1974 Herstatt ve Franklin National’ın çöküşü Basel Konkordatosu (bankaların yabancı kuruluşlarının denetlenmesi), pek çok kez değişmiştir, 1975

1982 Lüksemburg temelli Banco Ambrosiano’nun çöküşü

Yenilenen Konkordato (bankaların yabancı kuruluşlarına dair ilkeler), 1983

Asgari Sermaye Yeterlilik Gerekleri (Capital Accord), 1988

1990 Norveç Bankacılık Krizi 1983 Konkordatosuna Ek (dışsal denetim, yetki işlemleri ve bilgi değişimi konusunda tavsiyeler) Büyük kredilerin ölçülmesi ve kontrolü (Ocak 1991);

Uluslararası bankacılık gruplarının ve bunların sınır-ötesi kuruluşlarının denetimine asgari standartlar getirilmesi, (Temmuz 1992)

1994 Bankaların menkul kıymet işlemlerine yönelmesi

Banka ve menkul kıymet denetim otoriteleri arasında işbirliği, Basle komite ve IOSCO’nun (uluslararası menkul kıymet komisyonları org.) “türev ürünlerin etkin denetimi- sound risk management of derivative activities” konusunda yol göstericiliği (Temmuz 1994)

1995 Barings’in çöküşü Amerikan bankalarının 1995 Meksika krizinde kullandırdığı büyük miktarlı krediler

Basel’ın danışma nitelikli “piyasa riski sermaye gereklerine içsel model temelli yaklaşım-An internal-model based approach to market risk capital reqirements” raporunu yayınlaması 1997 Güneydoğu Asya’da çalkantıların başlaması “Bankacılık Denetiminde Temel Prensipler- The

Core Principles of Banking Supervision” raporu, Basel Komite

2004 1990 yılından sonra çeşitli ülkelerde (Güney Asya, Rusya, Arjantin, ve Türkiye) yaşanan ekonomik krizler

Basel II: Yeni Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı

Kaynak: Aydın (2000b:79), Barth ve diğ., 2000 (45-51) 1982-88

1991-92 (BCCI) Bank of Credit and Commerce International’ın kapanması, 1991 (BNL) Banca Nazionale del Lavaro’nın Atlanta şubesinde yaşanan kriz, Finlandiya ve İsveç bankacılık krizleri

Tablo 6: Finansal Krizler ve Düzenleme Cephesinden Gelen Tepkiler

Meksika hükümeti tarafından 1982’de borç ödemelerinin ertelenmesi ve Japon bankalarının düşük kapitalizasyon nedeniyle uluslararası kredileri düşük fiyatlaması

Finans piyasalarında 90’ların sonundan itibaren kendini daha çok hissettiren küreselleşme, yerli ve yabancı her finansal kurumu küresel rekabet sahnesinde aktif birer oyuncu haline getirmiştir. Azalan kâr marjları, satın almalara yönelen ve sınırlar üstü büyüyen banka bilançoları, yeni ve karmaşık finansal ürünlerin artması ve bu hızlı dönüşüme paralel olarak karşılaşılan krizlerin sadece finans piyasalarını değil tüm iş

dünyasını tehdit eden büyük kredi kayıplarını ortaya çıkarması, artık kabuk değiştirdiği su götürmez finans endüstrisinin mihenk taşı olan 1988 sermaye Uzlaşısı’nın da yeniden ele alınmasını kaçınılmaz hale getirmiştir (PWC, 2007; Barth ve diğ., 2002). Ayrıca, teknolojide ve finansal piyasalarda sürekli gelişmeler yaşanması, uygulanan sermaye standardının yeterince hassas bir risk ölçümü yapamaması, bankaların

gerçekte operasyonel riskleri de üstlenmelerine rağmen mevcut düzenlemenin banka

sermayesini sadece piyasa ve kredi riskleri ile ilişkilendirmiş olması, kredi riskini hesaplamada kullanılabilecek tek bir yöntemin bulunması ve farklı faaliyetlerde bulunan tüm bankaların aynı yönteme tabi tutulması ile temel kredi risk kriteri olarak OECD üyeliğini esas alması nedeniyle Basel I’in yetersiz kalmaya başladığı ve bankacılık sektöründe rekabet eşitliğini engellediği anlaşılmıştır (Hayes ve diğ., 2002; Reisen, 2001).

