• Sonuç bulunamadı

Stalin Döneminde Ukrayna

2.3. Yakın Dönem Siyasetçilerin Rus Dış Politikası Üzerindeki Etkileri

3.2.1. SSCB Öncesi Ukrayna

3.2.2.1. Stalin Döneminde Ukrayna

SSCB'nin tek lideri konumunu elde eden Stalin, iktidara gelişinin hemen ardından Lenin'in uygulamaya koyduğu Yeni Ekonomik Politika'yı çok katı bir şekilde eleştirmek suretiyle tamamen devletin kontrol ettiği bir ekonomik yapıyı ön plana çıkarmış ve sanayileşme konusuna çok önem vermiştir. SSCB'de atılan söz konusu sanayileşme adımı, bilhassa Ukrayna'nın güneyi ve doğusunda atılmıştır. Doğu Ukrayna'daki Donbass bölgesi, kömür madenciliğinin merkezi olma özelliğini devam ettirmiştir. 1932 yılında Ukrayna, Sovyetler Birliği'nin kömür, pik demiri ve demir filizi ihtiyacının %70'ten fazlasını temin etmiş ve 1930'lu yılların sonuna gelindiğinde ülke, Fransa ve İtalya'dan daha fazla makine ve metal üretmiş ve bu alanda Büyük Britanya'nın üretim seviyesine yaklaşmıştır.175

Fakat bu üretim seviyesinin bir bedeli olmuştur. 1891 ve 1921'de yaşandığı gibi 1932-1933 yıllarında çok büyük bir kıtlık meydana gelmiştir. Yaşanan kıtlıkta beş ile sekiz buçuk milyon arası insan yaşamını yitirmiştir. 1932-1933'te yaşanan bu olağanüstü kıtlığın nedeni, diğer kıtlıklardan başkadır. Çünkü gerçekte açlıktan hayatını kaybedenlere verilebilecek olan tahıl, sanayileşmeye finansal destek yaratmak amacıyla yurtdışına ihraç edilmiştir. Diğer deyişle devlet, halkının hayati derecede ihtiyaç duyduğu tahılı yurtdışına satmıştır. Ayrıca devlet, kendisine

174Doç. Dr. Cem Karadeli, "Ortaçağ'dan Günümüze Ukrayna'nın Kısa Tarihi", Çomak; Sancaktar;

Yıldırım, a.g.e., s. 7.

hayvanlarını ve tahılını vermemekte ısrar edenleri kulak, yani zengin çiftçi olarak damgalamak suretiyle bu insanların ortadan kaldırılmaları yönünde bir politika izlemiştir.

Stalin iktidarıyla birlikte 1929 yılından başlayarak Ukraynalılaştırma politikası da tam tersine çevrilmiştir. Çok sayıda Ukraynalı aydın, kanun dışı Ukraynalı örgütlere dahil oldukları gerekçe gösterilerek tutuklanmıştır. Tarımda izlenen kulak politikası, zaman içerisinde kolektif tarım merkezlerinin inşa edilmesine ve çiftçilerin zor kullanılarak topraklarından koparılıp, kurulan kolektif çiftliklere yerleşmeye zorlanmasına dönüşmüştür.176 Bu uygulamanın diğer bir

amacı, Stalin'in doğru olarak gördüğü, milliyetçiliğin artık kentlerde değil kırsal alanlarda güçlü ve köklü olduğu gerçeğidir. Söz konusu uygulamaların sayesinde Stalin, hem zengin köylü kesimin direncini baltalayacak, hem Ukrayna'daki milliyetçiliği yok edecek, hem de sanayileşmeye olan eğilim düzeyini yükseltecektir. Ancak kurulan kolektif çiftlikler, tam manasıyla büyük bir hayal kırıklığı olmuştur. Bu çiftliklere uzunca bir zaman traktör dahi temin edilememiştir. Ayrıca bu çiftlikler, sürekli olarak işletme maliyetlerini aşağı çekme baskısıyla karşılaşmış ve başarısız ancak Parti tarafından görevlendirilmiş müdürlerce yanlış biçimde yönetilmiştir. Tüm bu başarısızlıklara rağmen Stalin amacına erişmiş ve köylü sınıfını zayıflatıp dağıtmayı başarmıştır.177

