• Sonuç bulunamadı

Ukrayna Krizinin Rusya, AB ve ABD Açısından Kısa Vadeli Sonuçları

Ülke içi kriz şeklinde başlayıp sonrasında uluslararası bir krize dönüşen Ukrayna krizinin Rusya, AB ve ABD açısından farklı sonuçları olmuştur.

Rusya, 1989-2009 arasındaki ilk yirmi yıllık toparlanma dönemini çok başarılı biçimde geride bırakmıştır. Ukrayna krizinin Rusya açısından kısa vadede sonuçları şöyle sıralanabilir:

-Rusya, Avrupa'da Ukrayna ve Beyaz Rusya, Karadeniz, Kafkasya ile Kazakistan güzergahını yaşam sahası olarak tanımladığını sert ve net bir şekilde bir kez daha göstermiştir.

-Rusya'nın hayat sahası olarak gördüğü bölgelerde gösterdiği tepkinin yüzyıllardır değişmediği gerçeği bir kez daha doğrulanmıştır.

-Rusya, sokaklarda yitirdiği kontrolü sokaklarda geri kazanıp tekrar yitirmesi, uzun vadede benzer tepkiler verdiği ve vereceği manasına gelmektedir.

-Ukrayna krizinde askeri gücünü ve doğal gaz kozunu kullandığı görülmüştür.

-Ruslar, Sovyetler Birliği zamanında dönüşüm yaşarken bıraktığı ülkelere yeniden yönelmiştir. Gorbaçov liderliğinde gerçekleşen bu dönüşüm evresinde ülke, bir balon gibi düşünülürse; ağır gelen taşlar atılmıştır. Ancak atılan bu taşlara ipler bağlanmıştır. Rusya, taşlara bağlamış olduğu iplerin meyvesini Ukrayna krizinde

351Demir, a.g.m., s. 17.

almıştır. Söz konusu ipler; bürokratlar, Rus oligarkları ve Rus elitleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

-Rus elitlerin halen eski Sovyet coğrafyasında düşük seviyede de olsa etkileri devam etmektedir. Rus bürokratların etkisi ise hala eksiksiz biçimde sürmektedir.

-Eski Sovyet coğrafyasında yapılan yolsuzlukların ürünü olan Oligarklar, Moskova'da yok edilirken; Ukrayna vb. ülkelerde Rusya tarafından desteklenmektedir. Nitekim Yanukoviç de bir oligarktır.

-Rusya, tek kutuplu ABD dış politikasına karşılık olarak çok kutuplu dünya düzenini savunmakta ve bu doğrultuda ciddi ve somut adımlar atmaktadır. 21. yüzyıl dünya siyasetinde büyük söz sahibi olacağı öngörülen Avrasya Birliği352, bu anlamda

çok önemli bir projedir. Dolayısıyla ilerleyen yıllarda esas itibariyle Rusya-Batı mücadelesinin bir sonucu olan Ukrayna siyasi krizinin değişik versiyonlarının Rusya'nın yaşam alanı olarak nitelendirdiği diğer ülkelerde meydana gelmesi güçlü bir ihtimaldir. Rusya, bu projenin gerçekleşmesine engel olacak her türlü gelişmeye karşı çok hassastır. Nitekim 2008 yılında Gürcistan'ın Rusya'nın askeri müdahalesi sonucunda ödediği ağır bedel ortadadır.

-Rusya'nın yaşam alanı olan Ukrayna'ya karşı sert bir politika takip etmesi, ulusal çıkarları açısından doğru bir hamledir.

-Ayrıca Rusya'nın Baltık Denizi'nde, Meksika Körfezi'nde, Kuzey Kutbu'nda, Avustralya sahillerinde ve hava sahalarında gemi ve uçak gezdirme kararı alması da kendisine alan açma hamleleri şeklinde değerlendirilmelidir .

Ukrayna krizinin AB açısından kısa vadeli sonuçları ise şu şekildedir:

-AB içerisinde yeni bir baskın güç ortaya çıkmaya başlamıştır. Söz konusu güçlü aktör, Almanya'dır. Almanya liderliğindeki AB'nin, sahip olduğu ekonomik gücü askeri ve siyasi değişime yansıtmakta başarılı olamadığı gözlenmiştir. Dolayısıyla gelecekte AB'nin askeri kanadının oluşturulması tartışmalarının hız kazanacağı; bu doğrultuda AB'nin kendi bünyesinde veya Almanya'nın bizzat kendisinin bir ordu kurma yoluna gideceği öngörülmektedir.

-Polonya, dikkatleri üzerine toplayan bir ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Ukrayna sürecinde AB, Almanya ve Polonya dışişleri bakanlarının üstlenmiş

352Bekir Günay, "Revisiting Eurasianism Partnership or Domination", İstanbul Üniversitesi Avrasya

oldukları roller son derece önemlidir. Polonya'nın 2004'te AB'ye dahil edilmesinden sonra bu ülkeye eski Varşova Paktı ülkelerini AB'ye entegre etme vazifesi verilmiştir.