Yeni Basel Uzlaşısı genellikle Basel I Uzlaşısı’nın eksiklerini gidermek amacıyla ortaya çıkan ihtiyaç nedeniyle yapılan çalışmalar olarak bilinmektedir. Bankaların risk alma güdülerine göre sermaye yeterliliği düzenlemelerinde kuralları yeniden sıralarken, tutulan sermaye ile risk arasındaki bağı yeniden yapılandırmaktadır (Zicchino, 2005:7). Bu yüzden, Basel II Uzlaşı’sı, önceki Uzlaşı’ya göre risk hassasiyeti daha fazla olan ve bankaların karşılaştıkları risklere göre düzenleyici sermaye ve sermaye yeterliliğinin ayarlanmasını amaçlamaktadır (Fullani, 2005).

1988 Basel Uzlaşısı’nı reforme eden ve 1999 yılında çalışmalarına başlanan Yeni Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı sürecinde, bankaların aktif portföyünün risk profili ile sermayeleri arasında daha yakın bir şekilde ilişki kurulması hedeflenmiştir. Asgari sermaye gereksiniminde kurulan temel mantık, finansal kuruluşların sahip olduğu “ahlaki tehlikeyi” (moral hazard) azaltmaktır. Bu amaçla düzenleyici otoriteler banka sahiplerine, yüksek seviyedeki risklerden kaçınmalarını sağlayacak şekilde bir sermaye maliyeti yüklemektedir. Bununla birlikte Yeni Uzlaşı’da belirlenen sınırlı sayıdaki risk kategorileri bankalara, maruz kaldıkları risklerini düzenleyici sermayelerini arttırmak koşulu ile yükseltme fırsatını da vermektedir (Zicchino, 2005:7).

Basel Komite, finansal piyasalarda meydana gelen gelişmeleri ve Basel I’in sermaye yeterliliği ölçümüne ilişkin eksikliklerini dikkate alarak Haziran 1999’da “Yeni Basel Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı”na (Basel II) ilişkin ilk istişari metni (Consultative Paper-1) yayımlamıştır. “Yeni Bir Sermaye Yeterliliği” adını taşıyan çalışma kredi riski için sermaye yeterliliği kurallarının dikkatle bir daha gözden geçirilmesi önerisini içermekteydi. Ardından 2001 yılı başında 500 sayfalık genişletilmiş ikinci istişari metin (Consultative Paper-2) yayımlanmıştır. Bu çalışmada kredi riski, operasyonel risk, riskin azaltılması ve güvenlik gibi birçok konu ele alınmıştır. Nisan 2003’de ise üçüncü istişari metin (Consultative Paper-3) yayımlanmış olup söz konusu istişari metinler, gerek ülke denetim otoritelerinden gerekse bankalar ve diğer ilgili taraflardan alınan yorumlar çerçevesinde revize edilerek yenilenmiş ve Basel II’ye ilişkin nihai metin Haziran 2004’de yayımlanmıştır (Ayadi ve Rossi, 2007:1; Saurina ve Trucharte, 2003:3-7;

BDDK, 2005a:2; Zimmerman ve diğ., 2002).

Basel II süreci aslında risk yönetimine ilişkin son yıllarda gözlemlenen gelişmelerin devamı niteliğindedir ve gelişmiş ülkelerde sektör standardı olarak yürütülen uygulamalar Basel II ile birlikte mevzuat şekline dönüşmüştür (Coşkun, 2006:244). Herring (2007:6), Yeni Uzlaşı’nın temel hedeflerini şu şekilde gruplandırmaktadır: • Bankaların düzenleyici sermaye (regulatory capital) üzerinde arbitraj yapma yönündeki isteklerini, varlıkların risk ağırlıklarını doğru şekilde ağırlıklandırarak ortadan kaldırmak,

• Kredi riski yönetimini en iyi yöntemlerle düzenlemek,

• Bankaların risk yönetimi ve yönetsel kabiliyetlerinin teşvik edilmesini sağlamak.

