• Sonuç bulunamadı

DESTĠNASYON MERKEZLERĠNĠN REKABETÇĠLĠĞĠ

2.3. DESTĠNASYON REKABETÇĠLĠĞĠ

2.3.1. Destinasyon Rekabetçiliği Kavramı

2.3.2.4. Dwyer ve Kim’in BütünleĢik Rekabet Modeli

2.3.2.4.1. Turistik Kaynaklar

Dwyer ve Kim, bir destinasyondaki turistik değer yaratan kaynakları;

destinasyona has kaynaklar, yapay kaynaklar ve destekleyici kaynaklar olmak üzere üç ayrı sınıflandırmaya tabi tutmuĢlardır. ġimdi bu kaynakların ifade ettiği anlamlara ve destinasyonların rekabetçiliği üzerindeki etkilerine ayrıntılı olarak değineceğiz.

a) Destinasyona Has Kaynaklar

Doğal varlıklar ile tarihi ve kültürel miraslar olarak ele alınmaktadır. Doğal varlıklar, destinasyonun tabiatını oluĢturan ve turistin beğenisini kazanabilecek;

dağlar, göller, denizler ve sahiller, nehirler, manzaralar, yörenin bitki ve hayvan çeĢitliliği ve destinasyonun iklimi gibi o bölgenin kendine has varlıklarını ifade etmektedir. Tarihi ve kültürel miraslar da; bölgede yaĢayan halkın gelenekleri, el sanatları, mutfak kültürü, inançları ve inançlarını ifade eden ritüeller ve mimari yapılar, bölgenin geçmiĢ medeniyetlerine ait tarihi eserler, sanatsal yapıtlar gibi gene destinasyonun kendine has varlıklarını ifade etmektedir (Dwyer & Kim, 2003: 380-381). Bu kaynaklar bir bölgeyi turistik bir destinasyon haline getiren esas faktörlerdir ve dolayısıyla, bu kaynakların bir destinasyonda ne kadar kaliteli ve etkileyici seviyelerde olduğu, o destinasyonun rekabetçiliğini belirleyen en temel faktörler olmaktadır.

b) Yapay Kaynaklar

Dwyer ve Kim‟ e göre en az beĢ faktörü içermektedir. Bunlardan birincisi olan turistik altyapı hizmetleri, Ģunlardan oluĢmaktadır: Destinasyondaki konaklama imkanları, bölgeye turist getiren tur operatörleri ve seyahat acenteleri, bar-taverna-gece kulübü gibi eğlence hizmetleri sunan iĢletmeler, ulaĢım imkânları, yiyecek içecek tesisleri, araba kiralama firmaları vb. Bunların yanında turistlerin ihtiyaç duyduğu; kitap-gazete bayileri, eczaneler, alıĢveriĢ, kuaför hizmetleri veren

iĢletmelerde altyapı hizmetlerine dahil edilebilmektedir. Turistlerin büyük çoğunluğu, bu altyapı hizmetlerini daha bol ve farklı seçeneklerle sunan destinasyonları, rakiplerine oranla daha iĢlevsel bulmaktadır (2003: 381). Murphy ve arkadaĢları, bir destinasyonun altyapı imkanlarının yeterli ya da yetersiz olma derecelerinin turistlerin deneyimlerini etkilediğini ve turizm altyapısının, gerek destinasyon kalitesi ve gerekse yapılan seyahatlerin “algılanan değeri”nin Ģekillenmesinde ön bir gösterge niteliği taĢıdığı bulgularını elde etmiĢlerdir (2000:

50).

Özel etkinlikler ya da olaylar, yapay turizm kaynaklarının ikincisi olarak bu modele dâhil edilmiĢtir. Bu etkinlikler, turistlerin katılmayı ve bir parçası olabilmeyi çok arzu ettikleri ya da sadece orada bulunmaya bile büyük bir önem atfettikleri;

dünya liderlerinin buluĢması, üst düzey ailelerin düğün törenleri, dünyaca ünlü spor turnuvaları gibi hadiseleri kapsamaktadır. Böyle etkinlik ve hadiseler, destinasyona hem bölgesel hem de ulusal düzeyde çok önemli ekonomik katkılar sağlamaktadır.