Ukrayna adına Stalin zamanındaki diğer bir dönüm noktası ise 2. Dünya Savaşı olmuştur. Savaşın hemen başında Nazi Almanya'sının 1 Eylül 1939'da Polonya'yı ele geçirmesinden 16 gün sonra, 17 Eylül 1939'da Kızıl Ordu da Polonya'nın doğusunu işgal etmiştir. Sovyetler'e göre; Polonya'nın doğusunda yer alan bu topraklar, gerçekte Polonya'ya ait değil; 1921 yılında zor kullanılarak SSCB'ye dahil olmasına mani olunan topraklardır. Yani bir anlamda SSCB'nin bakış açısına göre; aslında Batı Beyaz Rusya ve Batı Ukrayna' ya ait olan toprakları gerçek sahiplerine geri vermek, Sovyetler'in gerçekleştirdiği bu işgalin temel dayanağını ve meşruiyetini oluşturmuştur. Ayrıca Sovyetler Birliği, bu topraklardaki ilerleyişini bir

176Kubicek, a.g.e., s. 101-102.

özgürleştirme yürüyüşü olarak nitelendirmiştir. Böylelikle SSCB, Ukraynalı ve Beyaz Rusları kendi öz topraklarında soydaşlarıyla bir araya getirmiş ve ayrıca onları kapitalist düzenden çekip kurtarmıştır.178 Tüm bunların yanı sıra Sovyetler'in bu

hamlesi, günümüz Ukrayna'sının etnik nüfus profilini de meydana getirmiştir.

Ancak 2. Dünya Savaşı, Ukrayna'nın topraklarının genişlemesiyle kalmamıştır. Nazi Almanya'sının SSCB'ye geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirmesi sonucu Ukrayna da elde ettiği yeni toprakları kaybetmiştir. Stalin, 1941 yılında Rusya'da bulunan Volga Almanlarını sürgüne yollamıştır. 1943-1944 yıllarında da Stalin; Çeçen, Kalmık, Karaçay, Balkar, İnguş, Meşketler ile Kırım'da bulunan Tatar ve Rumları tutuklatarak Kazakistan başta olmak üzere SSCB Orta Asya'sının farklı bölgelerine zor kullanarak göç ettirmiştir. Stalin, bütün bu etnik azınlıkları Naziler'le işbirliği yapan hainler olarak damgalamıştır. Bu zorunlu göç operasyonlarını Devlet Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı üyesi General Serov gerçekleştirmiştir. Yürütülen bu operasyonların esas amacı, Naziler'e sempatiyle yaklaşıp onlarla işbirliği yapmaya cüret edenlerin sonlarının ne kadar vahim olacağını örtülü bir şekilde göstermektir.

Savaş esnasında Ukraynalı köylüler, düşman Naziler'e tuz ve ekmek vererek onlara destek çıkmışlardır. Elbette verdikleri bu desteğin karşılığını da beklemişlerdir. Çünkü bu köylüler, işgalci Naziler'in kendilerini zorla yerleştirildikleri kolektif tarım merkezlerinden kurtararak eski hayatlarına geri dönmelerini sağlayacaklarını ümit etmişlerdir. Ancak tabi ki Naziler, Ukraynalı köylüleri kullanarak onları tam manasıyla hayal kırıklığına uğratmışlardır. Çünkü söz konusu çiftlikler, Alman 3. Reich'ının malı haline getirilmiştir. Bu olumsuz gelişme ile birlikte Naziler, Ukrayna Otosefal Kilisesi'nin öncülük ettiği dini faaliyetlere, çok adaylı yerel seçimlere ve küçük-orta ölçekli işletmelerin açılmasına müsaade etmiştir. Bu nedenlerle ve Stalin'in uygulamalarına karşı bir tepki olarak çok sayıda Beyaz Rusyalı ve Batı Ukraynalı, Kızıl Ordu'dan kaçarak Nazi saflarında çarpışmaya başlamıştır. Ancak bu kez de zaman içerisinde Almanların esir almayıp olağanüstü acımasız ve insanlık dışı yöntemlerle savaşı yürütmesi neticesinde ve Stalin'in etnik

178Alexander Hill, "Voroshilov's 'Lightning War'-The Soviet Invasion of Poland, September 1939",

azınlıkları zorunlu göçe tabi tutmasının da tesiriyle durum tersine dönmüş; sonuç olarak SSCB, Alman 3. Reich'ını topraklarından kovmakla kalmayıp savaşın önemli galiplerinden birisi olmuştur.179 Nitekim 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin

ardından, Sovyetler'in 1939 yılında sahip olduğu topraklar yeniden kendisinin olmuştur. Bununla birlikte Polonya sınırları batı yönünde genişlemiş; Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti de 1921 yılında kaybettiği başta Lviv olmak üzere çok sayıda yerleşim bölgesini topraklarına dahil etmiştir ve böylelikle de bugünün Ukrayna'sının sınırları oluşmuştur.180