Tablo 7: Basel II Sermaye Yeterliliği Süreci

1988 Basel I Düzenlemesinin yayınlanması

1992 sonu Basel I'in uygulanması için belirlenen son tarih

Ekim 1998 Ana sermayeye dahil edilmesi kabul edilen enstrümanlar Haziran 1999 Yeni Sermaye Yeterliliği Düzenlemesi - 1.Taslak

Ocak 2001 Yeni Sermaye Yeterliliği Düzenlemesi - 2.Taslak Nisan 2003 Yeni Sermaye Yeterliliği Düzenlemesi - 3.Taslak Haziran 2004 Yeni Sermaye Yeterliliği Düzenlemesi- Nihai Metin 2007 Başı Uygulamaya geçiş (G-10) üç yıllık geçiş dönemi başı

2008 Başı Kredi riski için İDD, operasyonel risk için GÖY yaklaşımlarının uygulanmaya başlanması

Bu hedefler aracılığıyla varlıkların belirlenen risk ağırlıklarına göre sınıflandırılıp maruz kalınan riskin doğru şekilde ölçümünün yapılmasıyla sermaye arbitrajının önüne geçilmesi ve ekonomik riskin gerçeği yansıtması amaçlanmıştır (Herring, 2007:6).

Komite, üyelerinden, ülkelerinde bu düzenlemeyi 2007 yılı başından itibaren uygulamaya almalarını tavsiye etmiştir. Ancak gelişmiş yaklaşımlarla ilgili ilave araştırma veya paralel hesaplamalar için bir yıla daha gereksinim olacağı düşünülerek, bu yaklaşımların ancak 2008 yılı başından itibaren uygulamaya konulabileceği öngörülmüştür (BCBS, 2004b:1).

Yeni Uzlaşı’nın Avrupa Birliği’nde ise, Birliğe bağlı tüm ülkelerin bankaları ve menkul kıymet şirketlerince 2004 yılında uygulanması hedeflenmiş, ancak uygulama önce 2005 yılına daha sonra 2007 yılına ertelenmiştir (Coşkun, 2006:244; BDDK, 2005a:2). Birlik ülkelerinde ileri yöntemlerin uygulamaya girmesi ise Basel II sürecine paralel olarak 2008 yılı başı olarak hedeflenmiştir (Bilgin, 2005:8).

Basel II uygulamasında dikkate alınması gereken önemli konulardan biri de, Basel II uygulamalarının ulusal çekincelere göre ülkeler bazında farklılık gösterebilmesidir. Uzlaşı’da tamamı Birinci Yapısal Blok kapsamında yer alan sermaye yeterlilik rasyosunun hesaplanması ile ilgili olmak üzere 61 farklı konuda ulusal denetim otoritelerine inisiyatif kullanma hakkı tanınmıştır. (Yetim ve Balcı, 2005).

Özellikle gelişmekte olan ülke denetim otoritelerinin uygulamayı kendi ulusal

şartlarına uygun bir şekilde gerçekleştirmeleri; kaynak seviyesi ve diğer sınırlamaları da dikkate alarak Uzlaşı’nın gereklerini kendi ulusal bankacılık sistemlerinin özellikleri bağlamında ihtiyatla değerlendirmeleri ve uygulamaya yönelik takvim ve yaklaşımlar oluşturmaları daha uygun bir yaklaşım olacaktır. Bu nedenle, özellikle gelişmekte olan ülkelerin, Basel II'ye, gelişmiş ülkelerin ardından geçmelerinde fayda bulunmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelerdeki tercübeleri dikkate alarak ulusal çekinceler çerçevesinde Basel II düzenlemelerini uygulamaya başlamaları kendileri açısından daha avantajlı olacaktır (Yetim ve Balcı, 2005; Berker, 2006; Griffith-Jones, 2007).

2.2. Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı’nın Özellikleri, Temel Amaçları, Basel I

Benzer Belgeler