Ayrıca ekonomik etkilerinin yanında, yöre halkının değiĢik kültürler ile etkileĢimini, teknoloji transferleri, yeni iĢ ve ticaret bağlantıları gibi faydalar sağlayarak, sosyo-kültürel anlamda da kazanımlar sunmaktadır (Dwyer & Kim, 2003: 382).

Turistik cazibe açısından zengin olan destinasyonlarda, orada yapılması mümkün olan aktiviteler yelpazesi oluĢturarak paket programlar sunmak, üçüncü unsur olarak yapay kaynaklar arsında sayılmıĢtır. Özellikle rekreasyonel ve sportif faaliyetler, böyle bir aktiviteler yelpazesi oluĢturulmasına bol ve çeĢitli imkânlar sunmaktadır. Örneğin yaz aylarında golf ve tenis, kıĢın kayak, su sporları (yüzme, bot gezileri, vb.); bunlardan baĢka, bisiklet gezileri, eko turizm, kültürel aktiviteler, gece hayatına yönelik eğlenceler gibi aktiviteleri sunarak, farklı segmentlerden turistleri bölgeye çekilebilmektedir.

Eğlenme imkanları, yapay kaynakların dördüncü öğesi olarak incelenmektedir. Buradaki eğlenme imkânı sunan hizmetler ile vurgulanan daha çok, turistlerin pasif bir izleyici durumunda oldukları, tiyatro ve sinema festivalleridir.

Turistler bu tür eğlenme imkânları sunan faaliyetlerin, sayıca miktarından ziyade onların ne kadar kaliteli ve özgün olduğu ile ilgilenmektedirler. Eğlenme

aktivitelerinin o destinasyonla ne kadar uyumlu ve bölgeyi ne kadar yansıtabiliyor olduğu destinasyon rekabetçiliği bakımından daha fazla önem kazanmaktadır (Dwyer

& Kim, 2003: 382).

Alışveriş imkanları, turistler için bir tür eğlence aktivitesi ve gündelik ihtiyaçlar arasında olduğu için, bu modelde yapay kaynakların beĢincisi olarak ele alınmaktadır. Japonya ve Kore gibi bazı kültürlerde, ziyaret edilen yerlerden eve dönüldüğünde, hediye ile gitmek yapılan seyahate anlam katan unsurlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Dünyanın bazı ülkelerinde gümrüksüz alıĢveriĢ imkanı olan yerlere giderek bir Ģeyler satın almak, insanları turistik bir aktiviteye iten temel motivasyon olabilmektedir (Dwyer & Kim, 2003: 383).

c) Destekleyici Kaynaklar

Destinasyona iliĢkin turistik kaynakların üçüncüsü olarak ifade edilmiĢtir. Bu kaynaklar, destinasyon rekabetçiliğinin zeminini oluĢturarak ek katkılar sağlayabilen bir iĢleve sahip olmaktadırlar. Turizm aktivitelerini destekleyen, rakipleri tarafından kolayca taklit edilemeyen ve o destinasyona has maharetleri ve vasıfları hizmet olarak sunabilen kamu ve özel sektör örgütleri, sürdürülebilir rekabet avantajı yaratabilmede oldukça önemli bir iĢleve sahip olabilmektedir. Dwyer ve Kim, destekleyici kaynakları, aĢağıdaki gibi beĢ temel baĢlıkta ele almıĢlardır (Dwyer &

Kim, 2003: 383-385).

