• Sonuç bulunamadı

1.2. Araştırmanın Amacı

2.1.4. Toplumsal Cinsiyet Rolünü Açıklayan Kuramlar

2.1.4.5. BEM'in Toplumsal Cinsiyet Şeması

Ana hatları belirten plan olarak açıklanabilen şema kavramı toplumsal cinsiyet şemasına evrildiğinde feminen-maskülen davranış ve özelliklerin ayrışmasına imkan tanıyan planlar halini almaktadır. Gözlenen ya da öğrenilen kadınsı ve erkeksi davranış kalıpları, cinsiyet rolleri şemaları halini almaktadır. BEM'in (1981) öncülüğünde tartışılan toplumsal cinsiyet şema kuramına göre kültürün inşasında birey temel bir rol üstlenir. Bireyin toplumla karşılıklı olarak etkileşim halinde olması yetişkin olana dek geçen süreçte cinsiyet rollerini toplumsal bilgiyle, öğretiyle ve kalıplarla ilişkilendirmesine temel oluşturur. Toplumlar kadın ve erkek cinsiyetlerine belirli ödevler, sorumluluklar, inançlar geliştirir ve bu kalıpta davranılmasını bekler. Cinsiyetlere yüklenen görevler toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterse de yetişkin olmanın temelinde cinsiyet rollerinin benimsenmesi oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Kültürlerin kendi kodları ve çerçevelerine göre kadın ve erkek cinsiyetine feminen ve maskülen bazı özelliklerin 'ideal' olarak yöneltildiği söylenebilmektedir. Benlik algısı ve kimlik oluşturulurken bu toplumsal çerçeve ve şema, bireyin cinsiyet rollerini ve yetişkin davranışını biçimlendirmektedir. Çocukluktan itibaren cinsiyetine uygun görülen roller adına güdülenen ve bunlar çerçevesinde büyütülen çocuklar şemalarla kendilerini eşleştirir ve bu şemalara uyumlanırlar (Kadılar, 2011). Cinsiyet şeması kuramında sosyal öğrenmeye benzer şekilde rollerin ve cinsiyet kimliğinin algısı benimsenmesi ve uygulanması, öğrenmeye bağlanmaktadır. S. L. BEM (1984) oluşturduğu ve önderliğini yaptığı toplumsal cinsiyet şemalarına dair bu şemaların yani cinsiyet rol kalıplarının daha önce kültür vasıtasıyla öğrenilen cinsiyetler arası ayrımcılıkla oluştuğundan bahsetmektedir.

BEM (1981-83) toplumsal cinsiyeti bir kişilik değişkeni olarak ele almaktadır. Bu kuram sosyal öğrenmenin ve bilişsel gelişimin bir birleşim havuzu gibi düşünülebilmektedir. Kadınlık, erkeklik ve androjenlik; BEM'in toplumsal cinsiyete ve cinsiyet rollerine dair sınıflandırmalarıdır. Buna göre cinsiyetlerin tipleri, toplum tarafından kadınlıkla ya da erkeklikle ilişkilendirilen davranışlar/özelliklerle tanımlanmakta ve elde edilen cinsiyet-şemalarının bir sonucu olmaktadır. Cinsiyetle ilgili tutumlar, cinsiyetlerin ayrışmasına dair algı ve cinsiyetlere ilişkin davranışların birleşmesiyle birey bu şemada kendi ait olduğu yerini bulmaktadır (Katsurada ve Sugihara, 2002; Dökmen, 2004).