-AB üyesi Polonya'nın gelecekte daha güçlü bir ülke olacağı; uzun vadeli düşünüldüğünde ise AB'nin olası parçalanma sürecinde ülkenin yeni sisteme uyum sağlamış, güçlü bir devlet olarak uluslararası platformda yerini alacağı gerçeği ortadadır.

-AB, Ukrayna'da Timoşenko yönetiminde uyguladığı yanlış politikaları halen sürdürmektedir. Ukrayna'yı Rusya'ya kaptırmamak için bu ülkeye kredi desteğini devam ettirmektedir. Fakat, Rusya'nın enerji kozu karşısında AB'nin ekonomik hamleleri başarısız olmaktadır. Ayrıca AB'nin uluslararası düzeyde bir kamuoyu baskısı oluşturması, Rusya'ya karşı ekonomik yaptırımları gündeme getirmesi ve Almanya'nın enerji konusunda Rusya'ya olan bağımlılığı, Ukrayna krizinde görünmeyen güç mücadelesini su yüzüne çıkarmıştır. Almanya eksenli AB'nin enerji hususunda Rusya'ya olan bağımlılığı, Ukrayna krizindeki en büyük zaafiyeti olarak görülmektedir.353

Ukrayna krizinin ABD açısından kısa vadeli sonuçlarına bakıldığında; durumun Ukrayna ile AB arasındaki durumdan daha problemli olduğu görülmektedir. Söz konusu problemli sonuçlar şöyle sıralanabilir:

-Obama'nın dış politikada hayata geçirdiği risksiz ve sağlamcı uygulamalar, Ukrayna krizindeki ABD politikasını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

-Bunun yanı sıra Obama'nın ABD dış politikasını Pasifik Okyanusu ve Güneydoğu Asya'ya yönlendirmesi, Avrupa ve Ortadoğu'da güç boşluğunun meydana gelmesine neden olmuş; Rusya da bu fırsatı değerlendirerek bu boşluğu doldurmaya başlamıştır. 2009'da yaşanan Suriye krizi bu çerçevede değerlendirilebilir. Suriye'de yaşanan kriz esnasında Obama'nın kırmızı çizgim dediği kimyasal silahlar konusunda, Rusya dışişleri bakanı Lavrov, Esad'ı bu silahların imha edilmesi için ikna etmeyi başarmış; böylece hem ABD'nin olası Suriye müdahalesi önlenmiş hem de üstünlük Rusya'ya geçmiştir.

353Günay, a.g.m., s. 8, Ülger, a.g.e., s. 384.

-Timoşenko yönetimindeki Ukrayna'yı NATO'ya dahil etme girişimlerindeki başarısızlığının yanı sıra ABD'nin Karadeniz'e girememiş olması, daima bir zaafiyet olarak karşımıza çıkmaktadır.

-Karadeniz'e kıyısı bulunan devletlerin sergilediği tavırlar ile Montrö Boğazlar Sözleşmesi statüsü, ABD'nin söz konusu jeopolitik havzadaki etkisini aşağı seviyelere çekmiştir. Montrö Antlaşması uyarınca; Rusya ve Türkiye'nin uzlaşmasıyla birlikte, Karadeniz'e kıyısı bulunmayan üçüncü bir güç unsurunun söz konusu bölgeye girişine müsaade edilmemesine karar verilmiştir. Uzlaşmayla alınan bu karar, savaş zamanlarında dahi uygulanmaya devam etmiştir. Bu sebeple ABD, Karadeniz'de savaş gemisi bulunduramamaktadır. Ayrıca bu bölgede ABD üssü bulunmamaktadır. Karadeniz Havzası'nda ABD etkisinin giderek azaldığı gerçeği, Ukrayna krizinde bir kez daha açığa çıkmıştır.

-ABD'nin ortaya atmış olduğu tek kutuplu dünya düzeni fikri, 1989 sonrasında olduğu gibi 11 Eylül sonrası süreçte de başarılı olamamıştır. Ciddi anlamda toparlanan Rusya, uluslararası arenaya çok güçlü bir aktör olarak geri dönmüştür.

-Ukrayna krizinin gidişatıyla birlikte ABD'nin uluslararası imajı, ciddi biçimde zedelenmiştir.

-ABD'nin, Rusya'yı ambargo uygulamakla tehdit etmesine cevap olarak Putin'in karşılıklı etkileşim tehdidinde bulunmasından sonra yıllardır İran'a uygulanan ambargonun Rusya'ya karşı uygulanamayacağı anlaşılmıştır.

-2008 yılında Gürcistan'da olduğu gibi Batı'nın vermiş olduğu zayıf tepki, Kırım' ın Rusya'ya bağlanma sürecinde bir kez daha yinelenmiştir. Rusya'nın Soğuk Savaş dönemindeki tavrının değiştiği yanılgısı da başka bir sonuçtur.

-Ukrayna krizinde sergilediği tavır nedeniyle kendisine uygulanan ambargo, Rusya'yı yeni hamleler yapmaya itmiştir. Bu doğrultuda; Rusya-Çin yakınlaşması, enerji ve ipek-demir yolu projeleriyle birlikte kalıcı hale gelmiştir.354

4.4. Kırım'ın Rusya'ya İlhakının Uluslararası Hukuk