• Sonuç bulunamadı

Rusya'nın Hayati Çıkar Alanı: Avrasya

2.2. Sovyetler Birliği'nde Çöküş Sonrası Yaşanan Değişim

2.2.4. Rusya'nın Hayati Çıkar Alanı: Avrasya

Rusya, Yakın Çevre doktrininin tesirinde 1995'te Transkafkasya ve Orta Asya'yı hayati çıkar alanları olarak gördüğünü net bir biçimde deklare etmiştir. Bilindiği üzere, söz konusu yaklaşımın özünde, eski SSCB topraklarının BDT çerçevesinde yeniden biraraya getirilmesi amacı bulunmaktaydı. 14 Eylül 1995 tarihinde bir Başkanlık Emri (Rusya'nın BDT Üyesi Devletlere Yönelik Stratejik Politikasının Onaylanması Üzerine 940 No'lu Başkanlık Emri)121 ile birlikte

Rusya'nın BDT'ye yönelik politikasının temel amaçları şöyle sıralanmıştır:122

-Hususi bir Rus etki alanının tesis edilmesi,

-BDT coğrafyasında yabancı varlığı ve etkisinin genişlemesinin asgari düzeye indirilmesi,

-Bölgesel savaşların engellenmesi ya da çevrelenmesi,

-Sınırların dışında yaşayan etnik Rusların ve Rus vatandaşlarının korunması.

Rusya, bu amaçlarla yakın çevresinin kendisi için hayati önemde olduğunu belirtirken; bir yandan da BDT üyesi devletlerle etkin bir işbirliğini kendi içindeki merkezkaç güçlere karşı önemli bir araç olarak görmekteydi.123

Rusya, söz konusu amaçlarını gerçekleştirebilmek için üç temel araç kullanmıştır:124

1. BDT kapsamında daha sıkı bir ekonomik ve askeri entegrasyonun sağlanması125,

121Oudenaren, a.g.e., s. 269.; Ariel Cohen, "The 'New Great Game': Pipeline Politics in Eurasia",

Caspian Crossroads Magazine, ss. 21-3. bkz. İşyar, a.g.e., 2013, s. 193.

122Richard Sokolsky ve Tanya Charlick-Paley, NATO and Caspian Security: A Mission Too Far?,

RAND, MR1074-AF, Santa Monica, California, 1999, s. 24.

123Oudenaren, a.g.e., s. 270.

124Bkz. Sokolsky ve Charlick-Paley, a.g.e.

125Bazı gözlemciler bunu 'yeni formda bir imparatorluğun' oluşturulma süreci olarak

değerlendirmişlerdir. Oluşturulmak istenen bu yeni yapı, eskisine (SSCB) nazaran daha az merkezi; ancak, 'İngiliz Devletler Topluluğu' ve hatta AB' den bile daha sağlam bir tabiata sahip olacaktı. Ian Bremmer ve Anthony Richter, "The Perils of "Sustainable Empire"", Transition, 15 Mart 1995.

2. Hazar havzası ülkelerini Rusya'ya bağlamak için askeri, ekonomik ve politik kontrolün kullanılması,

3. Eski Sovyetler Birliği coğrafyasında barış ve istikrarın sağlanması için Rusya Federasyonu yönetiminde özel bir BDT barış koruma rolünün ve barışı daimi kılma açısından da garantör devlet sıfatıyla Rusya'nın özel yetkilerinin uluslararası olarak tanınması.

Rusya'nın yakın çevresine yönelik politikalarını biçimlendirmede 1996 yılının başlarına dek Dışişleri Bakanlığı pek fazla bir etkinlik gösterememiştir. Rus Savunma Bakanlığı'ysa söz konusu politikaların formüle edilmesi ve uygulanmasında önemli rol oynamıştır.126 Rusya'nın Transkafkasya ve Hazar

bölgesindeki güvenlik menfaatlerinin pek çok Batılı gözlemci tarafından yayılmacı ve neo-emperyalist olarak değerlendirilmesinin temel sebeplerinden biri de budur. Fakat Rus ordusunun 1991'den beri bağımsızlığını elde etmeye çalışan Çeçenistan'a yönelik ilk müdahalesinde başarısız olması, 1995'ten başlayarak Rus dış politikası üzerindeki askeri etkinlik ve yönlendiriciliğin zayıflamasına neden olmuş olabilir. Söz konusu değişimin etkilerinin daha bariz olarak görülmeye başlandığı 1996'da, Yevgeni Primakov'un Dışişleri Bakanlığına atanmasıysa, dış politikada ağırlık merkezinin Dışişleri Bakanlığı'na kaymasına sebep olmuştur.