64

Bireyler toplumun içerisinde medeniyetlerin birikimi, dil, kültür, ülkü, inanç gibi kavramlar ve onlarla geliştirdikleri toplumsal bağlarla var olurlar. İnsanlığın tarihi bir arada yaşayabilmenin kültürel kodlarını çözmekle anlaşılmaktadır. Bu bütünleşme idealinin ötesinde toplumlara dair en büyük ayrışma, cinsiyet ayrımlarında olmaktadır. Toplumlar kadın ve erkek biyolojik cinsiyetinde doğan her bir çocuğu feminen- maskülen (BEM'in kuramına göre daha sonra androjen ve belirsiz tanımlaması da eklenmiştir) cinsiyet rollerine sahip bireylere dönüştürmektedir. Bu kodlanma ve gelişim sürecinde kendi cinsiyet rollerine ve kalıbına adapte olmaya başladıkça birey bu bilgiler ile kendine has bir tutum, davranış ve tercih şeması oluşturmaktadır. Oluşturduğu şemanın temelinde toplumsal cinsiyet rolünün yani toplumda kadın ya da erkek olarak durduğu, anlaşıldığı yerin özellikleri yatmaktadır. Bu şematik işlem sürecine toplumsal cinsiyet şeması kuramı denmektedir. Toplumsal cinsiyet şemasının oluşturulmasına göre bilişsel yapı ve ilişkiler ağı da bu çerçevede şekillenir ve yönlendirilir. Çocuk ilk evrelerinden itibaren toplumun ona uygun bulduğu cinsiyet şemasını tanırken ve öğrenirken kendisini toplumda nerede, nasıl, ne şekilde ne kadar uygun bir yer bulacağına, nasıl davranacağına, nasıl seçeceğine karar verir. Cinsiyet tiplemeleri bireyin zihninde toplumsal cinsiyet rolleriyle oluşturulur. Toplumsal beklentiler potansiyel ile uyumlandırılır. BEM (1981) toplumsal düzlemde kadınsı ve erkeksi özelliklerin bireylerin şemalarına yerleşmesini farklı oranlarda açıklar. Örneğin erkeksi özelliklerden daha fazla kadınsı özellikleri taşıyanlar için kadınsı, erkeksi özellikleri kadınsı özelliklerine göre fazla olanlar için erkeksi, her iki toplumsal cinsiyet rolünün özelliklerini yüksek oranda taşıyanlar için androjen, her iki toplumsal cinsiyet rolünün özelliklerini de az taşıyanlar için belirsiz ifadelerini kullanmaktadır (BEM, 1983).

Cinsiyet şeması, bireyin cinsiyetine ilişkin edindiği bilgiyi hayatında nasıl işlediğini açıklamaktadır. Cinsiyet şeması kuramı, oluşturulan cinsiyet şemasına bireyin nasıl ve ne kadar uyumlu olduğunu ve kendini/hayatını cinsiyetine ve getirisi olan rollere göre nasıl şekillendirdiğini anlatmaya odaklanmaktadır. Temel bir filtreleme görevi gören ve toplumsal kabulü kolaylaştıran cinsiyet rollerinin şematik analizinin bireye uyumuna göre birey toplumsallaşma esnasında uyum ya da ret görmektedir (Davis ve Wilson, 2016). Cinsiyet şeması kuramında birey kendini ve çevresini, edindiği tüm bilgileri ve sahip olduğu tüm kalıpları analiz eder ve bu şemanın bir çıktısı olarak algılar (Atış, 2010). BEM'in toplumsal cinsiyet rolleri

65

kuramının diğer geleneksel temelli kuramlardan ayrılan kısmı ise hem sosyal bilişsel ve bilişsel kuramları desteklemesi hem de aynı anda kadınsı/erkeksi özelliklerin aynı bireyde var olabileceğini belirtmesidir. Kurama göre bir bireyde hem feminen hem de maskülen cinsiyet rollerine özgü özellikler/kalıplar bulunur. Birey, kendi içinde bunların hangisini daha fazla sergilediğine göre tanımlanır ve cinsiyet kimliğini şekillendirir (Özbay vd., 2011).