Destekleyici faktörlerden bir tanesi, genel altyapı hizmetleri‟ dir. Bölgeye ulaĢımı sağlayan karayolları, havaalanları, raylı sistemler, otobüs hizmetleri, su kaynakları, telekomünikasyon hizmetleri, sağlık hizmetleri, atık ve kanalizasyon altyapısı, finansal hizmetler bu hizmetlerin önemli bir bölümü olarak sayılabilir.

Ġkinci destekleyici faktör olan hizmet kalitesi, turistlerin yaĢadığı deneyimler sonucunda, destinasyon ile ilgili kalite algılarını ve seyahatlerinin toplamından edineceği tatmin düzeyini belirlemede hayati bir önem taĢımaktadır. Bu nedenle destinasyonlar, turistlere kaliteli mal ve hizmet sunmaları gerektiği düĢüncesine giderek daha fazla itibar etmektedirler. Kamu ya da özel sektör fark etmeksizin, ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karĢılayabilmek ve örgütsel amaçlara ulaĢabilmek için,

destinasyonda hizmet veren iĢletmelerin kaliteyi esas almaları, uluslararası rekabet avantajının yakalanması ve sürdürülebilmesinde kaçınılmaz bir gereklilik olmaktadır (Go & Govers, 2000: 80).

Destinasyonun ulaşılabilirliği, üçüncü destekleyici faktör olmaktadır ve bu faktör, destinasyona otomobil, uçak, deniz yolu, tren yolu, otobüs vb. araçlarla giriĢlerin kolaylığı, kalitesi, sıklık derecesi; havacılıkla ilgili düzenlemeler, destinasyona giriĢ izinleri, vize talebi gibi çeĢitli etkenleri içermektedir. Prideaux‟un araĢtırmasında, ulaĢım altyapı hizmetlerinin artan turizm talebine ayak uydurması gerektiğini belirtmiĢ ve ulaĢım hizmetlerinde rekabet avantajı yaratamayan fiyat, konfor, güvenlik ve uzun ulaĢım süreleri gibi uygulamalarla karĢı karĢıya gelindiğinde, turistlerin bu hizmetleri daha iyi sağlayan rakip destinasyonlara yönelik arayıĢlara gireceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu ileri sürmüĢtür (2000: 56).

Destinasyon rekabetçiliğinde destekleyici kaynakların bir diğeri olan konukseverlik, toplumun ve yerel halkın turistlere karĢı ortaya koyduğu tutumların hoĢgörülü ve dostane olarak algılanmasına iliĢkin bir kavramdır. Konukseverlik;

halkın turistleri sıcak bir Ģekilde karĢılamaları, onlara ihtiyaç duydukları bilgileri gönüllü olarak vermeleri, turizm sektörüne ve turistlere karĢı olumlu ve güven veren tutumlarını içermektedir. Turistlerin gidecekleri yeri bulmalarını kolaylaĢtıran yön tabelaları da dahil, onlara rehberlik ve enformasyon hizmetlerinin sağlıklı olarak verilmesi, ziyaretçilerin yöre halkı tarafından kendilerine verilen değeri algılamalarında önemli rol oynamakta; halkın böylesine bir konukseverlik göstermesi, destinasyonun rekabet avantajı yaratması için olumlu katkılar sağlamaktadır.

Pazar bağlantıları, destekleyici kaynakların beĢinci ve son faktörü olarak modelde yer almakta ve destinasyonların turist çektiği pazarlardaki halkla kurduğu ve birkaç farklı boyutta gerçekleĢen bağlantıları iĢaret etmektedir. Bu bağlantılar, seyahat ve turizm iĢletmeleriyle kurulan etnik ve sektörel bağlar; devam etmekte olan ticari iliĢkiler; üye olunan mesleki ve ticari birlikler; geçmiĢte olmuĢ ve hali hazırda devam eden göç hareketleri; ortak kültür inanç ve dil gibi ekonomik ve sosyal bağlardan meydana gelmektedir (Dwyer & Kim, 2003: 385).