Rusya'nın bahsedilen döneme dek olan, salt milli menfaat eksenli girişimleri, dünya kamuoyuna değişik biçimlerde yansımıştır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:

-Rusya'nın askeri doktrini, çevresindeki bölgesel tehditler ve yerel çatışmalarla başa çıkabilmek için gerektiği zaman Rus konvansiyonel güçlerinin kullanılabileceği ve çevre bölgelere yerleştirilebileceği hususuna vurgu yapmıştır. Rusya, kendi yakın çevresini güvenli kılmaya ve dış güçlerin bu coğrafyada etkinlik kurmasını engellemeye çalışmaktadır. Orta Asya'nın hudutları, aynı zamanda Rusya'nın sınırları olarak telakki edilmektedir. Bu bölgeler, Rusya açısından dışa

126Dov Lynch, Russian Peacekeeping Strategies in the CIS: The Cases of Moldova, Georgia and

karşı bir tampon bölge olarak düşünülmektedir. Dolayısıyla, bu koşullarda Rusya'nın savunması BDT'nin Transkafkasya ve Orta Asya'daki hudutlarından başlayacaktır.127

-Rusya Federasyonu, BDT'ye bir uluslararası örgüt statüsü kazandırmaya çalışmaktadır. Buna göre, topluluğa Rusya'nın güney çevresinde barışı koruma sorumlulukları hususunda özel hak ve yetkiler verilmeliydi.128 BDT üyesi tüm

devletler arasındaki entegrasyon aynı düzeyde bulunmamaktadır. Bu nedenle, Rusya açısından BDT içindeki bölge ve ülkeler önem ve entegrasyon derecelerine göre, iç içe geçmiş halkalar biçiminde düşünülmektedir. Birinci halkada, Rusya ve Beyaz Rusya; ikinci halkada da Kazakistan ve Kırgızistan yer almaktadır. Üçüncü halkada ise; Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Tacikistan ve Özbekistan bulunmaktadır. Bu halkada yer alan devletler şeklen BDT üyesi olmalarına rağmen politik ve ekonomik bağımsızlıkları konusunda çok daha muhafazakarca düşünmektedirler. 1995'te edinilen izlenimlere göre en son dairedeyse; Ukrayna, Moldova ve Türkmenistan bulunmaktaydılar. Van Oudenaren'e göre; bu son iki halkada yer aldığı varsayılan devletler, bağımsızlıklarını koruma hususunda en hassas olan grubu oluşturmaktadırlar.129 Bu çerçevede Rusya, BDT bünyesinde sıkı bir entegrasyona

karşı direnç gösteren Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkelerde daha esnek rejimlerin kurulmasını açıkça desteklemiştir.

-Rusya, Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması (AKKA)'nın130 kendi istekleri doğrultusunda revize edilmesi için yoğun çabalar harcamayı sürdürmüştür. Moskova'nın isteği, özetle bölgesel alt tavanları aşabilme hakkına kavuşabilmekti.

-Rusya, bu dönemde de yerel çatışma, uyuşmazlık ve istikrarsızlıkları ilgili devletlere/bölgelere barış güçleri yerleştirmek amacıyla uygun ortam hazırlamak için kullanmaya çalışmıştır. Söz konusu devletlerden, açıkça sınır koruma muhafızları yerleştirilmesi için izin vermeleri istenmiş; bu ülkeler üsler ve ileri savunma karakolları kurulması konusunda anlaşmaya razı edilmeye çalışılmış ya da bunlardan bazı tavizler koparılması planlanmıştır. Örneğin, Rusya Abhaz ayrılıkçıları

127Sokolsky ve Charlick-Paley, a.g.e., s. 25. 128a.g.e., s. 26.

129Oudenaren, a.g.e.

130Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA) 19 Kasım 1990 tarihinde yirmi iki ülkenin

lideri tarafından imzalandı. Antlaşma Avrupa bazında ve merkezi Avrupa'dan birbirinin içine geçecek dışarı doğru açılan 4. bölgeye uyarlanarak yapıldı. Türkiye, Yunanistan, Norveç, Bulgaristan, Romanya, Sovyetler Birliği'nin altı askeri bölgesi aynı kapsamda ele alındı.

kullanarak ve 1995 yılı içinde, iddia edildiği gibi, Devlet Başkanı Eduard Shevardnadze'yi ölümle tehdit ederek Gürcistan'dan üsler elde etmeye131;

Ermenistan'a Dağlık Karabağ uyuşmazlığında askeri destek vererek Azerbaycan'ın BDT'ye girmesini sağlamaya ve Ermenistan'daki askeri varlığını sağlamlaştırmaya; yine aynı metotla Azerbaycan enerji projelerinden ve geçiş güzergahı planlarından daha büyük paylar ve avantajlar elde etmeye çalışmıştır. Bunların neticesinde Rusya, Gürcistan'da toplam dört askeri üs kurma olanağı bulmuş; Ermenistan ise 1995 yılında kendi hür iradesiyle Rusya'yla askeri bir antlaşma imzalayarak ülkesinde Rus 7. Ordusu'na bağlı iki ana üsse toplamda 20.000 Rus askerinin yerleştirilmesine izin vermiştir. Ermenistan, Rusya'nın desteğini arkasına alamazsa Türk tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını ve siyasal varlığını koruyamayacağını düşünmektedir.132

Rusya Federasyonu, her fırsatta Transkafkasya ve Orta Asya bölgelerindeki varlığını ve üstünlüğünü korumaya kararlı olduğu imajını vermiştir. Bu yüzden de, dış güçlerin bölgede varlık göstermelerini engellemeye çalışmış; enerji geliştirme konsorsiyumlarına güç kullanarak etki etmeyi denemiş; enerji boru hattı güzergahlarındaysa hususi kontrol elde edebilmeyi arzulamıştır.133