Toplumsal cinsiyet rolünün temele alınarak bir değişken olarak incelenmesi 1970'lerden sonrasına dayanmaktadır. 1970 yılı ve öncesinde cinsiyet rollerine dair araştırmalarda biyolojik cinsiyetin belirleyici olduğu düşünülmüştür. Bu aralık, bireylerin sahip oldukları biyolojik cinsiyetlerine göre uygun kalıp davranışları gösteren kişiler olduğu yönünde açıklanmıştır. 60lı yıllar ve sonrasında ise cinsiyet rollerinin kalıpları delinmiş, sınıflar genişlemiş ve biyolojik cinsiyetlerin keskin çerçevesi sorgulanmaya başlamıştır. Bu sorgulama da cinsiyet rollerini yeniden sınıflandırmaya ve yorumlamaya çalışan kimi ölçeklerin gelişmesine ışık tutmuştur. 70 ve 80'li yıllarda cinsiyet rolünün özellikle pazarlama ve tüketim araştırmaları içinde önemli etki alanı sunduğu konusunda yönelimler oluşmuş ve bunun anlamlandırılması gerektiği düşünülmüştür (Hupfer, 2002). Bu dönemde maskülen ve feminen cinsiyet rollerinin birbirinden bağımsız iki boyutlu bir yapı olduğu belirlenmiş ve bireylerin aslında her iki boyuta dair özellikleri de kendi bünyesinde taşıyabileceği düşünülmüştür (BEM, 1981, s. 155; Dökmen, 1999, s.28). Cinsiyet rollerinin anlaşılması ve yorumunun tüketicilerin kişiliklerini ve hareket biçimlerini algılamada önemli bir etken olacağı fikrine varılmıştır. Alan yazın içerisinde sıklıkla kullanılan cinsiyet rolünü belirlemeye dair Gouh'un Psikolojik Envanteri- Feminenlik ölçeği, Kişisel Özellikler Anketi ve BEM cinsiyet rolü envanterinin formları karşımıza çıkmaktadır (Aiken, 1963; Stern, 1988). Palan'a göre (2001, s.4) ise 70'li yıllardan sonra en sık kullanılan cinsiyet rolü ölçeği Kişisel Özellikler Anketi ve BEM cinsiyet rolü envanteri olmakta ve tüketim araştırmalarında özellikle bu iki ölçek kullanılmaktadır. BEM cinsiyet rolü envanteri (BCRE) toplam 60 maddeden oluşmaktadır. Bu maddelerden 20’si erkeksi kişilik özelliklerini yansıtmakta, diğer 20’si kadınsı kişilik özelliklerini yansıtmaktadır. Geriye kalan 20 tanesi ise her iki cinsiyete ait olan 10 olumlu 10 olumsuz kişilik özelliğini yansıtmaktadır. Bu kısım sosyal kabulle ilgilidir ve nötrleme amacıyla envanterde yer almaktadır (Kavuncu,1987 s. 27). Envanterin kullanımına bakıldığında son dönemlerde sosyal

66

beğenirlik ile ilgili 20 sorunun ölçeklerde yer almadığı söylenebilmektedir. BEM Cinsiyet Rolü Envanteriden (BCRE) iki ayrı puan elde edilmektedir. Bunlar, kadınsılık/feminenlik ve erkeksilik/maskülenlik puanlarıdır. Bu puanların ortancalarına göre bireyin toplumsal cinsiyet rolü belirlenmektedir. ( Dökmen,1999, s.30).

• Androjen Bireyler: Kadınsılık/feminenlik puanı kadınsılık/feminenlik ortancasının üstünde, erkeksilik/maskülenlik puanı erkeksilik/maskülenlik ortancasının üstünde olanlar androjen bireylerdir.

• Erkeksi Bireyler: Kadınsılık/feminenlik puanı ortancanın altında, erkeksilik/maskülenlik puanı ortancanın üstünde olanlar erkeksi bireylerdir.

• Kadınsı Bireyler: Kadınsılık/feminenlik puanı ortancanın üstünde, erkeksilik/maskülenlik puanı ortancanın altında olanlar kadınsı bireylerdir.

• Belirsiz Cinsiyet Rolüne Sahip Bireyler: İki puanı iki ortancanın altında olanlar da belirsiz cinsiyet rolüne sahip bireyler olarak kabul edilmektedir.